BULLETIN No.32

US Ambassador to Turkey: No Military Operation in Iran or Syria on ...
New York Times
Editorial Unraveling Syria's Cover-Up The Syrian dictator, Bashar al-Assad, faces a moment of truth that he has worked hard to evade.
MEMRI Jan 05 SD# 1064 - Former Syrian Vice President: Syrian President Bashar Al-Assad Threatened to "Crush" Rafiq Al-Hariri
BBC 'It's showtime' for Syria, says UK
The UK foreign secretary says Syria must respond to pressure and co-operate with the international community.
Khaddam to Form Government-in-Exile: Sharaa to Testify – Syria Comment
The Khaddam Affaire as seen from Paris – Syria Comment
Sharon Transferred to Intensive Care Unit (washingtonpost.com)
By STEVE WEIZMAN,JERUSALEM -- Prime Minister Ariel Sharon was in serious condition Thursday after all-night surgery to stop "massive bleeding" from a......
Debka Israel Must Learn to Live without Ariel Sharon – at Least for a While
Sharon Stroke Hurts Mideast Peace Efforts (washingtonpost.com)
By STEVEN GUTKIN,JERUSALEM -- Ariel Sharon's massive stroke threw Israeli politics and Mideast peacemaking efforts into turmoil, threatening momentum for a deal......
Sharon's Strokes - What's Next for Israel (washingtonpost.com)
By The Associated Press, -- A look at issues raised by strokes suffered by Israeli Prime Minister Ariel Sharon....
Major Events in the Life of Ariel Sharon (washingtonpost.com)
By The Associated Press,-- _ 1928: Born to Russian immigrants in the farming community of Kfar Malal north of Tel Aviv on Feb. 26....
Analysis: Bush May Lose Closest Mideast Ally
A Look at What Could Be Next for Israel
Benn Also be prepared for the unlikely Last year was one of great changes, but no great surprises, in Israel. The big surprises of 2005 actually took place in the region around Israel.
Israeli Prime Minister Sharon's Condition Remains Grave (The Washington Post)
By Scott Wilson, JERUSALEM, -- Israeli Prime Minister Ariel Sharon emerged from emergency brain surgery Thursday morning after suffering a massive stroke as......
UPI Analysis: The stroke that felled Sharon
B'Tselem report examines the human rights and security implications of Israel's Separation Barrier
Mideast Peace Hopes Suffer Setback (washingtonpost.com)
By BARRY SCHWEID,WASHINGTON -- Already faint Mideast peace hopes have suffered a jarring setback with Israeli Prime Minister Ariel Sharon hospitalized in Jerusalem......
The Times Middle East in turmoil as Sharon collapses The peace process in the Middle East is in turmoil as Ariel Sharon, the Israeli Prime Minister, is in a critical condition after suffering a massive stroke
Palestinians Storm Gaza Barrier (The Washington Post)
By Scott Wilson,JERUSALEM, Jan. 4 -- Hundreds of Palestinians charged through a breach in a wall separating the Gaza Strip from Egypt on Wednesday, killing two......
Maybe Hamas is preferable to Fatah If unilateral steps will be necessary, maybe it is in Israel's best interest for Hamas to win.
Hamas gains force Israeli rethink


EL CEZİRE TV: "IRAK'TA Şİİ, SURİYE'DE SÜNNİ BİR DEVLET"

ANKARA, 04/01(BYE)--- Katar'da yayın yapan Arap
TV kanalı el Cezire'nin 4 Ocak 2006 tarihli internet
sayfasında, Filistinli yazar Beşir Nafi imzasıyla ve
yukarıdaki başlık altında bir yazı yer almıştır.
İnternetten sağlanan yazının özet çevirisi şöyledir:

Abdulhalim Haddam'ın geçen yılın sonunda bir televizyon
kanalında yer alan söyleşisi çeşitli işaretlerin yanı sıra
önemli açıklamalar içeriyordu.
Doğrusu Haddam'ın sözlerindeki işaretlerin açıklamalardan
geri kalır yanı yoktu. Bu işaretler arasında bugünlerde Amerika
ve Avrupa'daki çevrelerce "Sünni sorunu" olarak görülen konuyla
ilgili işaretler de vardı.
Şimdi Haddam'ı Beşşar Esad yönetimine karşı çıkmaya iten
koşulları değerlendirmek kolay değil. Ancak rejime muhalif
bir tutum almayı kararlaştırdığı ve mevcut rejimin düşmesi
durumunda Suriye'nin yönetimine gelmesinin önünü açacak bir
konum seçtiği anlaşılıyor.
Dolayısıyla Suriye'deki Sünni çoğunluğa verilen
işaretleri de bu doğrultuda anlamak lazım. Burada önemli
olan şey Suriye'deki Sünni sorunudur. Çünkü Suriye'de
Sünnilerin büyük bir bölümünün mağduriyet duygusu taşıdığı
kesin.
Doğu'daki Arap ve İslam dünyasına yönelik Amerika-Avrupa
düşünce eğilimlerini şu şekilde özetleyebiliriz: İslam,
küreselleşen Batının karşılaştığı sorunlardan biridir. Ancak
İslami odak bölgesinin (Arap ülkeleri-İran-Türkiye) İslam
coğrafyasındaki en büyük sorunların kaynağını oluşturduğu
kesin.
Stratejik açıdan olduğu gibi petrolü ve nüfus ağırlığıyla
da büyük önem taşıyan bu bölge, aynı zamanda Avrupa havzasına
da komşu olup denetim altına alınması güç bir bölgedir.
Dolayısıyla bu bölgedeki bağışıklığı kırmanın yollarından
biri de mezhep ve ırka dayalı kimlik eğilimlerinin
canlandırılması oluyor. İşte burada neredeyse bütün bölge
ülkelerinin mezhep ve ırk bağlamında çok renkli bir yapıya
sahip olduğunu ve bu durumun modern ulus devletlerin ortaya
çıktığı günden beri rahatsızlıklara neden olduğunu unutmamak
gerek.
Şiiler Sünni bir çoğunluğun ya da Sünni bir gücün egemen
olduğu çeşitli ülkelerde yaşıyorlar. Lübnan'dan tutun da
Suriye, Irak, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine kadar.
Kürtler ise Irak, Suriye, İran ve Türkiye'de faal bir
azınlık oluşturuyor. Bu arada Şii Arapların yanı sıra farklı
ırklardan Sünniler İran'da her an patlamaya yol açabilecek
azınlıklar oluşturuyor. Türkiye'de ise Aleviler bu durumda
bulunuyor.
Suriyeli Sünniler, Alevi bir azınlık tarafından
yönetiliyor. Bu arada, Lübnan ve Mısır gibi ülkelerdeki
Hristiyanlar sorununu da unutmamak gerek.
Irak'taki Amerikan projesinin olumsuzluklarına göğüs
gerebilmek için bölgedeki Sünni Arapların razı edilmesi
kaçınılmaz. Buna bağlı olarak İran tehlikesine karşı koymak
için bölgenin güçlerini de artırmak gerekir. Bu yüzden
Suriye'nin Lübnan'da çıkmaza girmesi tek taşla birçok kuş
vurma fırsatı doğurdu.
Ancak Araplar ulus devletin yıkılmasına izin verirse
Arap ülkeleri sonu gelmeyecek bir mezhep, ırk ve kabile
savaşına sürüklenmiş olacaktır. Böylece bazıları adalet
ararken bu kez ölümden kaçacak yer arar olacaktır.


EL AHRAR: "GÜL, İSRAİL VE İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARI
ZİYARET EDECEK"

KAHİRE, 04/01(BYE)--- Tirajı günde 300.000 olan,
muhalefet partisi el Ahrar tarafından yayımlanan el Ahrar
gazetesinin 4 Ocak 2006 tarihli sayısında, yukarıdaki
başlık altında yayımlanan haberin çevirisi şöyledir:

Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, yarın İsrail
ve Filistin Yönetimi topraklarına yapacağı ziyaret sırasında
üst düzey İsrailli ve Filistinli yetkililerle barış sürecinin canlandırılması ve iki taraf arasındaki gergin durumun
yatıştırılması yollarını görüşecek.
Türkiye'de yayımlanan Hürriyet gazetesi dünkü sayısında,
Gül'ün son anda güvenlik sorunlarının meydana gelmemesi
durumunda, İsrailli meslektaşı Silvan Şalom ile Kudüs'te,
Filistinli meslektaşı Nasır el Kidva ile Ramallah'da,
Gazze'de bir sanayi bölgesinin kurulması anlaşmasına
ilişkin belgeleri imzalayacağını duyurdu.
Bu anlaşmanın, kurulacak sanayi bölgesinin
Türkiye-Filistin-İsrail İş Adamları Forumu çerçevesinde
TOBB tarafından işletilmesini öngördüğünü bildiren
gazete bu bölgenin yeniden canlandırılmasının 10 bin
Filistinliye iş imkanı sağlayacağını duyurdu.


AFP: "GÜL, GAZZE'DEKİ SANAYİ BÖLGESİ HAKKINDA GÖRÜŞMELERDE
BULUNMAK ÜZERE RAMALLAH'A GELDİ"

RAMALLAH, 04/01(AFP)(BYE)--- Türkiye Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül bugün, Gazze Şeridi'ndeki Filistin-İsrail
sanayi bölgesinin yeniden faaliyete geçirilmesi için bir
protokol anlaşması imzalamak üzere Ramallah'a geldi.
Gül'ün Filistinli yetkililerle, Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği'nin (TOBB) yönetiminde Gazze Şeridi ve
İsrail arasında bulunan Erez sanayi bölgesinin yeniden
açılmasını sağlayacak bir anlaşma imzalaması bekleniyor.
Gazze Şeridi'nin girişindeki bu bölge, 18 ay önce
kapatılmıştı ve şu anda İsrail'in "no man's land"
(insansız bölge) ilan ettiği bölgede bulunuyor. İsrail,
Filistin roketlerine destek noktası olarak kullanılmasını
engellemek üzere Gazze'nin kuzeyindeki bir bölgeyi "no
man's land" ilan etti.
Gül'ün ayrıca yarın, Erez sanayi bölgesini canlandırma,
geliştirme ve büyütmeyi hedefleyen bu projeyi onaylamaları
için İsrailli yetkililerle de görüşmesi bekleniyor.
Dışişleri Bakanı, bu projenin, İsrail ordusunun 38
yıllık işgalden sonra 12 Eylül'de geri çekildiği, nüfusu
yoğun ve fakir bir bölge olan Gazze Şeridi'ndeki ekonomik
zorlukların azaltılmasına katkıda bulunacağını belirtti.
CNN-Türk haber kanalında yayımlanan açıklamasında
Gül, "Bu insanların çalışmaya ihtiyacı var. Yaklaşık 10 bin
Filistinli için iş imkanı yaratılacağını düşünüyorum. Bu
projenin gerçekleşmesi gerçekten çok önemli" dedi.
Müslüman ama laik olan Türkiye, 1996'da ikili askeri
işbirliği anlaşmasını imzaladığından beri, İsrail'in
bölgedeki başlıca müttefiki konumunda ve aynı zamanda da
Filistinlilerle yakın ilişki içinde.
Kapanmadan önce Erez bölgesinde, 70 kadar İsrailli
işadamının sahip olduğu işletmeler ve Gazze'deki yaklaşık
4.800 Filistinli işçiye iş sağlayan Filistinlilere ait
52 fabrika bulunuyordu.

TAHRAN RADYOSU: "HADDAM'IN SURİYE BAAS PARTİSİNDEN ATILMASI..."

ANKARA, 04/01(BYE)--- Tahran Radyosu'nun 07.30-09.00
Türkçe yayınından:

Suriye eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Abdülhalim Haddam'ın
sansasyonel açıklamaları Suriye kamuoyu, basın ve siyasi
çevreleri öfkelendirdi.
Bu arada Suriye Baas Partisi 2 ocak pazartesi günü Haddam'ın
bu partide üyeliğine son verdi ve ihanet suçundan yargılanmasını
istedi. Suriye Parlamentosu ve Hükümeti ise Haddam'ın
açıklamalarını sert bir dille kınayarak iddialarının doğru
olmadığını açıkladı. Böylece Suriye yetkilileri ilk kez,
Şam'ı Refik Harriri suikastinde rol ifa etmekle suçlayan
Haddam'ın iddialarına resmen tepki gösterdiler.
Bazı yorumcular, Haddam'ın görevden uzaklaştırılmasından
sonra yaptığı sert açıklamaları Harriri suikastinden doğan
dalgalar olarak nitelendiriyor. Aslında Haddam'ın görevden uzaklaştırılması Suriye'de yapılan reform sürecinde genç
politikacıların eski siyasetçilerin yerini alabilmelerine
imkan sağlanması amacıyla gündeme geldi. Böylece Suriye'nin
iki numaralı adamı ve bu ülkenin en önemli devlet adamlarından
biri sayılan Haddam, 30 yıl aradan sonra Suriye yönetimindeki
görevinden uzaklaştırıldı. Haddam bunun ardından, 2005 yılı
Haziran ayında Fransa'ya gitti. Haddam'ın "niçin Suriye
yönetimindeki görevlerinden çekilmek zorunda kaldığı" sorusunun
cevabı, onun halen yaptığı girişimlerden aranmalıdır.
Haddam ve ailesinin Suriye'nin siyasi ve iktisadi
yapısındaki nüfusu ve diğer taraftan Hafız Esad'ın oğlu
Albay Basil Esad'ın öldürülmesinin ardından Hafız Esad'ın
halefinin belirlenmesi konusunda sessiz kalması, Esad'ın
liderliğini yaptığı yeni Suriye'nin siyasi yapısıyla
uyumlu değil. Bu çelişki, Haddam'ın iktidardan çekilmesiyle
açık bir şekilde ortaya çıktı ve Haddam'ın Suriye'nin
mevcut yönetiminden intikam almaya çalışmasına sebep oldu.
Elbette, güçlü dış etkenleri de gözardı etmek mümkün
değil. Haddam'a ev sahipliği yapan Fransa, son aylarda Suriye
aleyhinde BM Güvenlik Konseyinde üç kararnamenin onaylanmasına
öncülük yaptı. Fransa son aylarda Siyonist İsrail ve Amerika
ile birlikte Şam'a karşı düşmanca bir siyaset izledi.
Öte yandan, Lübnan eski Başbakanı Refik Harriri'nin oğlu
Suat Harriri'nin grubu da Haddam'ı destekliyor ve onun
Fransa'daki masraflarını karşılıyor. Hariri grubunun, "Suriye'nin
BM soruşturma komitesi tarafından kınanması" yönündeki çabaları
henüz bir sonucu ulaşmamıştır. Bu yüzden komplocu çevrelerin
umutsuzluğa düştüğü bir sırada, Suriye'ye baskı uygulanması
amacıyla kullanılması için Haddam'ın açıklamaları gündeme
geldi.
Haddam, son aylarda Fransa'da ikamet etmesi ve Suriye
yönetiminden uzaklaştırılmasına rağmen, sessiz kalmayı tercih
etti. Lakin, halen onun açıklamaları Batı'nın Suriye'ye baskı
uygulaması siyasetine yeni bir aşama getirdi. Bu gelişmeler
dikkate alınarak Ariel Şaron'un birkaç ay önce Esad yönetiminin
sonunun geldiği şeklindeki açıklamalarının amacı rahatlıkla
anlaşılabilir. Görünen o ki Haddam, genç Esad'ın yerini
alabilecek en uygun seçenek olarak gündeme getirilmek
isteniyor.
Refik Harriri suikastini planlayanlar şimdi de Haddam'ı
Suriye Cumhurbaşkanıyla karşı karşıya getirmek istemekteler.
Suriye halen komplolar seline kapılmış ve Suriye kamuoyu, Beşşar
Esad'ın, ülkesinde babası gibi fırtınalar selinden kurtulmasını
umut etmektedir.

AFP: "İRAN... AHMEDİNEJAD GERİ ADIM ATMAYACAK"

TAHRAN, 04/01(AFP)(BYE)--- İran devlet televizyonunun
verdiği habere göre, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad dün
yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer araştırma faaliyetlerini
yeniden başlatacağının duyurulmasından sonra ülkesinin geri
adım atmayacağını ifade etti.
Akşam bülteninde yer alan habere göre Cumhurbaşkanı,
"Ülkemiz, nükleer yolunda sabır, sebat ve hikmetle ve bir
takvime göre ilerleyecektir" dedi.
Ahmedinejad, "Bugün ilk adımı attıktan sonra ikincisini
atacağız ve Muhammed el Baradey'e bir mektupla, nükleer
teknolojide araştırmalar yapmak istediğimizi bildirdik" dedi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) dün İran
heyetinden, bu kararı bildiren şifahi bir mesaj aldıklarını
ve bunun 9 Ocak'ta yürürlüğe gireceğini dile getirmişti.
Ajansın Müdürü Muhammed el Baradey, "UAEA Guvernörler
Konseyinin, temel bir güven tedbiri olarak İran'ın uranyumu
zenginleştirme konusunda her türlü faaliyeti askıya almaya
devam etmesine verdiği önemi" hatırlattı.
Ahmedinejad'ın atıfta bulunduğu birinci adım,
zenginleştirmeden önce gelen ve geçen yaz cereyan eden
uranyumun dönüşümünün yeniden başlatılması konusundaki tek
taraflı karar olabilir. Bu durum, Avrupalıların, İran ile
nükleer programı hakkında yürüttükleri müzakereleri
kesmelerine sebep olmuştu.
Atıfta bulunduğu ikinci adım ise, İran'ın Ekim 2003'ten
itibaren kendi isteğiyle askıya aldığı uranyumun
zenginleştirilmesine bağlı faaliyetleridir.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardımcısı Muhammed
Saidi dün, bu faaliyetlerin yeniden başlayacağını duyururken,
"faaliyetlerin yaklaşık 2-2,5 sene önce kendi isteğiyle
askıya alındığını" belirtmişti.
Bu da, İran'ın Ekim 2003'te özellikle Natanz (merkez)
fabrikasında uranyumun zenginleştirilmesine bağlı
faaliyetlerini tek taraflı olarak askıya aldığını ilan
ettiği döneme uygun düşüyor.
Yine, "Yolumuzda geri adım atmak yoktur" diyen
Ahmedinejad bu fikirleri, Meclisin bütçe toplantısı sonunda
dile getiriyordu.
Cumhurbaşkanı, Tahran'ın kararına batılıların olumsuz
tepkilerini değerlendirirken alaycı bir dil kullandı.
Öğrenci ajansı ISNA'nın verdiği habere göre Cumhurbaşkanı,
aynı konuşmasında, "Belki yarın alışılmış sirk oyunlarına
başlarlar, ancak biz milli menfaatlerimizi onların politikaları
üzerine inşa edemeyiz" dedi.


REUTERS: "SURİYE, BM EKİBİNİ DIŞİŞLERİ BAKANI ŞARA İLE
GÖRÜŞTÜRMEYE HAZIR"

BEYRUT, 04/01(REUTERS)(BYE)--- Suriye, Birleşmiş
Milletlerin Lübnan'ın eski Başbakanı Refik Hariri'ye
düzenlenen suikastı araştırmakla görevlendirdiği
müfettişlerin Suriye Dışişleri Bakanı Faruk el Şara
ile görüşmesine razı oldu.
Diplomatlar, Suriye'nin BM müfettişlerinin Devlet
Başkanı Beşşar Esad ile bir araya gelmesine dair yapılan
talebin halen değerlendirildiğini, ancak BM ekibinin Şara
ile görüşmesinin kabul edildiğini söylediler.
Diplomatik bir kaynak, "Komitenin Şara ile görüşmesine
bir itiraz söz konusu değildir. Bu tutumumuzda herhangi
bir değişiklik yoktur" dedi.
Bununla birlikte Şara ile görüşmenin ne zaman ve nerede
yapılacağına dair ayrıntı verilmezken, bunun Suriye dışında
bir yerde gerçekleşeceği belirtildi.