OpenDemocracy Keeping it in the family Damascus may still employ a rhetoric of "brotherhood", but, says Hazem Saghieh, the reality of the Syria-Lebanon relationship shows just how bitter families get
Truth postponed
The assassination of Gibran Tueni, coinciding with the release of the second Mehlis report, dashed hopes for Lebanon's recovery, reports Hicham Safieddine
Don't allow the fissures to widen
A responsible media and a good mediator can clear the clouds of suspicion hovering over Syria and Lebanon
Probe of Ex-Lebanon PM's Death Extended (washingtonpost.com)
By EDITH M. LEDERER, December 15, 2005UNITED NATIONS -- The U.N. Security Council voted Thursday to extend the investigation into the assassination of Lebanon's former prime minister......
Belgian Prosecutor Likely to Take Over Hariri Probe (The Washington Post)
By Colum Lynch, December 15, 2005UNITED NATIONS, Dec. 15 -- A Belgian prosecutor who oversees war crimes investigations for the International Criminal Court has emerged as the......
Report: Six Syria critics on hit-list
Aljazeera.net - Qatar... named on Thursday all belong to the anti-Syrian majority in parliament that swept the polls in June in the first election in Lebanon after Syria withdrew from ...
Syria's cooperation with UN probe improved -Mehlis
Reuters - USAGerman prosecutor Detlev Mehlis, who is set to leave the inquiry once the world body names a successor, told CNN he believed Syria's decision to allow the ...
UN extends Hariri killing inquiry The UN Security Council votes to extend the inquiry into the killing of Lebanon's Rafik Hariri by six months.
Ali Abdullah interviewed by Hugh McCloud
Syria Comment
The Arsonist
By Mark Leon Goldberg - The American Perspect
From the January issue of the "American Perspective": In his first six months at the UN, John Bolton has offended allies, blocked crucial negotiations, undermined the Secretary of State -- and harmed U.S. interests. We expected bad; we didn’t expect this bad.
UN extends Hariri probe by six months, chastises Syria
Ha'aretz (subscription) - Tel Aviv,Israel... UN Security Council voted unanimously on Thursday to extend for six months the international probe into the murder of a Lebanese leader and told Syria it was ...
Voting for freedom
As the Palestinians prepare to hold new legislative elections in January, the ongoing occupation and much-needed internal reform within Fatah emerge as top issues on the electoral agenda. Erica Silverman and Khaled Amayreh report from Gaza and the West Bank
Disassembling Likud and Gaza
Ariel Sharon's new Kadima Party looks set to win the Israeli elections while his actions augur the future beyond them, writes Graham Usher
Fatah splits before key election A rebel faction led by jailed activist Marwan Barghouti files its own ballot list for next month's elections.
A possible Israel-Iran war
Aljazeera.com - London,UK... threat Iran poses with its NUCLEAR capabilities and intentions are a result of the repetitive claims by the American PRESIDENT GEORGE W. BUSH, echoed by Israel ...
US 'must fight for Palestine'
Aljazeera.net - QatarAmerica 's fight against terrorism will fail unless it leads efforts to create a viable Palestinian state, according to the former Australian prime minister. ...
EL WAFD: "TUENİ'Yİ KİM ÖLDÜRDÜ?"
KAHİRE, 15/12(BYE)--- Tirajı günde 350.000 olan, ana
muhalefet partisi tarafından çıkarılan el Wafd gazetesinin
15 Aralık 2005 tarihli sayısında, Cemal Bedevi imzasıyla ve
yukarıdaki başlık altında yayımlanan yorumun özet çevirisi
şöyledir:
Eski Lübnan Başbakanı Refik el Hariri'yi kimin
öldürdüğünü bilirseniz, çok kolaylıkla yazar-milletvekili
Gibran Tueni'yi, gazeteci Samir Kasır'ı ve politikacı George
Hawi'yi de kimin öldürdüğünü hemen anlayacaksınız.
Bu kurbanların ortak yanı, Lübnan'da Suriye varlığına
karşı olmalarıydı. Durum böyle olunca parmaklar, Lübnan'a
hükmetmiş olan ve hala da Lübnan'ın Suriye'ye bağlı olduğuna
inanan ajanlar ve simsarlar aracılığıyla hükmeden istihbarat
örgütlerini gösterdi. Çünkü bunlar, Saddam'ın Kuveyt'i Irak
haritasının 19. kenti olarak görmüş olduğu gibi, Lübnan'ı
Suriye'nin bir vilayeti olarak görüyorlar.
Gibran öldürülmeden iki günce kaleme aldığı makalesinde,
Suriye makamlarının iki ülke arasındaki sınırların
belirlenmesine karşı çıkmalarını, Golan'ın işgali ile Şeba'nın
işgali arasında bağlantı kurmalarını eleştirmişti. Bu
makalesini Paris'te yazmış olan Gibran'ı, Beyrut'a geldikten
sadece bir gün sonra 40 kilo dinamit yüklü bir araç
karşılamıştı. Ama, herhalde bu son olmayacak, arkası
gelecektir.
İlginç olan, Hizbullah ve Emel hareketinin Şii
bakanlarının, Başbakan Sinyora'nın uluslararası
soruşturmanın Tueni cinayetini de kapsamasını istemede
ısrarcı olması halinde, hükümetten çekilme tehdidinde
bulunmalarıdır.
Bitmedi, işte Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad,
cinayetten iki gün önce Rus TV'sine Suriye'nin uluslararası
yaptırımlara maruz kalması halinde, tüm bölgenin patlama
noktasına geleceği demecini veriyor. Bu tehdit, Saddam'ın
Irak'ın işgale uğraması durumunda, İsrail'i yakacak nükleer
başlıklı füze kullanacağı yolundaki tehditlerini anımsatıyor.
Sonunda bu füzenin, Irak'ın işgali için kışkırtıcı bir
davetiyeden başka bir şey olmadığı ortaya çıktı.
Tanrıdan dileğimiz, Suriye'yi, Irak'ın başına gelen benzer
bir kaderden ve her şeyden önce yöneticilerinin sapmalarından
koruması.
AFP: "LÜBNAN BASINI, ÖLDÜRÜLECEK SURİYE KARŞITI LÜBNANLILARIN
YENİ LİSTESİNİ YAYIMLADI"
BEYRUT, 15/12(AFP)(BYE)--- Lübnan basını bugün,
-içlerinde Dürzi lider ve milletvekili Velid Canbolat'ın da
yer aldığı- öldürülecek Suriye karşıtı 6 Lübnanlı
politikacının isim listesini yayımladı.
Haberi hükümet ve meclis kaynaklarına dayandıran
bağımsız gazete El Balad'a göre, söz konusu listede Velid
Canbolat, Mervan Hamade, Vail Ebu Faur, Samir Frangie,
Elias Atallah ve Ferid Makari'nin adları geçiyor.
Bu kişiler, Mayıs-Haziran ayında yapılan seçimler
sonucunda oluşan Meclis'teki Suriye karşıtı çoğunluğun
arasında yer alıyor.
Lübnanlı radyolar da aynı kaynaklara dayanarak
söz konusu listeden bahsetti.
Atallah AFP'ye yaptığı açıklamada, "Siyasi kaynaklar ve
Meclis kaynakları beni bu listeden haberdar etti" dedi ve
listenin, gazeteci-milletvekili Gibran Tueni cinayetinden
önce ortada dolaşanla aynı olduğunu belirtti.
Atallah, "Daha ihtiyatlı olacağız ve hareketlerimizi
kısıtlayacağız fakat bu durum siyasi seçeneklerimizi
değiştirmeyecektir" açıklamasını yaptı.
BM'nin Hariri cinayetini soruşturma komisyonu böyle bir
listenin var olduğu konusunda uyarıda bulunmuştu. Kaldı ki
pazartesi günü öldürülen Tueni'nin ismi de bu listede
geçiyordu.
Velid Canbolat konu ile ilgili olarak CNN'e salı günü
yaptığı açıklamada, "Suriye rejimi değişmeli ve yargılanmalı.
Şam'daki bu tip (Beşşar Esad) hasta bir adam. Eğer iktidarda
kalmaya devam ederse Orta Doğu'da istikrar olmayacaktır"
dedi.
AP: "BUSH YÖNETİMİ, HARİRİ SUİKASTİ İLE İLGİLİ SORUŞTURMANIN
GENİŞLETİLMESİNİ DESTEKLİYOR"
WASHINGTON, 15/12(AP)(BYE)--- Barry Schweid bildiriyor:
Bush yönetimi Suriye'ye yönelik baskısını arttırıyor.
Amerika dün, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin suikasti
ve Suriye'yi eleştiren diğer bazı kişilerin suikaste
uğramaları ile ilgili BM soruşturmasının genişletilmesine
yönelik Lübnan'ın çağrısını desteklediğini açıkladı.
Suikaste uğrayacağı korkusuyla aylarca Fransa'da kalan
ve çalışmalarında Suriye'yi eleştiren Lübnanlı gazeteci ve
milletvekili Gibran Tueni, pazartesi günü arabasına
yerleştirilen bombanın patlamasıyla ölmüştü. ABD Başkanı
George Bush ve Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice bu katliamı
kınadılar.
Beyaz Saray Sözcüsü Sean McCormack, Lübnan Hükümetinin,
Güvenlik Konseyi'nden, BM soruşturmasının genişletilmesine
yönelik talebiyle ilgili olarak, "Lübnan Hükümetinin bu
talebini tam anlamıyla destekliyoruz" dedi.
ABD ve Fransa, BM'nin, Suriye'nin askeri birliklerinin
Lübnan'dan çekilmesini sağlayan Suriye'ye yönelik baskısı
konusunda ortak hareket etmişlerdi.
Beyaz Saray Sözcüsü McCormack, BM Soruşturma Komisyonu
Başkanı olan Detlev Mehlis'in, Suriye'yi, belgeleri yakmak
ve Hariri suikasti ile ilgili tanıkları korkutmakla
suçladığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: "Bu,
neler olduğunu ve sorumlunun kim olduğunu öğrenmek isteyen
uluslararası topluma ve Lübnan halkına yardımcı olmak
isteyen bir hükümetin ve devletin tutumu değildir" dedi.
KUDS: "IRAK VE KADER BELİRLEYİCİ SEÇİMLER"
ANKARA, 15/12(BYE)--- İran'da yayımlanan Kuds
gazetesinin 15 Aralık 2005 tarihli sayısında, Muhammed
Mollazihi imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında bir
yorum yer almıştır. İnternetten sağlanan yorumun çevirisi
şöyledir:
Irak, kader belirleyici bir noktada bulunuyor. Bugün
Irak'ta, yabancı işgali altında bulunduğu bir dönemde,
Ulusal Meclis seçimleri yapılıyor.
Güç niteliği ve sınırlamaları konusunda etnik ve dini
gruplar arasındaki görüş ayrılıkları net değil. Irak
işgalinin emrini veren ABD Başkanı Bush, Ulusal Meclis
seçimleri arifesinde şu ana kadar askeri saldırılarda
30 bin Iraklının öldürüldüğünü ilk kez itiraf etti.
Bu önemli bir itiraftı ve birçok yanıtsız soruyu
gündeme getirdi. Ancak aynı zamanda da bu itiraf Irak,
Orta Doğu ve dünya halkına bir mesaj içeriyor. Mesaj şu:
ABD, halka yönelik katliamdan korkmuyor. Kamuoyunun
muhalefeti de, ABD'nin özel hedeflerini takip etmesine
neden oluyor. Irak seçimleri, kurala göre gelecek dört
yılda kalıcı, istikrarlı ve güçlü bir hükümetin
şekillenmesiyle sonuçlanacağı için önem taşıyor.
Seçimler, ülkeye barış ve istikrarı getirebilecek,
Irak işgaline son veren ortamı hazırlayabilecek ve hiçbir
Iraklının göz ardı edildiğini hissetmeyeceği bir iktidarı
şekillendirebilecek hükümetle sonuçlanacak.
Böyle bir hükümetin şekillenmesi için, etnik, dini ve
siyasi grupların siyasi açıdan gerçekçi olmaları gerekiyor.
Irak, ciddi ve karmaşık sorunlarla yüz yüzedir. Ancak
etnik ve dini köken bir yana bırakılarak, tüm Iraklıların
kabul edeceği güçlü bir hükümetin iktidara gelmesi,
demokratik yollarla ortaya çıkması ve Iraklıların gerçek
iradesinin temsilcisi olması bu sorunları çözer. İşte tam
bu açıdan ve bugün Irak'a gerçekçi bir gözle bakıldığında,
Irak Ulusal Meclis seçimlerinin önemini algılamak mümkün.
Irak'ta işgal gerçeği ve mevcut etniklerin farklı
beklentileri etkisi altında planlanmış güç yapısı, çeşitli
kaygıları ve beklentileri barındıracak şekildedir.
Her bir etnik grubun beklediği federal Irak eşsizdir.
Irak'ta yeni bir deneyim olacağı gibi tüm Orta Doğu'da da
eşsizdir. Bunun bölge kaderinde başarılı olup olmaması da,
kendi etkilerini bırakacak. Irak'ın İslami ve milli kimliği,
bu zor sınavdan başarılı çıkmasını gerektiriyor. Aksi
takdirde daha tehlikeli bir bataklığa gömülecek ve ulusal
birliğini koruyamayacak.
Yabancı müdahaleci güçlerin isteği, Iraklıların ulusal
ve İslami menfaatleriyle müzakerelere girebilecek güçlü bir
hükümet kurmamaları yönündedir. Irak bağımsızlığını, direnişçi
aşırı gruplar sağlayamazlar. Oy sandıklarına giderek işgale
son verecek ve bağımsızlığa inanan bir iktidarın şekillenmesini
sağlayacak olan Irak halkıdır.
Kişisel ve grup menfaatlerini mevcut durumun
korunmasında ve işgali sürdürmede gören bir iktidar
şekillendiği takdirde Irak ulusal bağımsızlığa ulaşamaz.
Bölgedeki ülkelerin ve Irak komşularının bu konuda ağır
sorumlulukları var. Irak'taki her türlü müdahale, sorunları
ve şüpheleri artırabilir.
Bugünkü Irak'ı bütün mevcut gerçekleriyle göz önüne
almak ve Irak'ın çoğunluğun seçtiği bir hükümete sahip
olmasına izin vermek gerekir. Iraklılar, Bush'un itiraf
ettiği gibi 30 bin kişiden fazla insanın ölmesini ve
ülkelerinin yıkılmasını istemiyorlarsa tek bir safta yer
almalılar ve çoğunluğun kabul ettiği bir hükümeti iktidara
taşımalılar.
Irak'ta Saddam'ın diktatörlüğü yeniden canlanmayacağı
gibi tek parti sistemi de kabul görmez. Bölge ve dünya
şartları da, özgür ve demokratik Irak'ın, halkına verilen
eşit haklarla şekillenmesini gerektiriyor. Iraklılar böyle
bir hükümeti iktidara getirmeyi başarırlarsa aydın bir
gelecekleri olacak. Aksi takdirde Iraklılar için kötü
kaderi belirleyecek olan intihar direnişçileri olacak.
Seçim Iraklılarındır. Seçim günü kaderi belirleme günüdür.
Bu kader bilinçli yapılırsa daha iyi olacak.
AFP: "BUSH, IRAK'TA TAKTİK HATASI YAPTIĞINI KABUL ETTİ...
İRAN'I TEKRAR 'ŞER EKSENİ'NE YERLEŞTİRDİ"
WASHINGTON, 15/12(AFP)(BYE)--- ABD Başkanı George Bush
dün yaptığı açıklamada, Irak'ta taktik hatası yaptığını,
ancak Saddam Hüseyin'e müdahalede bulunma kararının doğru
olduğunu ifade etti.
Bush, Fox News'a verdiği mülakatta, "Stratejimiz aynı
kaldı, ancak bölgedeki koşullar doğrultusunda taktiklerimizi
değiştirdik ve hata yaptık. Ancak Saddam Hüseyin'in devrilmesi
konusunda verdiğim karar doğrudur. Savaşa sebep olarak
gösterdiğimiz kitle imha silahlarını Irak'ta bulamasak da
Irak'a müdahale kararı alırdım" dedi.
Bush, savaşı meşrulaştırmak için yönetiminin, bilinçli
bir şekilde yanlış bilgiler kullandığı suçlamalarını da
reddetti.
Fox News'a vediği demeçte rakamlar konusunda dikkatli
olmaya çalışan Bush, Irak'ta 30 bin kişinin öldüğü yolundaki
açıklaması ile ilgili sorulan bir soruyu, "Bu basında yer
alan bir bilgidir. Irak'ta kaç kişinin öldüğünü kimse tam
olarak bilemez" dedi.
Öte yandan Başkan Bush, İran'ı "gerçek bir tehdit"
olarak nitelendirdi ve kitle imha silahı arayışı içinde
teröre destek veren İslam Cumhuriyeti'ni tekrar 'şer
ekseni'ne yerleştirdi.
Bush, "İran gerçek bir tehdit teşkil etmektedir. Daha
önce yaptığım açıklamalarda hatırlarsanız İran'ı 'şer
ekseni'ne yerleştirmiştim. Haklıymışım" dedi.
Bush, sorunların çözümünde ABD'nin öncelikle diplomatik
yollara başvurduğunu belirtti.
Ayrıca Beyaz Saray'dan dün yapılan bir açıklamada,
İran'ın aşırı muhafazakar ve İsrail düşmanı Cumhurbaşkanı
Ahmedinejad'ın İsrail'e sözlü saldırısı kınandı ve sert bir
dille eleştirildi.
Devlet televizyonunda dün canlı yayınlanan bir konuşması
sırasında İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, "Yahudi
soykırımı efsanesini" kınadı ve Avrupa, ABD, Kanada veya
hatta Alaska'da bir Yahudi Devleti kurulmasını önerdi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Ahmedinejad'ın
sözleri "skandal" ve "kabul edilemez" olarak nitelendirildi.
EL HALIC: "KÜRTLER VE İSRAİL YARDIMI"
ANKARA, 15/12(BYE)--- Birleşik Arap Emirlikler'inde
Arapça yayımlanan el Halic gazetesinin 15 Aralık 2005 tarihli
sayısında Abdulzehra el Rukan imzasıyla yukarıdaki başlık
altında bir yorum yer almıştır. İnternetten sağlanan yorumun
çevirisi şöyledir:
Kürt ayrılıkçılığı Kuzey Irak'taki yapıyı, Süleymaniye
ve Erbil'de inşa edilen iki uluslararası havaalanıyla
pekiştirdi. Süleymaniye'deki hava limanı bir Türk şirketi
tarafından, diğeri ise İsrail'in yardımlarıyla inşa edildi.
Türkiye'nin Kürt uçaklarının hava limanlarına inmesine
izin vermesinin yanı sıra özel Türk hava yolu şirketi
Flyair'in İstanbul-Erbil arasında ticari seferler başlatması
haberleri, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki ayrılıkçı yönelimlere
olan muhalefetiyle çelişiyor.
Süleymaniye hava limanına ilişkin AFP'nin verdiği habere
göre, söz konusu hava limanının müdürü, bu alanın uluslararası
nitelik kazanmasının ardından dünyanın dört bir tarafından
uçakları karşılamaya hazır olduğunu söyledi. İsraillilerin
yoğun faaliyeti ve varlığı çerçevesinde, İsrail'de yayımlanan
Yediot Ahranot, 1-2 Aralık tarihleri arasında bir haber
yayımladı. İşte bu haber, fotoğraf ve belgelerle bu varlığı
ve faaliyetleri teyit eden iddialara yer veriyor. Haber,
İsrail şirketlerinin hayata geçirmekte olduğu projelerden
en önemlisinin, gizli olarak inşa edilen Erbil yakınlarında
Hewler ismini taşıyan uluslararası havaalanı olduğunu
belirterek, limanın Kürtlerin ulusal arzularını simgelediğini
ve onların nazarında bağımsız bir devlet kurma yolunda önemli
bir adım olarak görüldüğünü kaydetti.
Kürt havaalanına Hewler isminin verilmesinin Kürtler
açısından özellikle kentin Erbil ismini Hewler olarak
değiştirmekte başarısız olmasından sonra bir anlamı var.
Öyle ki Erbil ismi (Erbilo) eski bir Asuri ismi. Bu da,
Azerbaycan'ın kuzeyinden gelen Kürt kabilelerinin Kuzey
Irak'ı bölgeyi, Kürtleştirmesinden önce söz konusu bölgenin
Asuri olduğunu ortaya koyuyor.
İstihbari ve askeri olmak üzere iki alana yayılan
faaliyetleri konusunda İsrail gazetesinin yazdıkları bir
yana, İsrail'in, Erbil (Hewler) Havaalanı'nı Kürtlerin kara
kaşı kara gözü için inşa etmediğini söylemek gerekir. Ancak
İsrail, bu havaalanını özel olarak İsrailin amaçlarını ve
hedeflerini karşılamak için inşa etti. Öyle ki havaalanı,
lojistik açıdan İsrail üssü Zavite'ye karadan bağlanıyor;
Türkiye üzerinden ve hatta Bağdat veya Kerkük havaalanları
üzerinden üsse havadan gitmeye gerek kalmayacak. Söz konusu
üs, bilindiği üzere İsraillilerin turistik ve sanayi yatırım
tesisleri adı altında casusluk merkezi olarak kullanılıyor.
Bu nedenle, Erbil havaalanının, Kuzey Irak'ı İsrail'le
doğrudan bağlayacağı açıklığa kavuştu. Bu da Iraklı Kürtler
veya İsrail açısından büyük bir lojistik kazanım anlamına
geliyor. Bu kazanımla gözlemciler, bir İsrail şirketi (Magal)
yoluyla yapılan söz konusu havaalanından yola çıkarak İsraillin
amaç ve hedeflerini tahlil edebiliyorlar. İsrail istihbarat
teşkilatı MOSSAD'ın eski Başkanı Dani Yatom isminin de bir
şirketin ortakları arasında bulunduğu belirtiliyor. Bahsi
geçen şirket, Iraklı Kürtlerle ticari ilişkilere giren ilk
İsrail şirketleri arasında bulunuyor. Ki bu dönemde Yatom,
Kuzey Irak'taki istihbarat işlerinin başkanı konumundaydı.
Irak'ın içinde bulunduğu durum göz önüne alınırsa Kuzey
Irak bölgesi, İsrail istihbaratı açısından güvenli bir bölge.
Ancak bu durum, İsrail varlığının sadece söz konusu bölgeyle
sınırlı olduğu anlamına gelmiyor, aksine bütün Irak'ı kapsıyor.
Anlaşılan şu ki, İsrail basın yayın organları daha önce
İsrail'in Kuzey Irak'taki faaliyetlerine yer vermemişti. Ancak
İsrail'in bu varlığı ve faaliyetleri, Arap ve Batı basınında
yer almasından ve aynı biçimde bölge istihbarat örgütlerinin
dikkatini çekmesinden sonra, olay artık bir sır olmaktan çıktı.
Friday, December 16, 2005
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
[COLOR=Red]Latest hot news for Feb 11 2010 guys! just got read it from NY times God be with you my lovely designer :([/COLOR]
[URL=http://dir.anqam.com/trend-14.html]Alexander McQueen committed suicid[/URL], one of fashion's consummate inconoclasts and showmen, has committed suicide at age 40, a spokeswoman confirmed.
[URL=http://dir.anqam.com/trend-14.html]Alexander mcqueen dies[/URL] has been found dead at his house this morning," she said, declining further comment.
A statement from PPR, parent of Gucci Group and the McQueen company, is expected shortly. Circumstances [URL=http://www.anqam.com/anqam-12013.html]سكس[/URL] of his death were not revealed and a spokesman declined comment.
McQueen's mother recently died and the designer was known to be extremely close to her, although it could not be learned whether this contributed to his death.
McQueen burst onto the London fashion scene with a mix of aggression, energy and creativity that reinvigorated the city's reputation and made his shows the hottest ticket in town.
My regards to all my readers :)
Post a Comment