Hristiyan ve Müslümanlar için eşit sayıda koltuğun ayrıldığı 128 üyeli Lübnan meclis seçimleri, daha önce planlandığı şekilde bu hafta sonu gerçekleştiriliyor. Refik Hariri’nin öldürülmesi ve Suriye’nin askerlerini çekmesinin ardından düzenlenen bu ilk seçimler her ne kadar farklı beklentiler doğursa da, geleneksel mezhepsel ayrımlar ve rekabet bu seçimlerde de siyasal temsili şekillendirecek gibi gözükmektedir.
Sünnî Başbakan Refik Hariri’nin öldürülmesi ve bu eylemin arkasında Suriye’nin olduğu düşüncesi, Lübnan içinde farklı mezhepsel grupları, Suriye varlığı karşıtlığı temelinde bir araya getirmişti. Şiî’ler dışında kalan, Sünnî’ler, Hrıstiyanlar ve Dürzî’ler Suriye’nin askerlerini çekmesi ve reform talepleriyle geniş katılımlı gösteriler düzenlemişti. Ancak seçimler öncesi ortama bakıldığında mezhepler arası dayanışmanın ortadan kaybolmaya başladığı, her kesimin kendine göre bir yol çizdiği görülmektedir.
Seçim yarışına bakıldığında birkaç isim ve kesim öne çıkmaktadır. Refik Hariri’nin oğlu Saad Hariri, seçimler öncesi güçlü bir lider adayı olarak ortaya çıkmıştır. Saad, farklı mezheplerden adayların olduğu bir liste hazırlamıştır. Hizbullah, Şiî’ler içindeki en güçlü örgüt olma konumunu sürdürmektedir. Bir “direniş” gücü olarak düşünülen Hizbullah’ın Şiî’ler içindeki popülaritesi seçimlerden büyük ihtimalle başarıyla çıkmasını sağlayacaktır. Diğer bir liste Dürzî lider Velit Canpolat’ın listesi olacaktır. Hristiyan Marunilerin lider adaylarına bakıldığında, bu ay içinde uzun yıllardır Fransa’da yaşadığı sürgünden dönen Michel Aoun ön plana çıkmaktadır.
Aoun, ülkede hakim olan mezhepsel ayrıma dayalı siyasal yapıyı ortadan kaldırma iddiasıyla seçimlere girmektedir. Bununla, reform talebinde bulunan ve Hariri suikastı sonrası sokaklara dökülen farklı mezheplerden Lübnanlı gençlerin desteğini kazanmaya çalışmaktadır. Ancak seçimler öncesinde, daha önce birlikte hareket eden Sünnî’ler, Dürzî’ler ve Hristiyanların yollarını ayırdığı görülmektedir. Aoun; Saad ve Velit Canpolat’la yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığını ve seçimlere ayrı olarak girileceğini açıklamıştır.
Seçimler, Lübnan’da bir birliktelik sağlamaktan ziyade eskiden kalma mezhepler arası rekabetin körüklenmesine neden olmuştur. Seçimler, siyasal yapının değişiminden, mezhepsel ayrımların kaldırılmasından ve reformdan yana olan Lübnan gençliğinin beklentilerini karşılamayacak gibi gözükmektedir.
Sünnî Başbakan Refik Hariri’nin öldürülmesi ve bu eylemin arkasında Suriye’nin olduğu düşüncesi, Lübnan içinde farklı mezhepsel grupları, Suriye varlığı karşıtlığı temelinde bir araya getirmişti. Şiî’ler dışında kalan, Sünnî’ler, Hrıstiyanlar ve Dürzî’ler Suriye’nin askerlerini çekmesi ve reform talepleriyle geniş katılımlı gösteriler düzenlemişti. Ancak seçimler öncesi ortama bakıldığında mezhepler arası dayanışmanın ortadan kaybolmaya başladığı, her kesimin kendine göre bir yol çizdiği görülmektedir.
Seçim yarışına bakıldığında birkaç isim ve kesim öne çıkmaktadır. Refik Hariri’nin oğlu Saad Hariri, seçimler öncesi güçlü bir lider adayı olarak ortaya çıkmıştır. Saad, farklı mezheplerden adayların olduğu bir liste hazırlamıştır. Hizbullah, Şiî’ler içindeki en güçlü örgüt olma konumunu sürdürmektedir. Bir “direniş” gücü olarak düşünülen Hizbullah’ın Şiî’ler içindeki popülaritesi seçimlerden büyük ihtimalle başarıyla çıkmasını sağlayacaktır. Diğer bir liste Dürzî lider Velit Canpolat’ın listesi olacaktır. Hristiyan Marunilerin lider adaylarına bakıldığında, bu ay içinde uzun yıllardır Fransa’da yaşadığı sürgünden dönen Michel Aoun ön plana çıkmaktadır.
Aoun, ülkede hakim olan mezhepsel ayrıma dayalı siyasal yapıyı ortadan kaldırma iddiasıyla seçimlere girmektedir. Bununla, reform talebinde bulunan ve Hariri suikastı sonrası sokaklara dökülen farklı mezheplerden Lübnanlı gençlerin desteğini kazanmaya çalışmaktadır. Ancak seçimler öncesinde, daha önce birlikte hareket eden Sünnî’ler, Dürzî’ler ve Hristiyanların yollarını ayırdığı görülmektedir. Aoun; Saad ve Velit Canpolat’la yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığını ve seçimlere ayrı olarak girileceğini açıklamıştır.
Seçimler, Lübnan’da bir birliktelik sağlamaktan ziyade eskiden kalma mezhepler arası rekabetin körüklenmesine neden olmuştur. Seçimler, siyasal yapının değişiminden, mezhepsel ayrımların kaldırılmasından ve reformdan yana olan Lübnan gençliğinin beklentilerini karşılamayacak gibi gözükmektedir.