ORSAM ekibi olarak Bölgesel Kürt Yönetimi bölgesel meclis ve başkanlık seçimlerini gözlemek üzere Erbil’deki görevimizi tamamladıktan sonra seçim sonuçlarının farklı siyasi gruplar tarafından nasıl algılandığına ilişkin alan araştırması yapmak üzere Süleymaniye’de de bulunduk. Erbil gözlemlerinin devamı niteliğindeki bu kısa yazıda da Süleymaniye’ye ilişkin gözlemlerimizi aktaracağız.
Erbil’den Süleymaniye’ye taksi dolmuşlarla yaklaşık 2,5 saatlik bir yolculuğun ardından varılıyor. Daha kısa sürede tamamlanabilecek bir mesafe olmasına rağmen yol boyunca kontrol noktalarından geçiliyor olması süreyi uzatıyor. Yolun tamamına yakını çift yön ve engebeli bir arazi olmaması nedeni ile büyük bölümde dümdüz bir hatta seyahat ediliyor. Yolculuk sırasında içine girmemekle birlikte Kerkük’ün hemen kenarından geçiliyor ve şehrin kuzey kısımları görülebiliyor. Bunun yanı sıra petrolün çıktığı ve Kerkük rafinerisinin bulunduğu değerli Baba Gurgur bölgesinin de yanından geçiyorsunuz. Yerden çıkan alevler eşliğinde gözüken petrol alanları Kerkük’ün günümüzde sorunlar ve çatışmalarla anılan bir kent olmasının başlıca nedenlerinden biri. Yol boyu dikkatimizi çeken en önemli noktalardan biri de Türkiye plakalı tırların fazlalığı oldu. Mal taşıyan araçların büyük çoğunluğu Türkiye’den gelenlerden oluşuyor. Yine yol kenarlarında Türk firmalarının reklamlarını görebiliyorsunuz.
Erbil’den alıştığımız üzere Türkçe konuşan birini görünce artık şaşırmıyoruz. Zira taksideki yolculardan biri Türkmen, biri Türkiye’de yıllarca çalışmış ve çok iyi Türkçe konuşan bir peşmerge ve az da olsa Türkçe bilen bir Süleymaniyeli. Dolayısıyla Süleymaniye’ye ilişkin gözlemlerimiz daha şehre varmadan takside konuşma imkânı bulduğumuz kişilerle başlıyor. Süleymaniyeliler siyaset konuşma ve siyasetçileri eleştirme konusunda son derece rahatlar. Erbil’de şahit olmadığımız şekilde KDP ve KYB’yi açık şekilde eleştiriyorlar. Rüşvet ve yolsuzluk vurgusu sık sık tekrarlanıyor. Muhtemelen bu kişiler yerel parlamento seçimlerinden büyük başarı kazanarak çıkan “Değişim Listesi”ni destekliyor. Zira bu hareketin söylemlerinin temelinde de KDP ve KYB’nin yozlaşmışlığı ve yolsuzluklar ön plana çıkıyordu. Erbil’de baskı olduğunu ancak Süleymaniye’de özgürlük olduğunu ve herkesle rahatça konuşabileceğimizi ifade eden vatandaş hem Süleymaniye’deki ortam hem de Erbil ile Süleymaniye arasındaki iç çekişme konusunda bize ipuçları veriyor.
Süleymaniye’ye girişte ilk dikkatimizi çeken nokta farklı siyasi partilerin seçim posterlerinin duvarlarda asılı olması. Yolda ilk işaretlerini aldığımız üzere Erbil’e nazaran Süleymaniye’de daha çoğulcu, demokratik ve rahat bir siyasi ortam var. Örneğin gayri resmi sonuçların açıklandığı gün bulunduğumuz Süleymaniye şehrinde “Kürdistan Listesi” taraftarları ile “Değişim Listesi”ni destekleyen araba konvoyları karşılıklı kutlamalar yapabiliyordu. Farklı seslerin bir arada olması şehirdeki güvenlik durumunu olumsuz etkilemiş gibiydi. Kutlamalar karşı tarafı provoke edecek biçimde abartılı yaşanıyor ve henüz yenilgiyi kabullenme kültürünü oturtamamış siyasi hareket taraftarları arasında ufak çaplı da olsa gerginlikler yaşanabiliyor. Bu nedenle Erbil’e nazaran daha fazla güvenlik önleminin alındığını tespit ettik. Süleymaniye’deki çok sesli ortam basında da kendisini hissettiriyor. Her siyasi hareketin kendine yakın bir medya organı bulunuyor. Hem KYB hem de Değişim Listesini destekleyen gazete ve televizyonların yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde rahat bir şekilde siyasi eleştiriler yapabildiklerini gördük. Bu nedenle basının daha özgür bir ortamda çalıştığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Süleymaniye halkı ile konuştuğumuzda yatırımların daha fazla Erbil’e akmasından kaynaklanan bir rahatsızlığın varlığını tespit ettik. Erbil’de daha canlı bir gelişme gözlenmekle beraber Süleymaniye’de de birçok modern yeni yapının inşası devam ediyor. Süleymaniye’deki gelişme olgusunu yansıtması açısından üst düzey bir KYB yetkilisinin ifadesi gerçekten çarpıcı idi. Buna göre “eskiden Süleymaniye’nin toplam bütçesi 46 milyon dolar iken 2009 yılı içinde sadece bir proje için 46 milyon dolar harcanmış”.
Süleymaniye’de KYB seçim yenilgisine uğramış olsa da görüştüğümüz bütün KYB yetkilileri yenilgiden ziyade demokrasi açısından seçimlerin büyük kazanç olduğunu ifade ettiler. KYB yetkiliklerinin bu kadar rahat olmalarının altında yatan tabi ki sadece demokrasinin gelişmesi değildi muhtemelen. Yine yaptığımız görüşmelerde edindiğimiz izlenim KYB’den üst düzey yetkililerin koparak kurduğu “Değişim Hareketi”nin orta vadede KYB ile tekrar birleşebileceği yönünde. Bu birleşme olmasa bile KYB’liler kendilerinden gördükleri “Değişim Listesi”nin meclisteki varlığını KDP karşısında bir üstünlük aracı olarak görüyorlar. Bu da Değişim’in KDP’den ziyade kendilerine daha yakın bir siyasi hareket olmasından kaynaklanıyor. KYB yetkilileri önemli konularda izlenecek politika konusunda mutabık olduklarını sadece yönteme ilişkin farklar olduğunu ifade ediyor. KYB yetkililerinin bu düşüncesi kısa vadede Değişim Listesi’nin yeniden KYB’ye katılabileceği ya da katılma olmasa bile kendisiyle hareket etmeye daha meyilli olacağı mantığından kaynaklanıyor. Değişim Listesi’nin bu tarz bir yoldan ziyade bağımsız ve güçlü bir hareket olarak varlığını devam ettirmesi ve partileşmesi KYB’nin Süleymaniye’deki etkinliğinin sorgulanmasına neden olabilecek bir süreci de başlatabilir.
Süleymaniye’de İran etkisi Erbil’e nazaran daha fazla. Yaptığımız görüşmelerde İran ile ilişkiler, sınır bölgesinde İran’ın desteklediği bazı grupların varlığı gibi konular sürekli olarak gündeme geldi. İran etkisini vurgulamak için bir yetkili “Irak’ı şu an İran yönetiyor” şeklinde bir ifade dahi kullandı. Bu ifade abartılı gözükse de İran’ın rolünün fazlalığı ve Süleymaniyeli yetkililer nezdindeki algısını göstermesi açısından önemli idi. Süleymaniye’nin İran sınırında bir şehir olması itibari ile bunu doğal bir durum olarak değerlendirmek gerekir. Türkiye ile ilişkilere de önem veren yetkililer ve halk aradaki en büyük sorunun doğal olarak PKK olduğunu vurguluyor. Ancak bu sorunun kendilerini ve hatta Irak merkezi hükümetini aştığını dile getiriyor ve sorunu çözecek adres olarak ABD’yi gösteriyorlar.
Değişim Listesi’nin seçim başarısının doğuracağı en önemli sonuçlardan biri sadece milliyetçiliğe dayalı bir söylemle halkı kazanmanın artık zorlaşacağıdır. Erbil ve Süleymaniye’de bahsettiğimiz istikrar ve gelişme olgusu halkın hizmet ve iyi yönetim beklentisini artırmış gibidir. Bu nedenle önümüzdeki dönemde merkezi hükümet ile ilişkiler, tartışmalı bölgeler, Kerkük gibi büyük sorunlarda izlenecek yolun yanı sıra hizmet odaklı bir anlayışın Bölgesel Kürt Yönetimi ve özellikle Süleymaniye siyasetinde etkili olmaya başlamasını bekleyebiliriz.
Tuesday, August 18, 2009
Kuzey Irak Notları 2: Süleymaniye Gözlemleri
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment