The Times What kind of foreign policy is this? Dean Godson
Washington’s confusion over Iraq is now reflected in its incoherent attitude to Syria
Iran and Syria Still in the Crosshairs
Dissident Voice
From Syria with Love?
ThreatsWatch.Org - USA... no love lost between Israel and Lebanon, regardless of the common Syrian villain as largely seen by both (Saniora himself being anti-Syria), it should be ...
Is Syria blackmailing US?
Ynetnews - Israel... Syria has been widely blamed for the attack. ... The UN previously stated it would consider Security Council sanctions against Syria if it interfered in the probe. ...
MEMRI Dec 30 SD# 1061 - Conversations Between Human Rights Activists and Islamists in a Syrian Prison
PBS Syria Rallies Public Support in Response to Harsh Criticism Syrian authorities launched a public relations campaign to improve the country's tainted image following international allegations linking top Syrian officials to recent assassinations.
Yedioth Ahronoth Arab MK: Strong Syria vital Mohammad Barakeh says, 'strong Syria will bring closer the day in which J'lem will become Palestine's capital.' Right wing movement Israel Our Home in response: Transfer these Arab MKs, even as a gift, to the PA
The science of war Like cancer, war must be studied scientifically to be beaten Yisrael Aumann
Middle East Forum - Patrick Devenny, Hezbollah's Strategic Threat to IsraelUnder what circumstances might Hezbollah use its growing arsenal?
Daily Star The 'Quartet' was created for ominous moments like this
What is the cost of leaving the Israeli-Palestinian issue to fester while potential external interlocutors watch it all on television?
Is Iran's Ahmadinejad a messianic medium?
Egypt: deadlock and a whiff of sedition By Maria Golia
Israel should respond to the majority will for negotiated peace
Religious Zionism sets sights on leading Israel
Boston Globe Constituting Israel
(By David B. Green) Israel, like Britain, has no written constitution. Most Israelis today say the country should have one. But can Israel ever agree on how to define itself as a nation?
BAZTAB: "TÜRKİYE'NİN İRAN'A KARŞI İSRAİL'E VERDİĞİ
CASUSLUK HİZMETLERİ"
ANKARA, 29/12(BYE)--- İran'ın Baztab adlı haber
portalında 28 Aralık 2005 tarihinde yukarıdaki başlık
altında yer alan haberin çevirisi şöyledir:
Türk makamlarının art arda yalanlamalarına rağmen
zaman zaman açığa çıkan belgeler, Türk siyasilerin İran
sınırlarıyla ilgili olarak İsrail makamlarına verdikleri
geniş çaplı hizmetleri ve dakik bilgileri gözler önüne
seriyor.
Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi'nin bugün bir Türk
basın organında çıkan haberi yalanmasının hemen ardından
Baztab, Türkiye'nin İran sınırlarının haritasını çıkarmak
için İsrail'e büyük ölçüde hizmet verdiğine dair haberi
yayımladı. "Haksöz" adlı Türk haber sitesi, İran, Suriye
ve Irak topraklarına ait haritalara ilişkin bilgilerin
İsrail'e satıldığı süreç hakkında detaylı bir rapora yer
verdi. Rapora göre, Türkiye, İranla olan sınırlarına dair
hazırladığı 1/250000 ölçeğinde detaylı haritaları İsrail'e
satmıştır. Haksöz, İsrail Genelkurmay Başkanı Dan Halutz
ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında
başlayan görüşmelerin, iki ülkenin silahlı kuvvetleri
arasındaki işbirliği alanlarının günden güne arttığını
gösterdiğini ve iki ülke arasında imzalanan gizli veya
açık anlaşmalarla Müslüman insanların yaşadığı komşu
ülkenin, Siyonist rejimin tehdidi altında bırakıldığını
yazdı.
Birçok alanda işbirliği geliştiren Türkiye ve İsrail,
son yıllarda haritacılık alanında da bilgi mübadelesi
hususundaki işbirliğini diğer ülkeleri tehdit edecek ölçüde
arttırdı. Türkiye ile İsrail arasında haritacılık alanındaki
işbirliği, 1997 yılında İsrail gözlem uydusu firması (OFEK)
temsilcileri ile Türkiye Harita Genel Komutanlığı yetkilileri
arasındaki görüşmeyle başladı. Bu işbirliği 23-28 Haziran
1998 tarihleri arasında Türkiye Harita Genel Komutanlığından
bir heyetin İsrail'i ziyareti ve İsrail Savunma Bakanlığının
da dış yardımlarıyla ivme kazandı.
Türk yetkililer 18-20 Ağustos 1998 tarihleri arasında
İsrail Silahlı Kuvvetlerinin haritacılık birimi temsilcileriyle
görüştü. Bu görüşme sonucunda haritacılık alanında işbirliği
yapılması yönünde bir mutabakata varıldı ve Genelkurmay
Başkanlığı tarafından hazırlanan uygulama protokol taslağı
incelenmek üzere İsrail tarafına iletildi. Genelkurmay
Başkanlığından alınan 24 Ocak 2000 tarihli yazıyla, İsrail
İstihbarat Bakanlığı gözetiminde iki ülke askeri haritacılık
birimleri arasında teklif edilen işbirliğinin, Genelkurmay
İstihbarat Başkanlığı marifetiyle gerçekleştirilmesi direktifi
verildi.
2001 yılı uygulama planı çerçevesinde İsrail Askeri
Haritacılık Komutanlığı Başkanı Albay Haim Serbro, işbirliği
konularını görüşmek üzere Harita Genel Komutanlığını ziyaret
etti. Bu ziyaret esnasında iki tarafın ilgi duyduğu bölgelerde
gizlilik dereceli olanlar dahil çeşitli coğrafi materyallerin
ortak veya tek taraflı üretiminin planlanması ve uygulanması
hususunda fikir birliği oluşturuldu. İsrail tarafı Türkiye'den
aşağıda belirtilen materyaller karşılığında bazı materyaller
talep etti.
İsrail'in Türkiye'ye önerdiği materyaller:
- İran, Irak ve Suriye topraklarına ait uydu görüntüleri.
- Fotogrametrik bakımdan daha doğru değerlendirilmesi
için Ruslar tarafından bu üç ülkeye ait harita ölçümleri.
- Sayısal arazi yükseklik modeli.
- Bu üç ülke topraklarını kapsayan 1/100000 ve 1/50000
ölçekli Rus haritalarından yararlanılarak üretilenler.
- 20 ayrı katmandan oluşan noktanın sayısal veri tabanı.
Türkiye'den talep edilen materyaller:
- İran, Irak ve Suriye ile olan sınır hattına ait
koordinatlar ve 1/250000 ölçekli veriler.
- Türkiye'nin deneyimlerinden yararlanmak üzere bir
sınır çalışmasını gösterir teknik bilgi ve belgeler.
- Orta Anadolu bölgesinde Türk-İsrail Hava Kuvvetleri
Proje alanına ilişkin ikinci düzey sayısal arazi yüksekliği
modeli.
Türk ve İsrail Silahlı Kuvvetleri, ilgili makamlarca
uygun görünmesi halinde mübadele edilecek coğrafi materyallerin yararlılığı ve işbirliği alanlarının belirlenmesi konularında
bilgi edindikten sonra elde edilen örnek verilerin bir ay
zarfında mübadele edilmesi hususunda mutabakata vardı.
İsrail heyetinin yaptığı görüşmeden sonra Ocak 2002
tarihinde işbirliği konusu Genelkurmay Başkanlığına arz
edildi. 1 Mart 2002 tarihinde ilgili organların katılımıyla
Genelkurmay Başkanlığında bir toplantı yapıldı. Bu toplantı
sonunda Genelkurmay tarafından sadece "tasnif dışı" gizlilik
arz eden coğrafi verilerin mübadelesi ve bu doğrultuda
taslak uygulama protokolünün yeniden düzenlenmesi emredildi.
Türkiye-İsrail 2002 uygulama planı çerçevesinde Harita
Genel Komutanlığından bir heyet uygulama taslak protokolünü
sonuçlandırmak üzere İsrail'e gitti. Bu ziyaret sonucunda
taslak protokol, Genelkurmay direktifi doğrultusunda
sonuçlandırıldı ve imzalanması için yetki verilmesi hususu
yazışma yoluyla ilgili makamların tensiplerine sunuldu.
İsrail'de bulunan Skyline haritacılık firmasından
üç kişilik bir heyet, Genelkurmay Başkanlığının izniyle
30 Ocak 2003 tarihinde Harita Genel Komutanlığını ziyaret
etti ve yapılan tek görüşmede firma tarafından hazırlanan
haritalara ilişkin yazılar Türk tarafına sunuldu.
İsrail Silahlı Kuvvetler İstihbarat Başkanı Tümgeneral
Aharon Zeevi'nin 6-7 Ocak 2004 tarihlerindeki Türkiye
ziyareti esnasında uygulama protokolü imzalandı ve Ağustos
2004 tarihinde Bakanlar Kurulunca onaylandıktan sonra bir
mesajla İsrail tarafına iletildi.
Türkiye-İsrail arasında imzalanan ve halihazırda
uygulanmakta olan protokol şunları içeriyor:
- Teknoloji transferiyle bilgi ve deneyimlerin
mübadelesi.
- Tasnif dışı gizlilik dereceli görüntüleme
araçlarının mübadelesi.
- Kendi ülkeleri dışında iki ülkenin ilgi duyuduğu
bölgelere ait her türlü coğrafi araç gereçlerin mübadelesi.
- İlgi duyulan bölgelerde gizli olan veya olmayan tek
taraflı veya ortak coğrafi materyallerin üretimine yön
vermek.
- Tarafların sınırlarıyla ilgili tarihi bilgi ve
verilerin mübadelesi.
- İşbirliğinin devamı için gerekli personel mübadelesi.
İşbirliği alanlarını yeniden gözden geçirmek amacıyla yeni
çalışma planları hazırlamak üzere toplantılar düzenlenmesi.
- Tarafların yararına olan tek taraflı veya ortak
projelerin uygulanması.
Friday, December 30, 2005
Thursday, December 29, 2005
BULLETIN No.27
Syria, Russia Sign Deal for Oil Refinery (washingtonpost.com)
DAMASCUS, Syria -- Syria has signed a $2.7 billion memorandum of understanding with a Russian company for construction of a refinery and......
Syria wants ground rules for cooperation in UN probe
Compiled By Daily Star Staff
Syria said Wednesday it wanted to lay fresh ground rules for cooperation with the new chief of a UN team investigating the killing of Lebanese former Prime Minister Rafik Hariri. Syrian Foreign Minister Farouq al-Sharaa told politicians from parties allied with the ruling Baath Party: "We want to agree on a protocol for cooperation to identify the meaning of cooperation.
Assad insists Iraq borders under control despite U.S. complaints
Compiled By Daily Star Staff
Syrian President Bashar Assad reiterated his country's support to stability in Iraq, rejecting U.S. and Iraqi claims that Syria was not doing enough to stop cross-border infiltrations, the official Syrian news agency reported Wednesday.
Unintelligent Debate; Is Syria Off the Hook?
Jewish Exponent - Philadelphia,PA,USA... Since the invasion of Iraq, Syria has been put on notice that its support for terrorism and its occupation of Lebanon were no longer acceptable.
New Hariri Probe Head Faces Death Threat (washingtonpost.com)
By ZEINA KARAMBEIRUT, Lebanon -- A pro-Syrian group that claimed it killed a Lebanese editor has threatened to kill the next head of the U.N. commission......
Israelis Attack Militant Base in Lebanon (washingtonpost.com)
By SAM F. GHATTASBEIRUT, Lebanon -- Israeli jets blasted a Palestinian militant group's base a few miles outside the Lebanese capital Beirut on Wednesday, hours......
Lebanese arrest Syrian in Tueni murder
Compiled By Daily Star Staff
A Syrian suspect was formally arrested in Lebanon Tuesday for his alleged involvement in the assassination of anti-Syrian MP and journalist Gebran Tueni. In a move that increased suspicions of Syrian involvement in the string of assassinations targeting Lebanon for the past year.
Deny Ahmadinejad the means to enhance his authority
By Dariush Zahedi and Ali Ezzatyar
The United States has an unlikely ally in its distaste for new Iranian President Mahmoud Ahmadinejad: Iran's own ruling elite. Since Ahmadinejad's inauguration three months ago, he has roiled not just the international community with his bellicose tone but also a significant portion of Iran's own factional groupings.
Syria Achieves Economic Growth In spite of Pressures
The Syrian economy was capable to achieve an increase in the growth and to improve performance despite of circumstances and pressures Syria is exposed to ...
Hamas: True Democracy, Israeli Occupation Can't Coexist
Yedioth Ahronoth
IDF strikes in Lebanon Air Force bombs Popular Front training base south of Beirut; earlier, at least six rockets fired at northern Israel communities, two homes hit, four residents suffer from shock. Locals ordered into bomb shelters
Debka Iran, Hizballah and Palestinians Gang up for a Second Front against Israel
Israeli planes attack in Lebanon Israel bombs what it says is a Palestinian militant base in Lebanon hours after rocket attacks on its towns.
DAMASCUS, Syria -- Syria has signed a $2.7 billion memorandum of understanding with a Russian company for construction of a refinery and......
Syria wants ground rules for cooperation in UN probe
Compiled By Daily Star Staff
Syria said Wednesday it wanted to lay fresh ground rules for cooperation with the new chief of a UN team investigating the killing of Lebanese former Prime Minister Rafik Hariri. Syrian Foreign Minister Farouq al-Sharaa told politicians from parties allied with the ruling Baath Party: "We want to agree on a protocol for cooperation to identify the meaning of cooperation.
Assad insists Iraq borders under control despite U.S. complaints
Compiled By Daily Star Staff
Syrian President Bashar Assad reiterated his country's support to stability in Iraq, rejecting U.S. and Iraqi claims that Syria was not doing enough to stop cross-border infiltrations, the official Syrian news agency reported Wednesday.
Unintelligent Debate; Is Syria Off the Hook?
Jewish Exponent - Philadelphia,PA,USA... Since the invasion of Iraq, Syria has been put on notice that its support for terrorism and its occupation of Lebanon were no longer acceptable.
New Hariri Probe Head Faces Death Threat (washingtonpost.com)
By ZEINA KARAMBEIRUT, Lebanon -- A pro-Syrian group that claimed it killed a Lebanese editor has threatened to kill the next head of the U.N. commission......
Israelis Attack Militant Base in Lebanon (washingtonpost.com)
By SAM F. GHATTASBEIRUT, Lebanon -- Israeli jets blasted a Palestinian militant group's base a few miles outside the Lebanese capital Beirut on Wednesday, hours......
Lebanese arrest Syrian in Tueni murder
Compiled By Daily Star Staff
A Syrian suspect was formally arrested in Lebanon Tuesday for his alleged involvement in the assassination of anti-Syrian MP and journalist Gebran Tueni. In a move that increased suspicions of Syrian involvement in the string of assassinations targeting Lebanon for the past year.
Deny Ahmadinejad the means to enhance his authority
By Dariush Zahedi and Ali Ezzatyar
The United States has an unlikely ally in its distaste for new Iranian President Mahmoud Ahmadinejad: Iran's own ruling elite. Since Ahmadinejad's inauguration three months ago, he has roiled not just the international community with his bellicose tone but also a significant portion of Iran's own factional groupings.
Syria Achieves Economic Growth In spite of Pressures
The Syrian economy was capable to achieve an increase in the growth and to improve performance despite of circumstances and pressures Syria is exposed to ...
Hamas: True Democracy, Israeli Occupation Can't Coexist
Yedioth Ahronoth
IDF strikes in Lebanon Air Force bombs Popular Front training base south of Beirut; earlier, at least six rockets fired at northern Israel communities, two homes hit, four residents suffer from shock. Locals ordered into bomb shelters
Debka Iran, Hizballah and Palestinians Gang up for a Second Front against Israel
Israeli planes attack in Lebanon Israel bombs what it says is a Palestinian militant base in Lebanon hours after rocket attacks on its towns.
Tuesday, December 27, 2005
BULLETIN No.26
US embassy close to admitting Syria rendition flight Statement contradicts ambassador's interview.
Turkey denies cooperation with US against Iran and Syria
UPI Interview: The ties that bind Syria and Lebanon
Syrian rendition case forces US embassy to clarify view on torture
Damascus press launches scathing attacks on Lebanese politicians
By Karine Raad
The Syrian media continued its attack against Lebanese politicians on Monday, accusing MP Saad Hariri of "manufacturing false witnesses" in the assassination of his father and describing organizers of the March 14 independence demonstrations as "liars and mercenaries."
Economic Situation in Syria Is Stable And Balanced
"Syria's economy is stable and balanced and the country works hard to keep this stability." Finance Minister said Monday.
US ambassador retreats The US ambassador to London has been forced to retract his categorical denial that the US had sent any terrorism suspects to Syria.
Sharon offers more land to Palestinians - and more settlers
Compiled by Daily Star Staff
Prime Minister Ariel Sharon is ready to turn over more territory to the Palestinians and accept an independent Palestinian state if elected to a third term, according to a draft platform of Sharon's Kadima Party published Monday. The platform could form the basis of the next Israeli government. Polls show the centrist Kadima.
The perils of normalization with Israel
By Ashraf Fahim
At first glance, it would appear the Palestinian Football Association (FA) was being inexplicably fastidious. After a recent "peace match" between a joint Israeli-Palestinian football team and European giants Barcelona, the Palestinian FA threatened sanctions against its members from the Occupied Territories who took part.
Get Israel out of Shebaa to prod progress in Lebanon
Hizbullah Secretary General Sayyed Hassan Nasrallah's call Friday for a Lebanese government that would include and represent all political parties in the country struck a rather conciliatory tone at a moment when conciliation, dialogue, and compromise are required from all parties to deal with the current delicate situation in the country.
EL ZAMAN: "ALLAVİ İLE EL HEKİM, BARZANİ VE TALABANİ İLE
GÖRÜŞECEK... HALİLZAD USULSÜZLÜK KRİZİNİ ÇÖZMEK
İÇİN ÇABA SARF EDİYOR... PARTİ LİDERLERİNİN
KÜRDİSTAN ZİRVE TOPLANTISI... YENİ BİR HÜKÜMET
ŞEKLİ ÇİZİLİYOR"
ANKARA, 26/12(BYE)--- Londra'da Arapça yayımlanan el Zaman
gazetesinin 26 Aralık 2005 tarihli sayısında Faiz Cevad, Ali
Halil, Sadun el Cebari ve Halid el Karaguli imzalarıyla ve
yukarıdaki başlık altında yayımlanan Bağdat-Necef-Felluce-Dokan
çıkışlı bir haber yer almıştır. İnternetten sağlanan haberin
çevirisi şöyledir:
Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başkanı Mesud Barzani dün,
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin güçlü bir ulusal birlik
hükümeti kurulması yönündeki çağrısına destek verdi. Bu arada
Kürt liderlerine yakın kaynaklar, dün el Zaman'a, Barzani ve
Cumhurbaşkanı Talabani'nin seçim krizini aşma yönündeki
çabalarının önemli gelişmeler ve olumlu sonuçlar sağladığını
ifade ettiler. Önümüzdeki iki günün önemli gelişmelere sahne
olacağını belirten aynı kaynaklar, Amerika'nın Irak Büyükelçisi
Zalmay Halilzad'ın da hazır bulunduğu, Barzani ve Talabani
arasındaki görüşmelere dün Dokan'da başlandığını ifade ettiler.
Seçimlerden sonraki durumu ve halihazırdaki siyasi krizi çözme
yollarını görüşmek üzere, diğer parti liderlerinin de onlara
katılması bekleniyor. Kaynaklar, Irak Birlik Koalisyonu Başkanı
Abdulaziz el Hekim'in toplantıya katılmasının kesinleştiğini,
Iyad Allavi'nin de katılmasının muhtemel olduğuna işaret etti.
Yine aynı kaynaklar, Allavi'nin bugün Kürdistan'a bu amaçla
ulaşacağını belirterek, bu hafta içerisinde bütün tarafların
katıldığı geniş bir toplantının yapılması konusunda bir
uzlaşamaya varmak için diğer parti liderlerinin de bölgeye
geleceğini ifade ettiler. Süleymaniye'deki Dokan Turistik
Tesisleri'nde gerçekleştirilen üçlü görüşmenin ardından,
Talabani ve Halilzad'ın hazır bulunduğu basın toplantısında
Barzani, bütün taraflarla ilişkilerinin çok iyi olduğunu,
daimi bir Irak hükümetinin oluşturulması için bütün siyasi
oluşumlarla yaptıkları görüşmelerin şu andan itibaren ilerleme kaydettiğini söyledi.
Basın toplantının açılışında üçlü görüşme
konularına değinen Talabani, Irak'taki mevcut siyasi süreç,
kurulacak Irak Hükümeti ve Amerika ile ilişkilerin görüşmelerde
ele alındığını söyledi. Irak Cumhurbaşkanı, seçimlerde başarı
kaydeden bütün listelerin katılımıyla bir milli birlik
hükümeti kurulmasının gerekli olduğunu vurguladı. Talabani
Süleymaniye Hava Limanı'na gelir gelmez yaptığı açıklamada,
ziyaretinin amacının Kürdistan Demokrat ve Kürdistan Yurtseverler
Birliği partilerinin siyasi büroları tarafından düzenlenen
toplantıya katılmak ve Abdulaziz el Hekim'i karşılamak olduğunu
söyledi.
Halilzad ise, Barzani ve Talabani ile yaptığı toplantıyı
olumlu olarak niteledi ve Irak'ta yapılan seçimlerle müstakbel
hükümetin kuruluşunu ele aldıklarını söyledi.
Dün Irak Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Abdulhüseyin el
Hindavi'nin seçimlerde usulsüzlüğün doğruluğunu teyit eden
açıklamalarına ilişkin haberler sızdı. Irak'ta önde gelen bir
politikacı, el Hindavi'nin usulsüzlükten en çok zarar gören
tarafın eski Irak Başbakanı Iyad Allavi liderliğindeki Irak
Ulusal Listesi olduğunu söylediğini aktardı. Ancak el Zaman
el Hindavi'ye ulaşıp bu açıklamanın doğru olup olmadığını
teyit edemedi.
--Sistani'nin Açıklaması--
Necef'te, Sistani tarafından yapılan ve bir kopyası da
el Zaman'ın eline geçen açıklamada, "Bir ulusal birlik
hükümeti kurulması ve ülkeyi felakete sürükleyecek hiçbir
fitneye başvurulmaması çağrısında bunuyoruz" diyerek, ülkenin
imarı, ekonomik kalkınmasının güçlendirilmesi ve güvenliğin
sağlanması konularına dikkatleri çekti. Sistani, Irak
Koalisyon Listesinin Irak'ın bütün halk katmanlarını içeren
bir ulusal birlik hükümeti kurulması yönünde çaba harcaması
talebini yeniledi.
ABC: "KÜRDİSTAN BAĞIMSIZ DEVLET KURMA İSTEĞİNİ GİZLEMİYOR"
ANKARA, 26/12(BYE)--- İspanya'da yayımlanan ABC gazetesinin
24 Aralık 2005 tarihli sayısında, Jesus Bastante imzasıyla ve
yukarıdaki başlık altında Erbil çıkışlı bir yazı yer almıştır.
İnternetten sağlanan yazının çevirisi şöyledir:
Erbil, Türkiyeli, Iraklı ya da İranlı tüm Kürtlerin
başkenti. Kürdistan'ın tam kalbinde yer alan Erbil'in
söylenegelen nüfusu (800 bin kişi), Saddam Hüseyin rejimi
tarafından onlarca yıl baskıya maruz kalmış (kimyasal
silahlarla 1987 yılında nüfusun büyük bir bölümü katledildi
ve bu zalim iç baskıya bir de uluslararası ambargo eklendi)
bir halkın ruhunu barındırıyor. Erbil, iki Körfez savaşından
ve işgalden sonra şimdi yavaş ancak emin adımlarla yeniden
yapılanmaya başlayarak, son yıllarda ülkenin en gelişmiş
bölgesi oldu.
Erbil'in diğer Irak kentleriyle benzer yanları oldukça
belirgin: Polis kontrolleri -Kürt hükümetinin güvenlik
hizmetlerinin özel şirketlerin elinde olmasına rağmen-,
kirli sokaklar, örtülü kadınlar, kaçak benzin kullanımları,
su ve elektrik kesintileri, herhangi bir sivil, dini ve
askeri binanın girişindeki silahlar.
Bununla birlikte Kürtler, ümitle ve kökenleriyle
duydukları gururla geleceği düşünüyorlar. Kürt Sağlık
Bakanı (aynı zamanda da Çalışma Bakanı) Cemal Abdulhamid
ABC'ye yaptığı açıklamada, "Çok zor dönemler geçirdik,
ancak şimdi Kürdistan'ın başarısını sürdürmesi için gece
gündüz çalışıyoruz" diyor.
--Irak Bayrakları Yok--
Bu Irak bölgesindeki tüm bürolarda olduğu gibi, Cemal
Abdulhamid'in bürosunda da dalgalanan tek bayrak Kürdistan
bayrağı ve tek resim de Kürt Başkan Mesut Barzani'nin resmi.
Cemal Abdulhamid, "Eğer Kürtler özgürlüğü düşünebilselerdi,
hepsi, dört bölgeye (İran, Suriye, Türkiye ve Irak) bölünmüş
bir ülke olduğumuzu söylerdi. Ancak şimdiki siyasi durumla
biz, Irak'ın bir parçasıyız. Eğer ülke demokrasiye kavuşur
ve birleşirse, Kürtlerin şimdiye kadar olduğu gibi, ikinci
sınıf vatandaş olmadığı yerde bunu devam ettireceğiz" diye
belirtiyor.
Kürtler, Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra verilen
geniş özerk hükümet topraklarını ciddiye aldılar. Şu sıralar
Kürdistan'da verilen sağlık hizmetlerinin kalitesinde gözle
görülür iyileşmeler var. Özellikle beslenme, çocuk ölümleri
ya da çocuk felci veya sıtma gibi hastalıkların kontrolü gibi
konularda Irak'ın diğer bölgelerine göre oldukça iyi.
Sağlık Bakanı, "Hala alt yapımız eksik" diye yakınıyor.
Bakan, 2003 yılında ambargonun sona ermesinden itibaren henüz
hiçbir hastane inşaatının bitirilemediğini ve 1987'deki
kimyasal silahla yapılan katliamdan sonra Asya'nın en yüksek
kanser oranına sahip bu bölgede onkoloji ile ilgili özel
kurumların kurulamadığını vurguluyor.
Abdulhamid, "İşsizliğe son vererek ve sağlık hizmetlerini
iyileştirerek şehirleri yeniden inşa ediyoruz, ancak en önemlisi
uzun zamandır acı çeken insanların yeniden yapılandırılması"
diye belirtiyor.
--Barış Habercileri--
Barış habercilerinin, şimdiye kadar 200'den fazla çocuğun
Irak'ta kalmaları halinde mutlak ölümle sonuçlanacak
hastalıklarından kurtulmaları için İspanya'ya gitmesine
imkan tanıyan önemli bir proje ile sağlık ve insani ihtiyaçları
tedarik etmesi söz konusu.
Kürdistan'daki barış habercileri Başkanı Peder Angel
Garcia, geleceğin Kürt doktorlarının Avrupa'da eğitim
görebilmeleri için burs temin etmek ve aynı zamanda da yeni
hastaneler ve çocuk yurtları açmak için işbirliği sağlamak
amacıyla, bölgesel yetkililerle temaslar kurmuş. Aynı şekilde
Real Madrid Vakfı'nın yardımlarıyla, Erbil'de bir futbol okulu
kurmak için temaslara başlanmış.
AFP: "ŞARON'UN PARTİSİ, İSRAİL'İN SINIRLARINI BELİRLEMEK
İSTİYOR"
KUDÜS, 26/12(AFP)(BYE)--- İsrail Başbakanı Ariel
Şaron'un yeni merkez partisi Kadima, bugün Maariv
gazetesinde yayımlanan programında, 28 Mart'ta yapılacak
genel seçimlerde zafer kazanması durumunda İsrail'in
kesin sınırlarını belirlemek istediğini bildirdi.
Son günlerde hazırlanan ve gazeteye ulaşan parti
açıklamasında, "Kadima tarafından yönetilen hükümetin
en büyük hedefinin, İsrail Devletinin mevcudiyetini ve
güvenliğini korumak olacağı" belirtiliyor.
Kadima'ya göre, "Filistinliler ile barış sürecinde
ilerleme kaydetmek öncelik teşkil ediyor. İsrail Devletinin
daimi sınırlarının oluşturulmasına imkan tanıyan ilkeleri
belirlemek ve barışa ulaşmak amacıyla mümkün olan tüm
yollardan harekete geçilecek."
Kadima'nın son toplantısı sırasında milletvekili Ronnie
Bar-On, İsrail'in kesin sınırlarının Kudüs'ün tamamını ve
Batı Şeria'daki bazı yerleşim birimlerini içine alacağını
kaydetmişti.
Maariv gazetesine göre, Kadima yönetimi, Filistinli
mültecilerin İsrail'e "dönüş hakkını kesin olarak" reddediyor
ve "Yol Haritasına" bağlılığını dile getiriyor.
Turkey denies cooperation with US against Iran and Syria
UPI Interview: The ties that bind Syria and Lebanon
Syrian rendition case forces US embassy to clarify view on torture
Damascus press launches scathing attacks on Lebanese politicians
By Karine Raad
The Syrian media continued its attack against Lebanese politicians on Monday, accusing MP Saad Hariri of "manufacturing false witnesses" in the assassination of his father and describing organizers of the March 14 independence demonstrations as "liars and mercenaries."
Economic Situation in Syria Is Stable And Balanced
"Syria's economy is stable and balanced and the country works hard to keep this stability." Finance Minister said Monday.
US ambassador retreats The US ambassador to London has been forced to retract his categorical denial that the US had sent any terrorism suspects to Syria.
Sharon offers more land to Palestinians - and more settlers
Compiled by Daily Star Staff
Prime Minister Ariel Sharon is ready to turn over more territory to the Palestinians and accept an independent Palestinian state if elected to a third term, according to a draft platform of Sharon's Kadima Party published Monday. The platform could form the basis of the next Israeli government. Polls show the centrist Kadima.
The perils of normalization with Israel
By Ashraf Fahim
At first glance, it would appear the Palestinian Football Association (FA) was being inexplicably fastidious. After a recent "peace match" between a joint Israeli-Palestinian football team and European giants Barcelona, the Palestinian FA threatened sanctions against its members from the Occupied Territories who took part.
Get Israel out of Shebaa to prod progress in Lebanon
Hizbullah Secretary General Sayyed Hassan Nasrallah's call Friday for a Lebanese government that would include and represent all political parties in the country struck a rather conciliatory tone at a moment when conciliation, dialogue, and compromise are required from all parties to deal with the current delicate situation in the country.
EL ZAMAN: "ALLAVİ İLE EL HEKİM, BARZANİ VE TALABANİ İLE
GÖRÜŞECEK... HALİLZAD USULSÜZLÜK KRİZİNİ ÇÖZMEK
İÇİN ÇABA SARF EDİYOR... PARTİ LİDERLERİNİN
KÜRDİSTAN ZİRVE TOPLANTISI... YENİ BİR HÜKÜMET
ŞEKLİ ÇİZİLİYOR"
ANKARA, 26/12(BYE)--- Londra'da Arapça yayımlanan el Zaman
gazetesinin 26 Aralık 2005 tarihli sayısında Faiz Cevad, Ali
Halil, Sadun el Cebari ve Halid el Karaguli imzalarıyla ve
yukarıdaki başlık altında yayımlanan Bağdat-Necef-Felluce-Dokan
çıkışlı bir haber yer almıştır. İnternetten sağlanan haberin
çevirisi şöyledir:
Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başkanı Mesud Barzani dün,
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin güçlü bir ulusal birlik
hükümeti kurulması yönündeki çağrısına destek verdi. Bu arada
Kürt liderlerine yakın kaynaklar, dün el Zaman'a, Barzani ve
Cumhurbaşkanı Talabani'nin seçim krizini aşma yönündeki
çabalarının önemli gelişmeler ve olumlu sonuçlar sağladığını
ifade ettiler. Önümüzdeki iki günün önemli gelişmelere sahne
olacağını belirten aynı kaynaklar, Amerika'nın Irak Büyükelçisi
Zalmay Halilzad'ın da hazır bulunduğu, Barzani ve Talabani
arasındaki görüşmelere dün Dokan'da başlandığını ifade ettiler.
Seçimlerden sonraki durumu ve halihazırdaki siyasi krizi çözme
yollarını görüşmek üzere, diğer parti liderlerinin de onlara
katılması bekleniyor. Kaynaklar, Irak Birlik Koalisyonu Başkanı
Abdulaziz el Hekim'in toplantıya katılmasının kesinleştiğini,
Iyad Allavi'nin de katılmasının muhtemel olduğuna işaret etti.
Yine aynı kaynaklar, Allavi'nin bugün Kürdistan'a bu amaçla
ulaşacağını belirterek, bu hafta içerisinde bütün tarafların
katıldığı geniş bir toplantının yapılması konusunda bir
uzlaşamaya varmak için diğer parti liderlerinin de bölgeye
geleceğini ifade ettiler. Süleymaniye'deki Dokan Turistik
Tesisleri'nde gerçekleştirilen üçlü görüşmenin ardından,
Talabani ve Halilzad'ın hazır bulunduğu basın toplantısında
Barzani, bütün taraflarla ilişkilerinin çok iyi olduğunu,
daimi bir Irak hükümetinin oluşturulması için bütün siyasi
oluşumlarla yaptıkları görüşmelerin şu andan itibaren ilerleme kaydettiğini söyledi.
Basın toplantının açılışında üçlü görüşme
konularına değinen Talabani, Irak'taki mevcut siyasi süreç,
kurulacak Irak Hükümeti ve Amerika ile ilişkilerin görüşmelerde
ele alındığını söyledi. Irak Cumhurbaşkanı, seçimlerde başarı
kaydeden bütün listelerin katılımıyla bir milli birlik
hükümeti kurulmasının gerekli olduğunu vurguladı. Talabani
Süleymaniye Hava Limanı'na gelir gelmez yaptığı açıklamada,
ziyaretinin amacının Kürdistan Demokrat ve Kürdistan Yurtseverler
Birliği partilerinin siyasi büroları tarafından düzenlenen
toplantıya katılmak ve Abdulaziz el Hekim'i karşılamak olduğunu
söyledi.
Halilzad ise, Barzani ve Talabani ile yaptığı toplantıyı
olumlu olarak niteledi ve Irak'ta yapılan seçimlerle müstakbel
hükümetin kuruluşunu ele aldıklarını söyledi.
Dün Irak Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Abdulhüseyin el
Hindavi'nin seçimlerde usulsüzlüğün doğruluğunu teyit eden
açıklamalarına ilişkin haberler sızdı. Irak'ta önde gelen bir
politikacı, el Hindavi'nin usulsüzlükten en çok zarar gören
tarafın eski Irak Başbakanı Iyad Allavi liderliğindeki Irak
Ulusal Listesi olduğunu söylediğini aktardı. Ancak el Zaman
el Hindavi'ye ulaşıp bu açıklamanın doğru olup olmadığını
teyit edemedi.
--Sistani'nin Açıklaması--
Necef'te, Sistani tarafından yapılan ve bir kopyası da
el Zaman'ın eline geçen açıklamada, "Bir ulusal birlik
hükümeti kurulması ve ülkeyi felakete sürükleyecek hiçbir
fitneye başvurulmaması çağrısında bunuyoruz" diyerek, ülkenin
imarı, ekonomik kalkınmasının güçlendirilmesi ve güvenliğin
sağlanması konularına dikkatleri çekti. Sistani, Irak
Koalisyon Listesinin Irak'ın bütün halk katmanlarını içeren
bir ulusal birlik hükümeti kurulması yönünde çaba harcaması
talebini yeniledi.
ABC: "KÜRDİSTAN BAĞIMSIZ DEVLET KURMA İSTEĞİNİ GİZLEMİYOR"
ANKARA, 26/12(BYE)--- İspanya'da yayımlanan ABC gazetesinin
24 Aralık 2005 tarihli sayısında, Jesus Bastante imzasıyla ve
yukarıdaki başlık altında Erbil çıkışlı bir yazı yer almıştır.
İnternetten sağlanan yazının çevirisi şöyledir:
Erbil, Türkiyeli, Iraklı ya da İranlı tüm Kürtlerin
başkenti. Kürdistan'ın tam kalbinde yer alan Erbil'in
söylenegelen nüfusu (800 bin kişi), Saddam Hüseyin rejimi
tarafından onlarca yıl baskıya maruz kalmış (kimyasal
silahlarla 1987 yılında nüfusun büyük bir bölümü katledildi
ve bu zalim iç baskıya bir de uluslararası ambargo eklendi)
bir halkın ruhunu barındırıyor. Erbil, iki Körfez savaşından
ve işgalden sonra şimdi yavaş ancak emin adımlarla yeniden
yapılanmaya başlayarak, son yıllarda ülkenin en gelişmiş
bölgesi oldu.
Erbil'in diğer Irak kentleriyle benzer yanları oldukça
belirgin: Polis kontrolleri -Kürt hükümetinin güvenlik
hizmetlerinin özel şirketlerin elinde olmasına rağmen-,
kirli sokaklar, örtülü kadınlar, kaçak benzin kullanımları,
su ve elektrik kesintileri, herhangi bir sivil, dini ve
askeri binanın girişindeki silahlar.
Bununla birlikte Kürtler, ümitle ve kökenleriyle
duydukları gururla geleceği düşünüyorlar. Kürt Sağlık
Bakanı (aynı zamanda da Çalışma Bakanı) Cemal Abdulhamid
ABC'ye yaptığı açıklamada, "Çok zor dönemler geçirdik,
ancak şimdi Kürdistan'ın başarısını sürdürmesi için gece
gündüz çalışıyoruz" diyor.
--Irak Bayrakları Yok--
Bu Irak bölgesindeki tüm bürolarda olduğu gibi, Cemal
Abdulhamid'in bürosunda da dalgalanan tek bayrak Kürdistan
bayrağı ve tek resim de Kürt Başkan Mesut Barzani'nin resmi.
Cemal Abdulhamid, "Eğer Kürtler özgürlüğü düşünebilselerdi,
hepsi, dört bölgeye (İran, Suriye, Türkiye ve Irak) bölünmüş
bir ülke olduğumuzu söylerdi. Ancak şimdiki siyasi durumla
biz, Irak'ın bir parçasıyız. Eğer ülke demokrasiye kavuşur
ve birleşirse, Kürtlerin şimdiye kadar olduğu gibi, ikinci
sınıf vatandaş olmadığı yerde bunu devam ettireceğiz" diye
belirtiyor.
Kürtler, Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra verilen
geniş özerk hükümet topraklarını ciddiye aldılar. Şu sıralar
Kürdistan'da verilen sağlık hizmetlerinin kalitesinde gözle
görülür iyileşmeler var. Özellikle beslenme, çocuk ölümleri
ya da çocuk felci veya sıtma gibi hastalıkların kontrolü gibi
konularda Irak'ın diğer bölgelerine göre oldukça iyi.
Sağlık Bakanı, "Hala alt yapımız eksik" diye yakınıyor.
Bakan, 2003 yılında ambargonun sona ermesinden itibaren henüz
hiçbir hastane inşaatının bitirilemediğini ve 1987'deki
kimyasal silahla yapılan katliamdan sonra Asya'nın en yüksek
kanser oranına sahip bu bölgede onkoloji ile ilgili özel
kurumların kurulamadığını vurguluyor.
Abdulhamid, "İşsizliğe son vererek ve sağlık hizmetlerini
iyileştirerek şehirleri yeniden inşa ediyoruz, ancak en önemlisi
uzun zamandır acı çeken insanların yeniden yapılandırılması"
diye belirtiyor.
--Barış Habercileri--
Barış habercilerinin, şimdiye kadar 200'den fazla çocuğun
Irak'ta kalmaları halinde mutlak ölümle sonuçlanacak
hastalıklarından kurtulmaları için İspanya'ya gitmesine
imkan tanıyan önemli bir proje ile sağlık ve insani ihtiyaçları
tedarik etmesi söz konusu.
Kürdistan'daki barış habercileri Başkanı Peder Angel
Garcia, geleceğin Kürt doktorlarının Avrupa'da eğitim
görebilmeleri için burs temin etmek ve aynı zamanda da yeni
hastaneler ve çocuk yurtları açmak için işbirliği sağlamak
amacıyla, bölgesel yetkililerle temaslar kurmuş. Aynı şekilde
Real Madrid Vakfı'nın yardımlarıyla, Erbil'de bir futbol okulu
kurmak için temaslara başlanmış.
AFP: "ŞARON'UN PARTİSİ, İSRAİL'İN SINIRLARINI BELİRLEMEK
İSTİYOR"
KUDÜS, 26/12(AFP)(BYE)--- İsrail Başbakanı Ariel
Şaron'un yeni merkez partisi Kadima, bugün Maariv
gazetesinde yayımlanan programında, 28 Mart'ta yapılacak
genel seçimlerde zafer kazanması durumunda İsrail'in
kesin sınırlarını belirlemek istediğini bildirdi.
Son günlerde hazırlanan ve gazeteye ulaşan parti
açıklamasında, "Kadima tarafından yönetilen hükümetin
en büyük hedefinin, İsrail Devletinin mevcudiyetini ve
güvenliğini korumak olacağı" belirtiliyor.
Kadima'ya göre, "Filistinliler ile barış sürecinde
ilerleme kaydetmek öncelik teşkil ediyor. İsrail Devletinin
daimi sınırlarının oluşturulmasına imkan tanıyan ilkeleri
belirlemek ve barışa ulaşmak amacıyla mümkün olan tüm
yollardan harekete geçilecek."
Kadima'nın son toplantısı sırasında milletvekili Ronnie
Bar-On, İsrail'in kesin sınırlarının Kudüs'ün tamamını ve
Batı Şeria'daki bazı yerleşim birimlerini içine alacağını
kaydetmişti.
Maariv gazetesine göre, Kadima yönetimi, Filistinli
mültecilerin İsrail'e "dönüş hakkını kesin olarak" reddediyor
ve "Yol Haritasına" bağlılığını dile getiriyor.
Monday, December 26, 2005
Hüsnü Mahalli'nin Beşar Esad Röportajı
Irak işgali öncesinde sıranın Suriye’ye geleceğini söyleyen ABD ve müttefikleri uzun bir süredir bu ülkeyi sıkıştırıyor. Irak’a direnişçilerin sızmalarına göz yummakla suçlanan Suriye, Lübnan eski başbakanı Hariri’nin öldürülmesi ile daha da kuşatıldı. İçte ise reform karşıtları genç Başkan Esad’ın yolunu engellemeye çalışıyor. İşte böylesi bir zamanda Başkan Esad, Türk kamuoyuna seslenmek istedi. Esad bunun için de AKŞAM gazetesini seçti. Şam’daki özel konutunda AKŞAM’ı kabul eden Başkan Esad sorulara içten ve açık bir şekilde yanıt verdi.Sayın Başkan, temmuzda Türkiye’ye bekleniyordunuz, ancak son anda gelmediniz. Daha sonra da ABD baskısı sonucu ziyaretin iptal edildiği yazıldı. Gerçek nedir? Ne zaman Türkiye’ye geleceksiniz?
Amerikan baskılarından söz edeceksek bu baskılar her zaman vardı ve olacak. Hatırlayalım... Cumhurbaşkanı Sayın Sezer, Suriye’ye gelmeden önce Amerikan Büyükelçisi çıkıp, ‘Sezer Suriye’ye gitmesin’ deme cesaretini kendinde bulmuştu. Sayın Sezer ise Suriye’ye gelerek gerekli yanıtı vermişti. Elbette ABD ve İsrail, Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerinden rahatsız. ABD ve müttefikleri Türkiye’yi Suriye’den hatta Arap âleminden uzaklaştırmak için özel bir çaba içindeler. Ancak ikili ilişkilerimizin gücü ve karşılıklı çıkarlarımızı tüm bu çabaları boşa çıkartmaktadır. Temmuz ayında ikinci kez Türkiye’ye gelişim gündeme gelmişti. Ancak yoğun işlerim nedeniyle tüm gezilerimi erteledim. Sayın Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Sayın Erdoğan’ın davetleri üzerine yakında Türkiye’ye gelmeyi planlıyorum. Türkiye ve Türk halkını özledim.
ZOR GÜNÜMÜZDE GELDİ
Bazı çevreler Türkiye-Suriye ilişkilerinde bir soğumadan söz ediyor ve sizin bu nedenle ziyaretinizi ertelediğinizi söylüyor?
Bakın bu doğru olsaydı Dışişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül Şam’a gelmezdi. Üstelik Sayın Gül bizim en zor günlerimizde ve ilginç önerilerle geldi. Bu nedenle de biz Gül’ün önerilerini kabul ettik.
Neydi bu öneriler?
Beş Suriyeli subayın Gaziantep’te sorgulanması. Bildiğiniz gibi o sıralar BM Savcısı Mehlis bu subayları Beyrut’ta sorgulamak istiyordu. Biz ise bunları Şam’da BM binasına teslim edebileceğimizi ya da Kahire’deki AB merkezine gönderebileceğimizi söylüyorduk. Gerginlik giderek tırmanıyordu. Türkiye devreye girdi ve Gaziantep’i önerdi. Hemen kabul ettik. Ancak Mehlis ve yandaşları kabul etmedi. Çünkü Türkiye’nin bölgede daha da saygınlık kazanmasını ve Suriye ile ilişkilerinin güçlenmesini istemiyorlardı.
SURİYE’NİN BAŞI BELADA
Sizce kim öldürdü Hariri’yi?
Suriye’ye kötülük yapmak ve başına çorap örmek isteyneler Hariri’yi öldürdüler. Olayların seyrine baktığınızda Hariri’nin öldürülmesinden sonra Suriye’nin başı sürekli belada. Hariri’nin öldürülmesinden en çok zarar gören ülke Suriye’dir.Hariri’nin öldürülmesini bahane edenler bizi sıkıştırmaya çalışıyor. Irak ile ilgili suçlamalarıyla amaçlarına varamayanlar şimdi de Hariri suikastını kullanarak bizi sıkıştırmak istiyorlar. Ama başaramadılar. Çünkü ellerinde hiç bir kanıt yok ve olamaz. Çünkü Suriye’nin bu ve daha sonraki suikastlarla hiç bir ilgisi yok. Hariri Suriye’nin dostuydu. Hariri’nin Suriye tarafından öldürüldüğünü söyleyenler her nedense İsrail’in Lübnan’da işlediği cinayetleri hatırlamıyor. İsrail son yıllarda onlarca Lübnanlı ve Filistinliyi öldürdü. Güney Lübnan’ı 18 yıl süreyle işgal eden İsrail, Lübnan’ın istikrarsızlaştırılması ve parçalanması için özel bir çaba harcıyor. Suriyeliler, Lüban’ı savunmak için binlerce şehit verdi.
MEHLİS’İN YALANLARI
BM adına Hariri suikastını araştıran Savcı Mehlis’in raporlarına göre Suriye suçlu.
Savcı Mehlis yüzlerce tanığın söylediklerini alt alta yazarak sonuca varıyor. Bu tanıkların bazılarının daha sonra yalancı olduğu ortaya çıktı. Mehlis bir savcı olmasına rağmen raporlarında hiçbir kanıt sunamdı. Çünkü kanıt yoktu ve olamaz. Ancak işin daha tehlikeli tarafı Güvenlik Konseyi’nin bu raporlara dayanarak Suriye aleyhine karar almasıdır. Oysa bu hukuka aykırıdır. Çünkü soruşturma henüz tamamlanmamıştı ve yalanlarından dolay zor durumda kalan Mehlis istifa edip kaçmıştı.
Türkiye-Suriye ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
İlişkilerimizde hiçbir sorun yok. Bu ilişkiler her alanda gelişiyor. Tüm dış müdahale ve engellemelere rağmen bu ilişkilerin geleceğinden çok umutluyum. Irak’ta olup bitenler hepimizi ilgilendiriyor. Ortadoğu’nun barış ve istikrarı hepimizi ilgilendiriyor. Bu nedenle biz daha önce de Türkiye’den İsrail ile barış konusunda arabulucu olmasını istemiştik. İsrail buna yanaşmadı. Çünkü İsrail Türkiye’nin bölgesel rolüne tahammül edemez ve bunu engellemek ister. Suriye ve Türkiye’nin beraberliği bölgemiz için stratejik öneme sahiptir. Her iki ülke ılımlı, laik İslam için örnek ülkelerdir. Radikalizm ve terörle anılan İslam’ın gerçek imajını yalnızca Türkiye ve Suriye kurtarabilir ve koruyabilir. Suriye ve Türkiye toplumları her şeyleriyle birbirine benziyor. Böylesi ortak çıkarlar ve değerler ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin geleceğini çok daha önemli kılmaktadır.İlişkilerimiz istenilen hızda ve düzeyde gerçekleşmiyor olabilir. Bunun nedeni belki de Suriye ve Türkiye’deki idari ve bürokratik nedenlerdir. Bölgesel koşullar daTürkiye-Suriye ilişkilerinin gelişmesini yavaşlatmış olabilir.
PKK’yı unutalım
Bir zamanlar PKK’ya destek veriyordunuz.
BENCE geçmişi konuşmak hiç kimseye yarar sağlamaz. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında birbirine karşı savaşan ve milyonlarca insanın ölümüne neden olan ülkeler bugün Avrupa Birliği içinde birlikteler. Ayrıca belirtmek isterim ki; PKK ile ilişkiler asla bu örgütün Türkiye’ye yönelik terörist eylemlerine destek vermek anlamına gelmemeliydi. 1998 öncesine ait bu söylemlerin artık hiçbir anlamı yoktur. Suriye şu anda Türkiye ile birlikte PKK’ya karşı ortak bir mücadele veriyor. Bu konuda açıklanan ve açıklanmayın birçok adım attık. Ancak Türk halkına geçmişi hatırlatanlar şu anda PKK’ya kimin destek verdiğini her nedense söylemiyor.
İfadeler Viyana’da alındı
LÜSNAN eski Başbakanı Refik Hariri’nin 14 Şubat 2005’te öldürülmesiyle ilgili BM soruşturması çerçevesinde beş Suriyeli, Avusturya’nın başkenti Viyana’da ifade verdi. İfade vermeye gidenler hakkında resmi bir açıklama yapılmazken, bazı kaynaklar, bu kişilerin Suriye’nin Lübnan’daki eski istihbarat şefi Korgeneral Rüstem Gazali, Korgeneral Tafer Yusuf, Korgeneral Abdülkerim Abbas ve Gazali’nin yardımcısı Cemia Cemia ile bir sivil olduklarını belirtmişlerdi. Hariri’nin öldürülmesiyle ilgili Alman Savcı Detlev Mehlis başkanlığında soruşturma yürüten BM heyetinin, ekim ayında açıklanan raporunda, Hariri suikastına Suriyeli ve Lübnanlı istihbarat servislerinin karıştığı ima edilmişti. BM, Suriye’den soruşturma konusunda işbirliği yapmasını istemiş, Mehlis de kasım ayında da beş Suriyeli yetkiliyi sorgulama talebinde bulunmuştu. Söz konusu beş yetkili de Mehlis’in bu isteği doğrultusunda 5 Aralık’ta Viyana’daki BM müfettişleri tarafından sorgulanmıştı.
Suda sorun kalmadı
TÜRKİYE ile su konusunda sorunumuz yok. Türkler anlaşma gereği gerekli suyu, yani saniyede 500 metreküpü Fırat’tan bize bırakıyorlar. Hatta daha fazlasını göderiyor. Türkiye’nin bu tavrına büyük değer biçiyoruz. Asi üzerinde ortak baraj projemiz var. Dicle ise bildiğimiz gibi Irak’ı da ilgilendiriyor.
Hüsnü Mahalli
BULLETIN No.25
FPIF Deconstructing the Libya Option for Syria
For a more secure Iraq, wall off Syria
By Paul Staniland,
PRESIDENT BUSH'S "National Strategy for Victory in Iraq" focuses on the need to stop foreign fighters from coming into Iraq through neighboring countries, especially Syria.
Syria's role in Lebanon
International Herald Tribune - France
20) that Syria must refrain from meddling in the internal affairs of Lebanon and stop its actions aimed at dismembering that country's sovereignty, territorial ...
Syria needs to view its glass as half full and not half empty
It is not difficult to understand the persistent rumor from allegedly "informed sources" that Washington has done yet another under-the-table deal with Damascus and is once again about to hand over Lebanon to Syria in return for bigger fish. However, there are significant differences between the Iraq-Syria-Lebanon equation faced by President Bush senior in 1991.
From American kids in Iraq, the blogs of war
By David Ignatius
A Marine blogger who calls himself Captain B is describing the scruffy four-foot Christmas tree at his base in Anbar province, west of Baghdad: "Lacking ornaments for the most part, we used bullets, cigars, Marlboro packs and other things we like and hung them on the tree. It looks like a freaking train wreck but it's our train wreck."
Will Iraqi democracy soon become a good habit?
By Judith S. Yaphe
Each of Iraq's three elections in 2005 has been a landmark event: the first free and transparent election on January 30; the first referendum to approve a constitution on October 15; and on December 15, the first election to choose a permanent government.
AP: "IRAK'TA YENİ HÜKÜMETİN, IRAK PETROLÜNÜN
KİMİN TARAFINDAN KONTROL EDİLMESİ GEREKTİĞİ
SORUSUNA CEVAP BULMASI GEREKİYOR"
LONDRA, 24/12(AP)(BYE)--- Thomas Wagner
bildiriyor:
Yabancı şirketlerin gelişen Irak petrol sanayine
yatırım yapmaya ikna edilmesi mahiyetinde ülkenin yeni
hükümetinin sadece şiddet olaylarıyla başa çıkması değil,
aynı zamanda ülkenin zengin petrol sahalarının kimin
kontrolünde olması gerektiğine dair bir karar da vermesi
gerekiyor.
Petrol sektöründeki pek çok soruna rağmen -azalan
üretim, çöken altyapı ve asilerin bitmek bilmeyen saldırıları-
dünyadaki ikinci en büyük petrol rezervine sahip bu ülke
bazı yabancı firmaları o kadar cezbediyor ki, yatırım için
her türlü riski göze alabiliyorlar.
Bu şirketlerin pek çoğu da, Bağdat'taki merkezi yönetimi
gözardı edip kuzeyde Kürt yerel yetkililerle bu pazarda etkin
hale gelebilmek üzere anlaşmalara imza atan küçük çapta
firmalardan oluşuyor. Esas sınav ise Irak'ın ülkede sanayinin
yeniden inşası için gerek duyulan dünyanın sayılı şirketlerini
bölgeye yatırım için ikna edilmesi olacak.
Böyle bir şeyin ise yeni hükümet petrolün kontrolü
konusunda yaşanan anayasal tartışmaları aşana kadar
gerçekleşmesi beklenmiyor.
Irak'taki belli başlı iki petrol bölgesi üzerinde hakim
konumdaki Kürtler ve Şiiler, petrol kaynakları ve gelirleri
üzerinde kontrole sahip bir çeşit fiili mini devletçikler
kurmakta kararlı görünüyorlar. Irak'ta Sünni Araplar Irak'ın
genelde petrol açıdan fakir bölgelerinde bulunuyorlar ve
gelirlerden pay almak için merkezi kontrolün sağlanmasını
istiyorlar.
Yeni Irak hükümetinin petrol alanında bir kamu şirketi
kurması ve Sünnilerin talep ettiği üzere petrol alanında
anayasal düzenlemelerin Bağdat'ın kontrolüne yönelik mi
yoksa yerel hükümetlere paylaşım konusunda birtakım
imtiyazlar mı verilmesi konusunda bir karar vermesi
gerekiyor.
Şu anda Ürdün'de danışman olarak çalışan Irak'ın eski
Petrol Bakanı Issam el-Çelebi, seçimler öncesinde telefon
aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Seçimler başarılı olursa,
petrol kaynaklarıyla ilgili anayasal tartışmalar çözüme kavuşur
ve merkezi anlamda yeni petrol şirketi kurulur" dedi.
Yine de güvenlikle ilgili endişeler hükümeti BP, Exxon
ve Shell gibi firmaları ikna etmekte zorlayabilir.
Çelebi, "Yeni hükümetin 2006 yılında büyük yabancı
petrol şirketlerinden önemli oranda hiçbir şey beklememesi
gerektiği gerçeğiyle yüzleşmesi gerekiyor, ufak tefek bazı
firmalar halihazırda risk altındalar ve kendi başlarına birşey
yapabilecek durumda değiller" dedi.
Her ikisi de Türkiye'den Petoil ve General Energy
şirketleri halihazırda Kürtlerle yeni petrol sahalarının
araştırılıp geliştirilmesi konusunda anlaşmalar imzalamış
durumdalar.
AA: "TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ... HAŞİMİ RAFSANCANİ:
İKİ ÜLKENİN ULUSLARARASI VE BÖLGESEL KONULARDA
HEMFİKİR OLMASI ÖNEMLİDİR"
TAHRAN, 25/12(AA)(BYE)--- İran Düzenin Yararını Teşhis
Konseyi Başkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani, "Türkiye ve
İran'ın uluslararası ve bölgesel konularda hemfikir
olmalarının önemli olduğunu" söyledi.
Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Bozkurt Aran, Tahran'daki
görev süresinin bitmesi dolayısıyla Rafsancani'yi makamında
ziyaret etti.
Haşimi Rafsancani, burada yaptığı konuşmada, iki ülke
arasındaki ortak kültürel ve dini bağlara işaret ederek,
yetkililerin ikili ilişkilerin üst düzeye çıkarılması için
çaba sarf etmeleri gerektiğini kaydetti.
"Ankara-Tahran arasındaki ileriye yönelik ilişkiler devam
etmeli" diyen Rafsancani, ikili ilişkilerde bazı olumsuzluklar
olduğunu, ancak bunların mevcut ilişkileri etkilememesi gerektiğini
ifade etti.
Irak'ta huzur ve istikrarın sağlanmasının bölge ülkelerinin
yararına olduğunu vurgulayan Rafsancani, "İran ve Türkiye'nin
uluslararası ve bölgesel konularda, özellikle Irak ve Filistin
konusunda hemfikir olmaları ve işbirliği yapmaları önemlidir"
dedi.
Rafsancani, Türkiye'nin Irak konusunda "çok iyi bir tutum"
sergilediğini de belirtti.
Türkiye, İran ve Suriye arasındaki üçlü işbirliğinin
devam ettirilmesinin yapıcı olacağını kaydeden Rafsancani,
"üçlü işbirliğinin bölgedeki sorunların çözümüne katkıda
bulunacağının gözardı edilmemesi gerektiğini" vurguladı.
REUTERS: "HAMAS VE FİLİSTİNLİ PARTİLER PARLAMENTO
SEÇİMLERİNİN GECİKTİRİLMEMESİNİ TALEP
ETTİLER"
GAZZE, 23/12(REUTERS)(BYE)--- Nidal el-Mughrabi bildiriyor:
Hamas ve Filistinli on parti, dün yaptıkları bir
çağrıda, İsrail'in Filistinilerin Doğu Kudüs'te oy
kullanmalararına izin vermeyeceğinini açıklamasına rağmen,
Devlet Başkanı Mahmud Abbas'tan parlamento seçimlerini daha
fazla geciktirmemesi istediler.
İsrail'in 25 Ocak'ta yapılacak seçimlerde Doğu Kudüs'teki Filistinlilere oy kullandırmayı reddetmesi, bazı yetkililerin
seçimlerin ertelenmesi için çağrıda bulunmalarına yol açtı.
Böyle bir uygulama, Abbas'ın bölünmüş durumdaki Fetih Hareketi
için uygun olabilir, ancak popülaritesi giderek artan Hamas
açısından uygun değil.
İsrail, Filistin seçimlerine militan bir örgüt olan
Hamas'ın katılmasına karşı çıkıyor.
Filistin hükümetinin resmi haber ajansı WAFA, Abbas'ın
seçimin zamanında yapılmasını ve Doğu Kudüs'teki
Filistinlilerin oy kullanmalarına izin verilmesini istediği
yönündeki açıklamalarına yer verdi.
For a more secure Iraq, wall off Syria
By Paul Staniland,
PRESIDENT BUSH'S "National Strategy for Victory in Iraq" focuses on the need to stop foreign fighters from coming into Iraq through neighboring countries, especially Syria.
Syria's role in Lebanon
International Herald Tribune - France
20) that Syria must refrain from meddling in the internal affairs of Lebanon and stop its actions aimed at dismembering that country's sovereignty, territorial ...
Syria needs to view its glass as half full and not half empty
It is not difficult to understand the persistent rumor from allegedly "informed sources" that Washington has done yet another under-the-table deal with Damascus and is once again about to hand over Lebanon to Syria in return for bigger fish. However, there are significant differences between the Iraq-Syria-Lebanon equation faced by President Bush senior in 1991.
From American kids in Iraq, the blogs of war
By David Ignatius
A Marine blogger who calls himself Captain B is describing the scruffy four-foot Christmas tree at his base in Anbar province, west of Baghdad: "Lacking ornaments for the most part, we used bullets, cigars, Marlboro packs and other things we like and hung them on the tree. It looks like a freaking train wreck but it's our train wreck."
Will Iraqi democracy soon become a good habit?
By Judith S. Yaphe
Each of Iraq's three elections in 2005 has been a landmark event: the first free and transparent election on January 30; the first referendum to approve a constitution on October 15; and on December 15, the first election to choose a permanent government.
AP: "IRAK'TA YENİ HÜKÜMETİN, IRAK PETROLÜNÜN
KİMİN TARAFINDAN KONTROL EDİLMESİ GEREKTİĞİ
SORUSUNA CEVAP BULMASI GEREKİYOR"
LONDRA, 24/12(AP)(BYE)--- Thomas Wagner
bildiriyor:
Yabancı şirketlerin gelişen Irak petrol sanayine
yatırım yapmaya ikna edilmesi mahiyetinde ülkenin yeni
hükümetinin sadece şiddet olaylarıyla başa çıkması değil,
aynı zamanda ülkenin zengin petrol sahalarının kimin
kontrolünde olması gerektiğine dair bir karar da vermesi
gerekiyor.
Petrol sektöründeki pek çok soruna rağmen -azalan
üretim, çöken altyapı ve asilerin bitmek bilmeyen saldırıları-
dünyadaki ikinci en büyük petrol rezervine sahip bu ülke
bazı yabancı firmaları o kadar cezbediyor ki, yatırım için
her türlü riski göze alabiliyorlar.
Bu şirketlerin pek çoğu da, Bağdat'taki merkezi yönetimi
gözardı edip kuzeyde Kürt yerel yetkililerle bu pazarda etkin
hale gelebilmek üzere anlaşmalara imza atan küçük çapta
firmalardan oluşuyor. Esas sınav ise Irak'ın ülkede sanayinin
yeniden inşası için gerek duyulan dünyanın sayılı şirketlerini
bölgeye yatırım için ikna edilmesi olacak.
Böyle bir şeyin ise yeni hükümet petrolün kontrolü
konusunda yaşanan anayasal tartışmaları aşana kadar
gerçekleşmesi beklenmiyor.
Irak'taki belli başlı iki petrol bölgesi üzerinde hakim
konumdaki Kürtler ve Şiiler, petrol kaynakları ve gelirleri
üzerinde kontrole sahip bir çeşit fiili mini devletçikler
kurmakta kararlı görünüyorlar. Irak'ta Sünni Araplar Irak'ın
genelde petrol açıdan fakir bölgelerinde bulunuyorlar ve
gelirlerden pay almak için merkezi kontrolün sağlanmasını
istiyorlar.
Yeni Irak hükümetinin petrol alanında bir kamu şirketi
kurması ve Sünnilerin talep ettiği üzere petrol alanında
anayasal düzenlemelerin Bağdat'ın kontrolüne yönelik mi
yoksa yerel hükümetlere paylaşım konusunda birtakım
imtiyazlar mı verilmesi konusunda bir karar vermesi
gerekiyor.
Şu anda Ürdün'de danışman olarak çalışan Irak'ın eski
Petrol Bakanı Issam el-Çelebi, seçimler öncesinde telefon
aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Seçimler başarılı olursa,
petrol kaynaklarıyla ilgili anayasal tartışmalar çözüme kavuşur
ve merkezi anlamda yeni petrol şirketi kurulur" dedi.
Yine de güvenlikle ilgili endişeler hükümeti BP, Exxon
ve Shell gibi firmaları ikna etmekte zorlayabilir.
Çelebi, "Yeni hükümetin 2006 yılında büyük yabancı
petrol şirketlerinden önemli oranda hiçbir şey beklememesi
gerektiği gerçeğiyle yüzleşmesi gerekiyor, ufak tefek bazı
firmalar halihazırda risk altındalar ve kendi başlarına birşey
yapabilecek durumda değiller" dedi.
Her ikisi de Türkiye'den Petoil ve General Energy
şirketleri halihazırda Kürtlerle yeni petrol sahalarının
araştırılıp geliştirilmesi konusunda anlaşmalar imzalamış
durumdalar.
AA: "TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ... HAŞİMİ RAFSANCANİ:
İKİ ÜLKENİN ULUSLARARASI VE BÖLGESEL KONULARDA
HEMFİKİR OLMASI ÖNEMLİDİR"
TAHRAN, 25/12(AA)(BYE)--- İran Düzenin Yararını Teşhis
Konseyi Başkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani, "Türkiye ve
İran'ın uluslararası ve bölgesel konularda hemfikir
olmalarının önemli olduğunu" söyledi.
Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Bozkurt Aran, Tahran'daki
görev süresinin bitmesi dolayısıyla Rafsancani'yi makamında
ziyaret etti.
Haşimi Rafsancani, burada yaptığı konuşmada, iki ülke
arasındaki ortak kültürel ve dini bağlara işaret ederek,
yetkililerin ikili ilişkilerin üst düzeye çıkarılması için
çaba sarf etmeleri gerektiğini kaydetti.
"Ankara-Tahran arasındaki ileriye yönelik ilişkiler devam
etmeli" diyen Rafsancani, ikili ilişkilerde bazı olumsuzluklar
olduğunu, ancak bunların mevcut ilişkileri etkilememesi gerektiğini
ifade etti.
Irak'ta huzur ve istikrarın sağlanmasının bölge ülkelerinin
yararına olduğunu vurgulayan Rafsancani, "İran ve Türkiye'nin
uluslararası ve bölgesel konularda, özellikle Irak ve Filistin
konusunda hemfikir olmaları ve işbirliği yapmaları önemlidir"
dedi.
Rafsancani, Türkiye'nin Irak konusunda "çok iyi bir tutum"
sergilediğini de belirtti.
Türkiye, İran ve Suriye arasındaki üçlü işbirliğinin
devam ettirilmesinin yapıcı olacağını kaydeden Rafsancani,
"üçlü işbirliğinin bölgedeki sorunların çözümüne katkıda
bulunacağının gözardı edilmemesi gerektiğini" vurguladı.
REUTERS: "HAMAS VE FİLİSTİNLİ PARTİLER PARLAMENTO
SEÇİMLERİNİN GECİKTİRİLMEMESİNİ TALEP
ETTİLER"
GAZZE, 23/12(REUTERS)(BYE)--- Nidal el-Mughrabi bildiriyor:
Hamas ve Filistinli on parti, dün yaptıkları bir
çağrıda, İsrail'in Filistinilerin Doğu Kudüs'te oy
kullanmalararına izin vermeyeceğinini açıklamasına rağmen,
Devlet Başkanı Mahmud Abbas'tan parlamento seçimlerini daha
fazla geciktirmemesi istediler.
İsrail'in 25 Ocak'ta yapılacak seçimlerde Doğu Kudüs'teki Filistinlilere oy kullandırmayı reddetmesi, bazı yetkililerin
seçimlerin ertelenmesi için çağrıda bulunmalarına yol açtı.
Böyle bir uygulama, Abbas'ın bölünmüş durumdaki Fetih Hareketi
için uygun olabilir, ancak popülaritesi giderek artan Hamas
açısından uygun değil.
İsrail, Filistin seçimlerine militan bir örgüt olan
Hamas'ın katılmasına karşı çıkıyor.
Filistin hükümetinin resmi haber ajansı WAFA, Abbas'ın
seçimin zamanında yapılmasını ve Doğu Kudüs'teki
Filistinlilerin oy kullanmalarına izin verilmesini istediği
yönündeki açıklamalarına yer verdi.
Friday, December 23, 2005
BULLETIN No.24
WSJ 'Don't Go Wobbly, George' The heat on Syria must be turned up, not down. By MICHAEL YOUNG
Syrian play fires nationalist passions
By Ferry Biedermann in Damascus
But is it art? Stand Up, Sit Down, Shut Up, a play now on a triumphant run in downtown Damascus, is all about stoking the fires of Syrian nationalism.
Israel: The Test of the West?
Begin-Sadat Center for Strategic Studies An 18-page lecture exploring the concept of "The West", and its implications for relations between Europe, the U.S. and Israel.
Boston Globe Behind Iran's hard-line on Israel (By Karim Sadjadpour and Ray Takeyh)
BBC Hamas warning over election delay Palestinian militant group Hamas and 10 other factions call on leader Mahmoud Abbas not to delay January's poll.
Foreign Policy Israel’s Next Left
Syrian play fires nationalist passions
By Ferry Biedermann in Damascus
But is it art? Stand Up, Sit Down, Shut Up, a play now on a triumphant run in downtown Damascus, is all about stoking the fires of Syrian nationalism.
Israel: The Test of the West?
Begin-Sadat Center for Strategic Studies An 18-page lecture exploring the concept of "The West", and its implications for relations between Europe, the U.S. and Israel.
Boston Globe Behind Iran's hard-line on Israel (By Karim Sadjadpour and Ray Takeyh)
BBC Hamas warning over election delay Palestinian militant group Hamas and 10 other factions call on leader Mahmoud Abbas not to delay January's poll.
Foreign Policy Israel’s Next Left
Thursday, December 22, 2005
BULLETIN No.23
Der Spiegel THE HARIRI MURDER INVESTIGATION Kofi Annan's Syria Problem
Financial Times COMMENT: A deal with Israel can rehabilitate Syria's pariah regime The Bush administration cannot afford an obstruction, writes Geoffrey Aronson, of the Foundation for Middle East Peace.
Concern over compromise deal between Syria and US
Daily Star - Lebanon - Beirut,LebanonBy Philip Abi akl. Lebanese politicians have said they fear a compromise has been reached between the international community and Syria
Investigator: Killings in Lebanon Linked (washingtonpost.com)
December 21, 2005BERLIN -- The U.N.'s lead investigator in the inquiry into the assassination of Lebanon's former prime minister said Wednesday he believes a spate......
Chinese, Indian Firms to Buy Oil Assets (washingtonpost.com)
By JOE McDONALD, December 21, 2005BEIJING -- The leading oil companies of China and India have agreed to jointly acquire a Canadian firm's petroleum interests in Syria in their......
Lebanon: A Nation in Transition (washingtonpost.com)
Anthony Shadid, December 21, 2005
Washington Post staff writer Anthony Shadid, who is based in Beirut, discusses the political transformations taking place in Lebanon....
Syria to help new UN investigator
Assad, Mubarak Discuss Strained Syrian-Lebanese Ties
Editorial: What will we talk to Hamas about? Israel must recognize its role in weakening Fatah, and be ready to talk with Hamas.
BBC Key elections Why Israel wants to stop Palestinians in East Jerusalem voting
Palestinian election in jeopardy as Israel moves against Hamas
Editorial Hamas on the Ballot
If the Bush administration and Israel really believe that a democratic Middle East is the only road to peace, then they must give it a try.
EL KUDS EL ARABİ: "SURİYE ŞEBA ÇİFTLİKLERİ VE HATAY'DAN
VAZGEÇME HAZIRLIĞINDA"
ANKARA, 21/12(BYE)--- Londra'da Arapça yayımlanan el Kuds
el Arabi gazetesinin 21 Aralık 2005 tarihli sayısında,
yukarıdaki başlık altında Kudüs çıkışlı bir haber yer almıştır. İnternetten sağlanan haberin çevirisi şöyledir:
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın kendisine uygulanan
uluslararası baskıları hafifletmek üzere son günlerde attığı
adımların ardından, İsrailli bazı resmi kaynaklar dün
Suriye'ye daha fazla uluslararası baskı uygulanmasını istedi.
İbrani radyosunun verdiği habere göre, söz konusu
kaynaklar yaptıkları açıklamalarda, Suriye Devlet Başkanı
Beşşar Esad'ın son günlerde kendisine uygulanan uluslararası
baskıları hafifletmek üzere bazı adımlar attığını, bu
adımlar arasında ülkesi ile Lübnan arasındaki sınırın
yeniden çizilmesinin de bulunduğunu belirttiler.
Qouds Press, İbrani radyosuna dayanarak verdiği haberde,
Esad'ın uluslararası baskılar altında Şeba Çiftlikleri ile
Türkiye sınırında yer alan İskenderun bölgesi gibi
topraklardan vazgeçme hazırlığı içinde olduğunu bildirdi.
Haberde, sözü edilen kaynakların Suriye rejimine yönelik
baskıların sürdürülmesi gerektiğini vurguladığı belirtildi.
İsrailli bir siyasi kaynak, dün Tel Aviv'e çeşitli
kaynaklardan ulaşan bazı haberlerde, Suriye'nin, İbrani
devletinin işgali altında bulunan Şeba Çiftlikleri'nin
Lübnan'a aidiyetinin tespitini öngören bir öneri üzerinde
düşündüğü yolunda bazı bilgiler yer aldığını açıkladı.
Bu arada Haaretz'in internet sitesinde İsrailli bazı
siyasi kaynaklara dayanılarak verilen bir haberde, Suriye'nin
Lübnan ile yeni bir sınır anlaşması imzalama yoluna gideceği
yönünde çeşitli bilgiler alındığı belirtildi.
Financial Times COMMENT: A deal with Israel can rehabilitate Syria's pariah regime The Bush administration cannot afford an obstruction, writes Geoffrey Aronson, of the Foundation for Middle East Peace.
Concern over compromise deal between Syria and US
Daily Star - Lebanon - Beirut,LebanonBy Philip Abi akl. Lebanese politicians have said they fear a compromise has been reached between the international community and Syria
Investigator: Killings in Lebanon Linked (washingtonpost.com)
December 21, 2005BERLIN -- The U.N.'s lead investigator in the inquiry into the assassination of Lebanon's former prime minister said Wednesday he believes a spate......
Chinese, Indian Firms to Buy Oil Assets (washingtonpost.com)
By JOE McDONALD, December 21, 2005BEIJING -- The leading oil companies of China and India have agreed to jointly acquire a Canadian firm's petroleum interests in Syria in their......
Lebanon: A Nation in Transition (washingtonpost.com)
Anthony Shadid, December 21, 2005
Washington Post staff writer Anthony Shadid, who is based in Beirut, discusses the political transformations taking place in Lebanon....
Syria to help new UN investigator
Assad, Mubarak Discuss Strained Syrian-Lebanese Ties
Editorial: What will we talk to Hamas about? Israel must recognize its role in weakening Fatah, and be ready to talk with Hamas.
BBC Key elections Why Israel wants to stop Palestinians in East Jerusalem voting
Palestinian election in jeopardy as Israel moves against Hamas
Editorial Hamas on the Ballot
If the Bush administration and Israel really believe that a democratic Middle East is the only road to peace, then they must give it a try.
EL KUDS EL ARABİ: "SURİYE ŞEBA ÇİFTLİKLERİ VE HATAY'DAN
VAZGEÇME HAZIRLIĞINDA"
ANKARA, 21/12(BYE)--- Londra'da Arapça yayımlanan el Kuds
el Arabi gazetesinin 21 Aralık 2005 tarihli sayısında,
yukarıdaki başlık altında Kudüs çıkışlı bir haber yer almıştır. İnternetten sağlanan haberin çevirisi şöyledir:
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın kendisine uygulanan
uluslararası baskıları hafifletmek üzere son günlerde attığı
adımların ardından, İsrailli bazı resmi kaynaklar dün
Suriye'ye daha fazla uluslararası baskı uygulanmasını istedi.
İbrani radyosunun verdiği habere göre, söz konusu
kaynaklar yaptıkları açıklamalarda, Suriye Devlet Başkanı
Beşşar Esad'ın son günlerde kendisine uygulanan uluslararası
baskıları hafifletmek üzere bazı adımlar attığını, bu
adımlar arasında ülkesi ile Lübnan arasındaki sınırın
yeniden çizilmesinin de bulunduğunu belirttiler.
Qouds Press, İbrani radyosuna dayanarak verdiği haberde,
Esad'ın uluslararası baskılar altında Şeba Çiftlikleri ile
Türkiye sınırında yer alan İskenderun bölgesi gibi
topraklardan vazgeçme hazırlığı içinde olduğunu bildirdi.
Haberde, sözü edilen kaynakların Suriye rejimine yönelik
baskıların sürdürülmesi gerektiğini vurguladığı belirtildi.
İsrailli bir siyasi kaynak, dün Tel Aviv'e çeşitli
kaynaklardan ulaşan bazı haberlerde, Suriye'nin, İbrani
devletinin işgali altında bulunan Şeba Çiftlikleri'nin
Lübnan'a aidiyetinin tespitini öngören bir öneri üzerinde
düşündüğü yolunda bazı bilgiler yer aldığını açıkladı.
Bu arada Haaretz'in internet sitesinde İsrailli bazı
siyasi kaynaklara dayanılarak verilen bir haberde, Suriye'nin
Lübnan ile yeni bir sınır anlaşması imzalama yoluna gideceği
yönünde çeşitli bilgiler alındığı belirtildi.
Tuesday, December 20, 2005
BULLETIN No.22
Editorial Letting Down Lebanon Syria is getting away with murder in Lebanon, and with its watered-down resolution the United Nations Security Council is letting it happen.
Washington Times The U.N. moment on Syria
Syria said to consider ceding Shaba Farms to Lebanon If the Shaba Farms are considered Lebanese territory, Israel will be asked to withdraw from the region.
Editorial Justice for Lebanon
A SPECIAL UNITED NATIONS investigator provided more compelling evidence last week of Syria's involvement in the February assassination of former Lebanese Prime Minister Rafik Hariri.
Syria: a concerted offensive - Alain Gresh
All eyes are on Syria as it stands accused of being behind the murder of the former Lebanese prime minister Rafik Hariri.
Washington Times The U.N. moment on Syria
Syria said to consider ceding Shaba Farms to Lebanon If the Shaba Farms are considered Lebanese territory, Israel will be asked to withdraw from the region.
Editorial Justice for Lebanon
A SPECIAL UNITED NATIONS investigator provided more compelling evidence last week of Syria's involvement in the February assassination of former Lebanese Prime Minister Rafik Hariri.
Syria: a concerted offensive - Alain Gresh
All eyes are on Syria as it stands accused of being behind the murder of the former Lebanese prime minister Rafik Hariri.
Monday, December 19, 2005
BULLETIN No.21
Justice for Syria (The Washington Post)
Page A22, December 19, 2005
SADDAM HUSSEIN'S challenge to international security was exceptional in part because of his flagrant defiance of resolutions by the United Nations......
U.N. Investigator Names Syria in Murder (washingtonpost.com)
December 17, 2005BEIRUT, Lebanon -- The chief U.N. investigator into the assassination of former Lebanese Prime Minister Rafik Hariri said in remarks published......
Opinion: "Beyond 'Democratic Peace'" (washingtonpost.com)
Susan E. Rice, December 16, 2005Susan E. Rice, senior fellow, Foreign Policy Studies, Global Economy and Development Center at The Brookings Institution, discusses her op-ed,......
Mehlis convinced Syria behind Hariri hit
Jerusalem Post - Israel
Head of the UN team investigating the assassination of former Lebanese prime minister Rafik Hariri said he was convinced that Syria was behind the attack.
In the Mideast, Democratic Momentum (The Washington Post)
By Jackson Diehl, Page A23, December 19, 2005
Amid all the noise of suicide bombings, of talk of a quagmire for U.S. troops and a sectarian conflict that could lead to Iraq's disintegration,......
Lebanon Closes Military Route Into Syria (washingtonpost.com)
By HUSSEIN DAKROUB, December 18, 2005BEIRUT, Lebanon -- Lebanon closed a military route that crossed its border into Syria, ending nearly three decades of unmonitored flow of......
Lebanon Bombing Sparks Defiance, Fear (washingtonpost.com)
By ZEINA KARAM, December 17, 2005BEIRUT, Lebanon -- Samar Itani has a new addition to a grim collection of badges pinned to her black blazer _ a picture of the latest anti-Syrian......
Ya'alon: Iraq Moved its Chemical Weapons to Syria Before War
Arutz Sheva - IsraelBy Scott Shiloh. "He transferred the chemical agents from Iraq to Syria," said Ya'alon. "No one went to Syria to find it.". ...
Israelis may prefer Syria as is
San Francisco Chronicle - CA, USAJerusalem -- Israeli leaders may be saying publicly that Syria's murky role in the assassination of former Lebanese Prime Minister Rafik Hariri could finally
Lebanon closes 'military lane' with Syria
By Rym Ghazal
Lebanon permanently shutdown a special lane Sunday at the Lebanese Syrian border used by VIPs, political and military officials for decades during the Syrian forces presences in Lebanon. "The military lane" as it has always been called, has been officially and permanently closed, read the official statement released by the Lebanese Army Command Sunday.
Mixed reaction from Syria as UN extends Hariri inquiry
Hamas makes significant election gains
Compiled by Daily Star Staff
Hamas extended big local election gains from the fractured ruling Fatah party Friday, buoying the group ahead of a Palestinian parliamentary election next month. Israel said that if Hamas achieved political dominance it would spell an end to all hopes for peace talks. On the ground, a Palestinian from a village near Jerusalem died Friday after.
THE WASHINGTON TIMES: "SÜNNİLER, ABD İLE İŞBİRLİĞİNE HAZIR"
ANKARA, 18/12(BYE)--- The Washington Times gazetesinin
18 Aralık 2005 tarihli sayısında Paul Martin imzasıyla ve
yukarıdaki başlık altında bir haber yer almıştır. İnternetten
sağlanan haberin özet çevirisi şöyledir:
Irak'ın Anbar bölgesinde önde gelen Sünni Müslüman
liderler ABD ile işbirliği yapmanın kendi çıkarlarına olduğunu
anladılar ve geçen haftaki seçimler için çoğu asi grubuyla
yapılan ateşkesi bir süre daha uzatmaya çalışıyorlar.
Sünnilerin aynı zamanda ABD ordusundan bazı talepleri de
var. Baskınların azaltılmasını ve kendi bölgelerine kalkınma
projelerinin artırılmasını istiyorlar.
Önde gelen bir Sünni bloğun lideri Adnan el-Duleymi dün,
asi grupların perşembe günkü seçimler için şiddeti
engellediklerini doğruladı.
Ateşkes, ABD yetkilileriyle asiler arasında haftalar süren
müzakereler sonunda yapıldı.
Önde gelen başka bir Sünni lider Şeyh Abe el-Latif Hemaiym,
The Times gaztesine verdiği mülakatta, artık Amerikalılarla iyi
geçinmeleri gerektiğini anladıklarını söyledi ve "Sünni Araplar
olarak Irak'ta bizi yutmak isteyen komşu ülkelerden, özellikle
İran'dan gelen tehditler karşısında başka altenatifimiz
olmadığına inanıyoruz" dedi.
ABD'li yetkililerin de hepsiyle olmasa da bazı asilerle
doğrudan görüşmeye istekli olması, Amerikalıların savaşın
başlangıcındaki düşünüş tarzlarının değiştiğine işaret ediyor.
O zaman ABD'li askeri planlamacılar, Amerikan askerlerinin
daimi olarak Irak'ta kalmasını düşünüyorlardı.
Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ise dün, ABD askerlerinin
Irak'tan ayrılma zamanının geldiğini açıkladı ama herhangi bir
tarih vermedi.
KAYHAN: "İSRAİL İÇİN HAMAS ZAFERİNİN GETİRECEĞİ
SONUÇLAR"
ANKARA, 18/12(BYE)--- İran'da yayımlanan Kayhan
gazetesinin 18 Aralık 2005 tarihli sayısında, Behruz
Saki imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında bir yorum
yer almıştır. İnternetten sağlanan yorumun özet çevirisi
şöyledir:
Filistinli Müslümanlar arasında intifada döneminin
başlamasıyla özellikle ikinci intifada ya da HAMAS'ın haricinde
Filistinli genç birliklerden oluşan "El Aksa İntifadası",
işgalci Kudüs rejimi aleyhine mücadeleye girişti. Mücadeleye
genç ve yeni nesil Filistinli birliklerin girmesi ile Hamas'ın
Hareket Cihadı ve İslami Cihad grupları, işgal altındaki
topraklarda Siyonizm karşıtı mücadele yönünde taze bir nefes
kazandılar ve şimdiye kadar Siyonistleri işgal altındaki
topraklardan göç etme durumuna getirmek ve Gazze'de işgalci
askerlerin yenilmesi ve bu bölgeden kaçmaları gibi hayret
verici sonuçlar elde ettiler. Bu nedenle Siyonist rejim, devrim
güçlerinin giderek güçlenmesini engellemek için çaresiz, başta
Hamas olmak üzere Filistinliler içinde uzlaştırıcı güçleri
kuvvetlendirerek yeni politikalar uygulamaya çabaladı. Siyonist
rejimin bu oyununa en bariz olarak Filistin'deki seçim konusu
gösterilebilir.
Hamas devrim güçleri, askeri cepherlerde mücadeleye ek
olarak toplumsal ve siyasi alanlarda da aktif şekilde
faaliyette bulundular. Onlar, belediye seçimlerinin dünkü
aşamasında tüm engellemelere rağmen Siyonistleri öflendirecek
gözle görülür bir sonuç elde ettiler. Bunun üzerine İsrail
rejimi, başta ABD olmak üzere Batılıların desteği ile
seçimlerin bir sonraki aşamasının zamanında yapılmasını
önleyecek ve ilk olarak seçimlerin askıya alınması yönünde
Hamas'a baskı yaparak Hamas'ın bir sonraki seçimlere
katılmasını engelleyecek bir durum oluşturmaya başladılar.
Siyonistlerin ilk hedefi -Hamas'ın menfaatine uygun olacağı
düşünülen- seçimi askıya almak. Her ne kadar Hamas adayları,
Siyonist rejim tarafından tutuklanarak Gazze'deki seçimlerde
bulunamadılarsa da, önemli olan Batı Şeria'daki seçimdir. Bu
da Batılı ve İsrailli devlet adamları için tehlike çanıdır.
Onlar, Hamas gibi bir cihad grubunun Batı Şeria'daki zaferinin
ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar.
EL-AHRAM: "İRAN VE SURİYE KONUSUNDA ABD, TÜRKİYE İLE
KOORDİNASYON KURMA ÇABASI İÇİNDE"
KAHİRE, 18/12(BYE)--- Tirajı günde 1,5 milyon olan
hükümet yanlısı El-Ahram gazetesinin 18 Aralık 2005 tarihli
sayısında, yukarıdaki başlık altında yayımlanan haberin
çevirisi şöyledir:
ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi Rose Wilson, İran ve
Suriye'ye ilişkin olarak Türkiye ile ortak çalışma ve
faaliyetler koordine etmek amacıyla ABD'nin çabaları olduğunu
doğrulayarak, iki tarafın, sonuca nasıl varılacağı hakkındaki
görüşlerinde bazı farklıkların olmasına rağmen, Suriye ve
İran'ın uluslararası camianın isteklerine uyması gerektiği
konusunda mutabık kaldığını açıkladı.
Amerikalı Büyükelçi dün basına verdiği demeçte, İran ve
Suriye'yi uluslararası camianın isteklerini yerine getirme
konusunda ikna etmek için ülkesinin diplomasi yolunu
benimseyeceğini kaydetti.
Suriye konusunda ise Büyükelçi, Şam'ın demokrasiyi geniş
tutması, komşu ülkelere saygılı olması, bu ülkelerin içişlerine
karışmaması ve teröristlerin Irak'a sızmasına izin vermemesi
gerektiği üzerinde durdu.
Page A22, December 19, 2005
SADDAM HUSSEIN'S challenge to international security was exceptional in part because of his flagrant defiance of resolutions by the United Nations......
U.N. Investigator Names Syria in Murder (washingtonpost.com)
December 17, 2005BEIRUT, Lebanon -- The chief U.N. investigator into the assassination of former Lebanese Prime Minister Rafik Hariri said in remarks published......
Opinion: "Beyond 'Democratic Peace'" (washingtonpost.com)
Susan E. Rice, December 16, 2005Susan E. Rice, senior fellow, Foreign Policy Studies, Global Economy and Development Center at The Brookings Institution, discusses her op-ed,......
Mehlis convinced Syria behind Hariri hit
Jerusalem Post - Israel
Head of the UN team investigating the assassination of former Lebanese prime minister Rafik Hariri said he was convinced that Syria was behind the attack.
In the Mideast, Democratic Momentum (The Washington Post)
By Jackson Diehl, Page A23, December 19, 2005
Amid all the noise of suicide bombings, of talk of a quagmire for U.S. troops and a sectarian conflict that could lead to Iraq's disintegration,......
Lebanon Closes Military Route Into Syria (washingtonpost.com)
By HUSSEIN DAKROUB, December 18, 2005BEIRUT, Lebanon -- Lebanon closed a military route that crossed its border into Syria, ending nearly three decades of unmonitored flow of......
Lebanon Bombing Sparks Defiance, Fear (washingtonpost.com)
By ZEINA KARAM, December 17, 2005BEIRUT, Lebanon -- Samar Itani has a new addition to a grim collection of badges pinned to her black blazer _ a picture of the latest anti-Syrian......
Ya'alon: Iraq Moved its Chemical Weapons to Syria Before War
Arutz Sheva - IsraelBy Scott Shiloh. "He transferred the chemical agents from Iraq to Syria," said Ya'alon. "No one went to Syria to find it.". ...
Israelis may prefer Syria as is
San Francisco Chronicle - CA, USAJerusalem -- Israeli leaders may be saying publicly that Syria's murky role in the assassination of former Lebanese Prime Minister Rafik Hariri could finally
Lebanon closes 'military lane' with Syria
By Rym Ghazal
Lebanon permanently shutdown a special lane Sunday at the Lebanese Syrian border used by VIPs, political and military officials for decades during the Syrian forces presences in Lebanon. "The military lane" as it has always been called, has been officially and permanently closed, read the official statement released by the Lebanese Army Command Sunday.
Mixed reaction from Syria as UN extends Hariri inquiry
Hamas makes significant election gains
Compiled by Daily Star Staff
Hamas extended big local election gains from the fractured ruling Fatah party Friday, buoying the group ahead of a Palestinian parliamentary election next month. Israel said that if Hamas achieved political dominance it would spell an end to all hopes for peace talks. On the ground, a Palestinian from a village near Jerusalem died Friday after.
THE WASHINGTON TIMES: "SÜNNİLER, ABD İLE İŞBİRLİĞİNE HAZIR"
ANKARA, 18/12(BYE)--- The Washington Times gazetesinin
18 Aralık 2005 tarihli sayısında Paul Martin imzasıyla ve
yukarıdaki başlık altında bir haber yer almıştır. İnternetten
sağlanan haberin özet çevirisi şöyledir:
Irak'ın Anbar bölgesinde önde gelen Sünni Müslüman
liderler ABD ile işbirliği yapmanın kendi çıkarlarına olduğunu
anladılar ve geçen haftaki seçimler için çoğu asi grubuyla
yapılan ateşkesi bir süre daha uzatmaya çalışıyorlar.
Sünnilerin aynı zamanda ABD ordusundan bazı talepleri de
var. Baskınların azaltılmasını ve kendi bölgelerine kalkınma
projelerinin artırılmasını istiyorlar.
Önde gelen bir Sünni bloğun lideri Adnan el-Duleymi dün,
asi grupların perşembe günkü seçimler için şiddeti
engellediklerini doğruladı.
Ateşkes, ABD yetkilileriyle asiler arasında haftalar süren
müzakereler sonunda yapıldı.
Önde gelen başka bir Sünni lider Şeyh Abe el-Latif Hemaiym,
The Times gaztesine verdiği mülakatta, artık Amerikalılarla iyi
geçinmeleri gerektiğini anladıklarını söyledi ve "Sünni Araplar
olarak Irak'ta bizi yutmak isteyen komşu ülkelerden, özellikle
İran'dan gelen tehditler karşısında başka altenatifimiz
olmadığına inanıyoruz" dedi.
ABD'li yetkililerin de hepsiyle olmasa da bazı asilerle
doğrudan görüşmeye istekli olması, Amerikalıların savaşın
başlangıcındaki düşünüş tarzlarının değiştiğine işaret ediyor.
O zaman ABD'li askeri planlamacılar, Amerikan askerlerinin
daimi olarak Irak'ta kalmasını düşünüyorlardı.
Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ise dün, ABD askerlerinin
Irak'tan ayrılma zamanının geldiğini açıkladı ama herhangi bir
tarih vermedi.
KAYHAN: "İSRAİL İÇİN HAMAS ZAFERİNİN GETİRECEĞİ
SONUÇLAR"
ANKARA, 18/12(BYE)--- İran'da yayımlanan Kayhan
gazetesinin 18 Aralık 2005 tarihli sayısında, Behruz
Saki imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında bir yorum
yer almıştır. İnternetten sağlanan yorumun özet çevirisi
şöyledir:
Filistinli Müslümanlar arasında intifada döneminin
başlamasıyla özellikle ikinci intifada ya da HAMAS'ın haricinde
Filistinli genç birliklerden oluşan "El Aksa İntifadası",
işgalci Kudüs rejimi aleyhine mücadeleye girişti. Mücadeleye
genç ve yeni nesil Filistinli birliklerin girmesi ile Hamas'ın
Hareket Cihadı ve İslami Cihad grupları, işgal altındaki
topraklarda Siyonizm karşıtı mücadele yönünde taze bir nefes
kazandılar ve şimdiye kadar Siyonistleri işgal altındaki
topraklardan göç etme durumuna getirmek ve Gazze'de işgalci
askerlerin yenilmesi ve bu bölgeden kaçmaları gibi hayret
verici sonuçlar elde ettiler. Bu nedenle Siyonist rejim, devrim
güçlerinin giderek güçlenmesini engellemek için çaresiz, başta
Hamas olmak üzere Filistinliler içinde uzlaştırıcı güçleri
kuvvetlendirerek yeni politikalar uygulamaya çabaladı. Siyonist
rejimin bu oyununa en bariz olarak Filistin'deki seçim konusu
gösterilebilir.
Hamas devrim güçleri, askeri cepherlerde mücadeleye ek
olarak toplumsal ve siyasi alanlarda da aktif şekilde
faaliyette bulundular. Onlar, belediye seçimlerinin dünkü
aşamasında tüm engellemelere rağmen Siyonistleri öflendirecek
gözle görülür bir sonuç elde ettiler. Bunun üzerine İsrail
rejimi, başta ABD olmak üzere Batılıların desteği ile
seçimlerin bir sonraki aşamasının zamanında yapılmasını
önleyecek ve ilk olarak seçimlerin askıya alınması yönünde
Hamas'a baskı yaparak Hamas'ın bir sonraki seçimlere
katılmasını engelleyecek bir durum oluşturmaya başladılar.
Siyonistlerin ilk hedefi -Hamas'ın menfaatine uygun olacağı
düşünülen- seçimi askıya almak. Her ne kadar Hamas adayları,
Siyonist rejim tarafından tutuklanarak Gazze'deki seçimlerde
bulunamadılarsa da, önemli olan Batı Şeria'daki seçimdir. Bu
da Batılı ve İsrailli devlet adamları için tehlike çanıdır.
Onlar, Hamas gibi bir cihad grubunun Batı Şeria'daki zaferinin
ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar.
EL-AHRAM: "İRAN VE SURİYE KONUSUNDA ABD, TÜRKİYE İLE
KOORDİNASYON KURMA ÇABASI İÇİNDE"
KAHİRE, 18/12(BYE)--- Tirajı günde 1,5 milyon olan
hükümet yanlısı El-Ahram gazetesinin 18 Aralık 2005 tarihli
sayısında, yukarıdaki başlık altında yayımlanan haberin
çevirisi şöyledir:
ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi Rose Wilson, İran ve
Suriye'ye ilişkin olarak Türkiye ile ortak çalışma ve
faaliyetler koordine etmek amacıyla ABD'nin çabaları olduğunu
doğrulayarak, iki tarafın, sonuca nasıl varılacağı hakkındaki
görüşlerinde bazı farklıkların olmasına rağmen, Suriye ve
İran'ın uluslararası camianın isteklerine uyması gerektiği
konusunda mutabık kaldığını açıkladı.
Amerikalı Büyükelçi dün basına verdiği demeçte, İran ve
Suriye'yi uluslararası camianın isteklerini yerine getirme
konusunda ikna etmek için ülkesinin diplomasi yolunu
benimseyeceğini kaydetti.
Suriye konusunda ise Büyükelçi, Şam'ın demokrasiyi geniş
tutması, komşu ülkelere saygılı olması, bu ülkelerin içişlerine
karışmaması ve teröristlerin Irak'a sızmasına izin vermemesi
gerektiği üzerinde durdu.
Friday, December 16, 2005
BULLETIN No.20
OpenDemocracy Keeping it in the family Damascus may still employ a rhetoric of "brotherhood", but, says Hazem Saghieh, the reality of the Syria-Lebanon relationship shows just how bitter families get
Truth postponed
The assassination of Gibran Tueni, coinciding with the release of the second Mehlis report, dashed hopes for Lebanon's recovery, reports Hicham Safieddine
Don't allow the fissures to widen
A responsible media and a good mediator can clear the clouds of suspicion hovering over Syria and Lebanon
Probe of Ex-Lebanon PM's Death Extended (washingtonpost.com)
By EDITH M. LEDERER, December 15, 2005UNITED NATIONS -- The U.N. Security Council voted Thursday to extend the investigation into the assassination of Lebanon's former prime minister......
Belgian Prosecutor Likely to Take Over Hariri Probe (The Washington Post)
By Colum Lynch, December 15, 2005UNITED NATIONS, Dec. 15 -- A Belgian prosecutor who oversees war crimes investigations for the International Criminal Court has emerged as the......
Report: Six Syria critics on hit-list
Aljazeera.net - Qatar... named on Thursday all belong to the anti-Syrian majority in parliament that swept the polls in June in the first election in Lebanon after Syria withdrew from ...
Syria's cooperation with UN probe improved -Mehlis
Reuters - USAGerman prosecutor Detlev Mehlis, who is set to leave the inquiry once the world body names a successor, told CNN he believed Syria's decision to allow the ...
UN extends Hariri killing inquiry The UN Security Council votes to extend the inquiry into the killing of Lebanon's Rafik Hariri by six months.
Ali Abdullah interviewed by Hugh McCloud
Syria Comment
The Arsonist
By Mark Leon Goldberg - The American Perspect
From the January issue of the "American Perspective": In his first six months at the UN, John Bolton has offended allies, blocked crucial negotiations, undermined the Secretary of State -- and harmed U.S. interests. We expected bad; we didn’t expect this bad.
UN extends Hariri probe by six months, chastises Syria
Ha'aretz (subscription) - Tel Aviv,Israel... UN Security Council voted unanimously on Thursday to extend for six months the international probe into the murder of a Lebanese leader and told Syria it was ...
Voting for freedom
As the Palestinians prepare to hold new legislative elections in January, the ongoing occupation and much-needed internal reform within Fatah emerge as top issues on the electoral agenda. Erica Silverman and Khaled Amayreh report from Gaza and the West Bank
Disassembling Likud and Gaza
Ariel Sharon's new Kadima Party looks set to win the Israeli elections while his actions augur the future beyond them, writes Graham Usher
Fatah splits before key election A rebel faction led by jailed activist Marwan Barghouti files its own ballot list for next month's elections.
A possible Israel-Iran war
Aljazeera.com - London,UK... threat Iran poses with its NUCLEAR capabilities and intentions are a result of the repetitive claims by the American PRESIDENT GEORGE W. BUSH, echoed by Israel ...
US 'must fight for Palestine'
Aljazeera.net - QatarAmerica 's fight against terrorism will fail unless it leads efforts to create a viable Palestinian state, according to the former Australian prime minister. ...
EL WAFD: "TUENİ'Yİ KİM ÖLDÜRDÜ?"
KAHİRE, 15/12(BYE)--- Tirajı günde 350.000 olan, ana
muhalefet partisi tarafından çıkarılan el Wafd gazetesinin
15 Aralık 2005 tarihli sayısında, Cemal Bedevi imzasıyla ve
yukarıdaki başlık altında yayımlanan yorumun özet çevirisi
şöyledir:
Eski Lübnan Başbakanı Refik el Hariri'yi kimin
öldürdüğünü bilirseniz, çok kolaylıkla yazar-milletvekili
Gibran Tueni'yi, gazeteci Samir Kasır'ı ve politikacı George
Hawi'yi de kimin öldürdüğünü hemen anlayacaksınız.
Bu kurbanların ortak yanı, Lübnan'da Suriye varlığına
karşı olmalarıydı. Durum böyle olunca parmaklar, Lübnan'a
hükmetmiş olan ve hala da Lübnan'ın Suriye'ye bağlı olduğuna
inanan ajanlar ve simsarlar aracılığıyla hükmeden istihbarat
örgütlerini gösterdi. Çünkü bunlar, Saddam'ın Kuveyt'i Irak
haritasının 19. kenti olarak görmüş olduğu gibi, Lübnan'ı
Suriye'nin bir vilayeti olarak görüyorlar.
Gibran öldürülmeden iki günce kaleme aldığı makalesinde,
Suriye makamlarının iki ülke arasındaki sınırların
belirlenmesine karşı çıkmalarını, Golan'ın işgali ile Şeba'nın
işgali arasında bağlantı kurmalarını eleştirmişti. Bu
makalesini Paris'te yazmış olan Gibran'ı, Beyrut'a geldikten
sadece bir gün sonra 40 kilo dinamit yüklü bir araç
karşılamıştı. Ama, herhalde bu son olmayacak, arkası
gelecektir.
İlginç olan, Hizbullah ve Emel hareketinin Şii
bakanlarının, Başbakan Sinyora'nın uluslararası
soruşturmanın Tueni cinayetini de kapsamasını istemede
ısrarcı olması halinde, hükümetten çekilme tehdidinde
bulunmalarıdır.
Bitmedi, işte Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad,
cinayetten iki gün önce Rus TV'sine Suriye'nin uluslararası
yaptırımlara maruz kalması halinde, tüm bölgenin patlama
noktasına geleceği demecini veriyor. Bu tehdit, Saddam'ın
Irak'ın işgale uğraması durumunda, İsrail'i yakacak nükleer
başlıklı füze kullanacağı yolundaki tehditlerini anımsatıyor.
Sonunda bu füzenin, Irak'ın işgali için kışkırtıcı bir
davetiyeden başka bir şey olmadığı ortaya çıktı.
Tanrıdan dileğimiz, Suriye'yi, Irak'ın başına gelen benzer
bir kaderden ve her şeyden önce yöneticilerinin sapmalarından
koruması.
AFP: "LÜBNAN BASINI, ÖLDÜRÜLECEK SURİYE KARŞITI LÜBNANLILARIN
YENİ LİSTESİNİ YAYIMLADI"
BEYRUT, 15/12(AFP)(BYE)--- Lübnan basını bugün,
-içlerinde Dürzi lider ve milletvekili Velid Canbolat'ın da
yer aldığı- öldürülecek Suriye karşıtı 6 Lübnanlı
politikacının isim listesini yayımladı.
Haberi hükümet ve meclis kaynaklarına dayandıran
bağımsız gazete El Balad'a göre, söz konusu listede Velid
Canbolat, Mervan Hamade, Vail Ebu Faur, Samir Frangie,
Elias Atallah ve Ferid Makari'nin adları geçiyor.
Bu kişiler, Mayıs-Haziran ayında yapılan seçimler
sonucunda oluşan Meclis'teki Suriye karşıtı çoğunluğun
arasında yer alıyor.
Lübnanlı radyolar da aynı kaynaklara dayanarak
söz konusu listeden bahsetti.
Atallah AFP'ye yaptığı açıklamada, "Siyasi kaynaklar ve
Meclis kaynakları beni bu listeden haberdar etti" dedi ve
listenin, gazeteci-milletvekili Gibran Tueni cinayetinden
önce ortada dolaşanla aynı olduğunu belirtti.
Atallah, "Daha ihtiyatlı olacağız ve hareketlerimizi
kısıtlayacağız fakat bu durum siyasi seçeneklerimizi
değiştirmeyecektir" açıklamasını yaptı.
BM'nin Hariri cinayetini soruşturma komisyonu böyle bir
listenin var olduğu konusunda uyarıda bulunmuştu. Kaldı ki
pazartesi günü öldürülen Tueni'nin ismi de bu listede
geçiyordu.
Velid Canbolat konu ile ilgili olarak CNN'e salı günü
yaptığı açıklamada, "Suriye rejimi değişmeli ve yargılanmalı.
Şam'daki bu tip (Beşşar Esad) hasta bir adam. Eğer iktidarda
kalmaya devam ederse Orta Doğu'da istikrar olmayacaktır"
dedi.
AP: "BUSH YÖNETİMİ, HARİRİ SUİKASTİ İLE İLGİLİ SORUŞTURMANIN
GENİŞLETİLMESİNİ DESTEKLİYOR"
WASHINGTON, 15/12(AP)(BYE)--- Barry Schweid bildiriyor:
Bush yönetimi Suriye'ye yönelik baskısını arttırıyor.
Amerika dün, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin suikasti
ve Suriye'yi eleştiren diğer bazı kişilerin suikaste
uğramaları ile ilgili BM soruşturmasının genişletilmesine
yönelik Lübnan'ın çağrısını desteklediğini açıkladı.
Suikaste uğrayacağı korkusuyla aylarca Fransa'da kalan
ve çalışmalarında Suriye'yi eleştiren Lübnanlı gazeteci ve
milletvekili Gibran Tueni, pazartesi günü arabasına
yerleştirilen bombanın patlamasıyla ölmüştü. ABD Başkanı
George Bush ve Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice bu katliamı
kınadılar.
Beyaz Saray Sözcüsü Sean McCormack, Lübnan Hükümetinin,
Güvenlik Konseyi'nden, BM soruşturmasının genişletilmesine
yönelik talebiyle ilgili olarak, "Lübnan Hükümetinin bu
talebini tam anlamıyla destekliyoruz" dedi.
ABD ve Fransa, BM'nin, Suriye'nin askeri birliklerinin
Lübnan'dan çekilmesini sağlayan Suriye'ye yönelik baskısı
konusunda ortak hareket etmişlerdi.
Beyaz Saray Sözcüsü McCormack, BM Soruşturma Komisyonu
Başkanı olan Detlev Mehlis'in, Suriye'yi, belgeleri yakmak
ve Hariri suikasti ile ilgili tanıkları korkutmakla
suçladığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: "Bu,
neler olduğunu ve sorumlunun kim olduğunu öğrenmek isteyen
uluslararası topluma ve Lübnan halkına yardımcı olmak
isteyen bir hükümetin ve devletin tutumu değildir" dedi.
KUDS: "IRAK VE KADER BELİRLEYİCİ SEÇİMLER"
ANKARA, 15/12(BYE)--- İran'da yayımlanan Kuds
gazetesinin 15 Aralık 2005 tarihli sayısında, Muhammed
Mollazihi imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında bir
yorum yer almıştır. İnternetten sağlanan yorumun çevirisi
şöyledir:
Irak, kader belirleyici bir noktada bulunuyor. Bugün
Irak'ta, yabancı işgali altında bulunduğu bir dönemde,
Ulusal Meclis seçimleri yapılıyor.
Güç niteliği ve sınırlamaları konusunda etnik ve dini
gruplar arasındaki görüş ayrılıkları net değil. Irak
işgalinin emrini veren ABD Başkanı Bush, Ulusal Meclis
seçimleri arifesinde şu ana kadar askeri saldırılarda
30 bin Iraklının öldürüldüğünü ilk kez itiraf etti.
Bu önemli bir itiraftı ve birçok yanıtsız soruyu
gündeme getirdi. Ancak aynı zamanda da bu itiraf Irak,
Orta Doğu ve dünya halkına bir mesaj içeriyor. Mesaj şu:
ABD, halka yönelik katliamdan korkmuyor. Kamuoyunun
muhalefeti de, ABD'nin özel hedeflerini takip etmesine
neden oluyor. Irak seçimleri, kurala göre gelecek dört
yılda kalıcı, istikrarlı ve güçlü bir hükümetin
şekillenmesiyle sonuçlanacağı için önem taşıyor.
Seçimler, ülkeye barış ve istikrarı getirebilecek,
Irak işgaline son veren ortamı hazırlayabilecek ve hiçbir
Iraklının göz ardı edildiğini hissetmeyeceği bir iktidarı
şekillendirebilecek hükümetle sonuçlanacak.
Böyle bir hükümetin şekillenmesi için, etnik, dini ve
siyasi grupların siyasi açıdan gerçekçi olmaları gerekiyor.
Irak, ciddi ve karmaşık sorunlarla yüz yüzedir. Ancak
etnik ve dini köken bir yana bırakılarak, tüm Iraklıların
kabul edeceği güçlü bir hükümetin iktidara gelmesi,
demokratik yollarla ortaya çıkması ve Iraklıların gerçek
iradesinin temsilcisi olması bu sorunları çözer. İşte tam
bu açıdan ve bugün Irak'a gerçekçi bir gözle bakıldığında,
Irak Ulusal Meclis seçimlerinin önemini algılamak mümkün.
Irak'ta işgal gerçeği ve mevcut etniklerin farklı
beklentileri etkisi altında planlanmış güç yapısı, çeşitli
kaygıları ve beklentileri barındıracak şekildedir.
Her bir etnik grubun beklediği federal Irak eşsizdir.
Irak'ta yeni bir deneyim olacağı gibi tüm Orta Doğu'da da
eşsizdir. Bunun bölge kaderinde başarılı olup olmaması da,
kendi etkilerini bırakacak. Irak'ın İslami ve milli kimliği,
bu zor sınavdan başarılı çıkmasını gerektiriyor. Aksi
takdirde daha tehlikeli bir bataklığa gömülecek ve ulusal
birliğini koruyamayacak.
Yabancı müdahaleci güçlerin isteği, Iraklıların ulusal
ve İslami menfaatleriyle müzakerelere girebilecek güçlü bir
hükümet kurmamaları yönündedir. Irak bağımsızlığını, direnişçi
aşırı gruplar sağlayamazlar. Oy sandıklarına giderek işgale
son verecek ve bağımsızlığa inanan bir iktidarın şekillenmesini
sağlayacak olan Irak halkıdır.
Kişisel ve grup menfaatlerini mevcut durumun
korunmasında ve işgali sürdürmede gören bir iktidar
şekillendiği takdirde Irak ulusal bağımsızlığa ulaşamaz.
Bölgedeki ülkelerin ve Irak komşularının bu konuda ağır
sorumlulukları var. Irak'taki her türlü müdahale, sorunları
ve şüpheleri artırabilir.
Bugünkü Irak'ı bütün mevcut gerçekleriyle göz önüne
almak ve Irak'ın çoğunluğun seçtiği bir hükümete sahip
olmasına izin vermek gerekir. Iraklılar, Bush'un itiraf
ettiği gibi 30 bin kişiden fazla insanın ölmesini ve
ülkelerinin yıkılmasını istemiyorlarsa tek bir safta yer
almalılar ve çoğunluğun kabul ettiği bir hükümeti iktidara
taşımalılar.
Irak'ta Saddam'ın diktatörlüğü yeniden canlanmayacağı
gibi tek parti sistemi de kabul görmez. Bölge ve dünya
şartları da, özgür ve demokratik Irak'ın, halkına verilen
eşit haklarla şekillenmesini gerektiriyor. Iraklılar böyle
bir hükümeti iktidara getirmeyi başarırlarsa aydın bir
gelecekleri olacak. Aksi takdirde Iraklılar için kötü
kaderi belirleyecek olan intihar direnişçileri olacak.
Seçim Iraklılarındır. Seçim günü kaderi belirleme günüdür.
Bu kader bilinçli yapılırsa daha iyi olacak.
AFP: "BUSH, IRAK'TA TAKTİK HATASI YAPTIĞINI KABUL ETTİ...
İRAN'I TEKRAR 'ŞER EKSENİ'NE YERLEŞTİRDİ"
WASHINGTON, 15/12(AFP)(BYE)--- ABD Başkanı George Bush
dün yaptığı açıklamada, Irak'ta taktik hatası yaptığını,
ancak Saddam Hüseyin'e müdahalede bulunma kararının doğru
olduğunu ifade etti.
Bush, Fox News'a verdiği mülakatta, "Stratejimiz aynı
kaldı, ancak bölgedeki koşullar doğrultusunda taktiklerimizi
değiştirdik ve hata yaptık. Ancak Saddam Hüseyin'in devrilmesi
konusunda verdiğim karar doğrudur. Savaşa sebep olarak
gösterdiğimiz kitle imha silahlarını Irak'ta bulamasak da
Irak'a müdahale kararı alırdım" dedi.
Bush, savaşı meşrulaştırmak için yönetiminin, bilinçli
bir şekilde yanlış bilgiler kullandığı suçlamalarını da
reddetti.
Fox News'a vediği demeçte rakamlar konusunda dikkatli
olmaya çalışan Bush, Irak'ta 30 bin kişinin öldüğü yolundaki
açıklaması ile ilgili sorulan bir soruyu, "Bu basında yer
alan bir bilgidir. Irak'ta kaç kişinin öldüğünü kimse tam
olarak bilemez" dedi.
Öte yandan Başkan Bush, İran'ı "gerçek bir tehdit"
olarak nitelendirdi ve kitle imha silahı arayışı içinde
teröre destek veren İslam Cumhuriyeti'ni tekrar 'şer
ekseni'ne yerleştirdi.
Bush, "İran gerçek bir tehdit teşkil etmektedir. Daha
önce yaptığım açıklamalarda hatırlarsanız İran'ı 'şer
ekseni'ne yerleştirmiştim. Haklıymışım" dedi.
Bush, sorunların çözümünde ABD'nin öncelikle diplomatik
yollara başvurduğunu belirtti.
Ayrıca Beyaz Saray'dan dün yapılan bir açıklamada,
İran'ın aşırı muhafazakar ve İsrail düşmanı Cumhurbaşkanı
Ahmedinejad'ın İsrail'e sözlü saldırısı kınandı ve sert bir
dille eleştirildi.
Devlet televizyonunda dün canlı yayınlanan bir konuşması
sırasında İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, "Yahudi
soykırımı efsanesini" kınadı ve Avrupa, ABD, Kanada veya
hatta Alaska'da bir Yahudi Devleti kurulmasını önerdi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Ahmedinejad'ın
sözleri "skandal" ve "kabul edilemez" olarak nitelendirildi.
EL HALIC: "KÜRTLER VE İSRAİL YARDIMI"
ANKARA, 15/12(BYE)--- Birleşik Arap Emirlikler'inde
Arapça yayımlanan el Halic gazetesinin 15 Aralık 2005 tarihli
sayısında Abdulzehra el Rukan imzasıyla yukarıdaki başlık
altında bir yorum yer almıştır. İnternetten sağlanan yorumun
çevirisi şöyledir:
Kürt ayrılıkçılığı Kuzey Irak'taki yapıyı, Süleymaniye
ve Erbil'de inşa edilen iki uluslararası havaalanıyla
pekiştirdi. Süleymaniye'deki hava limanı bir Türk şirketi
tarafından, diğeri ise İsrail'in yardımlarıyla inşa edildi.
Türkiye'nin Kürt uçaklarının hava limanlarına inmesine
izin vermesinin yanı sıra özel Türk hava yolu şirketi
Flyair'in İstanbul-Erbil arasında ticari seferler başlatması
haberleri, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki ayrılıkçı yönelimlere
olan muhalefetiyle çelişiyor.
Süleymaniye hava limanına ilişkin AFP'nin verdiği habere
göre, söz konusu hava limanının müdürü, bu alanın uluslararası
nitelik kazanmasının ardından dünyanın dört bir tarafından
uçakları karşılamaya hazır olduğunu söyledi. İsraillilerin
yoğun faaliyeti ve varlığı çerçevesinde, İsrail'de yayımlanan
Yediot Ahranot, 1-2 Aralık tarihleri arasında bir haber
yayımladı. İşte bu haber, fotoğraf ve belgelerle bu varlığı
ve faaliyetleri teyit eden iddialara yer veriyor. Haber,
İsrail şirketlerinin hayata geçirmekte olduğu projelerden
en önemlisinin, gizli olarak inşa edilen Erbil yakınlarında
Hewler ismini taşıyan uluslararası havaalanı olduğunu
belirterek, limanın Kürtlerin ulusal arzularını simgelediğini
ve onların nazarında bağımsız bir devlet kurma yolunda önemli
bir adım olarak görüldüğünü kaydetti.
Kürt havaalanına Hewler isminin verilmesinin Kürtler
açısından özellikle kentin Erbil ismini Hewler olarak
değiştirmekte başarısız olmasından sonra bir anlamı var.
Öyle ki Erbil ismi (Erbilo) eski bir Asuri ismi. Bu da,
Azerbaycan'ın kuzeyinden gelen Kürt kabilelerinin Kuzey
Irak'ı bölgeyi, Kürtleştirmesinden önce söz konusu bölgenin
Asuri olduğunu ortaya koyuyor.
İstihbari ve askeri olmak üzere iki alana yayılan
faaliyetleri konusunda İsrail gazetesinin yazdıkları bir
yana, İsrail'in, Erbil (Hewler) Havaalanı'nı Kürtlerin kara
kaşı kara gözü için inşa etmediğini söylemek gerekir. Ancak
İsrail, bu havaalanını özel olarak İsrailin amaçlarını ve
hedeflerini karşılamak için inşa etti. Öyle ki havaalanı,
lojistik açıdan İsrail üssü Zavite'ye karadan bağlanıyor;
Türkiye üzerinden ve hatta Bağdat veya Kerkük havaalanları
üzerinden üsse havadan gitmeye gerek kalmayacak. Söz konusu
üs, bilindiği üzere İsraillilerin turistik ve sanayi yatırım
tesisleri adı altında casusluk merkezi olarak kullanılıyor.
Bu nedenle, Erbil havaalanının, Kuzey Irak'ı İsrail'le
doğrudan bağlayacağı açıklığa kavuştu. Bu da Iraklı Kürtler
veya İsrail açısından büyük bir lojistik kazanım anlamına
geliyor. Bu kazanımla gözlemciler, bir İsrail şirketi (Magal)
yoluyla yapılan söz konusu havaalanından yola çıkarak İsraillin
amaç ve hedeflerini tahlil edebiliyorlar. İsrail istihbarat
teşkilatı MOSSAD'ın eski Başkanı Dani Yatom isminin de bir
şirketin ortakları arasında bulunduğu belirtiliyor. Bahsi
geçen şirket, Iraklı Kürtlerle ticari ilişkilere giren ilk
İsrail şirketleri arasında bulunuyor. Ki bu dönemde Yatom,
Kuzey Irak'taki istihbarat işlerinin başkanı konumundaydı.
Irak'ın içinde bulunduğu durum göz önüne alınırsa Kuzey
Irak bölgesi, İsrail istihbaratı açısından güvenli bir bölge.
Ancak bu durum, İsrail varlığının sadece söz konusu bölgeyle
sınırlı olduğu anlamına gelmiyor, aksine bütün Irak'ı kapsıyor.
Anlaşılan şu ki, İsrail basın yayın organları daha önce
İsrail'in Kuzey Irak'taki faaliyetlerine yer vermemişti. Ancak
İsrail'in bu varlığı ve faaliyetleri, Arap ve Batı basınında
yer almasından ve aynı biçimde bölge istihbarat örgütlerinin
dikkatini çekmesinden sonra, olay artık bir sır olmaktan çıktı.
Truth postponed
The assassination of Gibran Tueni, coinciding with the release of the second Mehlis report, dashed hopes for Lebanon's recovery, reports Hicham Safieddine
Don't allow the fissures to widen
A responsible media and a good mediator can clear the clouds of suspicion hovering over Syria and Lebanon
Probe of Ex-Lebanon PM's Death Extended (washingtonpost.com)
By EDITH M. LEDERER, December 15, 2005UNITED NATIONS -- The U.N. Security Council voted Thursday to extend the investigation into the assassination of Lebanon's former prime minister......
Belgian Prosecutor Likely to Take Over Hariri Probe (The Washington Post)
By Colum Lynch, December 15, 2005UNITED NATIONS, Dec. 15 -- A Belgian prosecutor who oversees war crimes investigations for the International Criminal Court has emerged as the......
Report: Six Syria critics on hit-list
Aljazeera.net - Qatar... named on Thursday all belong to the anti-Syrian majority in parliament that swept the polls in June in the first election in Lebanon after Syria withdrew from ...
Syria's cooperation with UN probe improved -Mehlis
Reuters - USAGerman prosecutor Detlev Mehlis, who is set to leave the inquiry once the world body names a successor, told CNN he believed Syria's decision to allow the ...
UN extends Hariri killing inquiry The UN Security Council votes to extend the inquiry into the killing of Lebanon's Rafik Hariri by six months.
Ali Abdullah interviewed by Hugh McCloud
Syria Comment
The Arsonist
By Mark Leon Goldberg - The American Perspect
From the January issue of the "American Perspective": In his first six months at the UN, John Bolton has offended allies, blocked crucial negotiations, undermined the Secretary of State -- and harmed U.S. interests. We expected bad; we didn’t expect this bad.
UN extends Hariri probe by six months, chastises Syria
Ha'aretz (subscription) - Tel Aviv,Israel... UN Security Council voted unanimously on Thursday to extend for six months the international probe into the murder of a Lebanese leader and told Syria it was ...
Voting for freedom
As the Palestinians prepare to hold new legislative elections in January, the ongoing occupation and much-needed internal reform within Fatah emerge as top issues on the electoral agenda. Erica Silverman and Khaled Amayreh report from Gaza and the West Bank
Disassembling Likud and Gaza
Ariel Sharon's new Kadima Party looks set to win the Israeli elections while his actions augur the future beyond them, writes Graham Usher
Fatah splits before key election A rebel faction led by jailed activist Marwan Barghouti files its own ballot list for next month's elections.
A possible Israel-Iran war
Aljazeera.com - London,UK... threat Iran poses with its NUCLEAR capabilities and intentions are a result of the repetitive claims by the American PRESIDENT GEORGE W. BUSH, echoed by Israel ...
US 'must fight for Palestine'
Aljazeera.net - QatarAmerica 's fight against terrorism will fail unless it leads efforts to create a viable Palestinian state, according to the former Australian prime minister. ...
EL WAFD: "TUENİ'Yİ KİM ÖLDÜRDÜ?"
KAHİRE, 15/12(BYE)--- Tirajı günde 350.000 olan, ana
muhalefet partisi tarafından çıkarılan el Wafd gazetesinin
15 Aralık 2005 tarihli sayısında, Cemal Bedevi imzasıyla ve
yukarıdaki başlık altında yayımlanan yorumun özet çevirisi
şöyledir:
Eski Lübnan Başbakanı Refik el Hariri'yi kimin
öldürdüğünü bilirseniz, çok kolaylıkla yazar-milletvekili
Gibran Tueni'yi, gazeteci Samir Kasır'ı ve politikacı George
Hawi'yi de kimin öldürdüğünü hemen anlayacaksınız.
Bu kurbanların ortak yanı, Lübnan'da Suriye varlığına
karşı olmalarıydı. Durum böyle olunca parmaklar, Lübnan'a
hükmetmiş olan ve hala da Lübnan'ın Suriye'ye bağlı olduğuna
inanan ajanlar ve simsarlar aracılığıyla hükmeden istihbarat
örgütlerini gösterdi. Çünkü bunlar, Saddam'ın Kuveyt'i Irak
haritasının 19. kenti olarak görmüş olduğu gibi, Lübnan'ı
Suriye'nin bir vilayeti olarak görüyorlar.
Gibran öldürülmeden iki günce kaleme aldığı makalesinde,
Suriye makamlarının iki ülke arasındaki sınırların
belirlenmesine karşı çıkmalarını, Golan'ın işgali ile Şeba'nın
işgali arasında bağlantı kurmalarını eleştirmişti. Bu
makalesini Paris'te yazmış olan Gibran'ı, Beyrut'a geldikten
sadece bir gün sonra 40 kilo dinamit yüklü bir araç
karşılamıştı. Ama, herhalde bu son olmayacak, arkası
gelecektir.
İlginç olan, Hizbullah ve Emel hareketinin Şii
bakanlarının, Başbakan Sinyora'nın uluslararası
soruşturmanın Tueni cinayetini de kapsamasını istemede
ısrarcı olması halinde, hükümetten çekilme tehdidinde
bulunmalarıdır.
Bitmedi, işte Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad,
cinayetten iki gün önce Rus TV'sine Suriye'nin uluslararası
yaptırımlara maruz kalması halinde, tüm bölgenin patlama
noktasına geleceği demecini veriyor. Bu tehdit, Saddam'ın
Irak'ın işgale uğraması durumunda, İsrail'i yakacak nükleer
başlıklı füze kullanacağı yolundaki tehditlerini anımsatıyor.
Sonunda bu füzenin, Irak'ın işgali için kışkırtıcı bir
davetiyeden başka bir şey olmadığı ortaya çıktı.
Tanrıdan dileğimiz, Suriye'yi, Irak'ın başına gelen benzer
bir kaderden ve her şeyden önce yöneticilerinin sapmalarından
koruması.
AFP: "LÜBNAN BASINI, ÖLDÜRÜLECEK SURİYE KARŞITI LÜBNANLILARIN
YENİ LİSTESİNİ YAYIMLADI"
BEYRUT, 15/12(AFP)(BYE)--- Lübnan basını bugün,
-içlerinde Dürzi lider ve milletvekili Velid Canbolat'ın da
yer aldığı- öldürülecek Suriye karşıtı 6 Lübnanlı
politikacının isim listesini yayımladı.
Haberi hükümet ve meclis kaynaklarına dayandıran
bağımsız gazete El Balad'a göre, söz konusu listede Velid
Canbolat, Mervan Hamade, Vail Ebu Faur, Samir Frangie,
Elias Atallah ve Ferid Makari'nin adları geçiyor.
Bu kişiler, Mayıs-Haziran ayında yapılan seçimler
sonucunda oluşan Meclis'teki Suriye karşıtı çoğunluğun
arasında yer alıyor.
Lübnanlı radyolar da aynı kaynaklara dayanarak
söz konusu listeden bahsetti.
Atallah AFP'ye yaptığı açıklamada, "Siyasi kaynaklar ve
Meclis kaynakları beni bu listeden haberdar etti" dedi ve
listenin, gazeteci-milletvekili Gibran Tueni cinayetinden
önce ortada dolaşanla aynı olduğunu belirtti.
Atallah, "Daha ihtiyatlı olacağız ve hareketlerimizi
kısıtlayacağız fakat bu durum siyasi seçeneklerimizi
değiştirmeyecektir" açıklamasını yaptı.
BM'nin Hariri cinayetini soruşturma komisyonu böyle bir
listenin var olduğu konusunda uyarıda bulunmuştu. Kaldı ki
pazartesi günü öldürülen Tueni'nin ismi de bu listede
geçiyordu.
Velid Canbolat konu ile ilgili olarak CNN'e salı günü
yaptığı açıklamada, "Suriye rejimi değişmeli ve yargılanmalı.
Şam'daki bu tip (Beşşar Esad) hasta bir adam. Eğer iktidarda
kalmaya devam ederse Orta Doğu'da istikrar olmayacaktır"
dedi.
AP: "BUSH YÖNETİMİ, HARİRİ SUİKASTİ İLE İLGİLİ SORUŞTURMANIN
GENİŞLETİLMESİNİ DESTEKLİYOR"
WASHINGTON, 15/12(AP)(BYE)--- Barry Schweid bildiriyor:
Bush yönetimi Suriye'ye yönelik baskısını arttırıyor.
Amerika dün, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin suikasti
ve Suriye'yi eleştiren diğer bazı kişilerin suikaste
uğramaları ile ilgili BM soruşturmasının genişletilmesine
yönelik Lübnan'ın çağrısını desteklediğini açıkladı.
Suikaste uğrayacağı korkusuyla aylarca Fransa'da kalan
ve çalışmalarında Suriye'yi eleştiren Lübnanlı gazeteci ve
milletvekili Gibran Tueni, pazartesi günü arabasına
yerleştirilen bombanın patlamasıyla ölmüştü. ABD Başkanı
George Bush ve Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice bu katliamı
kınadılar.
Beyaz Saray Sözcüsü Sean McCormack, Lübnan Hükümetinin,
Güvenlik Konseyi'nden, BM soruşturmasının genişletilmesine
yönelik talebiyle ilgili olarak, "Lübnan Hükümetinin bu
talebini tam anlamıyla destekliyoruz" dedi.
ABD ve Fransa, BM'nin, Suriye'nin askeri birliklerinin
Lübnan'dan çekilmesini sağlayan Suriye'ye yönelik baskısı
konusunda ortak hareket etmişlerdi.
Beyaz Saray Sözcüsü McCormack, BM Soruşturma Komisyonu
Başkanı olan Detlev Mehlis'in, Suriye'yi, belgeleri yakmak
ve Hariri suikasti ile ilgili tanıkları korkutmakla
suçladığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: "Bu,
neler olduğunu ve sorumlunun kim olduğunu öğrenmek isteyen
uluslararası topluma ve Lübnan halkına yardımcı olmak
isteyen bir hükümetin ve devletin tutumu değildir" dedi.
KUDS: "IRAK VE KADER BELİRLEYİCİ SEÇİMLER"
ANKARA, 15/12(BYE)--- İran'da yayımlanan Kuds
gazetesinin 15 Aralık 2005 tarihli sayısında, Muhammed
Mollazihi imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında bir
yorum yer almıştır. İnternetten sağlanan yorumun çevirisi
şöyledir:
Irak, kader belirleyici bir noktada bulunuyor. Bugün
Irak'ta, yabancı işgali altında bulunduğu bir dönemde,
Ulusal Meclis seçimleri yapılıyor.
Güç niteliği ve sınırlamaları konusunda etnik ve dini
gruplar arasındaki görüş ayrılıkları net değil. Irak
işgalinin emrini veren ABD Başkanı Bush, Ulusal Meclis
seçimleri arifesinde şu ana kadar askeri saldırılarda
30 bin Iraklının öldürüldüğünü ilk kez itiraf etti.
Bu önemli bir itiraftı ve birçok yanıtsız soruyu
gündeme getirdi. Ancak aynı zamanda da bu itiraf Irak,
Orta Doğu ve dünya halkına bir mesaj içeriyor. Mesaj şu:
ABD, halka yönelik katliamdan korkmuyor. Kamuoyunun
muhalefeti de, ABD'nin özel hedeflerini takip etmesine
neden oluyor. Irak seçimleri, kurala göre gelecek dört
yılda kalıcı, istikrarlı ve güçlü bir hükümetin
şekillenmesiyle sonuçlanacağı için önem taşıyor.
Seçimler, ülkeye barış ve istikrarı getirebilecek,
Irak işgaline son veren ortamı hazırlayabilecek ve hiçbir
Iraklının göz ardı edildiğini hissetmeyeceği bir iktidarı
şekillendirebilecek hükümetle sonuçlanacak.
Böyle bir hükümetin şekillenmesi için, etnik, dini ve
siyasi grupların siyasi açıdan gerçekçi olmaları gerekiyor.
Irak, ciddi ve karmaşık sorunlarla yüz yüzedir. Ancak
etnik ve dini köken bir yana bırakılarak, tüm Iraklıların
kabul edeceği güçlü bir hükümetin iktidara gelmesi,
demokratik yollarla ortaya çıkması ve Iraklıların gerçek
iradesinin temsilcisi olması bu sorunları çözer. İşte tam
bu açıdan ve bugün Irak'a gerçekçi bir gözle bakıldığında,
Irak Ulusal Meclis seçimlerinin önemini algılamak mümkün.
Irak'ta işgal gerçeği ve mevcut etniklerin farklı
beklentileri etkisi altında planlanmış güç yapısı, çeşitli
kaygıları ve beklentileri barındıracak şekildedir.
Her bir etnik grubun beklediği federal Irak eşsizdir.
Irak'ta yeni bir deneyim olacağı gibi tüm Orta Doğu'da da
eşsizdir. Bunun bölge kaderinde başarılı olup olmaması da,
kendi etkilerini bırakacak. Irak'ın İslami ve milli kimliği,
bu zor sınavdan başarılı çıkmasını gerektiriyor. Aksi
takdirde daha tehlikeli bir bataklığa gömülecek ve ulusal
birliğini koruyamayacak.
Yabancı müdahaleci güçlerin isteği, Iraklıların ulusal
ve İslami menfaatleriyle müzakerelere girebilecek güçlü bir
hükümet kurmamaları yönündedir. Irak bağımsızlığını, direnişçi
aşırı gruplar sağlayamazlar. Oy sandıklarına giderek işgale
son verecek ve bağımsızlığa inanan bir iktidarın şekillenmesini
sağlayacak olan Irak halkıdır.
Kişisel ve grup menfaatlerini mevcut durumun
korunmasında ve işgali sürdürmede gören bir iktidar
şekillendiği takdirde Irak ulusal bağımsızlığa ulaşamaz.
Bölgedeki ülkelerin ve Irak komşularının bu konuda ağır
sorumlulukları var. Irak'taki her türlü müdahale, sorunları
ve şüpheleri artırabilir.
Bugünkü Irak'ı bütün mevcut gerçekleriyle göz önüne
almak ve Irak'ın çoğunluğun seçtiği bir hükümete sahip
olmasına izin vermek gerekir. Iraklılar, Bush'un itiraf
ettiği gibi 30 bin kişiden fazla insanın ölmesini ve
ülkelerinin yıkılmasını istemiyorlarsa tek bir safta yer
almalılar ve çoğunluğun kabul ettiği bir hükümeti iktidara
taşımalılar.
Irak'ta Saddam'ın diktatörlüğü yeniden canlanmayacağı
gibi tek parti sistemi de kabul görmez. Bölge ve dünya
şartları da, özgür ve demokratik Irak'ın, halkına verilen
eşit haklarla şekillenmesini gerektiriyor. Iraklılar böyle
bir hükümeti iktidara getirmeyi başarırlarsa aydın bir
gelecekleri olacak. Aksi takdirde Iraklılar için kötü
kaderi belirleyecek olan intihar direnişçileri olacak.
Seçim Iraklılarındır. Seçim günü kaderi belirleme günüdür.
Bu kader bilinçli yapılırsa daha iyi olacak.
AFP: "BUSH, IRAK'TA TAKTİK HATASI YAPTIĞINI KABUL ETTİ...
İRAN'I TEKRAR 'ŞER EKSENİ'NE YERLEŞTİRDİ"
WASHINGTON, 15/12(AFP)(BYE)--- ABD Başkanı George Bush
dün yaptığı açıklamada, Irak'ta taktik hatası yaptığını,
ancak Saddam Hüseyin'e müdahalede bulunma kararının doğru
olduğunu ifade etti.
Bush, Fox News'a verdiği mülakatta, "Stratejimiz aynı
kaldı, ancak bölgedeki koşullar doğrultusunda taktiklerimizi
değiştirdik ve hata yaptık. Ancak Saddam Hüseyin'in devrilmesi
konusunda verdiğim karar doğrudur. Savaşa sebep olarak
gösterdiğimiz kitle imha silahlarını Irak'ta bulamasak da
Irak'a müdahale kararı alırdım" dedi.
Bush, savaşı meşrulaştırmak için yönetiminin, bilinçli
bir şekilde yanlış bilgiler kullandığı suçlamalarını da
reddetti.
Fox News'a vediği demeçte rakamlar konusunda dikkatli
olmaya çalışan Bush, Irak'ta 30 bin kişinin öldüğü yolundaki
açıklaması ile ilgili sorulan bir soruyu, "Bu basında yer
alan bir bilgidir. Irak'ta kaç kişinin öldüğünü kimse tam
olarak bilemez" dedi.
Öte yandan Başkan Bush, İran'ı "gerçek bir tehdit"
olarak nitelendirdi ve kitle imha silahı arayışı içinde
teröre destek veren İslam Cumhuriyeti'ni tekrar 'şer
ekseni'ne yerleştirdi.
Bush, "İran gerçek bir tehdit teşkil etmektedir. Daha
önce yaptığım açıklamalarda hatırlarsanız İran'ı 'şer
ekseni'ne yerleştirmiştim. Haklıymışım" dedi.
Bush, sorunların çözümünde ABD'nin öncelikle diplomatik
yollara başvurduğunu belirtti.
Ayrıca Beyaz Saray'dan dün yapılan bir açıklamada,
İran'ın aşırı muhafazakar ve İsrail düşmanı Cumhurbaşkanı
Ahmedinejad'ın İsrail'e sözlü saldırısı kınandı ve sert bir
dille eleştirildi.
Devlet televizyonunda dün canlı yayınlanan bir konuşması
sırasında İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, "Yahudi
soykırımı efsanesini" kınadı ve Avrupa, ABD, Kanada veya
hatta Alaska'da bir Yahudi Devleti kurulmasını önerdi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Ahmedinejad'ın
sözleri "skandal" ve "kabul edilemez" olarak nitelendirildi.
EL HALIC: "KÜRTLER VE İSRAİL YARDIMI"
ANKARA, 15/12(BYE)--- Birleşik Arap Emirlikler'inde
Arapça yayımlanan el Halic gazetesinin 15 Aralık 2005 tarihli
sayısında Abdulzehra el Rukan imzasıyla yukarıdaki başlık
altında bir yorum yer almıştır. İnternetten sağlanan yorumun
çevirisi şöyledir:
Kürt ayrılıkçılığı Kuzey Irak'taki yapıyı, Süleymaniye
ve Erbil'de inşa edilen iki uluslararası havaalanıyla
pekiştirdi. Süleymaniye'deki hava limanı bir Türk şirketi
tarafından, diğeri ise İsrail'in yardımlarıyla inşa edildi.
Türkiye'nin Kürt uçaklarının hava limanlarına inmesine
izin vermesinin yanı sıra özel Türk hava yolu şirketi
Flyair'in İstanbul-Erbil arasında ticari seferler başlatması
haberleri, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki ayrılıkçı yönelimlere
olan muhalefetiyle çelişiyor.
Süleymaniye hava limanına ilişkin AFP'nin verdiği habere
göre, söz konusu hava limanının müdürü, bu alanın uluslararası
nitelik kazanmasının ardından dünyanın dört bir tarafından
uçakları karşılamaya hazır olduğunu söyledi. İsraillilerin
yoğun faaliyeti ve varlığı çerçevesinde, İsrail'de yayımlanan
Yediot Ahranot, 1-2 Aralık tarihleri arasında bir haber
yayımladı. İşte bu haber, fotoğraf ve belgelerle bu varlığı
ve faaliyetleri teyit eden iddialara yer veriyor. Haber,
İsrail şirketlerinin hayata geçirmekte olduğu projelerden
en önemlisinin, gizli olarak inşa edilen Erbil yakınlarında
Hewler ismini taşıyan uluslararası havaalanı olduğunu
belirterek, limanın Kürtlerin ulusal arzularını simgelediğini
ve onların nazarında bağımsız bir devlet kurma yolunda önemli
bir adım olarak görüldüğünü kaydetti.
Kürt havaalanına Hewler isminin verilmesinin Kürtler
açısından özellikle kentin Erbil ismini Hewler olarak
değiştirmekte başarısız olmasından sonra bir anlamı var.
Öyle ki Erbil ismi (Erbilo) eski bir Asuri ismi. Bu da,
Azerbaycan'ın kuzeyinden gelen Kürt kabilelerinin Kuzey
Irak'ı bölgeyi, Kürtleştirmesinden önce söz konusu bölgenin
Asuri olduğunu ortaya koyuyor.
İstihbari ve askeri olmak üzere iki alana yayılan
faaliyetleri konusunda İsrail gazetesinin yazdıkları bir
yana, İsrail'in, Erbil (Hewler) Havaalanı'nı Kürtlerin kara
kaşı kara gözü için inşa etmediğini söylemek gerekir. Ancak
İsrail, bu havaalanını özel olarak İsrailin amaçlarını ve
hedeflerini karşılamak için inşa etti. Öyle ki havaalanı,
lojistik açıdan İsrail üssü Zavite'ye karadan bağlanıyor;
Türkiye üzerinden ve hatta Bağdat veya Kerkük havaalanları
üzerinden üsse havadan gitmeye gerek kalmayacak. Söz konusu
üs, bilindiği üzere İsraillilerin turistik ve sanayi yatırım
tesisleri adı altında casusluk merkezi olarak kullanılıyor.
Bu nedenle, Erbil havaalanının, Kuzey Irak'ı İsrail'le
doğrudan bağlayacağı açıklığa kavuştu. Bu da Iraklı Kürtler
veya İsrail açısından büyük bir lojistik kazanım anlamına
geliyor. Bu kazanımla gözlemciler, bir İsrail şirketi (Magal)
yoluyla yapılan söz konusu havaalanından yola çıkarak İsraillin
amaç ve hedeflerini tahlil edebiliyorlar. İsrail istihbarat
teşkilatı MOSSAD'ın eski Başkanı Dani Yatom isminin de bir
şirketin ortakları arasında bulunduğu belirtiliyor. Bahsi
geçen şirket, Iraklı Kürtlerle ticari ilişkilere giren ilk
İsrail şirketleri arasında bulunuyor. Ki bu dönemde Yatom,
Kuzey Irak'taki istihbarat işlerinin başkanı konumundaydı.
Irak'ın içinde bulunduğu durum göz önüne alınırsa Kuzey
Irak bölgesi, İsrail istihbaratı açısından güvenli bir bölge.
Ancak bu durum, İsrail varlığının sadece söz konusu bölgeyle
sınırlı olduğu anlamına gelmiyor, aksine bütün Irak'ı kapsıyor.
Anlaşılan şu ki, İsrail basın yayın organları daha önce
İsrail'in Kuzey Irak'taki faaliyetlerine yer vermemişti. Ancak
İsrail'in bu varlığı ve faaliyetleri, Arap ve Batı basınında
yer almasından ve aynı biçimde bölge istihbarat örgütlerinin
dikkatini çekmesinden sonra, olay artık bir sır olmaktan çıktı.
Thursday, December 15, 2005
BULLETIN No.19
A time for assassins in the Arab world
By David Ignatius
This is the time of the assassins in the Arab world. On Monday, they killed a brave Lebanese journalist who dared to tell the truth about Syria. This week in Iraq, they will try to kill people who want to vote. They kill wives to intimidate their husbands. They kill children to frighten their parents into silence. Their power is the ability to create raw fear.
Fewer surprises, but a more potent Mehlis report
By Michael Young
A hasty reading of Detlev Mehlis' second report might lead to the conclusion that the German investigator has little new to offer. However, the document should be far more startling to Rafik Hariri's killers than the first one was, for two reasons: it shows that the machinery for examining the complex web of evidence is in high gear.
Beirut Funeral Kindles Fury Toward Syria (The Washington Post)
By Anthony Shadid, Page A17, December 15, 2005
Tens of thousands of Lebanese on Wednesday buried a prominent journalist, lawmaker and opponent of Syria who was killed when a car bomb hurled his......
Angry Lebanese Bury Assassinated Editor (washingtonpost.com)
By ZEINA KARAM, December 14, 2005BEIRUT, Lebanon -- Tens of thousands of Lebanese _ men and women, Christians and Muslims _ shouted insults at Syria on Wednesday in an outpouring......
Mehlis says Hariri probe moving too slowly
By Leila Hatoum
"Most of the UN Security Council members have expressed their wish to extend the mandate of the UN probe into assassination of former Premier Rafik Hariri before December 15," said a high-ranking United Nations diplomat Wednesday. The diplomat told The Daily Star that "the meeting regarding Lebanon has not yet been added to the UN Security Council's Thursday schedule."
Words without action offer little comfort to a grieving nation
The assassination of Lebanese MP Gebran Tueni saw an outpouring of condemnation and condolences from around the world. Presidents, foreign ministers and other top officials also voiced support for the Lebanese people in their ongoing struggle for freedom, sovereignty and independence, a quest which Tueni himself fearlessly led and for which he paid the ultimate price. The international community, particularly the United States and France.
The Libya option for Syria The Bush administration favors the "Libya option" for Syria - even though it missed the point in the original case. Engagement works much better than containment: diplomacy has a much better chance of bringing Syria back into the international fold.
Committee plans for united Syrian Kurdish opposition
Israel plans to build 200 new homes in the largest West Bank settlement.
EL AHRAR: "AMERİKA TÜRKİYE'DEN, İRAN VE SURİYE'YE
DÜZENLENECEK SALDIRIYA HAZIR OLMASINI
İSTİYOR"
KAHİRE, 14/12(BYE)--- Tirajı günde yaklaşık 300.000
olan ve muhalefet partisi el Ahrar tarafından yayımlanan
el Ahrar gazetesinin 14 Aralık 2005 tarihli sayısında,
yukarıdaki başlık altında yayımlanan haber-yorumun özet
çevirisi şöyledir:
İyi haber alan Türk kaynakları, ABD'nin CIA Başkanı
Porter Goss'un, Türkiye'ye, İran veya Suriye'ye karşı muhtemel
bir askeri operasyon ve hava saldırısı konusunda hazırlıklara
başlaması gerektiğini bildirdiğini açıklıyorlar.
Türkiye'nin Cumhuriyet gazetesi bu kaynaklara dayanarak
dünkü sayısında yayımladığı haberde, halen Ankara'da bulunan
Goss'un MİT Müsteşarı ile yaptığı görüşmelerde Türk tarafına
Washington'un önemle üzerinde durduğu üç dosya ilettiğini, bu
dosyalardan birinin İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili olup
bunun, Türkiye dahil tüm bölge ülkeleri için tehlike oluşturduğu
ve Ankara'nın Tahran'a uygulanan Amerikan politikasıyla uyum
içinde olması gerektiği üzerinde durduğunu aktardı. Haberde,
ayrıca Goss'un, Türkiye üzerinden Suriye ve İran'a Türk
firmaları tarafından nükleer malzeme ve parçaların
kaçırılmasının önlenmesi için tedbirlerin alınmasını talep
ettiği belirtildi.
Genel olarak Türk gazeteleri, diplomatik kulislerden
edilen bilgilerin, FBI ve CIA başkanlarını son iki gün içinde
peşpeşe Ankara'yı ziyaret etmeye iten başlıca nedenin arkasında,
ABD'nin bölgede girişeceği muhtemel askeri operasyon ile
Türkiye'den bu konuda tutumunu netleştirmesini istemenin
yattığını doğruladığını belirtiyorlar.
Sabah gazetesi ise, ABD'nin Büyük Orta Doğu ve Kuzey
Afrika projesini uygulamaya başladığını vurgulayarak, Türkiye
üzerinden uluslararası enerji koridorlarının temini yönünde
tam destek vermesini Ankara'dan istediğini yazdı. Gazete, bu
bağlamda, CIA Başkanı Goss'un Türk tarafından, Orta Doğu
bölgesi ve Orta Asya Cumhuriyetlerinde Washington ile
işbirliği yapılmasını, CIA elemanlarının ve paketlerinin
Türkiye'den Irak'a giriş çıkışlarının kolaylaştırılmasını
istediğini bildiriyor.
EL AHRAM: "AMR MUSA SURİYE İLE LÜBNAN'IN İLİŞKİLERİNİN
BOZULMAMASI GEREKTİĞİNİ VURGULUYOR"
KAHİRE, 14/12(BYE)--- Tirajı günde bir buçuk milyon olan
hükümet yanlısı el Ahram gazetesinin 14 Aralık 2005 tarihli
sayısında, el Azp el Tayyip Tahir imzasıyla ve yukarıdaki
başlık altında yayımlanan haberin özet çevirisi şöyledir:
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa Doha'da el Ahram'a
yaptığı açıklamada, Suriye ile Lübnan arasında yaşanan son
gelişmelerin olumsuz yansımalarını bertaraf etmek amacıyla
sürdürülen çabalara katkıda bulunmak üzere, bu iki ülkeyi
ziyaret edeceğini bildirerek, bu iki ülkenin ilişkilerinin
kaderiyle oynamanın ve Lübnan'da çalkantılara yol açmanın
çok tehlikeli olduğunu dile getirdi.
Arap bölgesinin çok olumsuz ve sıkıntılı gelişmelerin
yaşandığı bir süreçten geçtiğine dikkati çeken Musa, Irak'ta
seçimlerin gelecek açısından ulusal uzlaşma üzerine kurulu
bir Irak'a temel oluşturacak şekilde saydamlık ve dürüstlük
içinde geçmesini umduğunu söyledi.
Arapları meşgul eden pek çok soruna rağmen Filistin
sorununun bölgenin başlıca ve büyük sorunu olmayı
sürdüreceğini bildiren Musa, İran'ın nükleer programına
ilişkin olarak, Arapların bu konuda değişmez tutumunun
bölgenin istisnasız tüm toplu imha ve nükleer silahlardan
arınması olduğunu kaydetti.
SANA: "SURİYE VE TÜRKİYE, SINIR İLİŞKİLERİNİN
GELİŞTİRİLMESİNİ GÖRÜŞÜYORLAR"
ANKARA, 14/12(BYE)--- Suriye Haber Ajansı'nın
(SANA) 14 Aralık 2005 tarihli Arapça internet sayfasında
yer alan Kamışlı çıkışlı haberin çevirisi şöyledir:
Kamışlı Bölge Müdürü Albay Talat Selam, Türk mevkidaşı
Nusaybin Kaymakamı Ersin Emiroğlu ile bugün, sınır bölgeleri
arasındaki işbirliği çerçevesinde, Kamışlı ve Nusaybin
arasındaki sınır ilişkilerini geliştirmenin yollarını
görüştü.
Türk heyetinin Kamışlı'ya yaptığı ziyaret sırasında
Selam ve Emiroğlu, Suriyeli ve Türk yolcuların Nusaybin
sınır kapısından geçişleri ve Kurban Bayramı'nda akraba
ziyaretlerinin başarı ile gerçekleşmesi için alınmış
önlemleri görüştüler. Görüşmelerde ayrıca, sınır kapısından
yolcu geçişlerinin kolaylaştırılması için çalışmalara
hız verilmesi gerektiği belirtildi.
Bu arada Kamışlı Bölge Müdürü ile Nusaybin Kaymakamı,
iki komşu ülke, Suriye ve Türkiye arasındaki tarihi
ilişkilerin derinliğini vurguladı. Bu derinliğin, özellikle
komşu illerde öne çıktığını belirten iki yetkili, bu ilişkileri
tarihi bağlar ve karşılıklı duyguların bir ifadesi olarak
sürdürmenin önemini vurguladı.
Haseke ilinden 5 bin kişinin, Türkiye'nin Mardin ilindeki
akraba ve arkadaşlarını ziyaret etmesi beklenirken, aynı sayıda
kişinin de Rasulayn/Ceylanpınar sınır kapısından geçerek,
Şanlıurfa ilini ziyaret etmesi bekleniyor.
REUTERS: "SURİYE İŞBİRLİĞİNDE YAVAŞ DAVRANDIĞI YÖNÜNDEKİ
SUÇLAMALARI REDDETTİ"
ŞAM, 14/12(REUTERS)(BYE)--- İnal Ersan bildiriyor:
Suriye, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri suikastıyla
ilgili soruşturmada yeterince işbirliği göstermediği
yönündeki suçlamaları reddetti ve beş yetkilinin
sorgulanması sırasında usulsüzlük yapıldığı konusunda
şikayette bulundu.
Suriye BM Güvenlik Konseyi'ne hitaben, "Uluslararası
soruşturma komisyonuna Suriye'nin tamamen iştirak etmesini
talep eden ve Suriye tarafının işbirliği konusunda yavaş
bir tutum sergilediğini gösteren rapordaki hatalı
ifadelere katılmıyoruz" dedi.
Bir kopyası Reuters tarafından da ele geçirilen
beyanatta, BM grubunun soruşturmada uluslararası
anlaşmalara riayet edileceği yönünde taahhütte bulunduğu,
ancak soruşturmacıların Viyana'da yapılan soruşturmada
prensiplere uymadıklarını belirtiliyor.
Metinde, "Suriye gelecek dönemde soruşturma konusunda
işbirliği içinde olmak istediğini teyit ediyor, ancak
Konsey'in de bu beyanları dikkate almasını talep ediyor"
ifadeleri yer alıyor.
BM'nin tepkisini çekmekten kaçınan Suriye, BM
müfettişlerinin Viyana'da beş yetkiliyi sorgulamasına
izin vermişti.
Suriye soruşturmada gösterdiği işbirliğinin, cezai
anlamda bir kararı engellemesi gerektiğini belirtti.
Güvenlik Konseyi ise, Suriye'nin işbirliği yapmaması
halinde, birtakım önlemlere başvurulacağı konusunda
Suriye'ye uyarıda bulundu.
AP: "SURİYE KARŞITI GAZETECİNİN ÖLDÜRÜLMESİ, LÜBNANLILARIN
ŞAM'A YÖNELİK KIZGINLIKLARINI ARTIRDI"
BEYRUT, 14/12(AP)(BYE)--- Hüseyin Dakroub bildiriyor:
Önde gelen Suriye karşıtı bir gazetecinin bombalı
saldırı sonucunda öldürülmesi, Lübnanlıların Şam'a yönelik
öfkelerini daha da artırdı. Söz konusu olay, BM'nin
bu tarzdaki cinayetlere yönelik araştırmalarının ve eski
Başbakanın cinayet zanlılarının yargılanması amacıyla bir
mahkeme kurulması yönündeki girişimlerinin hızlandırılmasına
yol açtı.
Bu yıl meydana gelen 14 patlamanın ardındaki kişilerin
bulunmasına yardımcı olunması yönündeki Lübnan'ın yaptığı çağrı,
pek çok kişinin bir zamanların hakim gücü komşu Suriye'yi suçlu
olarak gördüğü Lübnan'da, potansiyel açıdan bölücü bir adım
olarak görülüyor.
Pazartesi günü 48 yaşındaki milletvekili ve önde gelen
gazeteci Gibran Tueni'nin öldürülmesi, Suriye Devlet Başkanı
Beşşar Esad'ın rejiminin değişmesi gerektiğini söyleyen Suriye
karşıtı siyasetçi Walid Jumblatt'ın öfkeli beyanatlarına yol
açtı.
İlk defa Lübnanlı bir siyasetçi olarak bu tarzda bir
çağrıda bulunan Jumblatt, CNN'e yaptığı açıklamada,
"Bu sefer bu rejim değiştirilmeli ve yargılanmalı. Şam'daki
bu adam hasta. Şayet görevde kalırsa Orta Doğu'da istikrara
sahip olamayacağız" dedi.
Tueni'nin ölümü, Hariri suikastını araştıran BM yetkilisi
Detlev Mehlis'in BM Güvenlik Konseyi'ne cinayetle ilgili olarak
ikinci raporunu sunmasından saatler önce gündeme geldi. Tueni,
Mehlis komisyonuna ifade veren yüzlerce şahitten biriydi.
AFP: "HARİRİ OLAYINI SORUŞTURAN KOMİSYONUN GÖREVİNİN
UZATILMASI VE GENİŞLETİLMESİ KONUSUNDA BİR KARAR
TASARISI SUNULDU"
NEW YORK (BM), 14/12(AFP)(BYE)--- Herve Couturier
bildiriyor:
Fransa, Refik Hariri'nin öldürülmesi olayını
araştıran Soruşturma Komisyonunun görev süresini altı ay
uzatan ve kısa süre önce Lübnan'da gerçekleşen başka
suikastları da buna dahil etmek için yetkisini genişleten
bir karar tasarısını dün akşam Güvenlik Konseyi'ne
sundu.
Metinde, Lübnan Hükümetinin bu yöndeki talebini
takiben Alman yargıç Detlev Mehlis başkanlığındaki
komisyonun görev süresinin 15 Haziran 2006'ya kadar
uzatılması öngörülüyor ve bu tarihten sonra yeniden
uzatılması olasılığı Konseye bırakılıyor.
Tasarıda, komisyonun yetkisi dahilinde, 1 Ekim
2004'ten bu yana Lübnan'da gerçekleşen terörist
saldırılar konusunda da soruşturma yapmasına olanak
sağlamak için komisyonunun görevinin genişletilmesi
öngörülüyor.
Lübnan Hükümeti, birkaç aydan bu yana Lübnan'da
Suriye karşıtı siyasilere veya gazetecilere karşı
gerçekleştirilen bir dizi suikastı dahil etmek için
komisyonun yetki alanının genişletilmesini talep etti.
Karar tasarısında, Lübnan Hükümetinin, eski Başbakan
Refik Hariri'yi öldürmekle suçlanan kişileri yargılamak
için uluslararası bir mahkeme kurulması talebine "dikkat
çekiliyor", ancak bu talep üzerinde karara varılmıyor.
Tasarıda, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, "bu konuda gerekli
olan uluslararası yardımın niteliği ve kapsadığı alanın
belirlenmesi" konusunda Beyrut'a yardım etmekle
görevlendiriliyor.
Öte yandan metinde, önceki gün yayımlanan ikinci
Mehlis raporunun sonuçlarından "derin endişe" duyulduğu
belirtilirken, Hariri olayına "Suriyeli ve Lübnanlı üst
düzey yetkililerin karıştığı" teyit ediliyor ve aynı
zamanda Komisyonun, "bu çapta bir cinayetin Lübnanlı
güvenlik servislerinin ve onların Suriyeli mevkidaşlarının
haberi olmadan işlenmiş olabileceği ihtimalinin düşük
olduğu" yolundaki açıklaması da yer alıyor.
Tasarıda, "Suriye Hükümetinin 1636 sayılı kararda
talep edilen tam ve şartsız bir işbirliğinde bulunmadığına"
ilişkin komisyon raporu karşısında Konseyin "derin endişe
duyduğu" dile getiriliyor. Bu karar tasarısı, Şam'ın
işbirliği yapmaması durumunda gizli bir yaptırım tehdidi
içeriyordu.
Metinde, soruşturmayı takiben tam işbirliği yapmasının
Suriye için zorunluluk olduğu yineleniyor ve Komisyondan,
iki ayda bir Suriye'nin işbirliği derecesi de dahil,
kaydedilen gelişmeler konusunda Konseye rapor sunması
isteniyor.
Suriye'nin işbirliği derecesinin tatminkar olup
olmadığı dün BM'de yapılan görüşmelerin odak noktasıydı.
Mehlis, Güvenlik Konseyinde yaptığı açıklamada,
Suriye'nin soruşturmada yeterince işbirliği yapmadığını
söyleyerek, bu hızda bunun "bir veya iki yıl sürebileceği"
uyarısında bulundu.
Suriye Büyükelçisi Fayssal Mekdad, Mehlis'in bu
tespitini reddetti ve "Suriye geçen zaman zarfında tam bir
işbirliği yapmıştır ve gelecek dönemde de işbirliği yapmaya
hazır olduğunu tekrarlamaktadır" dedi.
Annan ise, 15 Aralık'ta görevinden ayrılmak istediğini
dile getiren Mehlis'in, halefi atanana kadar dosyadan
sorumlu olacağını belirtti.
By David Ignatius
This is the time of the assassins in the Arab world. On Monday, they killed a brave Lebanese journalist who dared to tell the truth about Syria. This week in Iraq, they will try to kill people who want to vote. They kill wives to intimidate their husbands. They kill children to frighten their parents into silence. Their power is the ability to create raw fear.
Fewer surprises, but a more potent Mehlis report
By Michael Young
A hasty reading of Detlev Mehlis' second report might lead to the conclusion that the German investigator has little new to offer. However, the document should be far more startling to Rafik Hariri's killers than the first one was, for two reasons: it shows that the machinery for examining the complex web of evidence is in high gear.
Beirut Funeral Kindles Fury Toward Syria (The Washington Post)
By Anthony Shadid, Page A17, December 15, 2005
Tens of thousands of Lebanese on Wednesday buried a prominent journalist, lawmaker and opponent of Syria who was killed when a car bomb hurled his......
Angry Lebanese Bury Assassinated Editor (washingtonpost.com)
By ZEINA KARAM, December 14, 2005BEIRUT, Lebanon -- Tens of thousands of Lebanese _ men and women, Christians and Muslims _ shouted insults at Syria on Wednesday in an outpouring......
Mehlis says Hariri probe moving too slowly
By Leila Hatoum
"Most of the UN Security Council members have expressed their wish to extend the mandate of the UN probe into assassination of former Premier Rafik Hariri before December 15," said a high-ranking United Nations diplomat Wednesday. The diplomat told The Daily Star that "the meeting regarding Lebanon has not yet been added to the UN Security Council's Thursday schedule."
Words without action offer little comfort to a grieving nation
The assassination of Lebanese MP Gebran Tueni saw an outpouring of condemnation and condolences from around the world. Presidents, foreign ministers and other top officials also voiced support for the Lebanese people in their ongoing struggle for freedom, sovereignty and independence, a quest which Tueni himself fearlessly led and for which he paid the ultimate price. The international community, particularly the United States and France.
The Libya option for Syria The Bush administration favors the "Libya option" for Syria - even though it missed the point in the original case. Engagement works much better than containment: diplomacy has a much better chance of bringing Syria back into the international fold.
Committee plans for united Syrian Kurdish opposition
Israel plans to build 200 new homes in the largest West Bank settlement.
EL AHRAR: "AMERİKA TÜRKİYE'DEN, İRAN VE SURİYE'YE
DÜZENLENECEK SALDIRIYA HAZIR OLMASINI
İSTİYOR"
KAHİRE, 14/12(BYE)--- Tirajı günde yaklaşık 300.000
olan ve muhalefet partisi el Ahrar tarafından yayımlanan
el Ahrar gazetesinin 14 Aralık 2005 tarihli sayısında,
yukarıdaki başlık altında yayımlanan haber-yorumun özet
çevirisi şöyledir:
İyi haber alan Türk kaynakları, ABD'nin CIA Başkanı
Porter Goss'un, Türkiye'ye, İran veya Suriye'ye karşı muhtemel
bir askeri operasyon ve hava saldırısı konusunda hazırlıklara
başlaması gerektiğini bildirdiğini açıklıyorlar.
Türkiye'nin Cumhuriyet gazetesi bu kaynaklara dayanarak
dünkü sayısında yayımladığı haberde, halen Ankara'da bulunan
Goss'un MİT Müsteşarı ile yaptığı görüşmelerde Türk tarafına
Washington'un önemle üzerinde durduğu üç dosya ilettiğini, bu
dosyalardan birinin İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili olup
bunun, Türkiye dahil tüm bölge ülkeleri için tehlike oluşturduğu
ve Ankara'nın Tahran'a uygulanan Amerikan politikasıyla uyum
içinde olması gerektiği üzerinde durduğunu aktardı. Haberde,
ayrıca Goss'un, Türkiye üzerinden Suriye ve İran'a Türk
firmaları tarafından nükleer malzeme ve parçaların
kaçırılmasının önlenmesi için tedbirlerin alınmasını talep
ettiği belirtildi.
Genel olarak Türk gazeteleri, diplomatik kulislerden
edilen bilgilerin, FBI ve CIA başkanlarını son iki gün içinde
peşpeşe Ankara'yı ziyaret etmeye iten başlıca nedenin arkasında,
ABD'nin bölgede girişeceği muhtemel askeri operasyon ile
Türkiye'den bu konuda tutumunu netleştirmesini istemenin
yattığını doğruladığını belirtiyorlar.
Sabah gazetesi ise, ABD'nin Büyük Orta Doğu ve Kuzey
Afrika projesini uygulamaya başladığını vurgulayarak, Türkiye
üzerinden uluslararası enerji koridorlarının temini yönünde
tam destek vermesini Ankara'dan istediğini yazdı. Gazete, bu
bağlamda, CIA Başkanı Goss'un Türk tarafından, Orta Doğu
bölgesi ve Orta Asya Cumhuriyetlerinde Washington ile
işbirliği yapılmasını, CIA elemanlarının ve paketlerinin
Türkiye'den Irak'a giriş çıkışlarının kolaylaştırılmasını
istediğini bildiriyor.
EL AHRAM: "AMR MUSA SURİYE İLE LÜBNAN'IN İLİŞKİLERİNİN
BOZULMAMASI GEREKTİĞİNİ VURGULUYOR"
KAHİRE, 14/12(BYE)--- Tirajı günde bir buçuk milyon olan
hükümet yanlısı el Ahram gazetesinin 14 Aralık 2005 tarihli
sayısında, el Azp el Tayyip Tahir imzasıyla ve yukarıdaki
başlık altında yayımlanan haberin özet çevirisi şöyledir:
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa Doha'da el Ahram'a
yaptığı açıklamada, Suriye ile Lübnan arasında yaşanan son
gelişmelerin olumsuz yansımalarını bertaraf etmek amacıyla
sürdürülen çabalara katkıda bulunmak üzere, bu iki ülkeyi
ziyaret edeceğini bildirerek, bu iki ülkenin ilişkilerinin
kaderiyle oynamanın ve Lübnan'da çalkantılara yol açmanın
çok tehlikeli olduğunu dile getirdi.
Arap bölgesinin çok olumsuz ve sıkıntılı gelişmelerin
yaşandığı bir süreçten geçtiğine dikkati çeken Musa, Irak'ta
seçimlerin gelecek açısından ulusal uzlaşma üzerine kurulu
bir Irak'a temel oluşturacak şekilde saydamlık ve dürüstlük
içinde geçmesini umduğunu söyledi.
Arapları meşgul eden pek çok soruna rağmen Filistin
sorununun bölgenin başlıca ve büyük sorunu olmayı
sürdüreceğini bildiren Musa, İran'ın nükleer programına
ilişkin olarak, Arapların bu konuda değişmez tutumunun
bölgenin istisnasız tüm toplu imha ve nükleer silahlardan
arınması olduğunu kaydetti.
SANA: "SURİYE VE TÜRKİYE, SINIR İLİŞKİLERİNİN
GELİŞTİRİLMESİNİ GÖRÜŞÜYORLAR"
ANKARA, 14/12(BYE)--- Suriye Haber Ajansı'nın
(SANA) 14 Aralık 2005 tarihli Arapça internet sayfasında
yer alan Kamışlı çıkışlı haberin çevirisi şöyledir:
Kamışlı Bölge Müdürü Albay Talat Selam, Türk mevkidaşı
Nusaybin Kaymakamı Ersin Emiroğlu ile bugün, sınır bölgeleri
arasındaki işbirliği çerçevesinde, Kamışlı ve Nusaybin
arasındaki sınır ilişkilerini geliştirmenin yollarını
görüştü.
Türk heyetinin Kamışlı'ya yaptığı ziyaret sırasında
Selam ve Emiroğlu, Suriyeli ve Türk yolcuların Nusaybin
sınır kapısından geçişleri ve Kurban Bayramı'nda akraba
ziyaretlerinin başarı ile gerçekleşmesi için alınmış
önlemleri görüştüler. Görüşmelerde ayrıca, sınır kapısından
yolcu geçişlerinin kolaylaştırılması için çalışmalara
hız verilmesi gerektiği belirtildi.
Bu arada Kamışlı Bölge Müdürü ile Nusaybin Kaymakamı,
iki komşu ülke, Suriye ve Türkiye arasındaki tarihi
ilişkilerin derinliğini vurguladı. Bu derinliğin, özellikle
komşu illerde öne çıktığını belirten iki yetkili, bu ilişkileri
tarihi bağlar ve karşılıklı duyguların bir ifadesi olarak
sürdürmenin önemini vurguladı.
Haseke ilinden 5 bin kişinin, Türkiye'nin Mardin ilindeki
akraba ve arkadaşlarını ziyaret etmesi beklenirken, aynı sayıda
kişinin de Rasulayn/Ceylanpınar sınır kapısından geçerek,
Şanlıurfa ilini ziyaret etmesi bekleniyor.
REUTERS: "SURİYE İŞBİRLİĞİNDE YAVAŞ DAVRANDIĞI YÖNÜNDEKİ
SUÇLAMALARI REDDETTİ"
ŞAM, 14/12(REUTERS)(BYE)--- İnal Ersan bildiriyor:
Suriye, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri suikastıyla
ilgili soruşturmada yeterince işbirliği göstermediği
yönündeki suçlamaları reddetti ve beş yetkilinin
sorgulanması sırasında usulsüzlük yapıldığı konusunda
şikayette bulundu.
Suriye BM Güvenlik Konseyi'ne hitaben, "Uluslararası
soruşturma komisyonuna Suriye'nin tamamen iştirak etmesini
talep eden ve Suriye tarafının işbirliği konusunda yavaş
bir tutum sergilediğini gösteren rapordaki hatalı
ifadelere katılmıyoruz" dedi.
Bir kopyası Reuters tarafından da ele geçirilen
beyanatta, BM grubunun soruşturmada uluslararası
anlaşmalara riayet edileceği yönünde taahhütte bulunduğu,
ancak soruşturmacıların Viyana'da yapılan soruşturmada
prensiplere uymadıklarını belirtiliyor.
Metinde, "Suriye gelecek dönemde soruşturma konusunda
işbirliği içinde olmak istediğini teyit ediyor, ancak
Konsey'in de bu beyanları dikkate almasını talep ediyor"
ifadeleri yer alıyor.
BM'nin tepkisini çekmekten kaçınan Suriye, BM
müfettişlerinin Viyana'da beş yetkiliyi sorgulamasına
izin vermişti.
Suriye soruşturmada gösterdiği işbirliğinin, cezai
anlamda bir kararı engellemesi gerektiğini belirtti.
Güvenlik Konseyi ise, Suriye'nin işbirliği yapmaması
halinde, birtakım önlemlere başvurulacağı konusunda
Suriye'ye uyarıda bulundu.
AP: "SURİYE KARŞITI GAZETECİNİN ÖLDÜRÜLMESİ, LÜBNANLILARIN
ŞAM'A YÖNELİK KIZGINLIKLARINI ARTIRDI"
BEYRUT, 14/12(AP)(BYE)--- Hüseyin Dakroub bildiriyor:
Önde gelen Suriye karşıtı bir gazetecinin bombalı
saldırı sonucunda öldürülmesi, Lübnanlıların Şam'a yönelik
öfkelerini daha da artırdı. Söz konusu olay, BM'nin
bu tarzdaki cinayetlere yönelik araştırmalarının ve eski
Başbakanın cinayet zanlılarının yargılanması amacıyla bir
mahkeme kurulması yönündeki girişimlerinin hızlandırılmasına
yol açtı.
Bu yıl meydana gelen 14 patlamanın ardındaki kişilerin
bulunmasına yardımcı olunması yönündeki Lübnan'ın yaptığı çağrı,
pek çok kişinin bir zamanların hakim gücü komşu Suriye'yi suçlu
olarak gördüğü Lübnan'da, potansiyel açıdan bölücü bir adım
olarak görülüyor.
Pazartesi günü 48 yaşındaki milletvekili ve önde gelen
gazeteci Gibran Tueni'nin öldürülmesi, Suriye Devlet Başkanı
Beşşar Esad'ın rejiminin değişmesi gerektiğini söyleyen Suriye
karşıtı siyasetçi Walid Jumblatt'ın öfkeli beyanatlarına yol
açtı.
İlk defa Lübnanlı bir siyasetçi olarak bu tarzda bir
çağrıda bulunan Jumblatt, CNN'e yaptığı açıklamada,
"Bu sefer bu rejim değiştirilmeli ve yargılanmalı. Şam'daki
bu adam hasta. Şayet görevde kalırsa Orta Doğu'da istikrara
sahip olamayacağız" dedi.
Tueni'nin ölümü, Hariri suikastını araştıran BM yetkilisi
Detlev Mehlis'in BM Güvenlik Konseyi'ne cinayetle ilgili olarak
ikinci raporunu sunmasından saatler önce gündeme geldi. Tueni,
Mehlis komisyonuna ifade veren yüzlerce şahitten biriydi.
AFP: "HARİRİ OLAYINI SORUŞTURAN KOMİSYONUN GÖREVİNİN
UZATILMASI VE GENİŞLETİLMESİ KONUSUNDA BİR KARAR
TASARISI SUNULDU"
NEW YORK (BM), 14/12(AFP)(BYE)--- Herve Couturier
bildiriyor:
Fransa, Refik Hariri'nin öldürülmesi olayını
araştıran Soruşturma Komisyonunun görev süresini altı ay
uzatan ve kısa süre önce Lübnan'da gerçekleşen başka
suikastları da buna dahil etmek için yetkisini genişleten
bir karar tasarısını dün akşam Güvenlik Konseyi'ne
sundu.
Metinde, Lübnan Hükümetinin bu yöndeki talebini
takiben Alman yargıç Detlev Mehlis başkanlığındaki
komisyonun görev süresinin 15 Haziran 2006'ya kadar
uzatılması öngörülüyor ve bu tarihten sonra yeniden
uzatılması olasılığı Konseye bırakılıyor.
Tasarıda, komisyonun yetkisi dahilinde, 1 Ekim
2004'ten bu yana Lübnan'da gerçekleşen terörist
saldırılar konusunda da soruşturma yapmasına olanak
sağlamak için komisyonunun görevinin genişletilmesi
öngörülüyor.
Lübnan Hükümeti, birkaç aydan bu yana Lübnan'da
Suriye karşıtı siyasilere veya gazetecilere karşı
gerçekleştirilen bir dizi suikastı dahil etmek için
komisyonun yetki alanının genişletilmesini talep etti.
Karar tasarısında, Lübnan Hükümetinin, eski Başbakan
Refik Hariri'yi öldürmekle suçlanan kişileri yargılamak
için uluslararası bir mahkeme kurulması talebine "dikkat
çekiliyor", ancak bu talep üzerinde karara varılmıyor.
Tasarıda, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, "bu konuda gerekli
olan uluslararası yardımın niteliği ve kapsadığı alanın
belirlenmesi" konusunda Beyrut'a yardım etmekle
görevlendiriliyor.
Öte yandan metinde, önceki gün yayımlanan ikinci
Mehlis raporunun sonuçlarından "derin endişe" duyulduğu
belirtilirken, Hariri olayına "Suriyeli ve Lübnanlı üst
düzey yetkililerin karıştığı" teyit ediliyor ve aynı
zamanda Komisyonun, "bu çapta bir cinayetin Lübnanlı
güvenlik servislerinin ve onların Suriyeli mevkidaşlarının
haberi olmadan işlenmiş olabileceği ihtimalinin düşük
olduğu" yolundaki açıklaması da yer alıyor.
Tasarıda, "Suriye Hükümetinin 1636 sayılı kararda
talep edilen tam ve şartsız bir işbirliğinde bulunmadığına"
ilişkin komisyon raporu karşısında Konseyin "derin endişe
duyduğu" dile getiriliyor. Bu karar tasarısı, Şam'ın
işbirliği yapmaması durumunda gizli bir yaptırım tehdidi
içeriyordu.
Metinde, soruşturmayı takiben tam işbirliği yapmasının
Suriye için zorunluluk olduğu yineleniyor ve Komisyondan,
iki ayda bir Suriye'nin işbirliği derecesi de dahil,
kaydedilen gelişmeler konusunda Konseye rapor sunması
isteniyor.
Suriye'nin işbirliği derecesinin tatminkar olup
olmadığı dün BM'de yapılan görüşmelerin odak noktasıydı.
Mehlis, Güvenlik Konseyinde yaptığı açıklamada,
Suriye'nin soruşturmada yeterince işbirliği yapmadığını
söyleyerek, bu hızda bunun "bir veya iki yıl sürebileceği"
uyarısında bulundu.
Suriye Büyükelçisi Fayssal Mekdad, Mehlis'in bu
tespitini reddetti ve "Suriye geçen zaman zarfında tam bir
işbirliği yapmıştır ve gelecek dönemde de işbirliği yapmaya
hazır olduğunu tekrarlamaktadır" dedi.
Annan ise, 15 Aralık'ta görevinden ayrılmak istediğini
dile getiren Mehlis'in, halefi atanana kadar dosyadan
sorumlu olacağını belirtti.
Wednesday, December 14, 2005
BULLETIN No.18
Breaking The Assassins (The Washington Post)
By David Ignatius, Page A29, December 14, 2005
This is the time of the assassins in the Arab world. On Monday they killed a brave Lebanese journalist who dared to tell the truth about Syria.......
Editorial Get serious on Syria
Syria critic's murder plunges Lebanon into crisis
Political leaders call for a demonstration in Beirut today in protest at the murder of a leading journalist.
Smeared with blood Lebanon and Syria: Lebanon is a small country, but its politics are fiendishly complicated and easily open to exploitation by powerful neighbours.
Le Monde Diplomatique Syria: a concerted offensive by Alain Gresh
From Detlev Mehlis, a final warning
Tueni's murder polarizes Lebanon Shiite ministers walked out of government, protesting a UN probe of a year-long assassination campaign. Syrians edgy over UN report
IHT The return of the neocons H.D.S. GREENWAY Things have gone so badly in Iraq that one hopes that further regime change in Syria won't gain any traction.
Defeat them with the truth
Syrians fearful of becoming next Iraq
Lebanese Tremors, Syrian Earthquake?
US wants UN to increase pressure on Syria
Forbes - USAWASHINGTON (AFX) - The White House said that the UN Security Council should 'increase the pressure' on Syria after a report implicated high-ranking Syrian ...
U.N. Is Urged to Expand Hariri Probe (The Washington Post)
By Colum Lynch, Page A24, December 14, 2005UNITED NATIONS, Dec. 13 -- The United States, France and Britain introduced a resolution on Tuesday to expand a U.N. probe into the assassination......
Syria denies charge of slow cooperation
Reuters - USADAMASCUS (Reuters) - Syria on Tuesday rebuffed assertions by a UN inquiry into the killing of a former Lebanese Prime Minister Rafik al-Hariri of slow ...
U.N. Considers Expansion of Hariri Probe (washingtonpost.com)
By NICK WADHAMS, December 13, 2005UNITED NATIONS -- Syria still is not fully cooperating with a probe into the assassination of Lebanon's former prime minister, and investigators......
Jerusalem Post IDF: Syrian army spread too thin to threaten Israel
Syrians are cracking down on Jihadists according to a Syrian Official
Syria Comment
[CİBRAN TÜVEYNİ SUİKASTI] Lübnan hızla iç savaşa kayarken...
PROF. DR. MUHAMMED NUREDDİN - Zaman
Milletvekili Cibran Tüveyni suikastıyla birlikte Lübnan meselesi, 1 yıl 4 ayı aşkın süredir gergin sürecini devam ettiriyor.
Suikast eyleminin ayrıntılı yönlerine ve Tuveyni’nin Suriye karşıtı tutumlarına girmek, Lübnan’da olan biteni anlamaya destek olmayacaktır kesinlikle. Zira Lübnan, Ortadoğu’daki ileri gelen Batılı uzmanların dahi anlamasına direnen özelliklerin ve çıkmazların ülkesidir. Lübnan ancak genel tarihi süreci çerçevesinde, dış güçler (İsrail ve Batı) ile Arap bölgesi güçleri arasında tartışmalı ve karışık konumuyla anlaşılabilir. Bu bağlamda aşağıdaki noktaları hatırlatmakta fayda var:
Lübnan’daki kanlı ve gergin süreç, Eylül 2004 başında Güvenlik Konseyi’nin 1559 sayılı kararıyla başladı. Bu önemli karar şu taleplerde bulundu: a) Suriye güçlerinin Lübnan’dan çekilmesi, b) Lübnan mülteci kamplarındaki Filistinlilerin silahlarının alınması, c) Hizbullah’ın silahının alınması.
Suikast serisi bu uluslararası karar sonrası baş gösterdi. En belirgin durağı ise 14 Şubat 2005’teki Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri suikastıydı. Bunu, sonuncusu milletvekili Cibran Tüveyni olmak üzere birçok isme yönelik suikastlar izledi.
Geçen bahardan itibaren Detlev Mehlis başkanlığında Hariri suikastı uluslararası soruşturma komisyonu belirdi ve komisyon, Lübnan-Suriye siyasi ve güvenlik sahnesinde temel etken haline geldi.
Hiç şüphesiz Lübnan’ın bir küsur yıldır içinden geçtiği şartlar, olağandışı ve tehlikeli. Tarihî olarak Lübnan’ın kimliği, Lübnan’ın Arap bölgesinin mi; yoksa Batılı politikaların mı parçası olduğu konulu çekişmeyle bağlantılı. Şu an ise Irak’taki Amerikan işgali ve George Bush yönetiminin tahrik ettiği mezhepçi fitnelerle ilişkili. Ayrıca Arapları zayıflatmayı sürdüren İsrail eğilimiyle de ilintili. Özellikle de Lübnan, Hizbullah’ın gücü kanalıyla İsrail’i 2000 Mayıs’ında yenilgiye uğratmışken.
Üçlü kıskacın perde arkası...
Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahud’un 2004 Ağustos’u sonunda görev süresi uzatılmadan önce Başkan Bush, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın kendisiyle 2004 Haziran’ında -yani Lahud’un görev süresinin uzatılmasından iki ay önce- Suriye ve Hizbullah’a karşı Güvenlik Konseyi’nde karar çıkarılması ve işbirliği konusunu ele aldığını itiraf etti. Chirac’ın eğilimi Washington ve İsrail çıkarlarıyla buluşmuştu. Burada Fransa, Irak’taki Amerikan işgaline sessiz kalması karşılığı Lübnan’da kaybolan nüfuzunu tekrar kazanmak istiyor ve o vakit uluslararası karar, Hizbullah’ın silahından kurtulma yönündeki müzmin İsrail talebini hayata geçiriyordu. Kesişen bu çıkarlar, Suriye’ye yönelik baskılar noktasında buluştu ve Türkiye, Beşar Esad ve Recep Tayyip Erdoğan döneminde Ankara-Şam ilişkilerindeki tarih’i iyileşmeye rağmen Suriye’yi ablukaya alma amaçlı Amerikan baskılarından kurtaramadı kendisini.
Amerikan-Fransız-İsrail üçgeni, Suriye’yi ve Lübnan’daki müttefiklerini zora sokmak için uluslararası soruşturma komisyonunu kullandılar. Cibran Tüveyni ve öncesindeki George Havi, Semir Kasir ve Refik Hariri suikastları Lübnan’ın kimliğini değiştirme çalışmasındaki duraklardan ibaret. Onları kimlerin öldürdüğü önemli değil ve henüz bu suikastları kimlerin gerçekleştirdiği kesin değil. Fakat olayların akışı, Suriye’nin velayetinin ABD-Fransa ve arkalarında İsrail’in velayetiyle değiştirme amaçlı çabalara işaret ediyor. Batı’nın, Lübnan yaşamının ayrıntılarındaki siyasi ve güvenlik müdahalesi skandal dereceye ulaştı. Suriye ile sınırın çizilmesi ve Filistinlilerin silahının alınması gibi yirmi yıllık hassas konular kaşındı. Hedef ise iç fitneyi patlatmaktan başka bir şey değil. Lübnan küçük bir ülke ve Suriye güçlerinin çekilmesinden bu yana güvenlik sahasında savunmasız hale geldi. Bütün ülkelerin istihbaratları tam bir özgürlükle cirit atıyor. Bu yüzden Lübnan şu an kapsamlı güvenlik kaosu içinde yer alıyor. Bu ise Washington’un Ortadoğu bölgesinde genelleşmesi için çalıştığı ‘kurulu kaosu’ hatırlatıyor. Sıranın şimdi Lübnan’a geldiği açık.
Silahsız iç savaş!
Lübnan’da şu an yaşanan, silahsız ‘sivil iç savaş’. Lübnan’da herkes silahlanıyor. Meydana gelen her suikast, böyle bir savaşın patlak vermesini hızlandırıyor. Patlak vermesi durumunda ‘Lübnan iç savaşından kim istifade eder?’ sorusuna verilecek cevap, Lübnan’ın tahrip edilmesini ve yıkımını isteyen güçlerin belirlenmesinde bize yardımcı olacaktır. Soruya verilecek cevap imkansız değil. İslam dünyasının (tıpkı Irak’ta olduğu gibi Sünni-Şii, Kürt-Arap) mezhep ve etnik kütlelere ayrılması çerçevesinde Cibran Tüveyni ve öncesindeki suikastlardan en fazla kârlı çıkanın İsrail ve ABD olduğu tereddütsüz ifade edilebilir. Lübnan siyasi, güvenlik, ekonomi, hukuki ve kültürel bütün alanlarda Batı velayeti altına girme yönünde ilerliyor. Dahası Lübnan hükümeti hükümet içindeki çoğunluk ve azınlık mantığıyla kararlar alıyor. Bu durum, tamamı azınlık gruplardan oluşan ve hayati kararlarını uzlaşı ilkesiyle hükme bağlayan Lübnan toplumunun özelliğiyle çelişmekte. Çoğunluk ve azınlık mantığıyla hareket etmek, Lübnan’ı ABD, Fransa ve İsrail’e teslim eder. Bu ise Lübnan’ın bağımsızlığı ve istikrarı için en büyük tehlikedir. Lübnan bu yüzden büyük bir patlamaya doğru gidiyor ve bu sürecin durdurulması için bir mucizeye muhtaç. Lübnan ve bölgedeki istikrarın tek yolu, Batı’nın Müslümanlara, kültürlerine ve kimliklerine yönelik saldırılarını tamamlamasının önüne geçilmesi. Bu ise Arapların, İranlıların, Türklerin ve bütün İslam dünyasının sorumluluğudur. Yoksa sıra ülke ülke herkesi bekliyor.
REUTERS: "BM GÜVENLİK KONSEYİ LÜBNAN'DAKİ ÖLÜM OLAYLARI İLE
İLGİLİ HAREKETE GEÇME KONUSUNU DEĞERLENDİRİYOR"
WASHINGTON, 13/12(REUTERS)(BYE)--- 15 ülkeden oluşan
BM Güvenlik Konseyi'nin gündeminde, Suriyeli yetkilileri
Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastiyle ilgili
araştırmaları engellemekle suçlayan bir Birleşmiş Milletler
soruşturması var.
Konsey öncelikle Hariri'ye düzenlenen suikastı
soruşturan Birleşmiş Milletler Komisyonu Başkanı Detlev
Mehlis'in sunumunu dinledi. Mehlis dün teslim ettiği
raporunda, 14 Şubat'ta Beyrut'ta Hariri'yle birlikte 22
kişinin daha ölmesine neden olan bombalı suikastin arkasında
Suriye'nin olduğuna dair delilleri olduğunu belirtti.
Bununla beraber konseyin bu hafta, Lübnan ve araştırmadan
ayrılacak olan Mehlis'in talebi üzerine, Hariri'nin ölümüyle
ilgili soruşturmayı altı ay daha uzatması bekleniyor.
Fransa da dün soruşturmanın, içlerinde gazete sahibi
ve milletvekili Cebran Tueni'nin de bulunduğu birçok kişinin
hayatını kaybetmesine neden olan Lübnan'daki diğer
suikastlerle ilgili olarak genişletilmesini istedi.
Fransa'nın BM Büyükelçisi Jean Marc de la Sabliere
konuya ilişkin açıklamasında, "Eğer Lübnan hükümetinden bir
istek gelirse, heyetim de bunu destekleyecektir. Konseyin
bu konuda aynı yönde hareket etmesi için elimizden geleni
yapacağız" dedi.
Fakat konseyin karşı karşıya kaldığı en tartışmalı konu,
31 Ocak'ta kabul edilen ve Suriye'nin Mehlis'in ekibine
destek olmadığı takdirde Suriye'ye "daha ileri düzeyde tedbir
alınacağı" yönünde göz dağı verilen bir karar. Bu karar
yaptırımla sonuçlanabilir.
Sabliere ve Amerika Büyükelçisi John Bolton dün
yaptıkları açıklamalarda, bazı ilerlemelere rağmen, Şam'ın
henüz konseyin isteklerini karşılamadığını ifade ettiler.
Cezayir'in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Abdallah
Baali'nin yavaş bir başlangıçla beraber Suriye'nin desteğinin
arttığını söylemesinin ardından konseyin içinde ayrılıkların
oluşması bekleniyor. Rusya ve Çin de genellikle genellikle
yaptırımlara karşı çıkıyor.
Konsey toplantısına başkanlık eden İngiliz Büyükelçisi
Emry Jones Parry daha sonra yaptığı açıklamada henüz
yaptırımlardan yana olup olmadıklarını söylemek için
çok erken olduğunu söyledi.
Ekim ayı içinde Mehlis'in ekibi, Hariri suikastinin
arkasında Suriye istihbarat örgütünün ve örgütün Lübnanlı
destekçilerinin olduğunu kaydetmişti. Mehlis'in bu
açıklamasından beri yaptığı incelemeler de bu yöndeki
bulgularını doğruluyor.
Mehlis ise bunu raporunda; "Elde edilen bulgular,
Lübnan ve Suriye istihbarat örgütlerini, Hariri'yi öldürmeyi
amaçlayan örgütlü operasyonun faillerini, destekçilerini ve örgütleyicilerini doğrudan gösteriyor" şeklinde ifade etti.
AP: "IRAKLI ŞİİLER KUZEYDEKİ KÜRT ÖZERKLİĞİNE
GİDEREK DAHA FAZLA GIPTAYLA BAKIYOR"
NASIRİYE(IRAK), 13/12(AP)(BYE)--- Elena Becatoros
bildiriyor:
Irak'ın petrol zengini güneyindeki Şii bölgeleri,
kurulacak yeni Irak'ta söz konusu bölgedeki zengin kaynakları
denetimleri altına almak ve kuzeyde Kürtlerin 14 yıldır
sürdürdükleri özerkliğin bir benzerini burada kurmak
istiyorlar.
Ne var ki böyle bir olasılık ülkede artık azınlıkta
kalan Sünnileri endişelendiriyor; merkezi sistemin
zayıflayacağı bir Irak'ta Kürtlerin ve Şiilerin ülkenin
iki ana petrol merkezini ele geçirmelerinden korkuyor.
Birçok Sünni Arap Şiilerin ve Kürtlerin daha geniş
bir özerklik sağlamak amacıyla yeni anayasada yer verilmesi
için bastırdığı düzenlemelerin geri alınmasını talep ediyor.
Perşembe günü seçilecek yeni parlamento, anayasa
değişikliklerini dört ay içerisinde görüşecek ve bunları
referanduma sunacak.
ABD'nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad gazetecilere
konuya ilişkin şu açıklamada bulundu: "Güneyde Kürdistan'ı
taklit etmeye, orada geçerli olan hakları talep etmeye
niyetli güçlü bir siyasi hareket mevcut. Seçimlerden çıkacak
yeni parlamentonun başetmesi gerekecek meselelerden biri de
bu olacak."
Halilzad, Kürt bölgesine ilişkin olarak ise, "Ekonomik
açıdan Kürdistan'da birçok olumlu gelişme söz konusu.
Kürdistan'ın deneyimlerinden çıkarılacak dersler var. Ama
bu bölgenin gelişmesi için uzun bir zamana ihtiyaç var.
Doğru politikalar benimsemeliler" dedi.
AFP: "LÜBNAN, SALDIRILAR KONUSUNDAKİ SORUŞTURMADA BM'NİN
YARDIMINI İSTİYOR... EMEL VE HİZBULLAH HÜKÜMETE
KATILMAYI ASKIYA ALDILAR"
BEYRUT, 13/12(AFP)(BYE)--- Enformasyon Bakanı Gazi Aridi
yaptığı açıklamada, Lübnan hükümetinin, Ekim 2004'ten bu yana
Suriye karşıtı Lübnanlı şahsiyetlere karşı bir dizi saldırı
ya da saldırı girişimi konusundaki soruşturmada BM'nin
yardımını isteme kararı aldığını bildirdi.
Cibran Tueni'nin öldürülmesinin ardından yapılan ve
yaklaşık dört saat süren bakanlar kurulunun olağanüstü
toplantısı sonunda basına açıklamada bulunan Aridi, "Hükümet,
BM Güvenlik Konseyi'nden, 1595 sayılı karara göre kurulan
soruşturma komisyonunun görevini genişletmesini veya ülkeyi
vuran bir dizi terörist cinayetler konusundaki soruşturmada
Lübnanlı yetkililere yardım etmek için bağımsız bir komisyon
kurulmasını talep edecek" dedi.
Aridi ayrıca hükümetinin, BM Güvenlik Konseyi'nden,
Refik Hariri'nin öldürülmesi olayında Lübnan'da ya da ülke
dışında uluslararası nitelikte bir mahkeme kurulması kararı
almasını istemek niyetinde olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu arada, Şii Emel-Hizbullah koalisyonunun bakanları,
Refik Hariri suikastinin sorumlularını yargılamak için
uluslararası bir mahkemeden yana tavır takınan Lübnan
hükümetine "katılımlarını askıya aldılar."
Hizbullah mensubu Enerji Bakanı Muhammed Fneich, "Eski
Başbakan Refik Hariri'nin öldürülmesi olayında uluslararası
bir mahkeme kurulması lehinde oy verilmesinden sonra
yönetimlerimizle istişarelerde bulunmak için hükümete
katılmayı askıya alıyoruz" dedi.
Lübnan hükümeti ayrıca, bir yıldan bu yana Lübnan'da
Suriye karşıtı şahsiyetlerin öldürülmesi konusunda
uluslararası bir soruşturma lehinde de karar aldı.
Hükümet kaynaklarına göre, Hizbullah'ın iki bakanı
ile Emel'in üç bakanı oylamaya katılmadı.
By David Ignatius, Page A29, December 14, 2005
This is the time of the assassins in the Arab world. On Monday they killed a brave Lebanese journalist who dared to tell the truth about Syria.......
Editorial Get serious on Syria
Syria critic's murder plunges Lebanon into crisis
Political leaders call for a demonstration in Beirut today in protest at the murder of a leading journalist.
Smeared with blood Lebanon and Syria: Lebanon is a small country, but its politics are fiendishly complicated and easily open to exploitation by powerful neighbours.
Le Monde Diplomatique Syria: a concerted offensive by Alain Gresh
From Detlev Mehlis, a final warning
Tueni's murder polarizes Lebanon Shiite ministers walked out of government, protesting a UN probe of a year-long assassination campaign. Syrians edgy over UN report
IHT The return of the neocons H.D.S. GREENWAY Things have gone so badly in Iraq that one hopes that further regime change in Syria won't gain any traction.
Defeat them with the truth
Syrians fearful of becoming next Iraq
Lebanese Tremors, Syrian Earthquake?
US wants UN to increase pressure on Syria
Forbes - USAWASHINGTON (AFX) - The White House said that the UN Security Council should 'increase the pressure' on Syria after a report implicated high-ranking Syrian ...
U.N. Is Urged to Expand Hariri Probe (The Washington Post)
By Colum Lynch, Page A24, December 14, 2005UNITED NATIONS, Dec. 13 -- The United States, France and Britain introduced a resolution on Tuesday to expand a U.N. probe into the assassination......
Syria denies charge of slow cooperation
Reuters - USADAMASCUS (Reuters) - Syria on Tuesday rebuffed assertions by a UN inquiry into the killing of a former Lebanese Prime Minister Rafik al-Hariri of slow ...
U.N. Considers Expansion of Hariri Probe (washingtonpost.com)
By NICK WADHAMS, December 13, 2005UNITED NATIONS -- Syria still is not fully cooperating with a probe into the assassination of Lebanon's former prime minister, and investigators......
Jerusalem Post IDF: Syrian army spread too thin to threaten Israel
Syrians are cracking down on Jihadists according to a Syrian Official
Syria Comment
[CİBRAN TÜVEYNİ SUİKASTI] Lübnan hızla iç savaşa kayarken...
PROF. DR. MUHAMMED NUREDDİN - Zaman
Milletvekili Cibran Tüveyni suikastıyla birlikte Lübnan meselesi, 1 yıl 4 ayı aşkın süredir gergin sürecini devam ettiriyor.
Suikast eyleminin ayrıntılı yönlerine ve Tuveyni’nin Suriye karşıtı tutumlarına girmek, Lübnan’da olan biteni anlamaya destek olmayacaktır kesinlikle. Zira Lübnan, Ortadoğu’daki ileri gelen Batılı uzmanların dahi anlamasına direnen özelliklerin ve çıkmazların ülkesidir. Lübnan ancak genel tarihi süreci çerçevesinde, dış güçler (İsrail ve Batı) ile Arap bölgesi güçleri arasında tartışmalı ve karışık konumuyla anlaşılabilir. Bu bağlamda aşağıdaki noktaları hatırlatmakta fayda var:
Lübnan’daki kanlı ve gergin süreç, Eylül 2004 başında Güvenlik Konseyi’nin 1559 sayılı kararıyla başladı. Bu önemli karar şu taleplerde bulundu: a) Suriye güçlerinin Lübnan’dan çekilmesi, b) Lübnan mülteci kamplarındaki Filistinlilerin silahlarının alınması, c) Hizbullah’ın silahının alınması.
Suikast serisi bu uluslararası karar sonrası baş gösterdi. En belirgin durağı ise 14 Şubat 2005’teki Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri suikastıydı. Bunu, sonuncusu milletvekili Cibran Tüveyni olmak üzere birçok isme yönelik suikastlar izledi.
Geçen bahardan itibaren Detlev Mehlis başkanlığında Hariri suikastı uluslararası soruşturma komisyonu belirdi ve komisyon, Lübnan-Suriye siyasi ve güvenlik sahnesinde temel etken haline geldi.
Hiç şüphesiz Lübnan’ın bir küsur yıldır içinden geçtiği şartlar, olağandışı ve tehlikeli. Tarihî olarak Lübnan’ın kimliği, Lübnan’ın Arap bölgesinin mi; yoksa Batılı politikaların mı parçası olduğu konulu çekişmeyle bağlantılı. Şu an ise Irak’taki Amerikan işgali ve George Bush yönetiminin tahrik ettiği mezhepçi fitnelerle ilişkili. Ayrıca Arapları zayıflatmayı sürdüren İsrail eğilimiyle de ilintili. Özellikle de Lübnan, Hizbullah’ın gücü kanalıyla İsrail’i 2000 Mayıs’ında yenilgiye uğratmışken.
Üçlü kıskacın perde arkası...
Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahud’un 2004 Ağustos’u sonunda görev süresi uzatılmadan önce Başkan Bush, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın kendisiyle 2004 Haziran’ında -yani Lahud’un görev süresinin uzatılmasından iki ay önce- Suriye ve Hizbullah’a karşı Güvenlik Konseyi’nde karar çıkarılması ve işbirliği konusunu ele aldığını itiraf etti. Chirac’ın eğilimi Washington ve İsrail çıkarlarıyla buluşmuştu. Burada Fransa, Irak’taki Amerikan işgaline sessiz kalması karşılığı Lübnan’da kaybolan nüfuzunu tekrar kazanmak istiyor ve o vakit uluslararası karar, Hizbullah’ın silahından kurtulma yönündeki müzmin İsrail talebini hayata geçiriyordu. Kesişen bu çıkarlar, Suriye’ye yönelik baskılar noktasında buluştu ve Türkiye, Beşar Esad ve Recep Tayyip Erdoğan döneminde Ankara-Şam ilişkilerindeki tarih’i iyileşmeye rağmen Suriye’yi ablukaya alma amaçlı Amerikan baskılarından kurtaramadı kendisini.
Amerikan-Fransız-İsrail üçgeni, Suriye’yi ve Lübnan’daki müttefiklerini zora sokmak için uluslararası soruşturma komisyonunu kullandılar. Cibran Tüveyni ve öncesindeki George Havi, Semir Kasir ve Refik Hariri suikastları Lübnan’ın kimliğini değiştirme çalışmasındaki duraklardan ibaret. Onları kimlerin öldürdüğü önemli değil ve henüz bu suikastları kimlerin gerçekleştirdiği kesin değil. Fakat olayların akışı, Suriye’nin velayetinin ABD-Fransa ve arkalarında İsrail’in velayetiyle değiştirme amaçlı çabalara işaret ediyor. Batı’nın, Lübnan yaşamının ayrıntılarındaki siyasi ve güvenlik müdahalesi skandal dereceye ulaştı. Suriye ile sınırın çizilmesi ve Filistinlilerin silahının alınması gibi yirmi yıllık hassas konular kaşındı. Hedef ise iç fitneyi patlatmaktan başka bir şey değil. Lübnan küçük bir ülke ve Suriye güçlerinin çekilmesinden bu yana güvenlik sahasında savunmasız hale geldi. Bütün ülkelerin istihbaratları tam bir özgürlükle cirit atıyor. Bu yüzden Lübnan şu an kapsamlı güvenlik kaosu içinde yer alıyor. Bu ise Washington’un Ortadoğu bölgesinde genelleşmesi için çalıştığı ‘kurulu kaosu’ hatırlatıyor. Sıranın şimdi Lübnan’a geldiği açık.
Silahsız iç savaş!
Lübnan’da şu an yaşanan, silahsız ‘sivil iç savaş’. Lübnan’da herkes silahlanıyor. Meydana gelen her suikast, böyle bir savaşın patlak vermesini hızlandırıyor. Patlak vermesi durumunda ‘Lübnan iç savaşından kim istifade eder?’ sorusuna verilecek cevap, Lübnan’ın tahrip edilmesini ve yıkımını isteyen güçlerin belirlenmesinde bize yardımcı olacaktır. Soruya verilecek cevap imkansız değil. İslam dünyasının (tıpkı Irak’ta olduğu gibi Sünni-Şii, Kürt-Arap) mezhep ve etnik kütlelere ayrılması çerçevesinde Cibran Tüveyni ve öncesindeki suikastlardan en fazla kârlı çıkanın İsrail ve ABD olduğu tereddütsüz ifade edilebilir. Lübnan siyasi, güvenlik, ekonomi, hukuki ve kültürel bütün alanlarda Batı velayeti altına girme yönünde ilerliyor. Dahası Lübnan hükümeti hükümet içindeki çoğunluk ve azınlık mantığıyla kararlar alıyor. Bu durum, tamamı azınlık gruplardan oluşan ve hayati kararlarını uzlaşı ilkesiyle hükme bağlayan Lübnan toplumunun özelliğiyle çelişmekte. Çoğunluk ve azınlık mantığıyla hareket etmek, Lübnan’ı ABD, Fransa ve İsrail’e teslim eder. Bu ise Lübnan’ın bağımsızlığı ve istikrarı için en büyük tehlikedir. Lübnan bu yüzden büyük bir patlamaya doğru gidiyor ve bu sürecin durdurulması için bir mucizeye muhtaç. Lübnan ve bölgedeki istikrarın tek yolu, Batı’nın Müslümanlara, kültürlerine ve kimliklerine yönelik saldırılarını tamamlamasının önüne geçilmesi. Bu ise Arapların, İranlıların, Türklerin ve bütün İslam dünyasının sorumluluğudur. Yoksa sıra ülke ülke herkesi bekliyor.
REUTERS: "BM GÜVENLİK KONSEYİ LÜBNAN'DAKİ ÖLÜM OLAYLARI İLE
İLGİLİ HAREKETE GEÇME KONUSUNU DEĞERLENDİRİYOR"
WASHINGTON, 13/12(REUTERS)(BYE)--- 15 ülkeden oluşan
BM Güvenlik Konseyi'nin gündeminde, Suriyeli yetkilileri
Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastiyle ilgili
araştırmaları engellemekle suçlayan bir Birleşmiş Milletler
soruşturması var.
Konsey öncelikle Hariri'ye düzenlenen suikastı
soruşturan Birleşmiş Milletler Komisyonu Başkanı Detlev
Mehlis'in sunumunu dinledi. Mehlis dün teslim ettiği
raporunda, 14 Şubat'ta Beyrut'ta Hariri'yle birlikte 22
kişinin daha ölmesine neden olan bombalı suikastin arkasında
Suriye'nin olduğuna dair delilleri olduğunu belirtti.
Bununla beraber konseyin bu hafta, Lübnan ve araştırmadan
ayrılacak olan Mehlis'in talebi üzerine, Hariri'nin ölümüyle
ilgili soruşturmayı altı ay daha uzatması bekleniyor.
Fransa da dün soruşturmanın, içlerinde gazete sahibi
ve milletvekili Cebran Tueni'nin de bulunduğu birçok kişinin
hayatını kaybetmesine neden olan Lübnan'daki diğer
suikastlerle ilgili olarak genişletilmesini istedi.
Fransa'nın BM Büyükelçisi Jean Marc de la Sabliere
konuya ilişkin açıklamasında, "Eğer Lübnan hükümetinden bir
istek gelirse, heyetim de bunu destekleyecektir. Konseyin
bu konuda aynı yönde hareket etmesi için elimizden geleni
yapacağız" dedi.
Fakat konseyin karşı karşıya kaldığı en tartışmalı konu,
31 Ocak'ta kabul edilen ve Suriye'nin Mehlis'in ekibine
destek olmadığı takdirde Suriye'ye "daha ileri düzeyde tedbir
alınacağı" yönünde göz dağı verilen bir karar. Bu karar
yaptırımla sonuçlanabilir.
Sabliere ve Amerika Büyükelçisi John Bolton dün
yaptıkları açıklamalarda, bazı ilerlemelere rağmen, Şam'ın
henüz konseyin isteklerini karşılamadığını ifade ettiler.
Cezayir'in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Abdallah
Baali'nin yavaş bir başlangıçla beraber Suriye'nin desteğinin
arttığını söylemesinin ardından konseyin içinde ayrılıkların
oluşması bekleniyor. Rusya ve Çin de genellikle genellikle
yaptırımlara karşı çıkıyor.
Konsey toplantısına başkanlık eden İngiliz Büyükelçisi
Emry Jones Parry daha sonra yaptığı açıklamada henüz
yaptırımlardan yana olup olmadıklarını söylemek için
çok erken olduğunu söyledi.
Ekim ayı içinde Mehlis'in ekibi, Hariri suikastinin
arkasında Suriye istihbarat örgütünün ve örgütün Lübnanlı
destekçilerinin olduğunu kaydetmişti. Mehlis'in bu
açıklamasından beri yaptığı incelemeler de bu yöndeki
bulgularını doğruluyor.
Mehlis ise bunu raporunda; "Elde edilen bulgular,
Lübnan ve Suriye istihbarat örgütlerini, Hariri'yi öldürmeyi
amaçlayan örgütlü operasyonun faillerini, destekçilerini ve örgütleyicilerini doğrudan gösteriyor" şeklinde ifade etti.
AP: "IRAKLI ŞİİLER KUZEYDEKİ KÜRT ÖZERKLİĞİNE
GİDEREK DAHA FAZLA GIPTAYLA BAKIYOR"
NASIRİYE(IRAK), 13/12(AP)(BYE)--- Elena Becatoros
bildiriyor:
Irak'ın petrol zengini güneyindeki Şii bölgeleri,
kurulacak yeni Irak'ta söz konusu bölgedeki zengin kaynakları
denetimleri altına almak ve kuzeyde Kürtlerin 14 yıldır
sürdürdükleri özerkliğin bir benzerini burada kurmak
istiyorlar.
Ne var ki böyle bir olasılık ülkede artık azınlıkta
kalan Sünnileri endişelendiriyor; merkezi sistemin
zayıflayacağı bir Irak'ta Kürtlerin ve Şiilerin ülkenin
iki ana petrol merkezini ele geçirmelerinden korkuyor.
Birçok Sünni Arap Şiilerin ve Kürtlerin daha geniş
bir özerklik sağlamak amacıyla yeni anayasada yer verilmesi
için bastırdığı düzenlemelerin geri alınmasını talep ediyor.
Perşembe günü seçilecek yeni parlamento, anayasa
değişikliklerini dört ay içerisinde görüşecek ve bunları
referanduma sunacak.
ABD'nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad gazetecilere
konuya ilişkin şu açıklamada bulundu: "Güneyde Kürdistan'ı
taklit etmeye, orada geçerli olan hakları talep etmeye
niyetli güçlü bir siyasi hareket mevcut. Seçimlerden çıkacak
yeni parlamentonun başetmesi gerekecek meselelerden biri de
bu olacak."
Halilzad, Kürt bölgesine ilişkin olarak ise, "Ekonomik
açıdan Kürdistan'da birçok olumlu gelişme söz konusu.
Kürdistan'ın deneyimlerinden çıkarılacak dersler var. Ama
bu bölgenin gelişmesi için uzun bir zamana ihtiyaç var.
Doğru politikalar benimsemeliler" dedi.
AFP: "LÜBNAN, SALDIRILAR KONUSUNDAKİ SORUŞTURMADA BM'NİN
YARDIMINI İSTİYOR... EMEL VE HİZBULLAH HÜKÜMETE
KATILMAYI ASKIYA ALDILAR"
BEYRUT, 13/12(AFP)(BYE)--- Enformasyon Bakanı Gazi Aridi
yaptığı açıklamada, Lübnan hükümetinin, Ekim 2004'ten bu yana
Suriye karşıtı Lübnanlı şahsiyetlere karşı bir dizi saldırı
ya da saldırı girişimi konusundaki soruşturmada BM'nin
yardımını isteme kararı aldığını bildirdi.
Cibran Tueni'nin öldürülmesinin ardından yapılan ve
yaklaşık dört saat süren bakanlar kurulunun olağanüstü
toplantısı sonunda basına açıklamada bulunan Aridi, "Hükümet,
BM Güvenlik Konseyi'nden, 1595 sayılı karara göre kurulan
soruşturma komisyonunun görevini genişletmesini veya ülkeyi
vuran bir dizi terörist cinayetler konusundaki soruşturmada
Lübnanlı yetkililere yardım etmek için bağımsız bir komisyon
kurulmasını talep edecek" dedi.
Aridi ayrıca hükümetinin, BM Güvenlik Konseyi'nden,
Refik Hariri'nin öldürülmesi olayında Lübnan'da ya da ülke
dışında uluslararası nitelikte bir mahkeme kurulması kararı
almasını istemek niyetinde olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu arada, Şii Emel-Hizbullah koalisyonunun bakanları,
Refik Hariri suikastinin sorumlularını yargılamak için
uluslararası bir mahkemeden yana tavır takınan Lübnan
hükümetine "katılımlarını askıya aldılar."
Hizbullah mensubu Enerji Bakanı Muhammed Fneich, "Eski
Başbakan Refik Hariri'nin öldürülmesi olayında uluslararası
bir mahkeme kurulması lehinde oy verilmesinden sonra
yönetimlerimizle istişarelerde bulunmak için hükümete
katılmayı askıya alıyoruz" dedi.
Lübnan hükümeti ayrıca, bir yıldan bu yana Lübnan'da
Suriye karşıtı şahsiyetlerin öldürülmesi konusunda
uluslararası bir soruşturma lehinde de karar aldı.
Hükümet kaynaklarına göre, Hizbullah'ın iki bakanı
ile Emel'in üç bakanı oylamaya katılmadı.
Subscribe to:
Posts (Atom)