Tuesday, June 28, 2011

SURİYELİ MUHALİFLER - 4: KÜRT DİN ADAMI MUHAMMED MURAT EL HAZNEVİ İLE RÖPORTAJ

Suriyeli Kürt kökenli din adamı Şeyh Muhammed Maşuk El Haznevi 2005 yılında Suriye makamları tarafından gözaltındayken öldürülmüştü. Bu olayı takiben 2004 Kamışlı olaylarından sonra Suriye’de yaşanmış en geniş çaplı Kürt ayaklanması gerçekleşmişti. Olayın ardından rejim ile araları açılan Haznevi’nin yakınları ve takipçileri ülke dışına çıkmak durumunda kalmıştı. Halen Irak’ın Erbil kentinde ikamet eden ve buradan Suriye yönetimine karşı mücadelesini sürdüren Şeyh Muhammed Maşuk El Haznevi’nin oğlu Muhammed Murat El Haznevi Antalya’da düzenlenen Suriyeli muhalifler toplantısında yer aldı. Haznevi ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede; Suriyeli Kürtlerin durumu, Suriye’deki olaylara Kürtlerin bakışı ve Türkiye’den beklentileri konusunda görüşlerini aktardı.


Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

HAZNEVİ: İsmim Muhammed Murat El Haznevi. Şehitlerin Şeyhi, Diyalog, Bağışlama ve Dinin Yenilenmesi Kurumu Başkanıyım. Şıh Hazne’nin torunlarıyız. Şıh Hazne Nakşibendî tarikatı şeyhidir. Türkiye’de çok müridimiz bulunmaktadır. Özellikle Menzil cemaati bize bağlıdır. Ayrıca Gaziantep’te bulunan bazı Nakşibendî tarikatlarının yönetimleri ve Urfa’daki bazı cemaatler de bize bağlıdır. Mesela Tillo’da Molla Burhan, Şeyh Maşuk’a bağlıdır, Şeyh Maşuk da bize bağlıdır. Yani Türkiye’de pek çok yerde bize bağlı tarikat vardır.

Suriye muhalefetindeki rolünüz tam olarak nedir?

Biz siyasetçi değiliz. Biz sadece Kürtler için destek veriyoruz. Burada Kürtler de bulunmaktadır. Biz onlarla geldik ve onlara din anlamında ve yanlarında olarak destek veriyoruz. Biz Kürtlerle beraber yürüyoruz, Kürtleri savunmak için beraber hareket ediyoruz.

Suriye rejimi ile aranızdaki ilişki nasıl?

Son derece sorunlu ve kötü ilişkilerimiz vardır. Rejim 2005 yılında babamı öldürdü. O tarihten itibaren ilişkimiz kötüdür. O olaydan sonra büyük gösteriler oldu. Biz şu an Kuzey Irak’ta oturuyoruz.

Antalya Konferansı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Çok olumlu bir gelişmedir. Burada farklı muhalif gruplar birbirini tanıdı, görüştü ve anlama fırsatına sahip oldu.

Bu ilk kez oluyor, değil mi?

Evet, ilk defa muhalefet bir yerde oturup konuşuyor. Henüz bir sonuca ulaşılamadı ama umudumuz iyi sonuçların çıkmasıdır. Suriye için iyi olan ne varsa bu konferanstan inşallah o çıkar.

Şam’da daha önce yayınlanan deklarasyonlar var. Bu konferansta da herhangi bir sonuç bildirgesi çıkacak mı?

Bu konferansın katılım seviyesi Şam Deklarasyonu’ndan daha yüksektir. Sonuç bildirgesi de çıkacaktır.

Peki, sizin talepleriniz nedir?

En önemli talebimiz Kürtlerin haklarının anayasada yazılmasıdır. Biz Suriye’de Kürt milleti olarak varız. Biz yabancı değiliz. Kendi toprağımız üzerinde yaşıyoruz. Nasıl Arap bir vatandaş her hakkını kullanıyor aynı şeyi Kürtler için de istiyoruz. Anayasada eşit olmak istiyoruz. Çünkü halen vatandaşlık hakkı olmayan birçok Kürt kökenli Suriyeli vardır. Olayların çıkmasının ardından bazı adımların atıldığı söyleniyor ama hala tamamlanmadı. Örneğin Kürtlerden devlet memuru almamaktalar. Pek çok gencimizin diploması var ancak iş bulamıyor. Sadece tarımla uğraşabiliyorlar. Kürt halkına yazıktır. Ayrımcılık istemiyoruz. Vatandaş olmak istiyoruz.

Esad rejimi yıkılırsa yeni devletin nasıl olmasını istiyorsunuz?

Din ayrı devlet ayrı olmalıdır. Laiklik olmalı ancak Türkiye’deki gibi değil. Bizim istediğimiz laiklik din ve devlet işlerini ayırmak anlamındadır.

Laikliği Suriye toplumunda bulunan Hıristiyan ve Dürzî toplumlar adına da iyi olduğu için mi istiyorsunuz?

İslam böyledir. Vahiyle inen şeylerin hepsini kabul ediyoruz ama vahiy dışı bizim seçimimiz de vardır. Resullullah o hakkı bize vermektedir. Hatta Resullullah’ın yaşamını sahabeler çok istişare ediyor, hükümet İslam’da ilahi değildir. Medenidir. Şu an bazı gruplar vardır İslam siyasetiyle kendine yol açıyorlar. Siyasi İslam’ın İslam’da yeri yoktur. İslam’da temellerimiz vardır. Adalet olması gerekmektedir. Eşitlik gerekmektedir. Herkesin aynı olması gerekmektedir. İnsanların birbirlerinin hakkını gasp etmemesi gerekmektedir. Ama hangi yolla bu amaçlara ulaşacağımız bizim seçimimizdir.

Konferansa katılan bazı Sünni Araplar bu düşünceye biraz karşı çıkıyor. Diyorlar ki İslam’da din ve devlet ayrı olmaz…

Onlara destek veren azdır. İslam’ı basamak olarak kullanıyorlar.

Örneğin Müslüman Kardeşler sizin bu düşüncenize karşılar…

Onlar İslam düşüncesiyle yola çıkıyorlar. Bu bize uygun değildir.

Peki, nasıl orta yolda buluşacaksınız?

Demokratik ve liberal ilkelerde herkes kendi hakkını almalı, ama bir grup ayrıcalıklı konumda diğerlerinin hakkını almaya başlayınca o yapı yürümüyor.

Sizce Dürzîler ve Aleviler de bu muhalefete destek verecek mi?

Destek veren var ama az sayıdadır.

Türkiye’nin politikalarını nasıl görüyorsunuz? Destek veriliyor mu ve sizin talepleriniz bulunuyor mu?

Biz Türkiye’den çok şeyler bekliyoruz. Yaptığı şeyler azdır. Türkiye ve Suriye kardeşten fazladır. Türkiye’nin en uzun sınırı Suriye’yledir. Suriye ve Türkiye tarafında akrabalar vardır. Bu nedenle daha fazla şeyler bekliyoruz. Suriye halkına destek vermelerini bekliyoruz. Sayın Erdoğan ve Sayın Beşar Esad çok yakın ilişkilere sahipler. Her ikisinin bir şey yapmak için yolları vardır.

Beşar Esad’ın bırakmasını mı yoksa başta kalarak reform yapmasını mı savunuyorsunuz?

Biz Kürtlerin Beşar Esad’ın şahsiyeti ile bir sorunu yoktur. Biz Kürtlüğümüzü arıyoruz. Çözüm içerdiği sürece Beşar Esad’ı da destekleriz. Bizler haklarımızı istiyoruz. Araplar gibi yaşamak istiyoruz. Esad gitse bile bizden cumhurbaşkanı veya başbakan olmayacak. Dil özgürlüğümüz, ayrımcılığın bitmesini istiyoruz.

Irak tarzı bir otonom bölgeye nasıl bakıyorsunuz? Böyle bir talebiniz var mı?

Yok, bizim öyle bir talebimiz yok, Suriye birdir. Suriye’de yaşamak istiyoruz. Haseke ve Kamışlı’da halkın %80’ni Kürt’tür. Köylerin hepsi Kürt’tür, şehirlerde Araplar çoktur. Suriye’deki sistem Türkiye gibi değil, çok farklıdır. Şu an Osmaniye Türkiye’de il statüsündedir. Haseke Osmaniye gibidir, Kamışlı Osmaniye gibidir. Yani Haseke vilayetinin tamamında 2 milyondan fazla nüfusu vardır.

K. Irak’taki Kürt gruplarla ilişkiniz nasıl, hangi grupla daha yakınısınız?

İyi ilişkilerimiz vardır. Biz Barzani’ye daha yakınız. Çünkü Erbil’de kalıyoruz. Eskiden de onlarla ilişkilerimiz vardı. Çünkü onlarda da Nakşibendî tarikatı vardır. Oradan bir yakınlık söz konusudur.

Bir araştırma merkeziniz var galiba…

Evet. Danışma, diyalog, bağış ve dinin yenilenmesi üzerine çalışmaktadır. Erbil’de faaliyet göstermektedir. İslami stratejik danışma merkezidir.

Sizce Suriye’de toplam Kürt nüfusu ne kadardır?

İki sayım vardır. Birincisi Kürtçe konuşanları kapsar, diğeri aslı Kürt olan ama Kürtçeyi unutanlardır. 150 yıl öncesinden başka şehirlere gitmişlerdir. Kürtçe konuşan 3-3,5 milyon vardır. Bu da toplam Suriye nüfusunun % 15’ine tekabül etmektedir. Ama Kürtçe konuşamayan dâhil % 40’a ulaşabilir. Çünkü 150 yıl öncesinden göç etmiş ve dillerini unutmuşlardır.

Bu konferansta bir geçici hükümet kurulacak mı?

Hayır, geçici hükümet kurulmayacak ancak bir meclis, grup, komite gibi bir organ oluşturulacak.

Bu komitede Kürtler, Arap Aleviler gibi bir dağılım olacak mı?

Evet, herkes dağılımına göre ayrılacak. Mesela Kürtler 4 kişi, Müslüman Kardeşler 4 kişi, Arap aşiretler 4 kişi, bağımsızlar, Şam deklarasyonu beş kişi gibi. Toplamda 31 kişi olacaktır. Bu konferansın sonunda ilan edilecektir.

Bu Komite yurtdışında sizin adınıza sözcülük mü yapacaktır?

Evet.

Başkanı olacak mıdır?

Hayır, henüz belli değildir.

Peki, bu Komite çalışabilecek mi? Farklı fikirlerde gruplar var gibi görünmektedir…

Şu an herkes kendi grubu için çalışıyor. Gruplar fazladır. Buraya katılan kişi sayısı da fazladır.

Buradaki gruplar ve kişiler Suriye halkını ne kadar temsil ediyor? Geçici bir Komite kurulacak ama çoğu sürgünde yaşamaktadır…

Suriyeli kişiler temsil edilemiyor. Bunlar sadece Suriye dışını temsil etmektedir. Çünkü Suriye iki Suriye’dir. Suriye nüfusu diyorlar ki 23 milyondur. 20 yıl önce de 23 milyondu. Bir 20 milyon da dışarıda yaşamaktadır. 23 milyon içeridedir. Bunlar dışarıdaki 20 milyonu temsil etmektedir. Suriye’dekileri desteklemeyi amaçlamaktalar.

Dış müdahaleye nasıl bakıyorsunuz. Yani olayların büyümesi durumunda Batı’nın ya da NATO’nun müdahalesini nasıl karşılarsınız?

Hem dış müdahale hem de silah kullanımına karşıyız. Büyük bir günah olarak görüyoruz. Değişim içerden olacaktır.

Kürtlerin içinde farklı eğilimler var mıdır? Kürtlerin ne kadarı sizi desteklemektedir?

Farklı eğilimler yoktur. İslami yoktur içlerinde. Kürtlerin hepsi liberaldir. Belki bazı komünist gruplar vardır ama onların sayısı azdır. Çoğunluğu liberaldir.

Çok teşekkür ederiz.


* Bu röportaj 2 Haziran 2011 tarihinde ORSAM Ortadoğu Danışmanı Doç. Dr. Veysel Ayhan ve ORSAM Ortadoğu Uzmanı Oytun Orhan tarafından Antalya’da düzenlenen “Suriye’de Değişim Konferansı” sırasında gerçekleştirilmiştir.

No comments: