Monday, October 10, 2011

Suriye Ulusal Konseyi: Kuruluş, Yapı ve Bundan Sonrası

Suriye muhalefetinin dış destekle örgütlenme çabaları 2006 yılına kadar uzanmaktadır. Wikileaks tarafından yayınlanan ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerine göre, ABD hükümeti, Suriye’de hükümet karşıtı yayınlar yapan bir uydu kanalı olmak üzere Suriye’deki muhalefet grupları ve onlara bağlı projeleri gizlice desteklemiştir. Suriye Adalet ve Kalkınma Hareketi ağıyla ilişki içinde Barada TV’ye 2006 yılından bu yana ABD hükümetinin 6 milyon dolar civarında yardım yaptığı, bu yardımın uydu yayını sağlamak ve Suriye içinde diğer faaliyetleri finanse etmek amacıyla harcandığı belirtilmektedir.[1] O dönemde gizli ve sınırlı çapta yürüyen örgütlenme çabaları Arap Baharı’nın Suriye’ye sıçraması ile açık ve geniş kapsamlı bir boyut kazanmıştır.

Suriye muhalefeti ilk olarak 1-2 Haziran 2011 tarihlerinde Antalya’da bir araya geldi. “Suriye’de Değişim Konferansı” başlıklı ilk örgütlenme çabasına Sünni Arap aşiretlerinden Alevilere, Kürtlerden, Hıristiyanlara, sürgünde doğan muhalif gençlere ve kadın aktivistlere kadar oldukça geniş bir katılım olmuştu. Böylece Suriye’de gösterilerin başlamasından sonra muhalifler ilk kez bir araya gelmiş ve rejimin değişmesi için işbirliğine gitmişti.[2] Antalya Konferansı’nı takiben bir hafta sonra muhalifler bu kez Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir araya gelmiş, yaklaşık 200 muhalifin katıldığı iki günlük konferans sonunda “Suriye yönetimine halka yönelik katliama son vermesi ve Devlet Başkanı’nın görevi bırakması yönünde güçlü bir mesaj verilmişti.[3]

Brüksel’in ardından 16-17 Temmuz 2011 tarihlerinde 350 civarında kişinin katılımıyla “Suriye İçin İstanbul Buluşması” adı altında yine Türkiye’de bir araya gelindi. Beşar Esad yönetimiyle mücadeleye nasıl devam edileceğinin masaya yatırıldığı konferansın sonucunda bir bildirge yayınlandı, 25 üyeli bir konsey ve 11 üyeli bir komite kurulması kararlaştırıldı. Suriyeli muhalifler bu ilk deneyimler ile daha örgütlü ve birlikte hareket etme konusunda çaba sarf etmeye başlamıştı. Ancak üç toplantıdan çıkan sonuç makro hedeflere yönelik ortak hareket stratejilerinin belirlenmesinden ziyade grup çıkarlarının ön plana çıkmış olmasıydı. Güçlü ve geniş tabanlı bir muhalefetin oluşmasını engelleyen bir diğer unsur Suriye yönetiminin ülke içindeki muhalif örgütlenmeye hiçbir alan tanımamasıydı. İstanbul Konferansına paralel olarak aynı gün içinde Şam’da düzenlenmesi planlanan Konferans Suriye yönetiminin engellemesi nedeniyle gerçekleştirilememişti. Böylece iç ve dış muhalefet arasında kurulması planlanan bağ kurulamamış, muhalif hareketin esas gücü olan Şam ayağı zayıf kalmıştı. 16-17 Temmuz İstanbul Konferansı’nda bütün grupların üzerinde mutabık kaldıkları konu, “demokratik ve sivil bir devlet hedefi” oldu.[4] Aynı ay içinde Almanya’nın Berlin şehrinde bir araya gelen muhalifler son olarak Ağustos ayının son haftasında yine İstanbul’da bir araya gelerek “Suriye Ulusal Konseyi”nin yakın zamanda ilan edileceğini açıkladı. Son olarak 15 Eylül 2011 tarihinde de tüm muhalif hareketleri bir çatı altında topladığını ifade eden “Suriye Ulusal Konseyi”nin kuruluşu ilan edildi. Böylece Libya’daki Ulusal Geçiş Konseyi gibi uluslararası tanınma stratejisi hayata geçirilmiş oldu. Konsey üyeleri de bir sonraki hedeflerinin uluslararası alanda tanınmak olduğunu ifade etti.[5]

Ulusal Konsey toplantısı çağrısı yapılırken “sadece Esad rejiminin yıkılmasını savunanlar toplantıya gelebilir” şartı öne sürülmüştü. Yani rejim ile muhalifler arasında uzlaşı aramaya dayalı çözüm önerilerinin geçerliliğinin kalmadığı bir sürece girilmiş oldu. Toplantılarda mutabık kalınan bir diğer husus “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması” oldu. Böylece yine bazı gruplar tarafından dile getirilen azınlıklara (Arap Aleviler, Kürtler gibi) özerk bölgeler verilmesi taleplerinin önü kesildi. “Suriye halkı birdir, bir kalacak” sloganı vurgulandı, “Suriye’nin özgür ve demokratik bir ülke olması” konusunda mutabık kalındı.[6]

Suriye Ulusal Konsey’i şimdiye kadar oluşturulan muhalefet cepheleri arasında en fazla grubu barındıran olması itibariyle öne çıkmaktadır. Her şeyden önce iç (tamamı olmasa da) ve dış muhalefet bir aradadır. Konsey’deki Suriyeli muhalif gruplar Arap aşiretler, Kürtler, Müslüman Kardeşler, liberaller, sosyalistler, gençlik örgütleri ve Asurilerden oluşmaktadır.[7] Konsey’i oluşturan üç temel organ bulunmaktadır. Birincisi 190 üyeli genel kuruldur. Bu yapı muhalefetin meclisi gibi düşünülebilir. Bunun yanı sıra 7 kişilik bir icra komitesi olacaktır. Bu komite genel kuruldan aldığı yetkiye dayanarak onun adına hareket edecektir. Yani bir anlamda yürütme işlevini üstlenecektir. İcra Komitesi’nde Arap aşiretleri, liberalleri, Müslüman Kardeşler’i, Kürtleri, Bağımsızları, Asurileri ve Suriye’deki devrimci grupları temsilen birer kişi bulunacaktır. Heyetin başkanı da dönüşümlü olarak değişecektir.[8] Bir de Konsey’in tüm idari işlerinden sorumlu olacak Sekreterlik bulunmaktadır. 29 üyeli Sekreterlik içinde parti ve grupların dağılımı ise şu şekilde olmuştur: Suriye içinde faaliyet gösteren, ayaklanma hareketini koordine eden “Yerel Koordinasyon Komiteleri” 6 üyelik ile ilk sırada yer almıştır. Müslüman Kardeşler ve Arap aşiretlere 5, Bağımsızlara 5, Şam Deklarasyonu grubuna 4, Kürtlere 4, Galyun Grubu’na 4 ve Hıristiyanlara (Asuriler) 1 koltuk verilmiştir. Konsey’in sözcülüğü görevini üstlenen Burhan Galyun, “tüm ülkelerin Suriye muhalefeti ile ilişkilerini koordine edecekleri organın Suriye Ulusal Konseyi olduğunu belirtmiştir.”[9]

Geniş katılım yelpazesine rağmen daha önceki oluşumlarda yer alan bazı grup ve isimler Konsey’in temsil yeteneği olmadığını savunmuştur. Suriye Ulusal Konsey’ine ilk tepki, Suriye’de faaliyet gösteren iç muhalefetten gelmiştir. Her ne kadar Yerel Koordinasyon Komiteleri ve ayaklanmanın temel dinamiği olan gençler Ulusal Konsey’e dahil edilmiş olsa da iç muhalefet kanadından bazı isim ve grupların tatmin olmadığı görülmektedir. Ulusal Koordinasyon Kurulu üyesi Hüseyin Awdat, el Yovm Televizyonu'na yaptığı açıklamasında “Cüzi bir bölümü de olsa Suriyeli muhaliflerin birleşmesi olumlu yönde atılmış bir adımdır. Ulusal Konsey, tüm Suriyeli muhalifleri kapsamamaktadır. Çünkü Ulusal Konsey, 15 muhalif parti ve bağımsız şahısları içerisinde barındıran Ulusal Koordinasyon Kurulu’na davet göndermemiştir. Kurul, bu konseyde yer almamaktadır” ifadelerini kullanmıştır.[10] Suriye muhalefetinin saygın isimlerinden Mişel Kilo da, “Şam’da toplanan Suriye muhalefetinin, İstanbul’da ilan edilen Suriye Ulusal Konseyine katılım niyetinde olmadığını, Konsey’in dış müdahaleye açık olduğunu buna karşın iç muhalefetin buna tamamen karşı olduğunu” belirtmiştir. Bunun yanı sıra Ulusal Konsey’in Suriyeli Türkmenlerin temsilcilerini davet etmemiş olması ve kurullarda temsil hakkı tanımamış olması da bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Suriye Türkmen Hareketi Sözcüsü Ali Öztürkmen “Konsey’in bu haliyle Suriye halkının tamamını temsil etme hakkına sahip olmadığını” ifade etmektedir.[11] Suriye Müslüman Kardeşler örgütünün eski lideri Ali Sadrettin Bayanuni de Konsey’in tam desteğe sahip olmasa da muhalefetin yaklaşık %80’inini temsil ettiğini ifade etmiştir.[12] Konsey’in sözcülüğünün Paris’teki Sorbonne Üniversitesi’nin öğretim üyelerinden Burhan Galyun’a verilmiş olması ağırlığın İslamcılarda olacağı yönündeki Batılıların kaygılarını azaltmıştır. Ancak bu görüntü verilse de Müslüman Kardeşler/Arap aşiretler kotasından Sekreterlik’e seçilen kişilerin yanı sıra Bağımsızlar listesinden de Müslüman Kardeşler’e yakınlığıyla bilinen aydın ve düşünürlerin Sekreterlik’e girdikleri iddia edilmiştir.[13] Ayrıca Konsey Başkanı Galyun’un başkanlık süresinin 3 ay olduğu bu sürenin sonunda Suriye Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, Şam Deklerasyonu üyesi ve Müslüman Kardeşler’in eski üyelerinden Enes Abdullah’ın başkanlığı üstleneceği iddia edilmiştir.

“Suriye Ulusal Konseyi”nin kalıcı olup olmayacağı ve Libya Ulusal Geçiş Konseyi benzeri uluslararası toplumun desteğini alacak meşru organ olup olamayacağını görmek için beklemek gerekmektedir. Ancak Konsey’in güç kazanması ihtimalinin öncekilere göre yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Her şeyden önce Suriye muhalefet yelpazesinde yer alan birçok grup bünyesindedir. Konsey, kuruluşunu takiben uluslararası tanınırlık kazanmak için yurt dışı gezilerine başlamıştır. Bu çerçevede ilk olarak İsveç’te bir araya gelen Burhan Galyun liderliğindeki muhalifler bir sonraki adım olarak Mısır’a gitmeyi planlamaktadır. Geziler Konsey’in tanınırlılığını artırırken diğer taraftan ziyaret edilen ülkelerin yönetimleri tarafından tanınma yolu da açılmaya çalışılmaktadır. “Ulusal Konsey”i farklı kılan bir diğer unsur Başbakan Erdoğan’ın Suriye muhalefetine Türkiye’de ofis açma izni verileceği açıklamasını takiben kurulmasıdır. Bu durum gerçek ya da değil Ulusal Konsey’in Türkiye’nin desteği ile kurulduğu algısını yaratacaktır. Türkiye’de resmi bir ofis açılır ve Konsey faaliyetlerini buradan yürütürse uluslararası tanınırlık yolunda önemli bir adım atılmış olabilir. Bu durum daha önceden Suriye muhalefetinin kendi başına örgütlenme çabalarına karışmayan ancak doğrudan müdahil olmayan Türkiye açısından da yeni bir aşamaya geçildiğinin göstergesi olacaktır. Türkiye’nin doğrudan müdahil olması Konsey’in hem Suriye içindeki hem de uluslararası alandaki meşruiyetini artıracaktır. Bu desteğin sürmesi ve diğer ülkelere yayılması Konsey’in herkes tarafından muhatap kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır. Uzun vadede Esad karşıtı ülkeler Konsey’i Suriye halkının temsilcisi olarak hükümet olarak tanıyabilirler. Amerikan yönetimi konseyin kuruluşunu memnuniyetle karşıladığını açıklamış, ABD’li yetkililer konseyle temaslarının olacağını belirtmiştir. Economist dergisi de, “Konsey üyelerinin yabancı hükümetler nezdinde yoğun kulis yaptıklarını, muhaliflerden Ausama Monajed’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştüğünü, Türk hükümetinin de Konsey’in Ankara’da bir temsilciliği açmasına izin verdiğini iddia etmiştir.[14]

Suriye Ulusal Konseyi’nin Yol Haritası

Suriye üzerinde siyasi, diplomatik ve ekonomik baskı oluşturma sürecinde en önemli ayaklardan biri Suriye muhalefetinin güçlendirilmesidir. Batı’nın Suriye’de rejim değişikliğini gerçekleştirme hedefinde kilit öneme sahip konulardan biri yönetim alternatifi oluşturabilecek, güçlü, organize, meşru, Esad sonrasına ilişkin net planları olan bir Suriye muhalefeti oluşturmak yatmaktadır. Bu aşamaya kadar Batı’nın Suriye konusunda daha sert adım atmasını engelleyen faktörlerden biri söz konusu muhalefetin olmamasıdır. Suriye muhalif halk hareketi kendiliğinden ve lidersiz bir şekilde ortaya çıkmış ve o şekilde devam etmektedir. Hali hazırda bu hareketi yönlendirme kapasitesine sahip herhangi bir siyasi hareket ya da lider bulunmamaktadır.

Suriye yönetimi muhalefetin içerde organize olma girişimlerine izin vermediği için muhaliflerin neredeyse tamamı Suriye dışında faaliyetlerini yürütmektedir. Suriye içi muhalefet ise daha çok önde gelen bireyler ve sivil toplum kuruluşlarından oluşmaktadır. Suriye’de rejim değişikliğini iç dinamikler yoluyla gerçekleştirmek isteyen Batı da öncelikle güçlü bir Suriye muhalefeti oluşmasını, ardından tüm uluslararası desteği bu yapıya vermeyi beklemektedir. Hedeflenen Libya Ulusal Geçiş Konseyi benzeri bir yapıdır. Bu organ zaman içinde güçlenerek Suriye yönetimi üzerinde ciddi bir baskı unsuru oluşturacak ve ayaklanan Suriye halkının meşru temsilcisi olacaktır. Ayrıca geçen zaman içinde son derece sınırlı muhalefet ve siyaset tecrübesi olan hareket kendi içinde tecrübe kazanarak gerçek bir yönetim alternatifi olmaya başlayacaktır. Bu hedef başarılırsa kendiliğinden ve lidersiz ilerleyen Suriye’deki ayaklanma hareketini tek bir merkezden kontrol etme imkanına kavuşulacaktır. İç ve dış muhalefet arasında güçlü bir bağ kurularak dağınık güçler tek bir merkezde toplanabilecektir. 15 Eylül 2011 tarihinde kuruluşu ilan edilen Suriye Ulusal Konseyi’ne destek veren önde gelen muhaliflerden Firaz Atassi de Konsey’in rolünü şu şekilde açıklamaktadır: “Konsey, tüm dünya ile iletişim kurduğumuz ortak sesimiz olacaktır. Konsey aracılığı ile uluslararası destek arayacak, pazarlıkları yürüteceğiz. Esad rejimi ile dost ülkelerle görüşerek yeni alternatiflere yönelmelerini sağlayacağız. Suriyelilere iletilmek üzere maddi yardımların aktarılabileceği güvenilir bir kanal rolü görecektir. Ayrıca Suriye sokaklarındaki ayaklanmayı yönlendirecek, gösterilerin şeklini belirleyecektir.”[15]

Suriye muhalefetinin organize olması sürecinde öne çıkan aktör Türkiye olmuştur. Türkiye’yi öne çıkaran olgu; kimliği, son yılarda sağladığı yumuşak gücü (güven) ve coğrafi konumudur. Ayaklanan Suriye halkı her ne kadar Esad yönetiminden rahatsız olsa da Batı ve özellikle ABD’ye karşı da derin bir güvensizlik duymakta, “Amerikan tanklarının önünde Suriye rejimine karşı mücadele etmeyeceklerini” ifade etmektedirler.[16] Tam da bu nedenle Batı, Suriye muhalefetinin güvenirliğini olumsuz etkilememek için çok fazla arkalarında bir görüntü vermemeye çalışmaktadır. Ancak Türkiye’nin desteklediği bir Suriye muhalefetinin Suriye içinde güçlü ve meşru bir muhalefet olarak kabul edileceği gerçeği Türkiye’nin önemini artırmaktadır. Suriye muhalefeti de çok fazla Batı’dan destek aldıkları görüntüsü vermek istememektedir. Bu nedenle Suriye muhalefetinin konferanslarının ikisi hariç (Brüksel ve Berlin) tamamı Türkiye’de gerçekleştirilmiştir.

Suriye muhalefeti son Ulusal Konsey kurulana kadar birçok kez bir araya gelmiş ve her seferinde yeni bir “Ulusal Konsey” kurulmuştur. Bu organlardan her biri kendini Suriye halkının büyük çoğunluğunu temsil eden, güçlü siyasi isimlerden oluşan ve muhalefetin meşru temsilcisi organ olarak tanımlamıştır. Bu sürecin ortaya koyduğu gerçek; müdahale, yönlendirme, baskı olmadan Suriye muhalefetinin kendi başına bir araya gelerek ortak bir platform oluşturmayı, Esad’ın rejimi ile nasıl mücadele edileceğini ortaya koymayı ve Esad sonrasına ilişkin bir siyasi-güvenlik-ekonomi altyapısı oluşturmayı başaramadığıdır. “Ulusal Konsey”in meşru olduğuna karar verilmesinde Konsey’in bütün grupları temsil etme kapasitesinin yanı sıra dış aktörlerin, ki burada Türkiye ön plana çıkmaktadır, tavrı da belirleyici olacaktır. Parçalanmış muhalefeti ve gruplar arası çıkar çatışmalarını önleyecek olan söz konusu aktörlerin soruna doğrudan müdahil olmalarıdır. Bu yapı bir kere belirlendikten sonra Libya’da olduğu gibi tüm uluslararası destek Konsey’e verilecektir. Suriye Ulusal Konsey’inin sözcüsü Burhan Galyun İstanbul’da düzenlenen konferansın ardından okuduğu sonuç bildirgesinde “dünyanın birleşik, rejim alternatifi olacak bir Suriye muhalefeti beklediğini ve bu yapıyı tanıyacaklarını” ifade etmesi bu beklentiyi ortaya koymaktadır.

Bu durum Suriye muhalefetinin Libya modelini örnek aldığını göstermektedir. Ancak Libya modelinin “başarılı” olmasını sağlayan bazı faktörlerin Suriye örneğinde geçerli olmadığını ifade etmek gerekir. Suriye Ulusal Konsey’i yayınladıkları sonuç bildirgesinde “Esad rejiminin devrilmesi için dış müdahale ve askeri operasyonlara kategorik olarak karşı olduklarını Suriye liderinin görevini bırakması için barışçıl gösterilerin devam etmesinin savunduğunu” belirtmiştir. Libya modelinin “başarılı” olmasını sağlayan uluslararası müdahale ve askeri operasyondur. Eğer müdahale olmasaydı herkes bilmektedir ki Kaddafi’nin oğlu Seyülislam’ın ifadesi ile “direniş bir hafta içinde bitirilecek ve Bingazi Kaddafi güçleri tarafından ele geçirilecekti”. Libya örneğinde Bingazi merkezli bir güvenli bölge oluşturulmuş, muhalefet burada güçlendirilmiş, silahlandırılmış, hava operasyonları ile önü açılan Libya muhalefeti Trablus’u ele geçirmiştir. Libya modelinde, ordudan kopuşlar yoğunlaşmış, silahlı güçler tek çatı altında toplanmış (son haftalarda kapasitesi hakkında net veri olmamakla birlikte Suriye ordusundan kopan bazı askerlerin oluşturduğu “Suriye Özgür Ordusu” isimli silahlı bir direniş örgütü oluşturulduğu haberleri bulunmaktadır), bu yapı güvenli bölgeler oluşturmuş ve bu alanlarda “uçuşa yasak bölgeler” oluşturulmuştur. Dağınık hareket eden Suriyeli ayaklanmacılar ise henüz hiçbir bölgeyi kontrolü altına alamadığı gibi silahlı direniş “henüz” düşük seviyelerdedir. Ancak Suriye Ulusal Konsey’inin web sayfasında Suriye hava savunma sistemine ilişkin haritaların olması da muhaliflerin “uçuşa yasak bölge oluşturma” fikrine sıcak baktıklarının bir işaretidir.


Dipnotlar

[1] ABD'den Suriye'deki muhalefete gizli destek, Hürriyet, 18 Nisan 2011, http://www.hurriyet.com.tr/planet/17574840.asp. (son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[2] Veysel Ayhan, Oytun Orhan; “Suriye Muhalefetinin Antalya Toplantısından Gözlemler”, ORSAM Dış Politika Analizi, 1 Haziran 2011, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=2011. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[3] Syrian opposition gathers in Brussels, Now Lebanon Gazetesi, 4 Haziran 2011, http://nowlebanon.com/NewsArchiveDetails.aspx?ID=278327. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[4 Oytun Orhan, “Suriye İçin İstanbul Buluşması”, ORSAM Dış Politika Analizi, 21 Temmuz 2011, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=2455. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[5] Suriye Muhalefeti İstanbul’da Konsey Seçti, BBC Türkçe, 16 Eylül 2011, http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/09/110915_syria_opposition.shtml. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[6] Gazi Mısırlı ile röportaj, Habertürk Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www.haberturk.com/dunya/haber/675821-milli-mucadele-veriyoruz. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[7 Gazi Mısırlı ile röportaj, Habertürk Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www.haberturk.com/dunya/haber/675821-milli-mucadele-veriyoruz. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[8] Gazi Mısırlı ile röportaj, Habertürk Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www.haberturk.com/dunya/haber/675821-milli-mucadele-veriyoruz. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[9] Zeina Karam, “Syria opposition launches national council”, Associated Press, 2 Ekim 2011.
[10] Suriye Ulusal Konseyi Nihayet Kuruldu, İsra Haber, 2 Ekim 2011, http://www.israhaber.com/suriye-ulusal-konseyi-nihayet-kuruldu-13234-haberi.html. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[11] Suriye Türkmen Hareketi Sözcüsü Ali Öztürkmen ile yapılan görüşme, 4 Ekim 2011.
[12] Shane Farrell, “What comes next for the Syrian opposition?”, Now Lebanon Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www.nowlebanon.com/NewsArticleDetails.aspx?ID=318202. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[13] Economist: "Suriye Ulusal Konseyi Türkiye'nin Cebinde Olmamalı", Anka Haber Ajansı, 7 Ekim 2011, http://www.sondakika.com/haber-economist-suriye-ulusal-konseyi-turkiye-nin-3042929/ (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[14] Economist: "Suriye Ulusal Konseyi Türkiye'nin Cebinde Olmamalı", Anka Haber Ajansı, 7 Ekim 2011, http://www.sondakika.com/haber-economist-suriye-ulusal-konseyi-turkiye-nin-3042929/ (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[15] Shane Farrell, “What comes next for the Syrian opposition?”, Now Lebanon Gazetesi, 4 Ekim 2011, http://www.nowlebanon.com/NewsArticleDetails.aspx?ID=318202. (Son Erişim Tarihi: 10 Ekim 2011)
[16] Suriyeli reformcu muhalif Haithem Manna ile yapılan röportajdan aktaran “Syria Under Bashar (II): Domestic Policy Challenges”, Middle East Report No: 24, International Crisis Group Raporu, s. 10.

No comments: