Thursday, January 19, 2006

BULLETIN No.38

Uncertain future Syrians wonder how they will fare in a changing country
Daily Star Syria and Iran, an axis of upheaval By Michael Young
U.S. Blocks Syrian Intel Chief's Assets
By JEANNINE AVERSA,
WASHINGTON -- The Bush administration acted Wednesday to financially clamp down on Syria's military intelligence chief, Assef Shawkat....
BBC Syria frees opposition activists
Syria releases opposition politicians in bid for support Two prominent Syrian opposition legislators were released from jail as the regime in Damascus tried to rally domestic support in the face of international pressure
Daily Telegraph Assad releases rebels President Bashar al-Assad has freed five of Syria's most prominent dissidents, raising hopes of an imminent large release of political prisoners.
Assad disappoints West
Syria Frees 5 Political Activists
By Rhonda Roumani
DAMASCUS, Syria, Jan. 18 -- The government freed five prominent prisoners Wednesday, including a former parliamentary leader and activist who......
Zaman Graham Fuller: Turkey Smarter than US on the Subject of Syria and Iran
Peres Proposes Talks With Palestinians
By BARRY SCHWEID
WASHINGTON -- Israel would be ready to open negotiations with the Palestinians on a permanent peace accord after the country's elections on March......
Palestinian Leader Vows to Quit if His Program Is Blocked After Election
Palestinian Leader Says He May Resign
By KARIN LAUB
RAMALLAH, West Bank -- Palestinian leader Mahmoud Abbas said Wednesday he'd rather resign than let extremists block his peace agenda,
Hamas poised to be #2 Palestine party
EU prepares to work with Hamas after Palestinian election
Sami Moubayed has written an important article, Iran and the art of crisis management
CSIS president John Hamre on administration strategy on Iran:
BBC Iran 'wants nuclear compromise' Iran's top nuclear negotiator, Ali Larijani, says his country is ready to compromise over its nuclear programme
Analysis: Iran nuclear issue long way from U.N. council
IHT Philip Bowring: Who's afraid of big, bad Iran? The West should be careful not to exagerate the importance of Iran's nuclear developments
Washington Times editorial Targeting Iran's nuclear threat In technical terms, the U.S. military has the ability to inflict major damage to Iran's nuclear weapons program, potentially setting it back for years.
Clinton Calls for Sanctions Against Iran
By GEOFF MULVIHILL
PRINCETON, N.J. -- Sen. Hillary Clinton called for United Nations sanctions against Iran as it resumes its nuclear program and faulted the Bush......

AFP: "CHENEY RİYAD'TA SURİYE KRİZİNİ VE FİLİSTİN
SEÇİMLERİNİ GÖRÜŞTÜ"

RİYAD, 18/01(AFP)(BYE)--- Süleyman Nimr bildiriyor:

Suudi ve Lübnan kaynaklarına göre, bölgeyi ziyaret
etmekte olan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney dün
Kuveyt'e hareket etmeden önce Riyad'ta Suudi Arabistan
Kralı Abdullah ve Lübnanlı milletvekili Saad Hariri
ile görüştü
Bir Suudi yetkiliye göre, Suudi Arabistan Kralı
Cheney ile görüşmesinde özellikle Suriye-Lübnan krizini,
25 Ocak'ta yapılacak olan Filistin seçimlerini ve Irak'ı
konuştu.
Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili AFP'ye
yaptığı açıklamada, adı geçen iki liderin Suriye-Lübnan
krizini ve "bölgede bir gerilimi önlemek için Mısır ve
Suudi Arabistan'ın ortaya koyduğu çabaları" gözden
geçirdiklerini söyledi.
Söz konusu yetkili, Suriye'nin, (eski Lübnan Başbakanı
Refik Hariri'nin öldürülmesi konusunda) Güvenlik Konseyinin
kararlarına uygun olarak BM Soruşturma Komisyonu ile
işbirliği yapmasının gereği (...) ve bölgesel güvenliğin
korunmasının lüzumunda görüşlerin uyum arz ettiğini bildirdi.
Suudi Arabistan, Mısır ile işbirliği halinde, Refik
Hariri'nin öldürülmesinden sonra Lübnan ile Suriye
arasındaki gerilimi gidermeye çalışıyor.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el Faysal,
Financial Times'a verdiği mülakatta, Riyad'ın Lübnan'a
ve Suriye'ye gerilimi gidermeye yönelik bir plan teklif
ettiğini söylemiş, ama fazla bilgi vermemişti.
Suud el Faysal, Suudi Arabistan'ın, Şubat 2005'te
öldürülen ve Şam'ın sorumlu tutulduğu Hariri hakkında
BM'nin yürüttüğü soruşturmanın mahiyetini bozmak niyetinde
olmadığında ısrar etti.
Suudi yetkili AFP'ye yaptığı açıklamada, Filistin
meselesiyle ilgili olarak, "Filistin seçimlerinin seyrini
kolaylaştırmak için ABD'nin ortaya koyduğu gayretlerden
memnun" olduğunu bildirdi.
Kral Abdullah ise yaptığı açıklamada, "Filistin
topraklarında güvenlik ve istikrarın tesis edilmesinde
Filistin Hükümetine ve Başkanına (Mahmud Abbas) yardım
etme gereğini" vurguladı. Açıklamayı yaparken Cheney
de yanındaydı.
Abdullah, Washington'u da "yol haritasının
(uluslararası barış planı) uygulanması için gayretlerini
sürdürmeye" ve "Amerikan Başkanı'nın (George W. Bush'un)
bağımsız bir Filistin Devleti kurulması hedefinin hayata
geçirilmesine" davet etti.
Irak ile ilgili olarak Kral Abdullah ve Cheney, bu
ülkede "siyasi sürecin başarıya ulaşmasını temin etmek
için Arap ve bölgesel planda" yürütülen temasları gözden
geçirdiler.
Söz konusu yetkili Abdullah ve Cheney'in, İran nükleer
krizini de masaya yatırdıklarını ve Suudi Arabistan-ABD
ilişkilerini incelediklerini dile getirdi.
Bir Suudi yetkili, terörizmle mücadele konusunda
işbirliğinin de menüde olduğunu daha önce AFP'ye söylemişti.
Mısır'dan hareket ederek Riyad'a öğleden sonra gelen
Amerikan Başkan Yardımcısı, akşam saatlerinde Kuveyt'e geçti
ve pazar günü vefat eden Kuveyt Emiri Şeyh Cabir el Ahmet el
Sabah için başsağlığı dileklerini sundu.
Refik Hariri'nin oğluna yakın çevreden öğrenildiğine
göre, Kuveyt'e hareket etmeden önce Cheney Riyad havaalanında
Lübnanlı milletvekili Saad Hariri ile, "BM Soruşturma
Komisyonunun gayretlerini ve Lübnan ve bölgedeki gelişmeleri"
görüştü.
Saad Hariri, zamanını, hayatına yönelik tehditler sebebiyle,
babasının Şubat 2005'te öldürülmesinden bu yana vatandaşı olduğu
Suudi Arabistan ile Fransa arasında geçiriyor.
Cheney, Kuveyt'te Başbakan el Ahmed el Sabah ile görüştü
ve Emir'in vefatı münasebetiyle başsağlığı dileklerini sundu.
1991 Körfez Savaşı sırasında Savunma Bakanı olan Dick Cheney,
"İyi bir adamdı, ABD'nin dostuydu. Onun bize dost olması
bizim için bir şerefti" dedi.
Cheney'in Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek
müzakerelerine de Lübnan-Suriye krizi ve İran nükleer dosyası
damgasını vurmuştu.

REUTERS: "İRAN CUMHURBAŞKANI SURİYE'YE DESTEK AMACIYLA
ŞAM'I ZİYARET EDECEK"

ŞAM, 18/01(REUTERS)(BYE)--- Rasha Elass
bildiriyor:

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad yarın Suriye'ye
resmi bir ziyarette bulunarak dünyaya, Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'ne sevkedilme tehdidi ile yüz yüze olan
iki müttefikin baskılar karşısında sinmeyeceği mesajını
verecek.
Analizciler Ahmedinejad'ın göreve geldiği ağustos
ayından bu yana yapacağı bu ilk dış gezinin, uluslararası
toplumla farklı nedenlerden ötürü karşı karşıya gelen Suriye
ve İran'ın yoğun baskı altında bulunduğu bir döneme denk
gelmesinin tesadüf olmadığını belirtiyorlar.
Lübnanlı İran uzmanı Talal Atrisi konuya ilişkin şunları
söylüyor: "Bu ziyaret Ahmedinejad'ın göreve gelmesiyle
uygulamaya koyduğu bir dizi politikanın bir parçası. İran
zaten Suriye Devlet Başkanı'na destek verdiğini duyurdu. Bu
ziyaret de aynı şekilde yoğun baskıların yapıldığı bu dönemde
İran'ın Suriye'ye desteğini göstermektedir. Ayrıca İran
dünyaya, nükleer faaliyetleri nedeniyle ABD ve Avrupa
Birliği'nden gördüğü baskıların, Suriye-Lübnan-İsrail
cephesine duyduğu ilgiyi azaltmayacağı mesajını vermek
istiyor."
Uzmanlar esasen ne Suriye'nin ne de İran'ın yakın bir
askeri harekat ya da BM Güvenlik Konseyi'nin geniş kapsamlı
yaptırımlarıyla yüz yüze olduğunu, ancak her iki ülkenin de
tüm cephelerde daha ağır diplomatik baskılarla karşılaşacağını
belirtiyorlar.
Atrisi, "İran, uluslararası baskılar karşısında çok da
endişe duymadığı, ellerinin bağlı olmadığı zira ABD'nin ve
Avrupa Birliği ülkelerinin İran'a yönelttikleri tehditlerin
arkasının nasıl getirileceği konusunda görüş ayrılığı içinde
oldukları mesajını vermek istiyor" diyor.


KUDS: "İRANLI BİR UZMANLA SÖYLEŞİ; AVRASYA'DA RUSYA
VE BATININ KAOSLARI"

ANKARA, 18/01(BYE)--- İran'da yayımlanan Kuds gazetesinin
18 Ocak 2006 tarihli sayısında, Şadi Kandahari imzasıyla ve
yukarıdaki başlık altında bir yazı yer almıştır. İnternetten
sağlanan yazının çevirisi şöyledir:

Eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetlerinin bağımsızlığı
ve Orta Asya ile Kafkaslar'da her gün şahit olduğumuz siyasi
ve ekonomik gelişmeler, Moskova yetkililerinin tepkisine yol
açtı. Bu cumhuriyetlerde Batı'nın müdahalesi ve bölgede ABD'nin
üstlendiği rolün, Moskova'nın kaygılanmasına yol açtığı
görülüyor. Rusya ve Ukrayna'nın doğalgaz fiyatları konusundaki
sözlü tartışmaları da bu yüzden. Ancak Rusya, Orta Asya ve
Kafkaslar'da ABD'nin günden güne artan baskılarına karşı
durmak için ne tür bir kapasiteye sahiptir? Bu konunun daha
iyi incelenmesi için Rusya konularında uzman Dr.Cihangir
Kerimi ile bir söyleşi yaptık:

KANDAHARİ: Dr.Kerimi, Rusya çevresindeki cumhuriyetlerin
özel durumu, ayrıca bölgede birçok getirisi olan renkli
devrimlerin patlak vermesi göz önüne alındığında, sizce
Batı'nın müdahaleleri ve baskıları karşısında Rusya'nın
kozları neler olacak?

KERİMİ: Bu cumhuriyetlerin bağımsızlıklarından bu yana
yaklaşık 15 yıl geçmesine rağmen Rusya'nın bölgede bu 14
cumhuriyeti kontol altına alabilecek farklı kozlara ve alt
yapılara sahip olduğuna dikkatleri çekmek gerekiyor. Ancak
bunlar siyasi, askeri ve kültürel enstrümanlardan oluşuyor
ve bu enstrümanların gücü, bu cumhuriyetlere yapılan baskıdadır.
Yani üç Baltık ülkesi gibi bazı cumhuriyetlerde bu materyaller
çok zayıflamıştır. Ukrayna, Beyaz Rusya, Gürcistan ve Kazakistan
gibi diğer bazı cumhuriyetlerde bu materyallar hâlâ güçlüdür.
Ancak Rusya bazı enstrümanlara sahip ve bunlar aracılığıyla
bazı cumhuriyetleri kendi yörüngesinde korumuştur. Tabii
Rusya bu cumhuriyetleri "yakın yurt dışı" ve "uzak yurt
dışı" şeklinde tabir etmektedir.

KANDAHARİ: Sizce Orta Asya havzasında şu anki şartlarda
Rusya'nın ABD ile yaşadığı kaos nedir?

KERİMİ: Genel olarak uluslararası politikada dört temel
bölgemiz var. Uluslararası jeopolitik bölgelerin önem dereceleri
değişmektedir. Ancak kesin olarak uluslararası politika için
önem taşıyan bölgeler, Atlantik, Pasifik, Avrasya ve Orta Doğu.
ABD, Atlantik ve Orta Doğu'nun asıl gücüdür. Pasifik'te
de asıl gücü oluşturuyor. Fakat orada Çin de nüfuz ve varlık
gösteriyor. Ancak Çinliler bu bölgede Amerikalıların gücünü
kabul etmiş durumda. Avrasya'da asıl güç Rusya'nındır. Tabii
Amerikalılar son 15 yıl içinde Rusya'yı bu bölgede zayıf
düşürmeye, söz ve güç sahibi olmaya çalıştı. Bu jeopolitik
ve jeostratejik dava, son 15 yıl boyunca Moskova ve Washington
arasında devam ediyor. Bu davada Amerikalılar, bazı bölge
ülkelerini Batı kuruluşlarına ve NATO'nun yapılarına yöneltmeyi
başardı. Bu rekabette Ruslar da, bu süreci önlemek için kendi
kozlarından yararlandı. ABD'ye doğru hareket eden ülkeleri ya
baskı altına aldı ya da onlarla çatıştılar.

KANDAHARİ: Rusya ve ABD, bölge sorunları konusunda acaba
bir pazarlık yapabilirler mi? Diğer bir deyişle Washington,
Orta Asya, Kafkaslar ve Rusya'nın arka bahçesine daha az
müdahale edebilecek ve buna karşılık Rusya da İran'ın Batı
ile olan nükleer sorunlarından geri çekilebilecek mi?

KERİMİ: İran-Rusya ve Rusya'nın diğer ülkelerle ilgili
konumlarını incelemek istersek ilk olarak Rusya'nın dış
politikasında bunlardan hangisinin öncelik taşıdığını görmek
gerek. Mevcut belgelere ve özellikle 2000 yılında hazırlanarak
onaylanan Rusya'nın dış siyaset belgesine göre beş öncelik
vardır: Yakın yurt dışı (Sovyetler'den ayrılan cumhuriyetler),
ABD, Avrupa, Asya ve Orta Doğu. İran, Rusya'nın önceliklerinde
beşinci sırada yer alıyor. Öyleyse Moskova için Rusya'dan
ayrılan bölge ilk sırada; İran ve Orta Doğu da beşinci sırada
yer alıyor. Eğer bir pazarlık söz konusu olursa ilk sıra
öncelikli önem taşıyor.

No comments: