Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye ziyareti özellikle zamanlama açısından önem taşımaktadır. Ziyaret genel olarak iki ülke arasında son yıllarda olumlu yönde gelişen ilişkilerin bir devamı olarak görülebilir. Adana Mutabakatı sonrası başlayan süreç, Irak Savaşı sonrası oluşan yeni bölgesel koşulların zorlaması ve ortak güvenlik kaygıları nedeniyle daha da farklı bir boyut kazanmıştı. En son Suriye lideri Beşar Esad’ın Türkiye ziyaretiyle ilişkilerin düzeyi önemli bir noktaya ulaşmış, bu süreçte iki ülke arasındaki su, Hatay gibi yapısal sorunlara kalıcı çözümler getirilemese de önemli adımlar atılmıştı. Özellikle ilişkilerin ekonomi ayağında önemli adımlar atılmış ve karşılıklı ticaretin artırılması yönünde anlaşmalar imzalanmıştı.
Erdoğan’ın Şam ziyaretinde de ikili ilişkiler bağlamında yine bazı kararlar alınmış, arada gerginliğe neden olan su sorunun çözümüne yönelik adımlar atılmıştır. Ancak ziyaret her ne kadar ikili ilişkiler bağlamında gözükse de özellikle zamanlaması açısından ele alındığında farklı konular ön plana çıkmaktadır. Ziyaret Suriye Başbakanı Muhammed Naci Otri'nin resmi daveti üzerine gerçekleşmiştir. Suriye’nin Brüksel Zirvesi sonrası böyle bir çağrı yapması ve Erdoğan’ın da, zirve sonrası ilk ziyaretini bir Orta Doğu ülkesi Suriye'ye yapıyor olması önemli. Suriye lideri Esad’ın “sayenizde Avrupa Birliği’ne (AB) komşu oluyoruz” ve “sizi örnek alıyoruz” şeklindeki ifadeleri ziyaretin Suriye açısından önemini ve Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamasından duyduğu “heyecanı” gösteren ifadelerdir. Suriye’nin de AB ile ekonomik ilişkileri bulunmakta ve taraflar arasında daha çok ekonomik içerikli bir ortaklık anlaşmasının imzalanması gündemdedir. Suriye özellikle ekonomik anlamda içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulmak için Türkiye’nin AB üyeliğini önemli görmekte ve bu sayede Avrupa’nın Orta Doğu’ya açılan kapısının Suriye olacağını düşünmektedir. Ekonomik boyutunun yanında, Batı’ya yakınlaşma ve dolayısıyla özellikle Irak Savaşı sonrası oluşan uluslararası baskı ortamından çıkış anlamında da Türkiye’nin üyeliğini önemli buluyorlar.
Ziyaret Türkiye’nin artan bölgesel konumunu ve Arap dünyasının Türkiye’ye bakışında gelişen değişimi göstermesi açısından da önemli. Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başlaması sonrası Suriye’nin duyduğu heyecan diğer Arap ülkelerinin bakışını göstermesi açısında bir gösterge olabilir. Türkiye’nin bu sürece girmesi Suriye ve diğer Arap ülkelerini de hareketlendirebilir, demokratikleşme yönünde atacakları adımlarına hız kazandırabilir.
Erdoğan’ın Şam ziyaretinde de ikili ilişkiler bağlamında yine bazı kararlar alınmış, arada gerginliğe neden olan su sorunun çözümüne yönelik adımlar atılmıştır. Ancak ziyaret her ne kadar ikili ilişkiler bağlamında gözükse de özellikle zamanlaması açısından ele alındığında farklı konular ön plana çıkmaktadır. Ziyaret Suriye Başbakanı Muhammed Naci Otri'nin resmi daveti üzerine gerçekleşmiştir. Suriye’nin Brüksel Zirvesi sonrası böyle bir çağrı yapması ve Erdoğan’ın da, zirve sonrası ilk ziyaretini bir Orta Doğu ülkesi Suriye'ye yapıyor olması önemli. Suriye lideri Esad’ın “sayenizde Avrupa Birliği’ne (AB) komşu oluyoruz” ve “sizi örnek alıyoruz” şeklindeki ifadeleri ziyaretin Suriye açısından önemini ve Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamasından duyduğu “heyecanı” gösteren ifadelerdir. Suriye’nin de AB ile ekonomik ilişkileri bulunmakta ve taraflar arasında daha çok ekonomik içerikli bir ortaklık anlaşmasının imzalanması gündemdedir. Suriye özellikle ekonomik anlamda içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulmak için Türkiye’nin AB üyeliğini önemli görmekte ve bu sayede Avrupa’nın Orta Doğu’ya açılan kapısının Suriye olacağını düşünmektedir. Ekonomik boyutunun yanında, Batı’ya yakınlaşma ve dolayısıyla özellikle Irak Savaşı sonrası oluşan uluslararası baskı ortamından çıkış anlamında da Türkiye’nin üyeliğini önemli buluyorlar.
Ziyaret Türkiye’nin artan bölgesel konumunu ve Arap dünyasının Türkiye’ye bakışında gelişen değişimi göstermesi açısından da önemli. Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başlaması sonrası Suriye’nin duyduğu heyecan diğer Arap ülkelerinin bakışını göstermesi açısında bir gösterge olabilir. Türkiye’nin bu sürece girmesi Suriye ve diğer Arap ülkelerini de hareketlendirebilir, demokratikleşme yönünde atacakları adımlarına hız kazandırabilir.
Zamanlama açısından önem taşıyan bir diğer nokta da, ABD’den ve Irak geçici yönetiminden son dönemde gelen “Şam, Irak'taki teröristlere destekliyor ve Musul'daki olayların arkasında Suriye var” şeklindeki suçlamaların yoğunlaştığı bir dönem olmasıdır. Dolayısıyla Suriye açısından ziyaret, Türkiye aracılığıyla bu gerginliğin ortadan kaldırılması anlamında da önem taşımaktadır. Bir diğer önemli konu da Irak’ta yaklaşan seçimlerdir. Ziyarette seçimlere ilişkin işbirliği olanakları da muhtemelen görüşülmektedir.
No comments:
Post a Comment