Saturday, November 21, 2009

BULLETIN No.242

Where Is Turkey Going? by Jonas Rey Political relations between Turkey and its neighbors have significantly changed. We can distinguish six major shifts in Turkish foreign policy within the last three months that could be considered historic:
US needs Turkey's voice in eastern world, says ATC chief Brent Scowcroft
Turkey presses Iran on uranium compromise RIA Novosti Turkey will continue efforts to persuade Iran to ship its low-enriched uranium abroad to allay international fears over its nuclear ambitions, the foreign minister said on Thursday.
The Huffington Post Alon Ben-Meir: An Alliance Central to Regional Stability Although the strategic relationship between Turkey and Israel is critical to both nations, it also transcends the bilateral benefits they each individually derive from it by maintaining the regional balance of powers.
Turkey insists it is not drifting away from Europe
Erdogan and al-Abrash discuss distinguished relations between Syria and Turkey
The new policy shift for Turkey Examiner.com
Turkish deal means Iran role for Nabucco? United Press International A Turkish agreement to acquire marketing rights for Iranian gas indicates the Persian country could be a Nabucco supplier
Israeli minister to visit Turkey next week: Turkish network
US pushes for agreement with suppliers of Nabucco The United States is encouraging Azerbaijan and Turkey to finalize energy price talks regarding the Nabucco pipeline, according to Mark Parris
TCDD bids for operation of Mecca-Medina high-speed rail
FBI's Mueller in Ankara on PKK initiative

France Champions Syria While US Says Differences with Damascus are “Profound”
Syria suspected of concealing nuclear activity...

Nasrallah Re-Elected to Lead Hezbollah
The militant Hezbollah group announced that Sheik Hassan Nasrallah has been re-elected as the Shiite Muslim group's leader for a sixth term.

Hamas and Its Long-Range Rockets: Military and Political Implications
BY: Jeffrey White The Washington Institute for Near East Policy
This recent launch occurs amid Hamas's efforts to build a serious long-range rocket force centering on weapons with a 40- to 60-km range. Such a plan creates military instability for the Israelis and strengthens Hamas politically in its struggle with Fatah. Weapons capability of this level could also be a potential spoiler in any Palestinian negotiations with Israel.
Israel's Right to Secure Boundaries and UN Security Council Resolution 242 - Dore Gold, Meir Rosenne, Ruth Lapidoth, Yehuda Blum, and Richard Holbrooke (Jerusalem Center for Public Affairs)
Palestinian leader demands unity Palestinian factions must unite and start campaigning for statehood, says jailed Fatah leader Marwan Barghouti.
How to Build a Palestinian State - David Ignatius, Washington Post
Ha’aretz'Abbas says Israel holding secret talks with Hamas' Channel 10 quotes Abbas as telling BBC in Arabic that Washington isn't pushing Israel enough
Jerusalem Post PM: I want a final accord with PA, not an interim agreement

Iraq and its neighbours A regional cockpit As Americans prepare to leave, Iraq’s biggest neighbours vie for influence. “Mr Hill was often in parliament but generally stayed on the sidelines. Not so his Turkish counterpart, who embedded himself directly in negotiations and attended meetings of the key parliamentary committee. Indeed, he was rebuked for interfering by Iraq’s foreign minister, a Kurd, who then pointedly failed to visit Turkish stands at Baghdad’s recent international trade fair, the first such event since the American invasion.”
Iraq’s Election Law Morass
American officials need to help resolve the impasse over election laws in Iraq, and Iraqis must learn how to forge reliable compromises
Iraq president invites Total to work oil fields
Will disputes derail Iraq's election?BBC News
Erdoðan's Parliament speech resonates among Iraqi Kurds “The bravery of Erdoðan should be a lesson for the Iraqi Kurdish leaders to embrace the Turkmens,” Qurbani added

US warns of Iran sanctions ‘within weeks’
U.S. Talks Tougher on Iran
As Obama expressed doubt about engaging Ahmadinejad's government on the nuclear issue, an Iranian dissident called for Obama to pressure the regime
CSM Iran nuclear deal collapses. Time for US to get tough?
Financial Times Why Saudi Arabia should rethink its Yemen strategy
Governments far beyond Yemen’s borders should also be alarmed at the deteriorating security in a country that has long been a breeding ground for the religious extremists of al-Qaeda, writes Roula Khalaf

Will Obama Turn His Back on Mideast? - Michael Young, The National

Tuesday, August 18, 2009

Kuzey Irak Notları 2: Süleymaniye Gözlemleri

ORSAM ekibi olarak Bölgesel Kürt Yönetimi bölgesel meclis ve başkanlık seçimlerini gözlemek üzere Erbil’deki görevimizi tamamladıktan sonra seçim sonuçlarının farklı siyasi gruplar tarafından nasıl algılandığına ilişkin alan araştırması yapmak üzere Süleymaniye’de de bulunduk. Erbil gözlemlerinin devamı niteliğindeki bu kısa yazıda da Süleymaniye’ye ilişkin gözlemlerimizi aktaracağız.

Erbil’den Süleymaniye’ye taksi dolmuşlarla yaklaşık 2,5 saatlik bir yolculuğun ardından varılıyor. Daha kısa sürede tamamlanabilecek bir mesafe olmasına rağmen yol boyunca kontrol noktalarından geçiliyor olması süreyi uzatıyor. Yolun tamamına yakını çift yön ve engebeli bir arazi olmaması nedeni ile büyük bölümde dümdüz bir hatta seyahat ediliyor. Yolculuk sırasında içine girmemekle birlikte Kerkük’ün hemen kenarından geçiliyor ve şehrin kuzey kısımları görülebiliyor. Bunun yanı sıra petrolün çıktığı ve Kerkük rafinerisinin bulunduğu değerli Baba Gurgur bölgesinin de yanından geçiyorsunuz. Yerden çıkan alevler eşliğinde gözüken petrol alanları Kerkük’ün günümüzde sorunlar ve çatışmalarla anılan bir kent olmasının başlıca nedenlerinden biri. Yol boyu dikkatimizi çeken en önemli noktalardan biri de Türkiye plakalı tırların fazlalığı oldu. Mal taşıyan araçların büyük çoğunluğu Türkiye’den gelenlerden oluşuyor. Yine yol kenarlarında Türk firmalarının reklamlarını görebiliyorsunuz.

Erbil’den alıştığımız üzere Türkçe konuşan birini görünce artık şaşırmıyoruz. Zira taksideki yolculardan biri Türkmen, biri Türkiye’de yıllarca çalışmış ve çok iyi Türkçe konuşan bir peşmerge ve az da olsa Türkçe bilen bir Süleymaniyeli. Dolayısıyla Süleymaniye’ye ilişkin gözlemlerimiz daha şehre varmadan takside konuşma imkânı bulduğumuz kişilerle başlıyor. Süleymaniyeliler siyaset konuşma ve siyasetçileri eleştirme konusunda son derece rahatlar. Erbil’de şahit olmadığımız şekilde KDP ve KYB’yi açık şekilde eleştiriyorlar. Rüşvet ve yolsuzluk vurgusu sık sık tekrarlanıyor. Muhtemelen bu kişiler yerel parlamento seçimlerinden büyük başarı kazanarak çıkan “Değişim Listesi”ni destekliyor. Zira bu hareketin söylemlerinin temelinde de KDP ve KYB’nin yozlaşmışlığı ve yolsuzluklar ön plana çıkıyordu. Erbil’de baskı olduğunu ancak Süleymaniye’de özgürlük olduğunu ve herkesle rahatça konuşabileceğimizi ifade eden vatandaş hem Süleymaniye’deki ortam hem de Erbil ile Süleymaniye arasındaki iç çekişme konusunda bize ipuçları veriyor.

Süleymaniye’ye girişte ilk dikkatimizi çeken nokta farklı siyasi partilerin seçim posterlerinin duvarlarda asılı olması. Yolda ilk işaretlerini aldığımız üzere Erbil’e nazaran Süleymaniye’de daha çoğulcu, demokratik ve rahat bir siyasi ortam var. Örneğin gayri resmi sonuçların açıklandığı gün bulunduğumuz Süleymaniye şehrinde “Kürdistan Listesi” taraftarları ile “Değişim Listesi”ni destekleyen araba konvoyları karşılıklı kutlamalar yapabiliyordu. Farklı seslerin bir arada olması şehirdeki güvenlik durumunu olumsuz etkilemiş gibiydi. Kutlamalar karşı tarafı provoke edecek biçimde abartılı yaşanıyor ve henüz yenilgiyi kabullenme kültürünü oturtamamış siyasi hareket taraftarları arasında ufak çaplı da olsa gerginlikler yaşanabiliyor. Bu nedenle Erbil’e nazaran daha fazla güvenlik önleminin alındığını tespit ettik. Süleymaniye’deki çok sesli ortam basında da kendisini hissettiriyor. Her siyasi hareketin kendine yakın bir medya organı bulunuyor. Hem KYB hem de Değişim Listesini destekleyen gazete ve televizyonların yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde rahat bir şekilde siyasi eleştiriler yapabildiklerini gördük. Bu nedenle basının daha özgür bir ortamda çalıştığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Süleymaniye halkı ile konuştuğumuzda yatırımların daha fazla Erbil’e akmasından kaynaklanan bir rahatsızlığın varlığını tespit ettik. Erbil’de daha canlı bir gelişme gözlenmekle beraber Süleymaniye’de de birçok modern yeni yapının inşası devam ediyor. Süleymaniye’deki gelişme olgusunu yansıtması açısından üst düzey bir KYB yetkilisinin ifadesi gerçekten çarpıcı idi. Buna göre “eskiden Süleymaniye’nin toplam bütçesi 46 milyon dolar iken 2009 yılı içinde sadece bir proje için 46 milyon dolar harcanmış”.

Süleymaniye’de KYB seçim yenilgisine uğramış olsa da görüştüğümüz bütün KYB yetkilileri yenilgiden ziyade demokrasi açısından seçimlerin büyük kazanç olduğunu ifade ettiler. KYB yetkiliklerinin bu kadar rahat olmalarının altında yatan tabi ki sadece demokrasinin gelişmesi değildi muhtemelen. Yine yaptığımız görüşmelerde edindiğimiz izlenim KYB’den üst düzey yetkililerin koparak kurduğu “Değişim Hareketi”nin orta vadede KYB ile tekrar birleşebileceği yönünde. Bu birleşme olmasa bile KYB’liler kendilerinden gördükleri “Değişim Listesi”nin meclisteki varlığını KDP karşısında bir üstünlük aracı olarak görüyorlar. Bu da Değişim’in KDP’den ziyade kendilerine daha yakın bir siyasi hareket olmasından kaynaklanıyor. KYB yetkilileri önemli konularda izlenecek politika konusunda mutabık olduklarını sadece yönteme ilişkin farklar olduğunu ifade ediyor. KYB yetkililerinin bu düşüncesi kısa vadede Değişim Listesi’nin yeniden KYB’ye katılabileceği ya da katılma olmasa bile kendisiyle hareket etmeye daha meyilli olacağı mantığından kaynaklanıyor. Değişim Listesi’nin bu tarz bir yoldan ziyade bağımsız ve güçlü bir hareket olarak varlığını devam ettirmesi ve partileşmesi KYB’nin Süleymaniye’deki etkinliğinin sorgulanmasına neden olabilecek bir süreci de başlatabilir.

Süleymaniye’de İran etkisi Erbil’e nazaran daha fazla. Yaptığımız görüşmelerde İran ile ilişkiler, sınır bölgesinde İran’ın desteklediği bazı grupların varlığı gibi konular sürekli olarak gündeme geldi. İran etkisini vurgulamak için bir yetkili “Irak’ı şu an İran yönetiyor” şeklinde bir ifade dahi kullandı. Bu ifade abartılı gözükse de İran’ın rolünün fazlalığı ve Süleymaniyeli yetkililer nezdindeki algısını göstermesi açısından önemli idi. Süleymaniye’nin İran sınırında bir şehir olması itibari ile bunu doğal bir durum olarak değerlendirmek gerekir. Türkiye ile ilişkilere de önem veren yetkililer ve halk aradaki en büyük sorunun doğal olarak PKK olduğunu vurguluyor. Ancak bu sorunun kendilerini ve hatta Irak merkezi hükümetini aştığını dile getiriyor ve sorunu çözecek adres olarak ABD’yi gösteriyorlar.

Değişim Listesi’nin seçim başarısının doğuracağı en önemli sonuçlardan biri sadece milliyetçiliğe dayalı bir söylemle halkı kazanmanın artık zorlaşacağıdır. Erbil ve Süleymaniye’de bahsettiğimiz istikrar ve gelişme olgusu halkın hizmet ve iyi yönetim beklentisini artırmış gibidir. Bu nedenle önümüzdeki dönemde merkezi hükümet ile ilişkiler, tartışmalı bölgeler, Kerkük gibi büyük sorunlarda izlenecek yolun yanı sıra hizmet odaklı bir anlayışın Bölgesel Kürt Yönetimi ve özellikle Süleymaniye siyasetinde etkili olmaya başlamasını bekleyebiliriz.

Northern Iraq Notes II: Sulaymaniyah Observations

After completing our Arbil assignment observing the elections for the Kurdish Regional Government Assembly and the presidency, the ORSAM team went to Sulaymaniyah in order to conduct field research about how different political groups perceive the election results. We present our observations concerning Sulaymaniyah in this short article as a follow-up to our observations regarding Arbil.

The trip from Arbil to Sulaymaniyah takes 2.5 hours by shared taxi. The trip should be shorter, but passing through check points all the way to the city makes it longer. Since it’s a two lane road and the terrain is flat, you drive straight most of the time. On the way to Sulaymaniyah, you pass by Kirkuk without entering it, and the northern parts of the city can be seen there. You also pass the valuable oil fields in the Baba Gurgur region where the Kirkuk Oil Refinery is located. The oil fields, shooting their flames, are one of the causes of the current problems and conflicts in Kirkuk. The large number of lorries with Turkish plates was an important point that caught our attention during the trip. The vast majority of the lorries carrying goods come from Turkey. You can also see billboards advertising Turkish companies on the roadside.

Since we’re used to the situation in Arbil, we aren’t surprised to hear people speaking Turkish. One of the passengers in the taxi is Turkmen, another is a peshmarga who worked in Turkey for years and speaks Turkish very well, and the last is a person from Sulaymaniyah who knows little Turkish. So our observations concerning Sulaymaniyah began with the people in the taxi even before we arrived in the city. People in Sulaymaniyah are extremely comfortable discussing politics and criticizing politicians. They fearlessly criticize the KDP and PUK in a manner that we didn’t see in Arbil. They repeatedly denounce official bribery and corruption. These people probably want the “Change List” to win the regional assembly elections overwhelmingly, since that movement also tends to focus on the corruption and degeneration of the KDP and PUK. The citizens say that Arbil is oppressed, but that there is freedom in Sulaymaniyah, and you can talk to anyone. This gives us clues about the situation in Sulaymaniyah, as well as the rift between Sulaymaniyah and Arbil.

The first thing we notice as we enter Sulaymaniyah are posters for the various political parties hanging all over the place. As indicated during the trip, there is a more pluralist, democratic and comfortable atmosphere in Sulaymaniyah than in Arbil. For example, the day when the unofficial election results were announced, supporters of the “Kurdistan List” and vehicle convoys supporting the “Change List” were celebrating the results all together in the city. It would appear that the clashing voices had a negative effect on the security situation in the city. Some celebrations were boisterous enough to provoke the other party, and there was a bit of tension between partisans who had yet to accept their defeat. We found out that, for this reason, they took more security precautions in Sulaymaniyah than Arbil. The multi-party atmosphere in Sulaymaniyah is also reflected in press. The proponents of every political movement have their own media outlets. From interviews with the press and TV administrators supporting both the KDP and the “Change List” we have seen that they are free to criticize the government. That’s why we can say that the press is able to work in a relatively free environment.

In our interviews with Sulaymaniyah people, we found out that there is popular dissatisfaction due to the flow of investments to Arbil. A lot new modern construction is going on in Sulaymaniyah, although more active development was observed in Arbil. The statement of a high level authority concerning development in Sulaymaniyah was striking. He said, “Sulaymaniyah’s total budget used to be about 46 million dollars, and in 2009 46 million dollars were spent just for one project.”

Despite their losses in the elections, all the PUK authorities we interviewed said that the elections were a big gain for democracy. Probably, the reason for these statements isn’t only the development of democracy. We got the impression from interviews that the Change List formed by the PUK’s veteran high level leaders may reunite with the PUK in the medium term. Even if this unison doesn’t happen, the PUK see the presence of the Change List in the parliament as an instrument of superiority before the KDP since the Change List is composed of the veteran leaders of the PUK. That situation stems from the fact that the Change List is a movement closer to the PUK rather than the KDP. The PUK authorities state that they agree with the Change List on the policy to follow in important issues and the differences are just about the method. That opinion of the KDP authorities results from the fact that the Change List will reunite with them shortly, or even if it doesn’t reunite, it will tend to act in concert with them. However, the presence of the Change List as an independent and powerful movement, and becoming a party in the future, rather than reuniting with the PUK may start the process of questioning the PUK’s efficiency in Sulaymaniyah.

Iran has more influence on Sulaymaniyah than on Arbil. In the interviews, we discussed issues such as relations with Iran and the presence of groups supported by Iran in the border region. One of the authorities even said, “Iran is ruling Iraq at the moment,” to underline Iran’s influence. Although this claim seems exaggerated, it is important for showing Iran’s important role in the region and its perception by the authorities in Sulaymaniyah. Since Sulaymaniyah is located near the Iranian border, the situation there is normal. The authorities and the people giving great importance to their relations with Turkey show that the biggest problem is the PKK. Moreover, they say that this problem is beyond them, even beyond the Iraqi central government, and that the only power that can solve the problem is the USA.

One of the most important results of the Change List’s success in the elections is that it makes it harder to gain public trust by using nationalist propaganda. The stability and development in Arbil and Sulaymaniyah seems to increase people’s expectations with respect to public service and good governance. For this reason, along with the roadmap for big problems such as the relations with the central government, controversial regions and Kirkuk, we can expect the Kurdish Regional Government to focus on service, especially when it comes to Sulaymaniyah.

Wednesday, August 05, 2009

Kuzey Irak Notları 1: Erbil Gözlemleri

Bölgesel Kürt Yönetimi yerel meclisi ve devlet başkanlığı için 25 Temmuz 2009 tarihinde Irak’ın Erbil, Süleymaniye ve Dohuk vilayetlerinde seçimler düzenlenmiştir. Birçok ülkenin yanı sıra Türkiye de seçimlere 15 kişilik bir gözlemci ekibi göndermiştir. ORSAM olarak bizlerin de içinde olduğu Türk gözlemci ekibi, seçim sürecinin adil ve demokratik bir ortamda geçip geçmediğini takip etmiştir. Bu görevimizin yanı sıra bulunduğumuz şehirlerin sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamına ilişkin gözlemler yapma imkânımız da olmuştur. ORSAM olarak görev yerimiz olan Erbil’in yanı sıra seçim sonrası siyasi ortam ve sonuçların siyasal gruplar tarafından nasıl algılandığına ilişkin saha araştırması yapmak üzere Süleymaniye’de de bulunduk. Kuzey Irak Notları, birbirini takip eden yazılar şeklinde, siyasi analizlerden bağımsız olarak bu iki şehre ilişkin gözlemlerimizi içermektedir.

Erbil’de siyasi ortamın nispeten sakin ve güvenlik durumunun iyi olduğu söylenebilir. Seçim öncesi durumu 4 gün boyunca gözlemleme imkânı bulduğumuz şehirde renkli bir kampanya dönemi yaşanıyordu. Ancak çoklu bir ortamdan ziyade sadece Mesut Barzani ve “Kürdistan Listesi”nin propagandası yapılıyordu. Renkli kampanya ile kasıt her yerde parti ve lider posterlerinin asılı olması, sokaklarda kimi yerlerde toplanmış grupların şarkılı, danslı parti destek gösterileri, konvoylar halinde gezen araçlardı. Bölgede konuştuğumuz kişiler ilk kez bu denli renkli ve yoğun bir kampanya döneminin yaşandığını ifade ettiler. Bu da muhtemelen seçimlere ilk kez güçlü bir muhalefet adayı ile giriliyor olmasından kaynaklanıyordu. Kampanyalar çekincenin, tedirginliğin işareti olarak algılanıyor. Barzani’nin Erbil’de sahip olduğu etkinliğe rağmen muhalefetin varlığı KDP’yi gücünü gösterme, sokakları kontrol etme ve halkı etkileme arayışına yöneltmiş gibiydi. Seçimin sonuçları bu kaygıları doğrular nitelikte gerçekleşti. KYB’den kopan önemli isimlerin kurduğu ve partileşme sürecindeki “Değişim Listesi” Barzani-Talabani ittifakı karşısında sadece Erbil’de yüzde 20’ye yakın bir oy kazandı. Tek seslilik kampanyalardan, halkın siyasi görüşlerini ifade edebilme rahatlığına kadar her alanda kendini hissettiriyordu. Daha sonraki gözlemlerimizde bahsedeceğimiz üzere Süleymaniye’deki çok sesli ve nispeten rahat ortam Erbil’de bulunmuyor. Süleymaniye’de görüştüğümüz “Değişim Hareketi”nin üst düzey yöneticileri de Erbil’de kampanya yapmalarına fırsat verilmediğini bize ilettiler.

Erbil’in siyasi homojen yapısı güvenlik durumunu doğrudan etkilemiş durumda. Bölgenin en güvenli ve istikrarlı şehri Erbil. Kadınlar, çocuklar, gençler, aileler geç saatlere kadar sokaklarda rahatça dolaşabilmektedir. Erbil, güvenlik durumunun iyi olması ve Bölgesel Kürt Yönetimi’nin başkenti olması nedeniyle yatırımlardan en büyük payı alan şehir durumunda. Halktan öğrendiğimize göre Erbil 4 yıl öncesine göre hızlı bir gelişim göstermekte. Süleymaniye halkı da yatırımlarının çoğunluğunun Erbil’e kaydırılmasından dolayı tepki duymakta.

Şehirde üretime dayalı bir ekonomik hayat gözlenmemiştir. Devlet en büyük istihdam sağlayıcıdır ve bu nedenle halkın çoğunluğu memur pozisyonundadır. Gelirlerin büyük çoğunluğu petrole dayanmaktadır ve devletten bağımsız bir ekonomik yaşam bulunmamaktadır. Bu da Erbil’de siyasi gücü elinde bulunduran KDP’nin kaynak dağıtımı yolu ile halkın siyasal tercihlerini doğrudan etkileyebilmesine imkân tanımaktadır. Erbil’deki gezilerimiz sırasında ziyaret ettiğimiz bir meslek lisesinde 54 öğrenciye karşılık 92 eğitmenin görev yaptığı bilgisi verilmiştir. Bu da halkın siyasi tercihlerinin şekillendirilmesi için kaynakların ne kadar verimsiz olarak kullanıldığının en güzel örneklerinden biridir. Halkı kazanma dışında üretimin zayıf olması da bu tarz bir kaynak dağılımını mecbur kılmış gibi gözükmektedir.

Erbil’de son derece canlı bir ekonomik yaşam göze çarpmaktadır. Kaldığımız otelin penceresinden baktığımız zaman gözümüze ilk çarpan yapımı süren birçok inşaat olmuştur. Şehir beklentilerin üstünde bir gelişmişlik düzeyine sahiptir. Erbil; bol şeritli düzgün yolları, bulvarları ve yeşil alanları ile şehir planlama açısından iyi durumdadır. Kullanılan ve yapımı süren birçok modern alışveriş merkezinde canlı bir sosyal ve ekonomik yaşam mevcuttur. Bunun yanı sıra birçoğunu Türk firmalarının yaptığı modern rezidans ve sitelerin inşaatı da sürmektedir. Tabi bu gelişmişliği Irak’ın kendi koşulları içinde değerlendirmek gerekmektedir. Yoksa Erbil’in temizlik, düzen, altyapı, belediyecilik, gelişmişlik ve zenginlik açısından ileri seviyede olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak hızlı ve olumlu yönde bir değişimin varlığı da gerçektir.

Bu yeni istikrar ve gelişme olgusu halkın siyaset algısında da önemli bir değişim yaratmıştır. Artık kaybedecek çok şeyi olduğunu düşünen ve çatışmalardan bıkan halk mevcut ortamı bozacak bütün gelişmelere tepkiyle yaklaşıyor. Çatışmacı siyaset anlayışından ziyade istikrarı koruyan ve gelişimi sürdüren bir ortam arzusundalar. Ancak bu anlamda da kaygıları bulunuyor. Özellikle Araplar ile aralarındaki ayrılığın derin boyutlara ulaştığı görülmüştür. Araplara kesinlikle güvenmediğini ifade eden halk, ABD askerlerinin çekilmesi sonrasında Araplar ile iç çatışma yaşanmasından endişe duyuyor. Halktan görüştüğüz bazı kişiler Erbil plakalı bir araçla hemen yanı başlarındaki Musul şehrine gitmelerinin imkânsız olduğunu söylemiştir. Erbil şehri girişindeki kontrol noktasında da Araplar için ayrı bir arama bölgesi oluşturulmuştur. Kürtler ve diğer yabancılar nispeten basit bir aramadan geçerken diğer bölümde Araplar son derece detaylı bir aramaya maruz kaldıktan sonra Erbil şehrine girebilmektedir.

Erbil’in sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamında Türkiye izlerine sıkça rastlamak mümkündür. Her şeyden önce sokağa, alışverişe çıktığınız zaman Türkçe konuşabilen birilerine kesinlikle rastlayabilirsiniz. Şehirde Türkmenlerin sayısı oldukça fazla ve esnafın büyük çoğunluğu Türkmenlerden oluşmakta. Bazıları çok iyi Türkçe konuşamamakla birlikte çoğunluğu bizlerle rahat bir şekilde anlaşabilmektedir. Türkçenin halen nasıl korunduğunu sorduğumuzda aile arasında tamamen Türkçe konuşulduğunu ifade etmektedirler. Ayrıca Erbil’de 5 adet Türkmen Okulu bulunuyor ve derslerin yarısı Türkçe olarak okutuluyor. Kültürel yaşama baktığınızda da Türkiye izleri her yerde karşınıza çıkıyor. Türk sanatçıların, sinemasının Erbil’de çok sevildiğine şahit oluyoruz. Şehrin ve bölgenin en popüler sanatçısı muhtemelen İbrahim Tatlıses. Zira taksilerde, restoranlarda İbrahim Tatlıses şarkılarını belki Türkiye’de olduğundan daha fazla dinleme imkânına sahipsiniz. Sokak gezilerimiz sırasında alışveriş merkezlerinden birinin dışına kurulan sineme perdesinde İbrahim Tatlıses ve Hülya Avşar’ın 1980’lerde çekilmiş eski bir filminin oynatıldığına şahit olduk. Halk bu eski filmi ilgiyle izlemekteydi. Bunun yanı sıra diğer birçok Türk sanatçının da Erbil’de yakından takip edildiğini görüyorsunuz. Arap Dünyası’nı saran Türk dizileri çılgınlığı Kuzey Irak’ı da etkisi altına almış durumda. Doğrudan Türk kanalları ya da Arap kanallarında yayınlanan Türk dizileri büyük ilgi çekiyor ve dizi oyuncuları Ortadoğu’da olduğu gibi burada da çok seviliyor. Bu arada doğrudan Türk kanallarının izleniyor olmasının bölgede Türkçenin kullanımı ve yayılması açısından önemli etkileri olduğunu belirtmek gerekir. Zira Türkçe bilen bazı kişilere nasıl konuşabildiklerini sorduğumuzda Türk kanalları aracılığı ile az da olsa Türkçe öğrendikleri yanıtını aldık. Ve belki de Türkiye’nin Erbil’deki etkinliğini en açık hissedebileceğiniz alan ekonomi. Elektronik, beyaz eşya, mobilya, tekstil gibi alanlarda faaliyet gösteren çeşitli Türk markalarının hemen her yerde bayileri bulunuyor ve girdiğiniz birçok mekânda bu ürünlerin kullanıldığını görebiliyorsunuz. Bunun yanı sıra marketlerde Türk markaları yoğun olarak satılıyor. Erbil’in ünlü Kayseri çarşına gittiğiniz zaman satılan aksesuar ve tekstil ürünlerine yakından baktığınızda çoğunluğunun Türkiye’den geldiğini anlıyorsunuz. Türk ürünleri halk arasında kalitesi ile ön plana çıkmış durumda ve Türk malı kullanmak bir itibar unsuru olarak görülüyor. Yaptığımız görüşmelerde birçok Türk inşaat şirketinin Erbil’in değişen yüzünde öncü rol oynadıkları bilgisi veriliyor ki bunu şehri gezerken tespit etmeniz de mümkün . Bölgesel Kürt Yönetimi sınırları içinde Türk firmalarının yaklaşık 4 milyar dolarlık yatırımı bulunuyor ve inşaat bu miktar içinde önemli bir orana sahip.

Erbil’deki tüm bu Türkiye izlerini bir araya getirdiğiniz zaman şöyle bir tablo ortaya çıkabiliyor: Türk firmalarının yaptığı bir alışveriş merkezindeki restoranda, çalan İbrahim Tatlıses şarkısı eşliğinde çalışana Türkçe sipariş verip Türk markası içeceğinizi yudumlarken kendinizi halen Türkiye’de zannettiğiniz anlar olabiliyor. Şehir gerçekten birçok anlamda Türkiye ile iç içe geçmiş durumda. Erbil halkının Türkiye algısında da son yıl içinde olumlu değişimler yaşandığı söyleniyor. Her şeyden önce bizler Erbil sokaklarında Türkiye’den gelen kişiler olarak son derece rahat dolaşabilme imkânına sahip olduk. Hatta çoğu zaman Türkiye’den gelmemiz ekstra ilgi ve yakınlığa da neden oldu. Ancak bu algı siyaset ve güncel gelişmelere bağlı olarak hemen değişmeye müsaittir. Edindiğimiz izlenim halkın düşüncelerinin güncel gelişmelerden doğrudan etkilendiği yönündedir. Yani Türkiye ile ilişkilerde yaşanan herhangi bir olumlu gelişme, açıklama algıyı pozitif yönde etkilerken, Kuzey Irak’a operasyon, siyasi gerginlik bakışın değişmesine neden olabilmektedir. Dolayısıyla şu anki olumlu Türkiye algısının gelişen ilişkilere bağlı dönemsel bir olgu olduğunu belirtmek gerekir. Değişen algının ötesinde Erbil halkının yaşam tarzı olarak kendine Türkiye’yi model aldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Halktan bu yönde bir ifade duymamış olmakla birlikte görüştüğümüz birçok yetkili siyaseten ne İran ne de Suriye’nin kendileri için çıkış olmayacağını, Türkiye’nin gelişmiş ekonomisi, Batı ile sınır olması, Avrupa Birliği ile ilişkileri ve yaşam tarzı ile kendileri için tek çıkış kapısı olduğunu ifade etmiştir. Halkın da son yılların getirdiği refah ile beraber Türkiye’dekine benzer bir yaşam tarzına daha yaklaştığı söylenebilir. Modern alışveriş merkezlerindeki canlı ortam, toprak evlerden modern residans ve sitelere taşınmaya başlayan halk, yeni ve lüks arabalarla gezen insanlar bunun örnekleridir. Dolayısıyla son yıllarda Türkiye’nin Ortadoğu’da artan “yumuşak gücü”nün Erbil’de de etkisini hissettirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Sonuç olarak, Erbil’de beklentilerimiz ve algılarımızdan farklı bir gerçeklikle karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Türkiye’nin kendi iç sorunlarını çözmesi ve PKK konusunun bir sorun olmaktan çıkması ile bölgeye çok daha geniş boyutlu bir açılım yapabilmenin altyapısının hazır olduğu görülmüştür.

Wednesday, July 01, 2009

Northern Iraq Notes 1: Arbil Observations

On the twenty-fifth of July 2009, elections for the Kurdish Regional Government Assembly and the presidency were held in the Iraqi provinces of Arbil, Sulaymaniyah and Dohuk. Along with many other countries, Turkey also sent a 15 person observation team to the elections.

The Turkish observation team, including Center for Middle Eastern Strategic Studies (ORSAM), observed the election process to ensure that it took place in a fair and democratic environment. Along with this mission, we had the opportunity to observe the social, cultural and economic life of the cities we visited. In addition to Arbil, which was ORSAM’s duty station, we went to Sulaymaniyah in order to conduct field research on what political groups in Iraq think of the political atmosphere after the election and the results. Northern Iraq Notes will be a series of articles free of political analysis containing our observations related to these two cities.

It can be said that the political environment in Arbil is relatively calm and that the security situation is good. For four days, we were able to observe a colorful election campaign was going on in the city in the pre-election period. However, only Masoud Barzani’s and the “Kurdistan List”s campaigning were being made rather than the multi-parties’. When I said “a colorful campaign”, I mean that posters advertising the party and its leaders were hung all over town, parties in support of certain groups in the streets, with people dancing and singing, and vehicles circulating in convoys. The inhabitants of the region that we interviewed said it was the first time they had seen such a colorful and exciting campaign. Probably, this was because in these elections, for the first time there was a strong opposition. Their campaigns were perceived as a sign of dissatisfaction and unrest. Despite the power Barzani has in Arbil, the presence of the opposition pushed the KDP to look for a way to show its power, to control the streets and to influence the public. The results of the election have validated these concerns. Founded by important figures that broke away from the PUK, the “Change List”, still in the process of becoming a party, won almost %20 of the votes in Abril alone. The mono-party dictatorship has made its weight felt in every area from the campaigns to the freedom of political opinion and expression. As we are going to see in the following observations, Sulaymaniyah’s relatively calm and various voices are not to be found in Arbil. The senior administrators of the “Change Movement” told us that there was no chance that they would be able to campaign in Arbil.

Arbil’s politically homogeneous structure directly affects its security situation. The region’s most stable and safest city is Arbil. Women, children, young people and families can walk the streets comfortably until late at night. Since Arbil is the capital of the Kurdish Regional Government and has good security, it receives the biggest share of investments. According to what we learned from the local people in Arbil, the city is developing faster today than it was four years ago. On the other hand, the people of Sulaymaniyah are angry about the investments that have largely been allocated to Arbil.

We saw no economic life based on production in the city. The state is the biggest employer, and the majority of the people are civil servants. Most income derives from oil, and economic life depends on the state. This enables the KDP, the party in power, to influence directly political choices of people by means of resource allocation. During our time in Arbil, we visited a vocational high school and learned that 92 instructors work for 54 students there. This is one of the best examples of how resources are being used inefficiently in order to shape the public’s political choices. It seems that apart from gaining the public’s trust, the lack of a production economy also requires this kind of resource allocation.

An extremely active economic life draws the attention in Arbil. When we looked out of the hotel window, the first thing we noticed was the number of ongoing construction works. The city’s level of development is better than expected. Arbil, with its proper multilane roads, boulevards and green spaces, is applying good urban planning strategies. An active social and economic life is present in the many shopping centers, both completed and as yet unfinished. In addition, there is construction of modern residences and building complexes, many of which are being done by Turkish companies. Of course, these developments should be evaluated in comparison to Iraq itself. Otherwise, it’s impossible to say that Arbil has a good sanitation, order, infrastructure, municipal work, development and prosperity. However, the presence of rapid and positive change is obvious.

This new stability and development has profoundly changed public political opinion. Since people in Arbil think that they now have a lot to lose and since they are tired of conflict, they react to every incident that challenges the status quo. They long for a stability and development, rather than political conflict. Still, they have concerns in this sense. In particular, the rift with the Arabs has grown a lot. Having no confidence in Arabs, the public is worried about the possibility of internal conflict after the U.S. troop withdrawal. Some inhabitants said that it is impossible to drive a vehicle with Arbil numbered plates to Mosul, the nearest city. A separate checkpoint for Arabs has also been built at the access control points of Arbil. While Kurds and other foreigners are subjected to a relatively simple check, Arabs are only able to enter the city of Arbil after an extremely detailed procedure.

It is possible to run across traces of Turkey in Arbil’s social, cultural and economic life. Above all, when you go shopping, you definitely run into a few people who can speak Turkish. The number of Turkmens in the city is a lot and the vast majority of the artisans are composed of Turkmens. Although some of them can’t speak Turkish very well, most of them communicated with us easily. When we asked how they manage to maintain their Turkish, they said Turkish is the only language they speak at home. Moreover, there are five Turkmen schools in Arbil, and half of the lessons are in Turkish there. As for cultural life, you see the traces of Turkey everywhere. We observed that they like Turkish artists and movies a lot. The most popular singer in the city and the region is probably Ibrahim Tatlises, since you can hear him in taxis and restaurants more than you do in Turkey. Observing street life, we saw an old movie of Ibrahim Tatlıses and Hulya Avsar playing on a motion picture screen outside of a shopping center. People were watching it with great interest. What’s more, you see that many other Turkish artists are being watched enthusiastically in Arbil. Turkish TV series are taking the Arab World by storm, and influence Northern Iraq, too. Shown in the original Turkish or on Arabic TV channels, Turkish TV series attract great attention, and the actors are greatly admired there, just like in the Middle East. By the way, we need to say that watching Turkish channels is also important for the use and spread of the language because when we asked some Turkish speakers how they could speak Turkish, we found out that they learned it via Turkish channels. The Turkish presence in Arbil is probably felt most in the economic domain. There are many retailers of various Turkish brands selling items such as electronics, household appliances, furniture and textiles, and you can see these products in use around town. Turkish brands sell like hot cakes in many stores. When you visit the famous Kayseri Bazaar and look carefully at the accessories and the textile products for sale, you immediately understand that most of them are made in Turkey. Turkish products are famous for their quality among the public, and using them is a sign of prestige. From interviews, we found out that many Turkish construction companies play a leading role in the changing face of Arbil, and this can be verified by walking around the city. Turkish companies have invested nearly four million dollars within the Kurdish Regional Government’s borders, and construction accounts for an important part of that sum.

When we put together all the traces of Turkey in Arbil, we get such a picture of the situation: You may still feel like you are in Turkey while you are sipping your Turkish brand drink, listening to a song by Ibrahim Tatlises, and ordering a meal by speaking in Turkish at a restaurant in a shopping center built by a Turkish company. Honestly, the city is a copy of Turkey in many respects. It is said that the people of Arbil’s impressions of Turkey have improved in the last years. Above all things, we people from Turkey have had the opportunity to walk around the streets of Arbil comfortably. In fact, coming from Turkey made us more interesting to people and more comfortable in the city. However, these impressions are susceptible to rapid change according to political developments and current affairs. We’ve got the impression that the opinion of the public is directly influenced by the current affairs. In other words, while any positive development in, or statement about, relations with Turkey affects the people positively, military operations in Northern Iraq and political tension do the opposite. Therefore, it is vital to state that the current positive impression of Turkey is a variable dependent on developing relations. It is correct to say that the people of Arbil take Turkey as a model country when it comes to lifestyle. Many of the authorities interviewed stated that neither Iran nor Syria could save them, but that Turkey, with its developed economy, its proximity to the Occident, its relations with the EU and lifestyle, shows the only way out of their problems. It can be said that people in Arbil have a lifestyle quite similar to that of Turkey thanks to the prosperity of the last years. The best examples are the lively atmosphere in shopping centers, people moving from mud brick houses to modern residences and apartment complexes, and people driving brand new luxury cars. Thus, we can say that the last few year’s increase in Turkey’s “soft power” over the Middle East has affected Arbil, too.

In conclusion, I must say that the reality we encountered differed from our expectations and impressions of Arbil. We see that, if Turkey works out its own problems and eliminates the PKK, it can expand even more in the region since Arbil seems ready for that.

Friday, May 29, 2009

BULLETIN No. 241

Listening and talking to Syria
Syria's press laws and the Kurds « Kurdistan Commentary
Debka Abbas will find Obama puts Syrian peace track ahead of the Palestinians
Syrian, Iranian and Turkish Energy Ministers arrive to Baghdad today
Syrian President Holds Talks With Visiting US Lawmakers

Analysis: Lebanon's elections crucial (UPI) -- The Lebanese will go to the polls next month to vote in a crucial parliamentary election, the outcome of which will decide not only the country's immediate political future, but how much economic and military aid Lebanon will receive – if any -- from the United States and from the European
Lebanon's election Will the shaky equilibrium hold? Despite its history of turbulence and the continuing rise of the Shias, Lebanon’s fragile peace may persist—at least for a while
Financial Times Obama must respect the choice of Lebanon’s votersAt a time when Obama is on a mission to improve America’s battered image in the Muslim world it would be a mistake to punish voters for their choice. Indeed, if Hizbollah wins it will be forced to confront its own contradictions, writes Roula Khalaf
Lebanon Elections a Mideast Barometer - Frida Ghitis, World Politics Review
Lebanese leaders quiet on Spiegel's bombshell report Two weeks before crucial June elections, rival camps have refused to react to allegations that Hezbollah was behind the polarizing Hariri assassination in 2005.
'Spiegel report won't tip elections'
Experts: Allegations of Hizbullah link to Hariri killing unlikely to majorly affect Lebanese elections.
Saad Hariri, the leader of Lebanon's Western-backed "March 14" political coalition, told al-Jazeera that he would refuse to join any Hezbollah-led coalition government in the wake of Lebanon's June 7 parliamentary elections. The Hezbollah party, which the United States and some other countries deem a terrorist organization, seems likely to gain seats in the vote.
Hizbollah in power Giving Hizbollah shared responsibility instead of a spoiler’s role is more likely to make them choose whether to become part of the solution in Lebanon or continue to be part of the region’s problem
Biden's concerns
How would the US see a Lebanon opposition poll win?
Hezbollah…and the Lebanese Earthquake : Tariq Alhomayed
Finger-pointing riles Hezbollah A recent report that claims Hezbollah is to blame for the 2005 murder of former Lebanese prime minister Rafik al-Hariri is filled with unlikely claims - and no evidence to back them up. That Hezbollah was linked to the case two weeks ahead of parliamentary elections sets off alarm bells. - Sami Moubayed
Lebanon bloc warns of economic stakes A senior figure in the ruling pro-western bloc suggests support from key financial allies could dry up if the opposition, dominated by Hizbollah, wins parliamentary elections
Hariri: We are not against Iran or Syria
Only election deadlock can save Lebanon from itself Michael Young: With Lebanon just over a week away from parliamentary elections, making predictions about the outcome is a fool’s errand
MESH Who will command Lebanon’s arms?
"The Swastika and the Cedar," Vanity Fair. In his own words, Christopher Hitchens details his experience in Lebanon
NYT In Lebanon’s Patchwork, a Focus on Armenians’ Political Might
Did Hezbollah kill Lebanon's prime minister?
Israel fears Hezbollah anti-aircraft missiles could spark war Israel has made it clear that deployment of advanced missiles might necessitate preventative steps
'Hezbollah has more rockets than before Lebanon war'

Monday, May 25, 2009

BULLETIN No. 240

CFR Syria Looking for Improved Relations with Obama Administration
Syria to Welcome Foreign Investors Syrian President Bashar Assad's government is pushing ahead with steps to open up its economy to investment.
Yedioth Ahronoth 'No signals from Damascus' As focus shifts to Netanyahu's trip to Washington this weekend, prime minister's office negates Arab media report that Jordanian king relayed message from Syria signaling willingness to renew peace negotiations with Israel
Syria moves from pariah to power broker Region sees it as a bulwark against Iran; US sees it as key to any peace deal
Listening and talking to Syria When hopes for moving toward a regional peace are fanned, that primarily refers not just to the Palestinian track, but also to the attainment of an agreement with the two countries bordering Israel to the north, Syria and Lebanon.
'Syria willing to resume talks as soon as Israel is ready'
Al Hayat Umayyads and Ottomans Syrian-Turkish relations are developing in a very ambitious strategic direction
Gül praises relations with neighbor Syria
Assad: Syria has total confidence in Turkish mediation
Turkey hails resumption of Syrian-European-US talks
Peres: If Assad wants Israel-Syria peace, why is he shy? President urges Syrian counterpart to agree to direct talks, says time is ripe to advance Mideast peace
Don't expect public diplomacy from Syria, top analyst says
Why Syria fuels the Iraqi insurgency By Raymond Tanter
The Missed Opportunity of the Iraq-Syria Oil Pipeline: Syria ...
Turkish arms sales to Lebanon worries Israel; US backs Syria ties
Syria: MiG-31 deal still on
Damascus says report that Russia wants to halt sale of fighter jets 'attempt to damage relations'
Syria denies deal with Russia over advanced aircraft fell through

Alliance Could Swing Lebanon Election BY: Brooke Anderson The Washington Times U.S. relations with Lebanon could hinge on whether a Hezbollah-led coalition wins June 7 parliamentary elections.
Moves in the Lebanese political landscape? (UPI) -- The June 7 parliamentary election in Lebanon will bring a new government to power in a close race where the emergence of independents may be telling.
Daily Star The frenzy to secure votes shows what's wrong with Lebanon's political system
Hezbollah expands beyond Lebanon (UPI) -- Hezbollah officials said their opposition against Israel had extended beyond the Lebanese border to include support for Palestinian militants.
Independent Robert Fisk’s World: The West awaits the return of friendly 'democrats' to Lebanon
Daily Star EditorialErdogan is under fire for policies, while Lebanese leaders simply fan fires
Albright group lauds Lebanese election (UPI) -- Lebanon has improved its electoral system substantially as it prepares for June parliamentary elections, though security issues remain, observers said.
Biden in Lebanon 'support' visit
Vice-President Joe Biden is to visit Beirut to voice Washington's support for an "independent" Lebanon, the US says.
Robert Fisk: Biden's real mission is to stop Hizbollah
Lebanon DM: Biden Promised Aid, Regardless of Election Results
Hezbollah wrestles with Lebanon government in bid to grab power
'Win or lose, Hizbullah will remain dominant'
Der Spiegel BREAKTHROUGH IN TRIBUNAL INVESTIGATION
New Evidence Points to Hezbollah in Hariri Murder The United Nations special tribunal investigating the murder of former Lebanese Prime Minister Rafik al-Hariri has reached surprising new conclusions -- and it is keeping them secret. According to information obtained by SPIEGEL, investigators now believe Hezbollah was behind the Hariri murder.
Hizbollah denies report it plotted Hariri slay
The group brands as ‘fabrication’ a magazine report that it was behind the 2005 assassination of Rafiq Hariri, saying the accusations are designed to influence the parliamentary election
ANALYSIS / How will 'revelation' on Hariri impact Lebanon vote?
Hizbullah's Growing Regional Role Piques Arabs
Lebanon's intelligence war Mohanad Hage Ali: The arrests of alleged Israeli spies in Lebanon and a Hezbollah cell in Egypt suggests hostilities have given way to espionage
Israel: Arrest Hezbollah chief over Hariri assassination Lieberman calls for international arrest warrant to be issued; Hezbollah: We didn't assassinate Lebanon PM
Lebanon and The Best Schemes Of Mice And Men : Amir Taheri
Debka Lebanon's election at center of US-Russian tug of war
MESH ‘The Lebanese Army’
Christian confusion is Lebanon's loss By Michael Young
What Will Syria-Israeli Talks Mean for Lebanon? - Daily Star
Lebanon's trade minister remarks on rapid development in Kurdistan ...
Israeli ministers use Der Spiegel's Hariri story to knock Hizballah

The Obama-Netanyahu Meeting and Arab-Israeli Peacemaking - Robert Satloff (Washington Institute for Near East Policy)
'One State, Two States: Resolving the Israel/Palestine Conflict' By BENNY MORRISReviewed by JEFFREY GOLDBERG There are two oft-envisioned futures for Israelis and Palestinians, and Benny Morris thinks neither has a chance. First Chapter
Netanyahu: We'll build only in existing settlements In reference to outposts, premier says his government committed to preserving law in territories
Dore Gold Israel's forgotten rights in Jerusalem
Gideon Levy: Only settlers are taking Obama seriously in Israel
Arabs like Obama but are still suspicious of U.S. New poll shows that 45 percent of Arabs in six different countries view Obama positively
U.S. arms firms jockey to sell advanced fighter jets to Israel
Obama won't unveil peace initiative during Cairo speech
After U.S. requests, Israel to decide on opening Gaza crossings
Netanyahu finds himself forced to choose between defying Obama, or freezing all construction
Netanyahu's peace plan
Will Israelis leave the country because of Iran?
'Cairo still not comfortable with FM'
US: J'lem's status open to discussion
Washington responds to PM's announcement that Israeli capital "will never be divided or partitioned."
Poll: Arab world mixed on Obama Findings of new survey indicates many Arabs hopeful new administration will offer real ME policy change
Yedioth Ahronoth Poll: 51% back strike on Iran
PM: No new settlements Netanyahu says government will accommodate natural population growth in West Bank communities but will not build new settlements. Commenting on outpost evacuation he says: We must uphold rule of law
Palestinians Aren't Ready for Statehood – Editorial
Obama wants to reset the Middle East agenda; Israel must listen By Ellen Laipson
DEBKAfile lifts fog from the Obama-Netanyahu balance sheet
Israeli settlements 'can expand'
Israel's prime minister says settlements in the occupied West Bank will be allowed to expand despite US objections.
Israel Air Force Completes Drill to Combat Iran Strike (AFP)
Some Questions about a Palestinian State - Daniel Doron
How Mossad helped Hamas A botched assassination attempt by seven Israeli agents and the rise to power of Khalid Mishal
May 22 IA# 516 - Hamas Challenges PLO's Legitimacy as Sole Representative of Palestinian People
Israeli Companies Seek Global Profile
Israel's Arab Citizens - Khaled Abu Toameh
Are Islamists Really Motivated by the Palestinian Issue? - Melanie Phillips
Obama-Netanyahu summit: Yes to six-month limit for Iran dialogue, no to Palestinian state now
Washington Post: U.S. Presses Israel to End Expansion of Settlements; Bush Pact Complicates Issue
Iran Has Changed the Middle East Security Agenda - IDF Brig. Gen. Michael Herzog (Washington Institute for Near East Policy) Aluf Benn / Haaretz:
Obama warns Netanyahu: Don't surprise me with Iran strike

USIP Won’t You Be My Neighbor: Syria, Iraq and the Changing Strategic Context in the Middle East April 2009 Steven Simon 593KB

Wednesday, May 13, 2009

BULLETIN No. 239

Syria and Turkey Deepen Bilateral Relations Brookings Institution
Turkey Is Syria's "window To Europe and U.s."
Turkish-Syrian Security Cooperation Testing Turkish Foreign PolicyJamestown Foundation
Turkish-Syrian ties no strategic shift Middle East Times
Gül to urge Syria to contribute to Palestinian unity in visit
An assured Assad Syria: As Barack Obama’s new Middle East policy offers the country a way out of isolation, Damascus is in danger of a miscalculation that could cost it political influence
R.I.P. “Syria First,”2007-2009 by Eric Trager
MARC LYNCH How Syria sees the world
Syria takes cold comfort from crisis The nation is not immune to the global downturn but its isolation from the west and the nascent state of its economy have proved a shield from the worst effects
Hamas: We won't oppose Israel-Syria talks Gaza officials tell A-Sharq al-Awsat peace negotiations won't affect group's own relations with Damascus
Hamas Officials Supportive of Syrian-Israeli Talks
Hamas Feels Heat from Syria - Speical Correspondent, Asia Times
Syria: No Need to Amend Arab Peace Initiative
Syria and Washington, the Likely Path Ahead
Senior US diplomats set to return to Syria soon
US envoys make second trip to Syria since March
Alongside talks, Obama renews sanctions against Syria
Report: Syria criticizes renewal of U.S. sanctions Syrian state-run paper calls on U.S. to 'get rid of foolish policies and replace them with openness.'
Syrian state-run paper criticizes renewal of US sanctions
Front-page 'Tishrin' editorial urges Obama to abandon "foolish policies," says Damascus hopeful US will not cave in to Israeli pressures.
Why Obama Renewed Sanctions on Syria
Sanctions renewed, but Syria understands The renewal of United States sanctions on Syria comes as no surprise to Damascus, which realizes that undoing former president George W Bush's handiwork is no easy feat. Syria is instead setting its sights on the Middle East peace process, though it stresses the return of the Golan Heights by Israel remains non-negotiable. - Sami Moubayed
Syrian offhand about US sanctions, policy reversal
Obama is Not a Frenchman in Syria : Tariq Alhomayed
US supports Syria-Israel pact
Washington will back peace talks between the two countries as part of its broader solution to the Middle East’s problems amid the Obama administration’s accelerated efforts to engage its traditional foes
U.S.: We are committed to Syrian-Israeli peace deal
Despite US Outreach, Syria Affirms Iran Ties
Washington committed to seeking Syria-Israel deal
US: Syria mustn't support terror
Report: Syria, Iran Set Conditions For Support Of Hamas, Islamic Jihad
US Pursuing Cautious Engagement with Syria in Wake of Lebanese Elections Joyce Karam
Syria ready to resume Turkish-mediated talks with Israel: diplomat
Leaders of Iran and Syria Vow to Back ‘Palestinian Resistance’
Assad: Syria-Iran ties serve stability and strength of Mideast Ahmadinejad: Syria, Iran united behind Palestinians; Iran president plans to meet Hamas, Jihad leaders
U.S. Rejects Syria's Call for Dialogue with Hamas, Hizbullah
Saudis, Egypt snatch Syrian-Israel peace track from Turkey. Assad ...DEBKA file
Iraq Militant Group's Pipeline Through Syria Revives After Long Gap Pipeline to Iraq Back In Business After Lull

Pollsters Predict Lebanese Election Results « Qifa Nabki
What happens if Lebanon elects Hezbollah? BY ELIAS MUHANNA
Lebanon in Advance of Elections
INSS An Israeli article assessing the issues and parties in the forthcoming Lebanese parliamentary elections
U.S.-Iran Cold War Unfolds in Lebanon - David Samuels, The New Republic
Hale: No Syria deal at Lebanon's expense
Daily Star US talk of Lebanon's sovereignty sounds like a remix of an old song
Putting Lebanon's elections in context By Rami G. Khouri
Israel, Lebanon: Indications of Possible Conflict A reduction in the U.N. force monitoring southern Lebanon hints at possible Israeli preparations for a rematch with Hezbollah.
A Syrian Comeback in Lebanon – Stratfor
U.S. links Syrian ties to Lebanese vote
(UPI) -- A visit by top U.S. officials to Damascus is expected to couple the Lebanese parliamentary elections with Syrian efforts at engagement, analysts said.
The end of Lebanon's Cedar Revolution
Nicholas Noe: The west must recognise that a Hezbollah victory in elections could force it into responsibility and disarmament
Lebanon-Syria Tension Eases
BY: Tina Wolfe The Washington Times Syria has taken the first steps toward recognizing its longtime client, Lebanon, as a separate sovereign country, but the relationship could take new turns depending on the results of the June 7 Lebanese elections and the prospect for Syria-Israel peace.
Lebanon: Court Decision Reverberates BY: Dominic Moran ISN Security Watch
A UN tribunal's decision not to prosecute Lebanese generals in connection with a political assassination bodes ill for the court and anti-Syrian movements.
Did U.S. Help Lebanon Crack Alleged Israeli Spy Rings?
A shot in the arm for Hezbollah Fireworks and celebratory gunfire crackled through Beirut's streets after the release this week of four Lebanese generals arrested in 2005 over former prime minister Rafik al-Hariri's assassination, with Hezbollah expected to benefit from the dramatic turn of events at June's elections. - Sami Moubayed
Syria looks to Lebanon War for tips on arming Hezbollah Sources: Syria intent on maintaining military strategy based on air defense and anti-tank weapons
Stumbling blocs - The National Newspaper Lebanese elections
Hizbullah's Struggle to Change the Lebanese Regime - Brig. Gen. (res.) Dr. Shimon Shapira and Yair Minzili
Lebanese spy arrests blow to Mossad
BEIRUT, Lebanon, May 11 (UPI) -- Lebanese security officials said the arrest of spies working for the Israeli intelligence agency was a major victory as claims of Hezbollah involvement surface.
Lebanon: More Israeli Spies to be Arrested Soon
Time Hizballah's Bust of Israeli 'Spies' Shows Its Growing Power in Lebanon
Hizbollah confirms broad aid for Hamas Hizbollah has been providing the Palestinians in Gaza with ‘every type of support’ possible for some time, the deputy leader of the powerful Lebanese Shia movement admitted in an FT interview Transcript: FT interview with deputy chief of Hizbollah
Israel set to quit divided Lebanon border town

Breakdown of Mideast coordination with U.S. worries J'lemJerusalem officials say new administration no longer sees Israel as a 'special' state in the Mideast
Newsweek Hirsh: The Increasingly Uneasy U.S.-Israel Relationship
The Long-Delayed Hope for Fatah’s Rebirth CEIP
An article assessing the prospects for a Fatah revival
Analysis: Israel sees no reason to sign 'ineffective' NPT By YAAKOV KATZDefense expert: After failure with Syria, Iran, it's ridiculous for US to make demands on Israel.
Taking stock [ YAAKOV KATZ ] New Strategic Affairs Minister Moshe Ya'alon assesses Israel's possible courses of action in the face of threats from Iran and Syria.
Israel Will Accept Palestinian State, Rejects Syria Talks
Israel: Syria Arms Hizbullah While Courting U.S.

Beyond the First 100 Days: Prospects for Obama Administration Middle East Strategy Nicholas Blanford, John Hannah, and David Makovsky addressed The Washington Institute's 2009 Soref Symposium to analyze the Obama administration's initial policies in the Middle East and how they affect critical issues such as Iran's nuclear program, Lebanon's upcoming elections, and U.S. relations with Israel. Listen online.

Thursday, April 30, 2009

BULLETIN No. 238

Foreign Affairs The Ways of Syria Fouad Ajami As Washington considers a rapprochement with Bashar al-Assad’s Syria, Itamar Rabinovich’s commanding new book makes clear that change will not come quickly or easily -- and, if the past is any indication, it may not come at all. Read
Wall Street Journal U.S. Plans New Talks With Syria Obama is dispatching two high-level envoys to Syria for a second round of talks focused on securing the Iraqi border and supporting the Arab-Israeli peace process.
NATO member Turkey and Syria hold first joint military exercise
Turkish-Syrian exercise prompts Israeli review of sophisticated ... DEBKA file
Israeli Defense Minister: Joint Turkish-Syrian Military Exercise "Disturbing" (Ynet News)Turkey, Syria Pursue Defense Industry Cooperation (Zaman-Turkey)
Let Syria be First : Tariq Alhomayed
Assad appoints new Cabinet ministers (UPI) -- Syrian President Bashar Assad replaced several ministers in his Cabinet and created a new ministry in the second major shake-up of his administration.
How To Understand Syria's Assads by Marty Peretz
Jimmy Carter: U.S. and Syria to restore full diplomatic ties soon Carter, Assad to meet in June; Assad: Obama will face Mideast crisis if he does
Assad weighs in on Hezbollah, Hariri (UPI) -- Syrian President Bashar Assad weighed in on Egyptian allegations that Hezbollah was plotting attacks, saying such claims were baseless.
Barak: Israel must reach settlement with Syria Lieberman says ready for Syria talks, but without preconditions or focus on Golan pullout as starting point.
Israel Ready for Peace Talks with Syria Without Preconditions
Assad: No Talks Till Israel Cedes Golan
Israel Confuses Policy on Syria - John Lysons, The Australian
Lieberman Confronts Syria Over the Golan
BY: Vita Bekker The National Avigdor Lieberman, Israel’s new far-right foreign minister, stirred up fresh controversy over the weekend after stating that Syria was not a peace partner and warning the country’s northern neighbour that no talks would be conducted until it backed down from demanding the return of the Golan Heights
'Netanyahu will surprise us all with serious Syria talks' Minister Ben-Eliezer says PM will base plan for peace with Palestinians on two-state solution

Hezbollah, Allies Positioning to Win Election BY: Sam F. Ghattas Associated Press With quiet campaigning and moderate talk, Hezbollah is building its strength for Lebanon's June 7 parliamentary elections - and the militant Shi'ite Muslim group and its allies stand a good chance of winning.
Geopolitical Diary: Suspects' Release and a Syrian Comeback in Lebanon
In clearing its way out of a tribunal over former Lebanese Prime Minister Rafik al-Hariri's assassination, Syria has gotten its wish to hold onto influence in Lebanon.
Time Lebanon Frees Hariri Suspects: Is the Cedar Revolution Over?
Generals released in Hariri investigation
(UPI) -- Four Lebanese generals held in connection to the 2005 assassination of former Lebanese premier Rafik Hariri were released from custody Wednesday.
Lebanon Beyond Sectarianism
BY: Chris Phillips The Guardian
The rise of two political blocs in Lebanon suggests a new non-religious electoral system is evolving in the country.
A new order emerges in Lebanon Calls for engagement with Hezbollah in Lebanon are increasing in Washington, Britain is opening dialogue with non-state players and the Syrians are back in the international arena. Steadily, the Middle East leftovers of the George W Bush era are being eroded, and people like Lebanese warlord Walid Jumblatt are preparing for the new alignments.
Acknowledge the Aggrieved Rami G. Khouri , Beirut, Lebanon
Lebanese Parliament Based on Sectarian Split
Israel raps US over Turkey, Lebanon arms deal

Apr 27 IA# 512 - Egypt: The Hizbullah Cell in Egypt – A Joint Conspiracy by Iran, Syria, Qatar, Hizbullah, Hamas and the Muslim Brotherhood

Monday, April 06, 2009

İsrail’de Yeni Dönem: Likud Hükümeti Kuruldu

Benyamin Netanyahu liderliğindeki yeni İsrail hükümeti, Knesset’te (İsrail Parlamentosu) yapılan güven oylamasının ardından resmen göreve başladı. İlk olarak Evimiz İsrail ve Şas Partileri ile koalisyon konusunda uzlaşan Benyamin Netanyahu, İşçi Partisi’nin katılım kararı ile hükümeti kurmak için gerekli sandalye sayısına ulaşmıştı. Likud en son, Yahudi yerleşimcilerin desteklediği sağcı Yahudi Evi Partisi ile anlaşarak 120 kişilik parlamentoda 69 milletvekilinin desteğini arkasına almış oldu. Netanyahu, parçalı koalisyonu bir araya getirebilmek için çok fazla bakanlık tavizi vermek zorunda kaldı ve böylece İsrail tarihinin en fazla üyeli hükümeti kurulmuş oldu. Başbakan Netanyahu dâhil 30 bakanın yer aldığı hükümette Likud 15, İsrail Evimiz ve İşçi Partisi 5, Şas 3, Yahudi Evi Partisi de 1 bakanlık üstlenecek. Dışişleri Bakanlığı’nı İsrail Evimiz lideri Avigdor Lieberman, Savunma Bakanlığı’nı bir önceki dönem olduğu gibi İşçi Partisi lideri Ehud Barak ve İçişleri Bakanlığı’nı da Şas Partisi lideri Eli Yishai yürütecek.

Likud, İşçi Partisi’nin koalisyona katılımı için yoğun çaba sarf etmiş, hatta Netanyahu Barak’a barış görüşmelerinin sürdürüleceği taahhüdünü vermiştir. Bu çabanın temel nedeni İşçi Partisi’nin koalisyona katılımının hükümetin geleceği ve başarısı için büyük önem taşımasıdır. Netanyahu hükümet kurma çalışmalarına başladığında ilk seçenek olarak seçimlerin az farkla birinci partisi Kadima ve İşçi Partisi ile anlaşma yoluna gitmişti. Likud bu partilerle uzlaşma yolunu seçmeden sağ partilerden oluşan bir koalisyon kurabilirdi. Ancak böyle bir hükümetin uluslararası desteği çok zayıf olacaktı. ABD’de Ortadoğu Barış Süreci’ni bölgesel önceliklerinden biri olarak belirleyen ve diplomasi yoluyla sorunun çözümünü savunan Obama yönetimine karşılık sertlik yanlısı milliyetçi bir hükümetin İsrail’de işbaşında olması beraber çalışılabilirlik açısından sıkıntı yaratacaktı. ABD Başkanı Obama, İsrail’de hükümet kurma çabaları sürerken Netanyahu liderliği için “Barış Süreci şimdiki durumdan daha kolay olmayacak” ifadesini kullanarak kaygısını dile getirmişti. İşçi Partisi’nin varlığı Netanyahu üzerindeki baskıları azaltacak, barış görüşmeleri konusunda uluslararası alanda daha fazla destek görmesini sağlayacaktır. Netanyahu, hükümetinin geniş tabanlı olduğu ve İsrail’in çoğu kesimini temsil ettiği iddiasını daha güçlü seslendirebilecektir. Bu düşünce Netanyahu’yu, İşçi Partisi’nin hükümete katılımını sağlamak için politik tavizler vermeye yöneltmiştir. Barak’ın “dengeleyici olacağız” ifadesi partisinin, olumlu imaj sağlama ötesinde politikaların yumuşaması anlamında önemli bir işlev üstleneceğine olan inancını göstermektedir. İlk tur görüşmelerde muhalefette kalmayı tercih eden İşçi Partisi’nin karar değiştirmesinde ise aldığı bakanlık tavizlerinin yanı sıra, muhalefette kalınması durumunda Barak’ın İşçi Partisi liderliğini kaybedebileceği düşüncesi de etkili olmuştur. Koalisyona katılım çabalarının başını parti lideri Barak çekmiştir. İşçi Partililerin bir kısmı “Barak’ın kişisel çıkarlarını parti çıkarlarının önüne geçirdiği” düşüncesini dile getirmektedir.

Netanyahu döneminde İsrail dış politikasında belli bir değişim beklentisi haklı gerekçelere dayanmakla birlikte, iktidarda olmanın getireceği sorumluluk, muhalefet sırasındaki sert söylemlerde sapmalara neden olabilir. ABD baskıları, Filistin siyasetinin alacağı şekil, bölgesel ortamın gerektirdiği zorunluluklar, Barış Süreci’nin en azından Suriye ayağında görüşmeleri beraberinde getirebilir. Ancak Likud ve diğer sağ partilerin Barış süreci konusundaki genel yaklaşımları düşünüldüğünde, nihai barış anlaşmasına Likud liderliği altında ulaşılması neredeyse imkânsız gibidir. Muhtemelen iç ve dış baskılar sonucunda başlayacak görüşmeler; Kudüs, mültecilerin geri dönüşü, Golan’ın iadesi gibi konularda tıkanacaktır. Filistin siyasetindeki ikili yapı, HAMAS-El Fetih uzlaşmasının gerçekleşmemesi, HAMAS’ın Filistin’deki rolü Netanyahu’nun görüşmeleri başlatmama konusunda elini güçlendirecektir. Hükümet kurma çalışmaları sırasında Netanyahu’nun “Filistin yönetimiyle barış için müzakereler yürüteceğini ve Filistin topraklarında ekonominin kalkınması için çalışacağını” ifade etmesi hükümetine dış destek sağlama çabası olarak yorumlanabilir.

Savunma Bakanı görevini devam ettirecek olan Ehud Barak, Barış Süreci ve İran’la mücadele konusunda “diplomatik fırsatları kaçırmayacağız ve geri dönülmez askeri maceralara atılmayacağız” diyerek farklı bir çizgi ortaya koysa da hükümetin milliyetçi sağ ağırlıklı olacağını unutmamak gerekir. Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenecek aşırı sağcı Evimiz İsrail lideri Lieberman görevi devralır almaz yaptığı ilk konuşmada “Filistinlilerle müzakereleri öngören Annapolis kararlarının İsrail Parlamentosu tarafından onaylanmadığı, dolayısıyla İsrail hükümetini bağlamadığını”, Suriye’ye ilişkin de “barış karşılığında Golan Tepeleri'nden çekilmelerinin söz konusu olamayacağını” söylemesi baştan barış umutlarını azaltmıştır. Bu açıklamalara İsrail içi, Filistin tarafı ve Avrupa Birliği’nden tepkiler gecikmemiştir. Lieberman’ın temel sorunu Filistin Devleti’nin kurulmasından ziyade Arap kökenli İsrail vatandaşlardır. Genel nüfusa oranları yaklaşık yüzde 20 olan Arap kökenli vatandaşların İsrail’e bağlılıklarını sorgulayan Lieberman, yoğun olarak Arap kökenli İsraillilerin yaşadığı yerleşim birimlerinin kurulacak Filistin Devleti sınırlarına dâhil edilmesini, karşılığında Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinin İsrail sınırlarına çekilmesini istemektedir. Bu doğrultuda Netanyahu ve Lieberman’ın, Batı Şeria’da yeni yerleşim birimlerinin inşası konusunda anlaştıkları iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru ise Filistin tarafı ile kalıcı sınırlar konusunda zaten sorunlu olan durum daha da karmaşıklaşacaktır.

Netanyahu hükümeti kurulmuş olsa da koalisyonun geleceği sıkıntılı gözükmektedir. En önemli risk faktörü iç ve dış politik meselelere çok farklı bakış açısına sahip partilerin bir arada olmasıdır. Eğitim, siyasette dinin rolü, medeni kanun, Yahudi yerleşimcilerinin geleceği gibi iç politik konuların yanı sıra Barış Süreci’nde çıkabilecek anlaşmazlıklar hükümetin sonunu getirebilir. Örneğin Evimiz İsrail Partisi ile Şas Partisi “sağ” partiler olarak tanımlanmakla beraber dinin siyasetteki rolü konunda çok farklı düşünceye sahiptirler. Farklılık, Şas Partisi kurucusu Rabbi Ovadiah Yosef’in seçimler öncesinde söylediği “Lieberman’a oy veren şeytana oy verir” ifadesinden anlaşılacağı üzere çok derindir. Bunun yanında işçi Partisi ile Likud Partisi arasında Ortadoğu Barış Süreci’ne ilişkin görüş ayrılıkları çıkması en olası senaryodur. Ve son olarak, Netanyahu çok farklı yaklaşımları içinde barındıran koalisyonu dengede götürebilmek için zaman zaman tavizler vermek zorunda kalacaktır. Bunların yaratacağı parti içi muhalefet bir başka risk faktörüdür.

Saturday, March 28, 2009

Türkiye-Suriye Askeri Tatbikatı ve İsrail’in “Rahatsızlığı”

Türkiye ile Suriye Kara Kuvvetleri arasında, sınır bölgesinde üç gün sürecek, “sınır birlikleri değişim tatbikatı” düzenleniyor. Böylece, Türkiye ile Suriye arasında ilk olma özelliğinin yanı sıra ilk kez NATO üyesi bir ülke de Suriye ile askeri tatbikat düzenlemiş oluyor. Yapılış amacı “iki ülke kara kuvvetleri unsurları arasındaki, dostluk, işbirliği ve güveni pekiştirmek, sınır birlikleri arasında, eğitim ve birlikte çalışabilirlik seviyesini artırmak” olarak açıklanan tatbikata sayıları onlarla ifade edilen asker katılıyor.

Tatbikat her şeyden önce Türkiye-Suriye ilişkilerinde gelinen noktayı göstermesi açısından önemlidir. İki ülke daha 10 yıl öncesine kadar teröre destek sorunu nedeniyle savaşın eşiğine gelmişti. Adana mutabakatı ile güvenlik alanında başlayan işbirliği dönemi siyasi ve ekonomik alanda devam etmişti. Tatbikat iki ülke yakınlaşmasında yeni bir aşama olarak görülebilir. Askeri işbirliği, tatbikat ile sınırlı kalmayacaktır. Tatbikatın hemen ertesinde iki ülkenin ilgili bakanları arasında “savunma işbirliği anlaşması” da imzalanacaktır.

Tatbikat, özellikle İsrail tarafında kaygıya neden olmuştur. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, sınır birlikleri değişim tatbikatının, kendileri açısından "rahatsız edici bir gelişme" olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla tatbikat, Türkiye’nin Suriye ile yakınlaştığı oranda gerilen İsrail ile ilişkilerinde de yeni bir aşamadır. En son Davos krizine rağmen Türkiye-İsrail gerginliği İsrail tarafından somut bir yaptırıma dönüşmemişti. Bunun en önemli nedenlerinden biri, Türk hükümetlerinin iç politik gereklerle İsrail’e karşı sert eleştiriler yaptığı ve söylem düzeyinde kaldığı yönündeki İsrail algısıdır. Fakat Türkiye’nin daha önce benzerlerini İsrail ile yaptığı gibi Suriye ile ortak tatbikat düzenlemesi giderek artan kuşkuları derinleştirecek, Ankara’nın farklı bir yöne kaydığı kaygılarını körükleyecektir. Ancak ortak tatbikat farklı bir bakış açısıyla şöyle de değerlendirilebilir: Türkiye-Suriye ortak tatbikatı yalnızca Türk dış politikasında yaşanan bir değişimin işareti olarak değil Suriye dış politikasında yaşanan bir değişimin de işaretidir aynı zamanda. Bu bakış açısıyla ortak tatbikat bölge ve İsrail açısından farklı anlamlar taşıyabilir. İsrail’de, Türkiye’nin Batı ve İsrail’le sürdürdüğü yakın işbirliğinin sonlanmaya başladığı algısı sıkça gündeme getirilmektedir. Ancak diğer taraftan İran ile çok sıkı ilişkilere sahip Suriye de bölgede Türkiye ile kendisine yeni bir dış politika alternatifi yaratmaktadır. Türkiye-Suriye yakınlaşması İran-Suriye ilişkilerinde son yıllarda giderek artan karşılıklı bağımlılığı kendiliğinden azaltmaktadır. Sürece, Türkiye’nin değişiminden kaygılanmak yerine Suriye’deki değişim penceresinden bakıldığında ortaya İsrail’in belli bir noktaya kadar destekleyebileceği bir süreç çıkmaktadır. Bu açıdan önem taşıyan diğer bir unsur tatbikatın niteliğidir. Sınır değişimi tatbikatı, sınır birliklerinin ortak çalışabilme kapasitesini artırmak ve bu çerçevede sınır kaçakçılığına karşı daha etkin bir mücadele geliştirmek amacıyla düzenlenmektedir. Yani üçüncü bir ülke hedef alınmamaktadır. Türkiye-Suriye savunma işbirliğine, Suriye’nin askeri alanda Rusya’ya olan bağımlılığını az da olsa azaltacak bir unsur olarak bakılabilir.

Bütün bunlara rağmen, Türkiye-Suriye yakınlaşması zaten son yıllarda kötüleşen Türkiye–İsrail ilişkilerinde yeni bir gerginlik unsuru olacaktır. Şimdiye kadarki Türkiye-İsrail ilişkilerinin temel direklerinden birini savunma alanındaki işbirliği oluşturmuştur. 1990’ların ortalarında imzalanan savunma ve güvenlik işbirliği anlaşmaları ile zaman zaman “stratejik müttefik” olarak tanımlanan ilişkiler bölgesel ve her iki ülke içi yaşanan değişimlerin sonucu olarak olumsuz anlamda değişmektedir. Şimdiye kadar somut sonuç vermeyen değişim, ortak tatbikat ile beraber en azından Türkiye-İsrail savunma işbirliğini zayıflatabilir ve İsrail’i Türkiye’ye silah satışında daha temkinli olmaya itebilir.