Monday, February 16, 2009

İsrail Seçim Sonuçlarının Kısa Analizi: Milliyetçi Sağın Yükselişi

Tzipi Livni liderliğindeki Kadima Partisi’nin İsrail genel seçimlerinden birinci çıkması sürpriz olarak değerlendirilse de genel eğilim açısından aslında ısandıktan beklenen sonuç çıkmıştır. Mecliste, milliyetçi sağ-merkez sol dağılımındaki denge milliyetçi sağ lehine değişmiştir. Bir önceki seçimlerde 12 olan sandalye sayısını 27’ye yükselten Likud’un yanı sıra, İsrailli Arap vatandaşlara yönelik radikal tutumlarıyla bilinen aşırı milliyetçi/seküler İsrail Evimiz Partisi kazandığı 15 sandalye ile seçimlerin esas galibi olmuştur. Aşırı dinci olarak sınıflandırabilecek Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği partileri bir önceki seçimlere göre pozisyonlarını nispeten korumuştur. Ulusal Birlik ve Yahudi Evi Partileri’nin kazandığı toplam 7 sandalye yükselen milliyetçi sağa katkı yapmıştır.

Merkez-sol partiler Kadima’nın birinciliğine rağmen güç kaybetmiştir. İşçi Partisi’nin sandalye sayısı 13’e, sosyal demokrat Meretz’inki ise 3’e düşmüştür. Sol blok kapsamında değerlendirilen Arap partileri ise 11 sandalye kazanmıştır. Yeni Meclis dağılımında milliyetçi sağın 65’e 55 gibi bir üstünlüğü söz konusudur. Ancak sağ-sol blokları kendi içinde bir bütün olarak değerlendirmemek gerekir. Örneğin sol blok içinde değerlendirilen Arap Partiler koalisyon hesapları açısından sistem dışıdır. Dolayısıyla bu dağılımı 65’e 44 olarak vermek daha doğru olabilir. Sağ blok içindeki küçük partiler, Netanyahu liderliğinde bir hükümeti Livni’nin başbakanlığına tercih edecektir. İsrail siyasetine ilişkin genel kanı, aşırı dinci partilerin milliyetçi sağ ile daha rahat çalışma imkânı bulacağı yönündedir. Bu genel olarak doğru bir tespit olsa da Lieberman’ın İsrail Evimiz Partisi bu anlamda istisna sayılabilir. Aşırı milliyetçi olarak değerlendirilen İsrail Evimiz Partisi lideri Liberman’ın seküler siyaset anlayışı aşırı dinci partilerle çelişmektedir. Şas Partisi kurucusu Rabbi Ovadiah Yosef seçimler öncesinde, “Lieberman’a oy veren şeytana oy verir” şeklinde sert bir açıklama dahi yapmıştı. İsrail Evimiz Partisi aşırı sağ kanatta olmakla beraber Filistin sorununa bakışı Likud’dan farklılık taşımaktadır. İki devletli çözümü ve Kudüs’ün belli kısımlarının gerekirse Filistinlilere verilmesini savunan partinin esas sorunu, ülke içindeki Arap kökenli İsrail vatandaşlarının yeni sınır düzenlemesiyle Filistin sınırları içine alınması, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimcilerin de İsrail’e dâhil edilmesidir. Koalisyon hesaplarında her bloğun kendi içindeki bu farklılıkların hesaba katılması gerekir.

Milliyetçi sağın yükselişi İsrailli seçmenlerin siyasi tercihlerinde güvenlik arayışının öne çıkması ile açıklanabilir. İran’da İsrail’e yönelik radikal söyleme sahip yönetimin nükleerleşme çabaları, Hizbullah’ın kuzeyde yarattığı tehdit, Gazze’de HAMAS’ın iktidarı ele geçirmesi ve İsrail yerleşim merkezlerine düzenlediği roket saldırıları, bu arayışın temel gerekçeleri olarak sıralanabilir. Oyların şehirlere göre dağılımına bakıldığında milliyetçi sağın yükselişinin gerekçeleri net olarak anlaşılmaktadır:

Sderot, Beerşeba, Aşkelon gibi HAMAS’ın roket saldırılarına maruz kalan yerleşim yerlerinde Likud ve İsrail Evimiz partileri ezici bir üstünlük sağlamaktadır. Kadima ve İşçi Partisi buralarda Şas Partisi’nin dahi gerisinde yer almaktadır. Hizbullah “tehdidini” en yakından hisseden ve 2006 Savaşı’nda roket saldırılarına maruz kalan Nahariye gibi şehirlerde yine güvenlik kaygıları nedeniyle Likud ve İsrail Evimiz Partileri ön planda bulunmaktadır. Bu iki partinin büyük farkla öne çıktığı diğer bir başka yer ise Batı Şeria’daki İsrailli yerleşimcilerin oy kullandıkları sandıklardır. Burada da doğal olarak güvenliğin yanı sıra ideolojik referanslar da ön plandadır. İsrail Evimiz Lideri Liberman’ın Batı Şeria’daki yerleşimcileri kapsayacak biçimde İsrail sınırlarının yeniden çizilmesi yönündeki vaadi bu bölgede etkili olmuştur. İsrail Evimiz bu bölgelerde Likud’un ardından ikinci sırada yer almaktadır. Barış ve müzakere yanlısı İşçi Partisi ise Batı Şeria’da neredeyse silinmiş durumdadır. Kadima da bu bölgede genel oy potansiyelinin çok altında yer almaktadır. Kadima Partisi nispeten güvenli bölgede yaşayan, sanayileşmiş büyük şehirlerde öne çıkmaktadır. İşçi Partisi de diğer bölgelerdeki performansına göre buralarda daha başarılı durumdadır. Başkent Tel Aviv ve onun hinderlandında yer alan Rishon Letzion, kıyı şeridindeki Hayfa gibi şehirlerde ise barış beklentileri ön plana çıkmaktadır. Bu şehirlerde Kadima büyük farkla birinci sırada yer almaktadır. İşçi Partisi, geleneksel olarak güçlü olduğu Hayfa şehrinde üstünlüğünü Kadima’ya kaptırmış olsa da genel potansiyeline nazaran güçlü bir konumda bulunmaktadır. Bu şehirlerde Likud zayıf kalırken İsrail Evimiz, Şas gibi radikal partiler hiçbir varlık gösterememektedir. Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği partileri ise, dini tercihlerin belirleyici olduğu Kudüs’te öne çıkmaktadır.

Bu dağılım İsrail-Filistin ilişkilerindeki şiddet sarmalını ortaya koymaktadır. İsrail’in politikaları HAMAS’ın siyaset tarzına güç kazandırırken, HAMAS ve Hizbullah’ın yarattığı kaygılar İsrail toplumunda sert tedbir beklentilerini öne çıkarmaktadır. Kadima Partisi hükümeti, ancak sağ bloğa politika tavizleri ve önemli bakanlıklar vererek kurabilecektir. Bu durum İsrail-Filistin ve İsrail-Suriye barış müzakerelerinin devamı için risk oluşturabilir. Müzakere sürecinin devamını sağlayacak faktör ise Obama yönetiminin bölge sorunlarının çözümünde oynayacağı “olumlu” rol ve etkin katılım beklentisidir.

No comments: