Radikal Filistinli gruplar için “güvenli bir sığınak” olan Suriye’nin başkenti Şam’da, Hamas’ın üst düzey yetkililerinden İzzeddin Şeyh Halil, arabasına konan bombanın patlaması sonucu öldürüldü. Ağustos ayı sonunda İsrail’in Beerşeva kentinde düzenlenen ve Hamas tarafından üstlenilen intihar saldırısı sonrasında İsrail’in suçlamalarının merkezinde Suriye bulunuyordu ve bu ülkedeki “terör” unsurlarının hedef konumunda olduğu belirtilmişti. Her ne kadar İsrail hükümet yetkilileri operasyonun arkasında İsrail’in olup olmadığına dair bir bilgi vermeseler de güvenlik yetkilileri dolaylı yollardan operasyonun arkasında İsrail olduğunu açıklamaktadırlar.
Bu operasyon bir açıdan ilk niteliği taşıyor ve hatta İsrail’in Hamas’a yönelik mücadelesinde yeni bir aşama olarak da nitelendirebiliriz. İsrail daha önce de Suriye’ye yönelik operasyonlar düzenlemiş ve “terör örgütlerine” ait olduğunu iddia ettiği kampları bombalamış, Suriye içine askeri operasyonlar düzenlemişti. Ancak bunlar açık bir şekilde İsrail uçaklarının Suriye’ye girerek operasyonu düzenledikten sonra geri döndükleri operasyonlardı. İsrail ilk defa bölgede İran’la beraber en ciddi düşmanı konumunda olan Suriye toprakları içinde ve Suriye istihbaratı tarafından da korunması muhtemel bir kişiye karşı gizli bir operasyon düzenlemiştir. İsrail daha önce de Filistin dışında bulunan radikal Filistinli grupların üst düzey yetkililerine yönelik operasyonlar düzenlemişti. Ancak bunlar Ürdün gibi genelde iyi ilişkilere sahip olduğu ülke toprakları içinde gerçekleşmişti. Tüm güvenlik yapılanmasını İsrail’e yönelik olarak oluşturmuş ve İsrail’i “düşman” olarak ifade eden bir ülke topraklarında böyle bir operasyonun düzenlenebilmiş olması Suriye açısından kaygı vericidir. Zaten bu operasyonun Halil’i öldürmek dışında daha büyük amacının Suriye’ye bir mesaj verme olduğu söylenebilir. İsrail, Suriye’nin radikal Filistinli gruplara destek vermemesi ve ülkesinde bulunan tüm grupların çıkartılması yönündeki baskıyı artırıyor ve ülkesi içinde böyle bir operasyon düzenleme kapasitesine sahip olduğunu göstererek Suriye’ye bir uyarı vermektedir ki bu operasyonun İsrail açısından gerçekten de etkili bir uyarı ve Suriye güvenlik yapılanması için de kaygı verici bir durum olduğu söylenebilir. İsrail Suriye içindeki gücünü göstermiş ve Suriye’yi çok ciddi bir baskı altına almıştır. Suriye açısından da ciddi bir prestij kaybı olduğu söylenebilir.
Operasyonun doğurması muhtemel sonuçlara bakacak olursak, Hamas’ın mücadele yöntemine olası etkileri ön plana çıkmaktadır. Hamas’ın üst düzey kadroları içinde İsrail’le mücadele yöntemi açısından bir tartışma mevcuttur. Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmet Yasin tarafından belirlenen ve kuruluşundan bu yana uygulanan stratejisi, İsrail’e karşı mücadelenin sadece Filistin toprakları içinde sınırlı kalması yönündedir. Ancak son zamanlarda Hamas içinde Filistin dışında da İsrail hedeflerine yönelik eylemler düzenlenmesi yönünde bir görüş ortaya çıkmıştı. Ancak örgütün lideri Halit Meşal’in başını çektiği ve mücadelenin Filistin’le sınırlı kalmasını savunan grup daha etkin çıkıyordu bu tartışmalardan. Bu son operasyon Hamas içinde mücadelenin İsrail dışına taşınmasını savunanları güçlendirecektir. Ancak her ne kadar güçlenseler de henüz bu görüşün örgüt politikasına dönüşmesi zor gözükmektedir. Ancak İsrail’in, Filistin dışında Arap ülkelerinde bu tür operasyonlara devam etmesi İsrail ve Hamas arasındaki mücadelenin Filistin dışına taşmasıyla sonuçlanabilir.
Bu operasyon bir açıdan ilk niteliği taşıyor ve hatta İsrail’in Hamas’a yönelik mücadelesinde yeni bir aşama olarak da nitelendirebiliriz. İsrail daha önce de Suriye’ye yönelik operasyonlar düzenlemiş ve “terör örgütlerine” ait olduğunu iddia ettiği kampları bombalamış, Suriye içine askeri operasyonlar düzenlemişti. Ancak bunlar açık bir şekilde İsrail uçaklarının Suriye’ye girerek operasyonu düzenledikten sonra geri döndükleri operasyonlardı. İsrail ilk defa bölgede İran’la beraber en ciddi düşmanı konumunda olan Suriye toprakları içinde ve Suriye istihbaratı tarafından da korunması muhtemel bir kişiye karşı gizli bir operasyon düzenlemiştir. İsrail daha önce de Filistin dışında bulunan radikal Filistinli grupların üst düzey yetkililerine yönelik operasyonlar düzenlemişti. Ancak bunlar Ürdün gibi genelde iyi ilişkilere sahip olduğu ülke toprakları içinde gerçekleşmişti. Tüm güvenlik yapılanmasını İsrail’e yönelik olarak oluşturmuş ve İsrail’i “düşman” olarak ifade eden bir ülke topraklarında böyle bir operasyonun düzenlenebilmiş olması Suriye açısından kaygı vericidir. Zaten bu operasyonun Halil’i öldürmek dışında daha büyük amacının Suriye’ye bir mesaj verme olduğu söylenebilir. İsrail, Suriye’nin radikal Filistinli gruplara destek vermemesi ve ülkesinde bulunan tüm grupların çıkartılması yönündeki baskıyı artırıyor ve ülkesi içinde böyle bir operasyon düzenleme kapasitesine sahip olduğunu göstererek Suriye’ye bir uyarı vermektedir ki bu operasyonun İsrail açısından gerçekten de etkili bir uyarı ve Suriye güvenlik yapılanması için de kaygı verici bir durum olduğu söylenebilir. İsrail Suriye içindeki gücünü göstermiş ve Suriye’yi çok ciddi bir baskı altına almıştır. Suriye açısından da ciddi bir prestij kaybı olduğu söylenebilir.
Operasyonun doğurması muhtemel sonuçlara bakacak olursak, Hamas’ın mücadele yöntemine olası etkileri ön plana çıkmaktadır. Hamas’ın üst düzey kadroları içinde İsrail’le mücadele yöntemi açısından bir tartışma mevcuttur. Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmet Yasin tarafından belirlenen ve kuruluşundan bu yana uygulanan stratejisi, İsrail’e karşı mücadelenin sadece Filistin toprakları içinde sınırlı kalması yönündedir. Ancak son zamanlarda Hamas içinde Filistin dışında da İsrail hedeflerine yönelik eylemler düzenlenmesi yönünde bir görüş ortaya çıkmıştı. Ancak örgütün lideri Halit Meşal’in başını çektiği ve mücadelenin Filistin’le sınırlı kalmasını savunan grup daha etkin çıkıyordu bu tartışmalardan. Bu son operasyon Hamas içinde mücadelenin İsrail dışına taşınmasını savunanları güçlendirecektir. Ancak her ne kadar güçlenseler de henüz bu görüşün örgüt politikasına dönüşmesi zor gözükmektedir. Ancak İsrail’in, Filistin dışında Arap ülkelerinde bu tür operasyonlara devam etmesi İsrail ve Hamas arasındaki mücadelenin Filistin dışına taşmasıyla sonuçlanabilir.