İran’da gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında Ahmedinejat’ın başa geçmesi bölgede muhtemelen en çok Suriye’ye yaramıştır. Birleşmiş Milletler Hariri Suikastını Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı “Mehlis Raporu” 15 Aralık tarihinde Güvenlik Konseyi’ne sunulmuştu. Raporla beraber Suriye konusunda gerginliğin tırmanması ve yaptırımların gündeme gelmesi tartışılıyordu. Tüm dünyanın dikkatinin bu ülkeye odaklandığı bir dönemde yeni İran cumhurbaşkanının yapmış olduğu açıklamalar okların bu ülkeye yönelmesine neden olmuştur.
İran’ın belli bir stratejinin ürünü olduğu belli olan bu yeni açılımları Ahmedinejat’ın İsrail ve Yahudilerle ilgili yaptığı radikal açıklamalar ile gündeme gelmiştir. Bu açıklamalar, öncelikle tüm dikkatlerin bu ülke yönelmesine neden olarak Suriye üzerindeki baskının azalmasına neden olmuştur. Yeni durum aynı zamanda Suriye’nin öneminin artmasına da neden olmaktadır. Suriye konusunda baskı ve askeri müdahale seçeneklerinin gündemde olmasının bu ülkeyi radikalleştirmesi gibi bir sonuç yaratması mümkündür. İran’ın radikalleştiği bu dönemde Suriye’nin de bu çizgiye kaymasını engellemek ve bir istikrarsızlık unsuru olmaması için baskı politikaları bu dönemde gündeme gelmeyebilir.
İran’ın yeni dış politik açılımları, bu ülkeye karşı izlenecek politika konusundaki farklılıkları azaltarak Avrupa Birliği’ni (AB) ABD eksenine itebilir. Aynen Hariri suikastının Suriye konusunda bir uzlaşı sağlaması ve tüm dikkatlerin bu ülke üzerinde yoğunlaşması gibi aynı süreç İran için de yaşanabilir. Bu da Suriye’ye zaman kazandıracaktır.
BM Güvenlik Konseyi’nin Hariri soruşturmasıyla ilgili olarak altı aylık uzatma kararı alması da Suriye’yi rahatlamıştır. Suriye ABD’de başkanlık seçimlerini ve Bush yönetiminin değişmesini beklemektedir. Bu nedenle ABD’yle “zamana karşı bir mücadele” yürütmektedir. Mevcut durumu bu tarihe kadar taşıyabilirse yeni yönetimle beraber ABD’nin Irak’taki durumunun belli olacağını ve dolayısıyla kendi konumunun rahatlayacağını düşünmektedir. Bu düşünce içinde son gelişmeler Suriye açısından olumlu olmuştur.
Suriye’nin rahatlamak için yapması gerekenlerden biri de kendi konusunda oluşan fikir birliğini kırmaktır. ABD’nin baskısı karşısında AB’nin müzakereye dayalı yumuşak yaklaşımları Suriye’ye bir çıkış sağlıyordu. Hariri suikastı nedeniyle ortadan kalkan bu durumun yeniden inşası için Suriye’nin AB’yi tatmin edecek bazı adımlar atması gerekmektedir. Böyle bir strateji ABD ve AB arasında oluşan baskı ve izolasyona dayalı ortaklığı kıracaktır.
İran’ın belli bir stratejinin ürünü olduğu belli olan bu yeni açılımları Ahmedinejat’ın İsrail ve Yahudilerle ilgili yaptığı radikal açıklamalar ile gündeme gelmiştir. Bu açıklamalar, öncelikle tüm dikkatlerin bu ülke yönelmesine neden olarak Suriye üzerindeki baskının azalmasına neden olmuştur. Yeni durum aynı zamanda Suriye’nin öneminin artmasına da neden olmaktadır. Suriye konusunda baskı ve askeri müdahale seçeneklerinin gündemde olmasının bu ülkeyi radikalleştirmesi gibi bir sonuç yaratması mümkündür. İran’ın radikalleştiği bu dönemde Suriye’nin de bu çizgiye kaymasını engellemek ve bir istikrarsızlık unsuru olmaması için baskı politikaları bu dönemde gündeme gelmeyebilir.
İran’ın yeni dış politik açılımları, bu ülkeye karşı izlenecek politika konusundaki farklılıkları azaltarak Avrupa Birliği’ni (AB) ABD eksenine itebilir. Aynen Hariri suikastının Suriye konusunda bir uzlaşı sağlaması ve tüm dikkatlerin bu ülke üzerinde yoğunlaşması gibi aynı süreç İran için de yaşanabilir. Bu da Suriye’ye zaman kazandıracaktır.
BM Güvenlik Konseyi’nin Hariri soruşturmasıyla ilgili olarak altı aylık uzatma kararı alması da Suriye’yi rahatlamıştır. Suriye ABD’de başkanlık seçimlerini ve Bush yönetiminin değişmesini beklemektedir. Bu nedenle ABD’yle “zamana karşı bir mücadele” yürütmektedir. Mevcut durumu bu tarihe kadar taşıyabilirse yeni yönetimle beraber ABD’nin Irak’taki durumunun belli olacağını ve dolayısıyla kendi konumunun rahatlayacağını düşünmektedir. Bu düşünce içinde son gelişmeler Suriye açısından olumlu olmuştur.
Suriye’nin rahatlamak için yapması gerekenlerden biri de kendi konusunda oluşan fikir birliğini kırmaktır. ABD’nin baskısı karşısında AB’nin müzakereye dayalı yumuşak yaklaşımları Suriye’ye bir çıkış sağlıyordu. Hariri suikastı nedeniyle ortadan kalkan bu durumun yeniden inşası için Suriye’nin AB’yi tatmin edecek bazı adımlar atması gerekmektedir. Böyle bir strateji ABD ve AB arasında oluşan baskı ve izolasyona dayalı ortaklığı kıracaktır.
No comments:
Post a Comment